Girişimcilerin Aşması Gereken Engeller ve Çözüm Yolları

Girişimciler, günümüzün ultra rekabetçi iş dünyasında pek çok zorluk ve engelle karşı karşıya kalıyorlar; neyse ki, bu sorunları çözebilecek kaynak sayısı da daha önce hiç olmadığı kadar fazla. Yazımızda girişimcilikte karşılaşılan en büyük 10 zorluğu engeli listeliyor, her bir zorluğun var olma nedenini tanımlıyor, verimli olabilmeniz ve başarılı işlere imza atabilmeniz için gerekli çözümleri sunuyoruz.

 

Girişimcilerin Aşması Gereken Engeller Neledir?

 1. Engel: Nakit Akışı Yönetimi

Sorun: Nakit akışı yönetimi küçük işletmelerin ayakta kalabilmesi için elzemdir, ancak birçok girişimci, bir taraftan eldeki çeklerin ödenmesini beklerken diğer taraftan da faturaları ödemeye çalışmaktadır. Sorunun bir kısmı, girişimcilik dünyasında gayet yaygın olan gecikmeli faturalandırmadan kaynaklanmaktadır. Bir iş gerçekleştirir, bir fatura gönderirsiniz, en iyi ihtimalle 30 gün sonra da ödeme alırsınız. Bu arada, çalışanlarınızdan yüklenicilerinize, market alışverişinize kadar her şeyi ödemek zorundasınızdır. Ödeme almak için beklemek şirket idarenizi zorlaştırabilir – en büyük tehlikeyse bir müşteri ödeme yapmadığında ortaya çıkar. Bu durum her şeyi riske atabilir.

Çözüm: Uygun bir bütçeleme ve planlama, nakit akışını korumada kritik önem taşır; ancak bunlar bile sizi faturalar konusunda stres yaşamaktan alıkoyamaz. Nakit akışını iyileştirmenin bir yolu, ürünleriniz ve hizmetleriniz için bir peşinat ödemektir. Peşinat ödemeniz, belirli bir proje veya satışla ilgili tüm masrafları olduğu kadar, şirketinizin için bir miktar kar payını da kapsamalıdır. Peşinat ödemesi talep etmekle,  başkalarına ait faturaları ödemek zorunda kalmayacağınızdan emin olabilirsiniz. Üstelik peşinat ödemesine kar payı ekleyerek, şirketinize ait fatura ödemelerini garanti altına alabilmeniz de mümkün.

Nakit akışını iyileştirmek için uygulayabileceğiniz bir diğer strateji ise daha kısa süreli fatura ödemeleri talep etmektir. Örneğin, müşterilerin çoğunu klasik faturalandırma döneminin yarısı olan 15 günlük süre için faturalandırmayı deneyebilirsiniz. Bu, bir müşterinin ödemeyi geciktirmesi durumunda sorunu çözmek için iki haftalık bir opsiyonumun olacağı ve bir sonraki ayın fatura dönemi gelmeden önce gerekli ödemeyi alabilme şansımın olduğu anlamına geliyor. Buna ek olarak, pek çok şirket ödemelerini proje bitiminde talep ediyor – ve müşterilerimizin faturalarını doğrudan cep telefonlarından ödeyebildiği bu dijital çağda, ödemelerin hemen yapılmasını istemek çok da büyük bir mesele sayılmıyor.

Ayrıca, nakit akış yönetimi denklemine eşitliğin diğer tarafından bakarsanız, tedarikçilerinizden faturaları 45, 60 veya 90 gün sonrasına tanzim etmeleri için ricada bulunursanız, şirketinize ödeme yapılması veya çeklerin bozdurulması için yeterli zamanı tanımış olursunuz. Satıcılarla düzgün ilişki kurabilmeyi başarmış, iyi bir müşteriyseniz, stratejinizi açıkladıktan sonra da sizinle birlikte çalışmaya hazır olurlar.

Mutlaka okuyun:  Nakit Akışı Nasıl Yönetilir?

 

2. Engel: Doğru Çalışanların İşe Alınması

Sorun: İş görüşmelerinden en çok kimin korktuğunu biliyor musunuz? Görüşmeye gelen potansiyel adaylar değil – girişimciler! İşe alım süreci birkaç gününüzü alabilir: özgeçmişleri gözden geçirmek, mülakatlara girip çıkmak,  onca niteliksiz ya da düşük nitelikli aday arasındaki işlenmemiş cevheri bulmak… Hiçbiri sanıldığı kadar kolay değildir. Her şeyi hallettikten sonra da en iyi ve en uzun soluklu çalışabileceğiniz kişileri işe almış olmayı ummakla yetinirsiniz.

Çözüm: Kişiye özel iş ilanları verin. Pek çok iş ilanı adayların hangi niteliklere sahip olması gerektiği, görev ve sorumluluklarının ne olduğu, hangi gün ve saatte çalışacağı, ücretinin ne olacağı konusunda son derece muallâk ifadelerden oluşur. Firmanızda işe alınması gerekenleri ön elemeden geçireceğiniz, şirketinizin günlük çalışmalarının gerektireceği nitelikler ve riskler konusunda son derece açık ve net bilgiler içeren özel bir ilan hazırlayarak, çalışanlarınızı belirleme konusunda kendinize zaman kazandırabilirsiniz. Çalışan edinme yaklaşımınız, müşteri odaklı bir pazarlama kampanyasına yaklaşımınızla paralel olmalı: Mükemmel hedefleme yoluyla.

Bir aday havuzuna sahip olduğunuzda, çalışma ortamlarında yapacakları bir turu içerecek bir “yürüyüş görüşmesi” ayarlayın. Yürüyüş esnasında işle ve adayların deneyimleri, beklentileri, özverileri ve uzun vadeli hedefleriyle ilgili sorular sorun. Hangi kölesinin bir sonraki güne çıkabileceğini belirleyen bir lord gibi davranmayın; Bunun yerine, işinizi yürütmenize ve büyütmenize yardımcı olacak bir ortak arıyormuş gibi davranın.

Gerçek referanslara ulaşmak için zaman ayırın: adaylarınızın birlikte büyüdüğü komşu kadınlara değil, iş ahlakına ve potansiyeline güvenebileceğiniz saygın insanlara ihtiyacınız var. Uygun bir aday seçip ona iş teklifinde bulunmadan önce, uzun vadeli bir iş anlaşması yapabilmek için özel bir talebi olup olmayacağını sorun. Onlara beklentileri konusunda dürüst olmalarını söyleyin. Sizin için iyi bir iş çıkarmaları karşılığında ne tür ödüller beklediklerini bilir ve düzenlemelerinizi buna göre yapabilirsiniz: Daha fazla tatil mi istiyorlar? Kendini gelişme fırsatı mı? Daha fazla ödeme mi? Sürekli mercek altından olmaktan kurtulmak mı?

Tüm bunlar çalışanlarınızın önünde eğileceğiniz anlamına gelmiyor; ancak, her iki taraf da beklentilerini açıkça ortaya koyarsa uzun vadeli, karşılıklı olarak kazançlı çıkacağınız bir müşteri-patron ilişkisi oluşturabilirsiniz.

Mutlaka okuyun: Harika Elemanları İşe Alma ve Elde Tutma Yolları

Mutlaka okuyun: En İyi Mülakat Soruları ve Cevapları

 

3. Engel: Zaman Yönetimi

Sorun: Zaman yönetimi, aynı anda pek çok işle uğraşmak zorunda kalan çoğu girişimcinin karşılaştığı en büyük sorunlardan biri. Keşke daha fazla zamanınız olsaydı, çok daha fazlasını başarabilirdiniz!

Çözüm: Zaman yaratın. Zaman da tıpkı para gibi ağaçlarda yetişmiyor, dolayısıyla nasıl harcayacağınız konusunda akıllı olmalısınız. Nasıl mı?

  • Hedef listeleri oluşturma: Yıllık, aylık ve haftalık hedeflere böldüğünüz bir hedef listesine sahip olun. Haftalık hedeflerinizi oluşturduğunuzda gün bazında belirli görevlere de sahip olacaksınız demektir. Yani yapmanız gereken tek şey herhangi bir günde görev listenizde ne olduğunu kontrol edip uygulamaya çalışmak olmalı.  Bu sayede yaşam hedefinizi gerçekleştirmiş olacaksınız.
  • Eğer herhangi bir görev, hedeflerinizle örtüşmüyorsa, bu görevi ortadan kaldırın veya yetkilendirin.
  • Eğer herhangi bir görevi tamamlanmayacaksanız, bu görevleri başkalarına devredin.
  • Kendinize sürekli şu soruyu sorun: “Şu an yaptığım şey, zamanımı en iyi şekilde değerlendirmemi sağlıyor mu?”

Mutlaka okuyun: 80/20 Kuralı Nedir? Hayatınızı Nasıl Değiştirebilir?

 

4. Engel: Yetki Verme

Sorun: Görevleri devretmeniz ya da dış kaynak kullanmanız gerektiğini biliyorsunuz, ancak her denemenizde bir şeyler ters gidiyor ve tüm işi yeni baştan yapmanız gerekiyor.

Çözüm: Öncelikle şirketinize uygun nitelikli çalışanlar veya iyi bir dış kaynak yardımcısı bulun. Bunun için biraz daha fazla para ödemeniz gerekebilir, ancak elde edeceğiniz tasarruf imkanı ve işin sonundaki kazanç potansiyeli masraflarınızı karşılamak için fazlasıyla yeterli olacaktır.

Bir sonraki adımınız, ne yapmak istediğiniz konusunda net olmak olsun. Bu başlarda biraz zaman alacaktır, ancak yardımcınızın ne yapmasını istediğinizi ayrıntılı bir biçimde belirten bir adımlar listesi hazırlayın. Varsayımlarda bulunmayın ve yardımcılarınızın her şeyi kendi başlarına halledebileceklerini zannetmeyin (elbette yapabilirler, ancak yalnızca işlerini tamamlayacaklardır, çünkü bu konuda eğitilmişlerdir).  Bu yüzden “XYZ’yi çizelgenin sağ sütununda alfabetik olarak listeleyip bir sonraki sütunda da A istatistiğini listeleyebilirsiniz” diyebilecekken  “istatistikleri çizelgeye aktar“ demekle yetinmeyin. İşkence gibi görünebilir, ancak bir kez anlaşılır ve net görevler verebildiğinizde yardımcınızın yanılgıya düşme ihtimali kalmaz.

Mutlaka okuyun: Başarılı Bir Görev Dağılımı Nasıl Yapılır?

 

5. Engel: Pazarınızı Belirleme

Sorun: Hangi ürünü satacağınızı bilseniz çok para kazanacağınızı düşünüyorsunuz. Ancak hangi pazarı seçeceğinizden emin olamıyorsunuz.

Çözüm: Gelecek vaat eden pazar alanlarının belirlenmesinde zayıf olduğunuzu kabul edin ve görevi bu alanda güçlü olan birine devredin. Bu iş içi büyük çaplı ve pahalı bir pazarlama firması tutmak zorunda değilsiniz; daha ziyade, atılmayı düşündüğünüz herhangi bir alanda (perakende e-ticaret, hizmet sektörü, yayıncılık, vb.) deneyim sahibi bir serbest pazar araştırmacısı arayın. Pazar araştırması yaptırmalı ve potansiyel kâr marjları ve Güçlü, Zayıf Yönler ile Fırsatlar, Tehditleri belirten tam bir SWOT analizi ile desteklenmiş, pazar önerilerini de içeren bir rapor hazırlatın.

Bu sizin adınıza başka birinin karar vermesi gerektiği anlamına gelmiyor; Ancak, niş pazarları tanımlamakta iyi değilseniz, bu işte uzman birinin önerilerini almak iyi bir fikirdir. Sonrasında kendiniz de söz konusu önerileri analiz edebilir, aklınıza yatan ya da yatmayan noktaları üzerine düşünebilirsiniz. Bu adımı atmak, size daha fazla zaman ve para kazandırır tabi yanı sıra yeni sorunların da ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır. Yine de, hem işinizi hem de geçiminizi koruyacak olan bir yöntemdir bu.

Mutlaka okuyun: Niş Pazarınızı Belirlemede Atılacak 7 Adım

 

6.Engel: Pazarlama Stratejisi

Sorun: Ürünlerinizi ve hizmetlerinizi pazarlamanın en iyi yolunun ne olacağını bilmiyorsunuz: baskı yoluyla mı, çevrimiçi veya mobil pazarlamayla mı, yoksa reklamcılıkla mı? Yatırım getirinizi, gerçekçi sonuçlar alabileceğiniz, verimli ve hedef odaklı bir pazarlama stratejisi ile en üst düzeye çıkarmak istiyorsunuz.

 Çözüm: Pazarlama planları oluşturma ve reklam yaratmada uzman değilseniz, pazarlama stratejinizi bu konuda deneyimli dış kaynaklara aktarmak iyi bir fikirdir. Bu noktada ihtiyacınız olan tek şey çekirdek bir pazarlama planıdır: Satın almaya yönlendirmek için hangi pazarlama faaliyetlerini üstleneceksiniz? Planlayıcınız için bir bütçe oluşturun ve bu bütçeyi verimli bir şekilde kullanarak kar elde etmenizi sağlayacak bir plan yapmasını isteyin.

Pazarlama stratejisi belirleme konusu deneme yanılma yöntemiyle halledilebilecek bir mevzu değil, zaten şirketiniz de bir deneme tahtası değil. Kendinize ait fikirleriniz varsa dahi bunları bir süre bekletmeli, temel stratejileri belirledikten sonra- mümkünse pazarlama strateji uzmanınızın da tavsiyesini alarak- hayata geçirmelisiniz.

Mutlaka okuyun: Reklam ve Pazarlama Yöntemleri

 

7.Engel: Sermaye

Sorun: Yeni bir işe girişmek veya var olan işinizi büyütmek istiyorsunuz ancak bunun için yeterli sermayeye sahip değilsiniz.

Çözüm: Geleneksel banka kredilerinden aile desteğine, arkadaşlardan devlet yardımı kampanyalarına kadar finansman elde etmenin pek çok yolu var. Bu yöntemlerden birini seçebilmeniz mümkün ancak amaç kendi girişiminizin için yatırımcı bulmak olduğundan, kendi kendine yeten bir büyüme modelini tercih ediyoruz.

Bir gecede milyonluk bir şirket kurmaya çalışmak yerine, başlangıçtaki müşterilerinize odaklanın. Elbette yeni müşteriler bulmak için sürekli çalışın, ancak bunu yaparken hali hazırda hizmet verdiğiniz müşteriler için sürekli olarak gayret göstermeyi ihmal etmeyin. Böylelikle, şirketinizin ünü ağızdan ağıza yayılacak ve daha fazla müşteriye ulaşabileceksiniz. Sonrasında, diğer tüm şirketler gibi kaliteden ödün vermeden görevleri devretmenize olanak tanıyan sistem ve süreçler geliştirin. İşletmeniz yavaş ve istikrarlı bir şekilde büyüyecek ve sorunları büyümelerine fırsat vermeden çözebileceksiniz.

Bundan beş yıl sonra nerede olmak istediğinizi düşünün. Hayalini kurduğunuz bu noktaya kimseden yardım almadan ulaşabilir misiniz? Bunun anlamı büyümeyi biraz geciktirmeniz olsa bile. Bu sorulara vereceğiniz cevaplar önemli. Küçük işletme sahiplerinin uygulayabileceği en iyi strateji bu. Ancak, paraya ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız, daha fazlasını elde etmek uğruna gereğinden fazla şeyden feragat edip etmediğinizden emin olmak için bir avukata danışmayı unutmayın.

Mutlaka okuyun: Hamdi Ulukaya’nın Dışarıdan Yatırım Almadan Büyüme Hikayesi

 

8. Engel: Kısıtlı Bütçe

Sorun: Nakit akışınız düzenli olsa da, bütçenizde şirketinizi tam potansiyel çalıştırmak için yeterli miktarda para bulmakta zorlanıyorsunuz.

Çözüm: Dünyanın en zengin 500 kişisinden biri olmadığınız sürece (hatta olsanız dahi), her girişimci bütçe sorunlarıyla mücadele eder. Önemli olan, pazarlama faaliyetlerinizin verimliliğini göz önünde bulundurarak bir öncelik sistemi oluşturmaktır, yani paranızı öncelikle en çok işe yaracağını düşündüğünüz nokta için harcamalısınız- geri kalanını ise işletme giderleri için ya da farklı pazarlama yöntemlerini denemek için ayırabilirsiniz.

Bütçenizi de yakından takip etmeniz gerek: Fon desteği alabileceğiniz farklı alanlar bulma şansınız da var. Şirketinizin geleceği için kritik bir önem taşımadığını veya beklenen geliri sağlamayacağını düşündüğünüz tüm masrafları anında kesin. Bir deneyin ve işleri ne derece yürütebildiğinizi görün.

Bunu yapmak zorunda değilsiniz elbette, ancak gereksiz gördüğünüz tüm masrafları kestiğinizde (yetki ve pazarlama masraflarını ayırmak suretiyle) dahi işinizi bir şekilde yürütebileceğinizi hissediyorsanız bu hem şirketiniz hem de bütçeniz için olumlu bir durum olacaktır.  Elde ettiğiniz en yalın masraf miktarı ile mevcut bütçeniz arasında bir yerde olmak hem aynı verimlilik seviyesinde kalmanızı sağlayacak, hem de arta kalan para ile şirketinizin gelişimine katkıda bulunabileceksiniz.

Mutlaka okuyun: Kazançlarınızla Şirketinize Yeniden Yatırım Yapmak

 

9. Engel: İş Hacminin Büyümesi

Sorun: Şirketinizin büyüdüğünü varsayalım, bu iş hacminin de büyümesi anlamına gelir. İş hacminiz öylesine büyüdü ki, mevcut imkânlarınızla daha fazla iş yükünü kaldıramayacağınız bir noktaya geldiniz.

Çözüm: Yetkilendirme odaklı yeni süreçler oluşturun. Aynı anda birden fazla sorumluluğu yerine getirmeye alışkın pek çok girişimci dahi, minicik bir başarı elde ettiklerinde kendilerini anında yetki vermeye çalışır bir pozisyonda bulurlar. Çünkü her şeyi sizin üstlenmeniz, zirveye ulaştığınızda hızla aşağı düşebilme riskiniz olduğu anlamına gelir Bu riski ortadan kaldırmanın tek yolu, görevleri başkalarına devretmek ve kendinizi üretimin sürecinin dışında tutup ve yönetime ve en nihayetinde de şirket sahipliğine yönlendirmektir.

Mutlaka okuyun: Başarılı Girişimciler İşin Sadece %5’ini Üstlenirler!

 

10.Engel: Kendinden Şüphe Etme

Sorun: Bir girişimcinin hayatının-en azından başlangıçta- kıskanılacak bir tarafı yoktur. Bir şeyler yanlış gittiğinde veya istediği ölçüde büyüme gerçekleştiremediğinde cesaretinin kırılması son derece kolaydır. Karşılaşacağı ilk olumsuzlukla birlikte kendinden şüphe etmeye başlar ve pes edecek gibi hisseder.

Çözüm: Kendinden kuşku duymanın üstesinden gelebilme yeteneği, girişimciler için elzemdir. Güçlü bir destek mekanizmasına sahip olmak bu noktada size yardımcı olacaktır: Hedeflerinizi bilen ve en müşkül durumunuzda dahi sizi destekleyen aile ve arkadaşların yanı sıra, işlerinizin gidişatına tarafsız bir şekilde müdahale edebilecek farklı girişimcilerden oluşan bir danışma kurulu oluşturmayı da deneyebilirsiniz.

Kendinden şüphe etmeyle baş etmenin en iyi yollarından biri, amaçlarınızı ve görev listelerinizi kullanmaktır. Moraliniz bozulduğunda veya motivasyonunuz düştüğünde hazırladığınız bu listelere bakın ve bugün yaptığınız her bir işin yaşam hedeflerinize katkıda bulunduğunu bilin. Bunları yaptığınızda, başarıya bir adım daha yaklaşmış olacaksınız.

Girişimciler birçok zorlukla karşı karşıya kalıyor ve bunların üstesinden gelmek için yazılmış binlerce kitap var. Bu kitapları okuma fırsatı bulamamış olabilirsiniz, o halde söylediklerimize kulak verin. Unutmayın,  girişimcilik yolundaki en büyük destekçiniz azminiz ve zekanız olacak. Bunları kendi avantajınıza kullanarak hedeflerinize doğru ilerlemeye devam edin. Mücadele eden ilk kişi olmadığınızın farkına varın, zaten tam da bu yüzden piyasada bir girişimci olarak en karanlık günleri en az zararla atlatmanıza yardımcı olacak çok sayıda kaynak mevcut. Yalnızca bu kaynaklardan yararlanarak dahi, kendi girişiminizin meyvesini toplamaya başlayabilirsiniz.

Mutlaka okuyun: Girişimciler Ne Zaman Vazgeçmeli ya da Mücadeleye Devam Etmeli?

Avatar

Yazar : Deniz

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir