Sıfırdan Karlı Bir Danışmanlık Şirketi Kurmak

Türkiye’de gelecek vaat eden sektörler arasında yer alan ve yılda milyarca TL pazar büyüklüğüne sahip olan danışmanlık sektörüne girmeye ne dersiniz? Bünyesinde birçok kazançlı iş fırsatını barındıran sektörde bir iş kurmak sizin için bir dönüm noktası olabilir.

Özellikle danışmanlık şirketi kurmak, bu sektördeki pastadan güzel bir dilim almak isteyen girişimciler için oldukça kazançlı olmaktadır.

Danışmanlık işine başlamak problem çözmedeki uzmanlığınızı ve yaratıcılığınızı göstermenin bir yoludur. Ayrıca gözü pek işletme sahipleri için oldukça popüler ve potansiyel olarak kazançlı bir alandır.

Kendi danışmanlık şirketinizi kurmak istiyorsanız başlangıç için aşağıdaki üç stratejiyi dikkate almalısınız:


1 – Yola çıkmadan önce itibar kazanın

Mehmet Ünal, orta ölçekli ve bazı küçük ölçekli firmaların para toplamalarına yardım ediyor. Mehmet Bey 2019 yılında bir yatırım bankasında çalışıyordu ve firmalar için büyük işlemler yapıyordu.

Ancak daha sonra iyi danışmanları olmayan, kar amacı gütmeyen işletmeler ve küçük firmalar için çalışmaya başladı. Yapmak istediği iş buydu ancak bundan para kazanmıyordu.

Bu nedenle 2020 yılının başlarında kendi yolundan gitmeye karar verdi ve patronuyla bir anlaşma yaptı. Firmanın ilgilenmediği müşterileri aldı.

Sektördeki uzmanlığı itibar kazanmasına ve müşteri tabanı oluşturmasına yardımcı oldu. 2020 yılında Mehmet Ünal kendi danışmanlık firmasını kurdu. Firması hızla ilerlemeye başladı ve bir senede 1 milyom 500 bin TL’den fazla kazanç elde etti.


2 – İşinizi kurarken başka bir firma ile ortak olun

Bazı danışmanlar için bilinirlik uzmanlıktan daha önemlidir. Bu noktada fikirlerinizi tamamlayan ve mesafeli ilişkili kurabileceğiniz kurumsallaşmış bir firma bulmanız gerekir. Bu sayede bilinirliğinizi arttırabilir, hizmetlerinizi geliştirebilir ve müşterilere ulaşabilirsiniz. Aksi taktirde bunların hepsini kendiniz yapmanız gerekecektir.

Bir bankada küçük işletmeler için bankacılık programları hazırlayan Mustafa Bey’e göre faaliyete geçmenin en iyi yollarından biri başkalarıyla ortak olmaktır.

Hasan Bey altı sene önce bunu yaptı. Aynı işi yapan ancak rekabet içerisinde olmadığı iki kişilik bir danışmalık firması ile stratejik ortaklık kurdu. Bu sayede firmasını kurarken ortak olduğu firmanın adını ve saygınlığını kullandı.

İşleri çalışan veya ortak olarak değil danışman olarak kabul ettiği için potansiyel problemleri de engelleyebiliyordu. Daha sonra bu firmayla yollarını dostça ayırdı.


3 – Hizmetlerinizi farklılaştırın

Bir bilgisayar mühendisi olan Hüseyin Özlü, 1990’lı yıllarda internet şirketleri patlamadan önce bir taraftan ileri teknoloji firmasında çalışırken bir taraftan da danışmanlık yapmaya başladı.

En kısa sürede danışmanlık işi faturalarını ödemeye yetecek kadar büyüdü, tam zamanlı işinden ayrıldı ve en baştan kendisini danışman olarak tanımladı. İş arkadaşları da işten ayrıldı ve birçoğu yeni firmalara girdi. Bu iş arkadaşları bir sürü iş pasladılar ve referans oldular.

İşleri daha da büyütebilmek için hizmetlerini farklılaştırmaları gerektiğini anladı. Böylece işe alma ve yetenek yönetimi sürecini bir video oyununa dönüştürerek bir çeşit sanal iş denemesi yaptılar. İnsan kaynaklarını yeniden keşfetmelerine gerek kalmadan sektöre yeni bir çözüm sundular. Önceleri şirketlerin çoğu büyük firmaların şemsiyesi altında olmayı tercih ediyordu ancak takımının yeni ve farklı stratejisi yeni müşteriler bulmalarına ve büyük şirketlerin dikkatini çekmelerine yardımcı oldu.

Ben de bunu yapabilirim ama daha ucuza” demek oldukça kolaydır. Önemli olan benzersiz olduğunuzu vaat etmektir.

Mutlaka okuyun: İşinizi Rakiplerinizden Farklılaştırmanın 8 Yolu


Adım Adım Başarılı Bir Danışmanlık Şirketi Açmak

Danışman, bir konuda uzmanlığı olan ve bu uzmanlığı nedeniyle başka insanlara ya da kişilere yardım eden kişi anlamına gelir.

Özellikle şirketler, danışmanlık hizmetinin ne kadar önemli olduğunu fark etmiş durumda. Teknoloji sayesinde daha çok kişinin danışmanlık hizmeti vermeye başlamıştır, zira teknoloji bu hizmeti daha kolay hale getirmiştir.

Danışman, kendisine danışan insanlara çeşitli stratejiler geliştirir, onlara mesleki anlamda tavsiyeler verir ve onlar adına araştırmalar yapar. Diğer bir ifadeyle bir danışmanı diğerinden daha başarılı kılan özel bir formül yoktur.

Ancak iyi bir danışmanı, kötü bir danışmandan ayıran temel şey tutku ve üstün başarı isteğidir. Tabii iyi danışman, danışmanlık hizmeti verdiği alana son derece hakimdir.

Danışmanlık işine girmek istiyorsanız öncelikle hangi konularda uzman olduğunuzu keşfetmeniz gerek. Örneğin yazılım konusunda eğitiminiz varsa ve güncel gelişmeleri yakından takip ediyorsanız yazılım danışmanı olarak çalışabilirsiniz. Ya da devletin kredi ve hibe verdiği alanlarda bilgili ve deneyimliyseniz, bu alanda da çalışabilirsiniz.


Danışman Olmadan Önce Kendinize Sormanız Gereken Temel Sorular

Hangi Sertifikalara İhtiyacım Var?

Mesleğinize göre değişmekle birlikte danışmanlık için özel bir sertifikaya sahip olmanız gerekebilir. Örneğin kitle fonlaması kampanyaları için herhangi bir sertifikaya gerek yoktur.

Yeterince Kalifiye Miyim?

Danışmanlık hizmeti vermeye karar verip bu işe giriştiğinizde kapınızı insanların çalmasını bekleyemezsiniz. Kendinizi yaptığınız işlerle göstermeniz gerekir. Bu da çevre yapmakla, interneti aktif kullanmakla, içerik üretmekle olacak bir şeydir.

Düzenli Bir Kişi Miyim?

Günümü planlıyor muyum? Zaman yönetiminde iyi miyim? Bu sorulara “kesinlikle evet” diyebilmelisiniz.

Yeni İnsanlarla Tanışmayı Seviyor Muyum?

Danışmanlık işi için çevre yapmak, yeni insanlarla rahatça tanışabilmek son derece önemlidir. Danışmanlıkta işler genelde müşteri paslamakla, referans vermekle yürür. Bu nedenle çevrenizi genişletmelisiniz.

Kısa ve Uzun Vadeli Planlarım Var Mı?

Kısa ve uzun vadeli planlarım danışman olmama olanak sağlar mı? Eğer zamanınız ve enerjiniz danışmanlık işi yapmaya müsait değilse, bu alanda faaliyet göstermeden önce kararınızı tekrar gözden geçirin.


Danışmanlık Hizmeti Vermek İçin En İdeal Sektörler

Günümüzde dilediğiniz sektörde danışmanlık hizmeti verebilirsiniz, ancak aşağıda sıralayacağımız 20 sektörün danışmanlık açısından ideal olduğunu söyleyebiliriz.

Muhasebe: Küçük büyük her şirketin  muhasebeye ihtiyacı vardır. Muhasebe danışmanları da bir şirketin tüm finansal ihtiyaçlarını karşılayabilir.

Reklam: Reklam danışmanları, genelde bir şirket tarafından iyi bir reklam kampanyası tasarlaması için kiralanır.

Denetim: Küçük şirketlerin faturalarından milyar dolarlık şirketlerin işlerine kadar denetim alanında danışmanlık da son derece yaygındır.

İş yazımı: İş hayatında yazışma yapmanın da kendine özgü bir yöntemi vardır. İş yazımı konusunda deneyimli bir danışman, şirketlere yazışma alanında hizmet verebilir.

Kariyer: Kariyer danışmanlığı da artık daha çok karşılaştığımız bir iş türü. Kariyer danışmanları müşterilerine hangi işlere ve sektörlere girmeleri konusunda rehberlik eder.

İletişim: İletişim danışmanları da şirketlerin daha iyi iletişim kurabilmelerini, işlerini daha verimli ve etkili bir biçimde yürütebilmelerini sağlar.

Bilgisayar: Bilgisayar konusunda danışmanlık hizmeti veren kişiler, şirketlere yazılım e donanım anlamında destek sunarlar ve şirketlerin teknoloji bağlamında daha verimli ve sorunsuz çalışmalarını sağlar.

Metin yazımı: Basın bülteninden yıllık kurumsal raporlara kadar pek çok alanda da metin yazarlığı ve metin yazımı konusunda danışmanlık hizmeti verilebilir.  Ayrıca yazı ile ilgili her alanda danışmanlığa da ihtiyaç vardır. Bu ister iş planı olsun, ister roman olsun, ister dergi olsun.

“Yetenek Avcılığı”: Böyle bir danışmanlık türü de mevcut. Şirketlere diledikleri kalibrede personel temin edilmesini sağlanır.

Bahçıvanlık-Peyzaj: Peyzaj ve bahçe tasarımı alanında da danışmanlık hizmeti verilebilir. Burada hem şirketlere hem de şahıslara bahçe tasarımı, bitki bakımı gibi alanlarda hizmet verilebilir.

İnsan Kaynakları: Şirketlerin personel temini konusunda arayışları sürdükçe bu alandaki danışmanlık hizmeti de sürmeye devam edecektir. İnsan kaynakları alanında doğru adımlar atan şirketler, hem zaman hem para hem de emekten yana tasarruf edebilir.

Fon: Fonlara, hibelere başvuru konusundaki süreci çok iyi biliyorsanız, şirketler ve şahıslar adına başvuru sürecini yürütebilirsiniz.

Sigorta: Herkesin ve her şirketin sigortaya ihtiyacı vardır. Bu kişi ve kurumlara en iyi sigorta planı bulmada yardım ederek danışmanlık yapabilirsiniz.

Pazarlama: İş planı nasıl yazılır? Yeni bir ürünün pazarlama kampanyası nasıl başarıya ulaştırılır? Bu konularda bilgiliyseniz neden danışman olmayasınız…

Bordro: Şirketlerin çalışanlarına ödediği maaş sistemi konusunda optimizasyon ve yönetim hizmeti verebilirsiniz.

Yayıncılık: Eğer yayıncılık alanında bilginiz ve deneyiminiz varsa; dergi, gazete, kitap ve hatta e-kitap alanında danışmanlık hizmeti vermeniz mümkün olabilir.

Vergi: Doğru bir pazarlama ve iş planı olduğunda bir şirketin vergi danışmanı olmak da oldukça cazip olabilir. Vergi danışmanı şirketlere mali ve hukuki alanlarda yol göstererek şirketlerin ceza almasını önler, vergi ödeme konusunda optimizasyon sağlar.


Hangi Sektörü Hedeflemelisiniz?

Aklınızdaki danışmanlık fikri şahane olsa bile bu fikrin yine de pazarlanması gerekir. Yani insanlar size para verip sizden danışmanlık hizmeti satın alabilmeli. Bunun için ne yaptığınız, nasıl yaptığınız insanlar tarafından bilinmeli.

Diğer bir ifadeyle hedef müşteri kitleniz kimlerden oluşacak? Büyük şirketlere danışmanlık yapabilecek misiniz? Ya da sadece küçük ve orta ölçekli şirketlere mi odaklanacaksınız? Belki de kar amacı gütmeyen organizasyonlara yönelmelisiniz.

Sonuç ne olursa olsun, danışmanlık işi için iş planı ve pazarlama planı hazırlamanız büyük önem taşır. İş planı ve pazarlama planı olmadan danışmanlık işine girmeye çalışmak, bu işin doğasıyla çelişir zira…


Peki Bir Şirket Neden Size Danışsın? Danışmanlık Şirketi Ne Yapar?

Yapılan yakın tarihli bir ankete göre şirketler aşağıdaki 10 neden dolayısıyla bir danışmanla çalışmak istiyor:

Uzmanlık: Tabii ki sizden danışmanlık hizmeti alan şirket sizin alanınızda uzman olmanızı bekler. Bunu daha önceki iş hayatınızdaki başarılarla kanıtlayabilir olmanız gerekir. Örneğin bir film için fon bulma konusunda daha önce 8 filme destek sağladıysanız ve referanslarınız varsa; bir yapım şirketi sizden fon bulma konusunda danışmanlık hizmeti alabilir. Yani 500.000 liralık bir fona ihtiyaç duyan bir yapım şirketi, kariyeri boyunca 1.500.000 liralık fon bulmuş birinden istifade etmek istetecektir.

Sorun Tespiti: Bir şirket içindeki problemleri objektif bir gözle tespit edebilmek için danışman tutulabilir. Zira şirket personeli, şirketle çok içli dışlı olduğu için problemleri nesnel bir gözle göremeyebilir.

Dönemli ve Proje Bazlı Destek: Bir şirket bazı konularda dönemlik olarak personele ihtiyaç duyabilir. Yani spesifik ancak önemli bir konu için tam zamanlı bir personel çalıştırmak yerine bir danışmandan 15 gün destek almak çok daha ekonomiktir. Genelde danışman ücreti yüksek olsa bile 12 aya vurulduğunda tam zamanlı bir personel yerine danışmanla çalışmak daha mantıklı olabilir.

Revizyon: Kabul edelim, kimse değişime aşık değildir. Özellikle kurumsal hayatta şirket içi unsurlarla değişim ve revizyon son derece hantal işler. Ancak bir danışman ya da danışmanlık şirketi, meseleye duygusal değil de profesyonel açıdan bakacağı için gereken konularda iyileştirmeler ve düzenlemeler yapma konusunda daha başarılı olabilir. Ülkemizin ekonomisini derleyip toparlaması için Eylül 2018 itibarıyla dünyanın en büyük yönetim ve finans danışmanlığı şirketlerinden McKinsey ile anlaşıldığını bu minvalde belirtmek yerinde olacaktır.

Nesnellik: Bir kurum içindeki sorunları tespit etmek için dışarıdan bir göz gerekir. Bu kişi ise danışmanın bizzat kendisidir. İyi bir danışman, taze ve objektif bir bakış açısıyla problemleri daha kolay tespit ederek gereken iyileştirmelerin yapılmasını sağlar.

Eğitim: Eğer bilgisayar ve yazılım konusunda danışmanlık hizmeti veriyorsanız, bu hizmeti verdiğiniz şirketin çalışanlarına bir programın nasıl kullanılacağını öğretebilirsiniz. Danışmanlar şirket içi eğitim konusunda da önemli rollere sahiptir. Tabii danışman da kendini eğitmeli, danışanlarına piyasada daha rekabetçi olmaları yönünde yeni yetenekler kazandırmalıdır.

İş Kurma: Yatırımcılar, kendi paraları ile doğru işler kurma ve doğru yatırımlar yapma konusunda danışmanlardan hizmet alabilir. Danışman ise piyasa araştırması yaparak bir iş fikri bulur ve bunu eyleme döker.

İşten Çıkarma: George Clooney’in oynadığı Up in the Air(Aklı Havada) filminde, tüm ABD’yi gezerek şirketlerdeki işten çıkarma prosedürünü gerçekleştiren bir karakterin başından geçenleri izliyoruz. Burada Clooney aslında bir danışman olarak hizmet veriyor ve şirketlerin direkt olarak yapmaya yanaşmadığı departman kapatma, personel çıkarma gibi tatsız şeyleri yapıyor.

Taze Fikir: Yeni ve etkili fikirler geliştirme konusunda iyiyseniz, müşteri bulmakta zorlanmazsınız. Şirketler tıkandıkları zaman, katalizör görevi görmesi bakımından danışmanlığa ihtiyaç duyar.

Çevre-Network: Zengin ve ünlü insanlarla arkadaşsanız çevreniz nedeniyle danışmanlık hizmeti verebilirsiniz. Lobicilik faaliyetine oldukça benzeyen bu danışmanlık türünde iki kişi arasında bir iletişim kurma rolü üstlenirsiniz. Özellikle eğlence, sinema, müzik sektöründe bu tür danışmanlık hizmeti oldukça yoğundur.


Evden Çalışarak Danışmanlık Hizmeti Verilebilir mi?

Danışmanlık şirketi kurmak için başlangıçta büyük bir sermaye gerekmez. Hatta bu işi evden bile yapabilirsiniz. Örneğin home-ofis, yani evden çalışmanın sağlayacağı faydalara şunları örnek verebiliriz:

Ofis için fatura, kira vs. gibi maliyetlere katlanmanız gerekmez. Evinizin konforlu ortamında çalışarak ofis kirası derdinden kurtulabilirsiniz.

Kendi programınızı belirlersiniz. Evde çalışmanın esneklik getirdiğini peşinen söylemek mümkün. Gününüzü kendiniz planlarsınız. Örneğin bazı günler günde 12 saat çalışır, geri kalan 4 gün ise başka şeylerle uğraşabilirsiniz.

Trafik ve erken kalkma derdiniz olmaz. Ofis ve ev arasında her sabah 1 saatlik bir yolculuk fikri bile home-office çalışma isteğinizi kabartabilir.

Vergi ödemeyebilirsiniz. Evden freelance çalıştığınız için vergiye tabi olmama durumunuz olabilir. Bu konuyu bir avukata danışarak vergi durumunuzu öğrenebilirsiniz.


İşe Personel Alma Süreci Nasıl Olmalı?

Yukarıda belirttiğimiz gibi evden değil de ofisten çalışmak isterseniz, ilk başta tüm işleri kendiniz halletmek durumunda kalabilirsiniz. İşleriniz büyükçe ve müşteri sayınız arttıkça idari işlerden ziyade danışmanlığa odaklanmanız gerekir. Bunun için de ofise personel almanız gerekir.

Örneğin bir müşterinin pazarlama kampanyası için broşürleri bastırma işiyle mi ilgileneceksiniz? Yoksa bu kampanyanın metinleri için bir reklam ajansıyla toplantı mı yapacaksınız? Diğer bir ifadeyle danışmanlık hizmetinde sizin için birincil öneme sahip olan işleri nasıl bir öncelik sırasına koyacaksınız?

Bu konuda ofisinize bir sekreter alabilirsiniz. İş yükünüze, müşteri sayınıza bağlı olarak ofiste idari işleri halledecek personel ve asistan sayısını da yine süreç geliştikçe belirleyebilirsiniz.

Personel işe alacağınız zaman da yine benzer işlerde deneyimi olan kişileri düşünmeli, bu kişilerden referans istemelisiniz. Sağlam bir personel size tonla zaman kazandırır ki zaman da finansal anlamda çok kıymetli bir şeydir. İşler yoğunken işi bırakıp giden bir personel, tüm işinizi mahvedebilir.

Ofiste size yardım edecek bir asistana sahip olmak kısaca şu faydaları da beraberinde getirir.

Zamandan ve paradan tasarruf edersiniz: Fatura ödeme, telefonlara bakma, yemek sipariş etme gibi rutin işleri başka bir kişiye devrederek siz esas işiniz olan danışmanlığa odaklanırsınız. Yani broşür bastırmak için matbaaya gitme işini asistanınıza devrederseniz, siz de sunacağınız danışmanlık hizmetinin kalitesini artırmak için işinize daha sıkı sarılabilirsiniz. Bu da size zaman ve para olarak geri döner.

Ofiste her daim biri bulunur. Bu da ofise gelen kişilerin karşılanması, ofisin telefonlarına cevap verilmesi bakımından idealdir.

Yalnız kalmazsınız. Hele sizin sunduğunuz alanda da deneyimi olan bir asistana sahip olduğunuzda size farklı bir bakış açısı da sunabilir bu kişi. Danışmanlık genelde yalnız bir meslektir. Ancak başka bir insanla aynı ortamda bulunmak, zaman zaman tıkandığınız yerlerde size fayda sağlayabilir.

Mutlaka okuyun: Doğru Çalışan Seçimi Nasıl Yapılır?


Fiyat Politikası Nasıl Olmalı?

Uzun araştırmalar sonucu danışmanlık şirketini açmaya karar verdiyseniz ciddi bir fiyat politikası belirlemeniz gerekir. Eğer çok düşük bir ücrete çalışırsanız piyasada tutunmanız ve geçinmeniz zorlaşır. Çok yüksek bir ücret talep ederseniz de iş almakta zorlanırsınız. Bu nedenle hem sizin hem de müşterilerin razı olacağı orta bir nokta bulmak gerekir. Bunun için piyasanın ortalamasına bakmak, diğer danışmanların talep ettiği ücretlere bakmak yerine olur. Yani sizle aynı sektörde danışmanlık hizmeti veren, deneyimi sizinkine benzer bir insanın saatlik ücretini öğrenmelisiniz. Bu şekilde diğer kişilerle rekabet edebilmenizi sağlayacak bir fiyat belirleyebilirsiniz hizmetleriniz için.

Fiyatınızı belirlemeden önce sabit giderlerinizi detaylarıyla not almanız da çok önemlidir. Zamanında ödeme alsanız bile hesaba katmadığınız masraflar nedeniyle aldığınız para işinize yaramayabilir. Bu nedenle fiyat teklif ederken “diğer masraflar” adı altında bir bölüm de bulundurmanız iyi olur. Beklenmedik durumlara karşı yapılacak harcamalar demek olan bu diğer masraflar üzerinden de fiyatı şişirmeye çalışmayın. Emniyet sübabı gibi düşünün… Zira her projede bazı beklenmedik masrafların olması doğaldır, müşteri de bunu anlayışla karşılar.

Fiyat politikanızı belirlerken farklı yöntemler uygulayabilirsiniz. Bunları inceleyelim şimdi.

Saatlik Ücret

Saatlik ücret üzerinden çalışmak isterseniz iki şeye dikkat etmeniz gerekir: Saatlik ücreti aşırı yüksek tutarsanız müşteriler bulmakta zorlanırsınız. Saatlik ücreti çok düşük tutarsanız da kimse sizi ciddiye almaz.

Şöyle düşünün: İnsanlar bir ürün ya da hizmete ne kadar çok para öderse, bu ödemeden o kadar çok fayda bekler. Saati 500 liraya danışmanlık hizmeti vermek istiyorsanız gerçekten 500 lira değerinde bir fayda sunmalısınız.

Proje Bazlı Ücret

Proje bazlı çalışırsanız projenin tamamı için sabit bir ücret alırsınız. Bir yıllık bir proje için 50.000 lira alabilirsiniz örneğin. Ancak proje bazlı bir iş ortalama 1 yıl sürebileceği için bu ödemeyi yine aylık olarak almanız daha ideal olabilir. Bu tür proje bazlı ücretlerde örneğin proje başlangıcında 10.000 lira gibi bir para ilk ay verilir. Kalan meblağ ise proje süresince aylık olarak ödenir.

Maaş Usulü

Avukatlık ücreti tarzında çalışmada ise aylık belli bir ücret alırsınız ve aylık kaç saat çalışacağınız sözleşmeyle belirlenir. İdeal bir dünyada söz gelimi 10 müşteriniz olsa ve her biri size aylık bir ücret ödese şahane olur… Ancak pek çok şirket danışmanlık hizmeti aldığı şirketin, özellikle rakip şirketler için çalışmasını önleyecek sözleşme yapmak ister.

Bu şekilde çalışmanın ve ödeme almanın çeşitli avantajları var tabii ki. Aylık sabit bir geliriniz olur, Hatta bazı danışmanlar, aylık sabit bir nakit akışı için ücretlerinde indirime giderler. Bu şekilde gelir kaynaklarını sabitleyip çeşitlendirme yoluna giderler.

Mutlaka okuyun: Doğru Fiyatlandırma Nasıl Yapılır?

 

Nasıl Bir Pazarlama Stratejisi İzlenmeli?

Danışmanlık hizmetini pazarlamak, ev-araba satmak gibi bir şey değildir. Araba ya da ev almak isteyen kişi zaten böyle bir ihtiyacı olduğunu farkındadır. Ancak sizin müşterileriniz, danışmanlık hizmeti alıp almama konusunda farkındalığa sahip olmayabilir. Bu da sizin işinizin zor yanıdır.

Bu nedenle insanların ve şirketlerin danışmanlık konusunda bilgilenmesi için çeşitli stratejiler geliştirmeniz gerekir.

Broşür

Hazırlayacağınız ya da profesyonel bir grafik tasarımcıya hazırlatacağınız broşürde şu unsurlar kesinlikle yer almalıdır:

  • Ne tür bir hizmet sunuyorsunuz?
  • Neden bu sektörde en iyi hizmeti siz veriyorsunuz?
  • İnsanlara ve şirketlere ne gibi faydalar sağlayabilirsiniz?
  • Özgeçmişiniz ve deneyimleriniz nasıl?
  • Sizle birlikte çalışan diğer şirketler hangileri?

Bu kadar basit. İki sayfalık bir broşürle ne yaptığınızı birçok kişi ve şirkete anlatabilirsiniz. Tabii bu broşürün kaliteli ve kusursuz olmasına özen göstermeniz de gerek.

Telefonla Pazarlama (Cold Calling)

Gerekirse telefonda konuşarak da insanlara danışmanlık hizmetinizi pazarlamaya çalışmalısınız.

Örneğin bir metin hazırlamalı, telefonda görüştüğünüz kişi ya da şirketlere bu metni konuşarak ifade etmelisiniz. Sizin telefondaki amacınız bu kişiden yüz yüze görüşme randevusu almak, dolayısıyla yeni bir müşteri edinmektir. Bu nedenle müşteri temsilcisi gibi değil de, iş ortağı gibi bir üslup takınmalı ve karşı tarafı görüşmeye ikna etmelisiniz.

Telefondayken çoğu zaman genel müdürün sekreteriyle muhatap olursunuz. Bu duvarı aşıp direkt genel müdürle konuşmanız gerekir! Bunun için sekreterin mesaiye başlama saatini dahi öğrenmeli, o yokken aramalısınız. Yani ofiste yetkili isimlerin olduğu saatlerde arama yapmaya özen göstermelisiniz.

Ayrıca her ay birkaç gün telefonla pazarlama yapmaya çalışmalısınız. Ancak bu günlerde tam konsantre olarak bu işe kendinizi adamalısınız. Böylece kafanız ve çeneniz daha dinç ve akıcı olacaktır…

Reklam

Reklam verme işi, bütçeyle yakından alakalıdır. Eğer iyi bir reklam bütçeniz varsa şanslısınız.  Sektörel dergilere reklam vermek, sektörel web sitelerinde blog yazıları yazmak size pek çok yeni iş fırsatı sunabilir.

Tabii en iyi reklamın, arkadaş tavsiyesi olduğu da söylenir. Bu nedenle mümkün olduğunca kişiye işinizden bahsetmeli, mutlaka kartvizit bastırmalısınız.

Reklam işine bodoslama atlamadan önce başka danışmanların ne tür mecralarda, ne tarz reklamlar verdiğini analiz edin. Sonra sizin sunacağınız hizmetin hangi platformlarda iş yapacağını düşünün.

Haber Bülteni

Haber bülteni hazırlayıp e-mail ya da posta olarak göndermek de yine etkili olabilir. Freelance bir metin yazarı ve grafik tasarımcıyla birlikte sade ve profesyonel bir bülten hazırlayabilir, burada sektörle ilgili çeşitli araştırmalarınıza yer verebilirsiniz.

Sizin alanınızda yayınlanmış haber bültenlerini incelemeye çalışın. Evinize postayla en son gelen haber bültenine nasıl davrandınız? Onu alıp çöpe mi attınız? Peki e-posta olarak gelen haber bültenini direkt okumadan sildiniz mi? Böyle yapmanızın nedeni neydi? Nasıl bir e-posta gelse açıp dikkatle okurdunuz? İşte siz de tam olarak böyle bir e-posta tasarlamalısınız…

Konuşma, Seminer, Konferans

Seminer, konferans, workshop gibi etkinliklerde konuşmalar yapmak, sizi sektörde tanınan bir isim haline getirir. Çeşitli dernek ve vakıfların düzenlediği seminer ve konferanslara katılmalı; buralarda konuşma yapmak için önceden başvuru yapmalısınız.

Yapacağınız konuşmalarda toplantının temasına uygun konulardan bahsedebilirsiniz. Tabii ne söylediğinizi iyi bilmeniz, etkili bir konuşma yapmanız sizin alanınızda uzman olduğunuzu kanıtlayacağı için bu konuşmalara sıkı bir biçimde hazırlamanız da çok iyi olacaktır.

Referans

Bir müşteriye danışmanlık hizmeti verdiniz ve bu şirketin daha verimli çalışmasını sağladınız. Bravo! Şimdi bu müşteriden size referans olmasını isteyin. Bu referans mektubunu ya da notunu, web sitenizde yayınlayabilirsiniz. Ya da bu şirketin başka kişi ve şirketlere sizi önermesini, yaptığınız işleri anlatmasını isteyebilirsiniz. Çoğu zaman ortak arkadaşlıklar vasıtasıyla şahane fırsatlar elde edebilirsiniz.

Avatar

Yazar : iş kurmak

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir