Hayat Boyu Öğrenme Nedir?

Kendi ayakları üzerinde duran, yoktan bir imparatorluk var etmiş milyarderlerle yapılan röportajları okuyorsanız, neredeyse hepsinin başarılarının anahtarı olarak tek bir şeyden bahsettiklerini görürsünüz: Hayat boyu öğrenme.

Liseden ya da üniversiteden mezun olduktan sonra öğrenme alışkanlığını yitirmek ne yazık ki toplulumuzda yaygın bir durum. Halbuki bu alışkanlığımızı sürdürebilsek hem dünya görüşümüz genişleyeceği gibi hem de beynimiz genç kalacak, Alzheimer gibi, bunama gibi hastalıklara yenik düşmeyeceğiz. Peki, mezuniyet töreninin üzerinden yıllar geçtiyse, bir kitabın kapağını açmayalı uzun süre olduysa, bir insan yeniden nasıl öğrenme alışkanlığı edinebilir?

Öğrenmeye devam etmenin aslında o kadar çok yolu var ki! İster yeni bir kursa katılın, ister özel ders almaya başlayın, ister haftada birkaç saat ayırarak bir konuda kendi kendinizi eğitin. Neredesi, nasılı hiç fark etmez, yeter ki aktif bir öğrenme süreci içinde olun. Bu yazımızda size hayat boyu öğrenmekten bahsedecek, teknikler hakkında konuşacak, örneklerini ve yararlarını anlatacak ve izleyebileceğiniz adımları listeleyeceğiz.

 

Hayat boyu öğrenme nedir?

Hayat boyu öğrenme, okul yılları bittikten sonra da bir şeyler öğrenmeye devam etme durumuna verilen isimdir. Okul yıllarındaki öğrencilikten farklıdır, çünkü zorunlu değildir, kendi isteğinizle olur. Aynı şekilde, kendi kendinizi motive etmeniz gerekir, zira kimse peşinizden koşup sizi ilerlemeye zorlamaz. Ana amacıysa bir diploma almak ya da okul bitirmek değil, kendinizi geliştirmek ve yeni bir perspektif kazanmaktır.

 

Nasıl yapılır?

Hayat boyu öğrenme sürecinde tercih edebileceğiniz birden fazla yol ve teknik vardır. Bu tamamen sizin nasıl bir şey istediğinize, nereye ulaşmak istediğinize göre şekillenir. Kimi zaman en uygun yöntem resmi eğitimlere ve kurslara katılmakken kimi zaman da günlük teknikler daha uygundur. İster bir kurumla çalışırsınız, ister bir koç tutarsınız, ya da kendi kendinizi eğitirsiniz. Bu perspektiften bakılacak olduğunda aslında iş yerinde parçası olduğunuz süreçler ve eğitimler de hayat boyu öğrenmenin bir parçasıdır, ancak çoğu zaman yıllar geçtikçe işlerinde uzmanlaşan profesyoneller öğrenmeyi bir kenara bırakır ve sadece başkalarına öğretmekle yetinirler. Öğrenme alışkanlığını taze tutabilmek ve her zaman dinç kalabilmek için bir şeyler öğrenmeye devam etmek gerekir.

 

Hayat boyu öğrenmenin örnekleri nelerdir?

“Hayat boyu öğrenmek” dediğimizde aslında çok kapsamlı bir kavramdan bahsettiğimizi anlamışsınızdır zaten. Bu yüzden hayat boyu öğrenmek budur gibi net cümleler kurmak pek de mümkün değil bu konuda 🙂 Bilgi birikiminizi arttırmanın onlarca farklı yolu olsa da, biz sizin için en yaygın örnekleri şu şekilde listeledik:

  • Stajlar ve projeler
  • Kurslar
  • Kendi kendinize yeni bir dil öğrenmek
  • Online bir derse katılmak
  • Yeni bir teknoloji konusunda uzmanlaşmak
  • Yeni bir spora başlamak
  • Profesyonel anlamda işinize yarayacak bir yetenek edinmek (yeni bir yazılım kullanmayı öğrenmek gibi)
  • Bir sertifika programına katılmak
  • Yeni bir hobi geliştirmek (mutfakta uzmanlaşmak, maket yapmayı öğrenmek vb)

 

Peki, hayat boyu öğrenmenin yararları nelerdir?

Öğrenciyken her sabah okula gitmenin size hiçbir yararı yokmuş gibi geliyordu, değil mi? Halbuki bir şeyler öğrenmenin (perspektifinizi genişletmek dışında) birçok yararı var:

  • Yeni bir yetenek edinmek
  • Deneyimlenmek, hakim olduğunuz alanı genişletmek
  • İşe alınma şansınızın artması, rakiplerinize göre daha avantajlı olmanız
  • Profesyonel bir yeti edindiyseniz, terfii alma şansınızın artması
  • Daha çok para kazanmak
  • Bilgi setinizi genişletmek
  • Topluma daha yararlı bir birey haline gelmek
  • Zihinsel yetkinliğinizi korumak
  • Duygusal ve profesyonel tatmin
  • Daha hızlı öğrenmek (öğrenme yeteneğinizi pekiştirdikçe, rakiplerinizden daha hızlı öğrenir hale geleceksiniz)

 

Neden önemli?

İş dünyası giderek daha kompleks ve çeşitliliğin ön planda olduğu bir kimliğe bürünüyor. İşe alım uzmanları resmi ölçütlerin (diplomalar, sertifikalar vb) giderek daha az önemli olduğuna parmak basarken, sosyal yetenekler, deneyim, adayın dünyaya bakış açısı ve kendini nasıl tanımladığı gibi ölçütler ön plana çıkıyor.

Bu perspektiften bakıldığında, kendi kendinizi bir konuda eğitmek, yeni yetenekler kazanmak, çeşitli hobilerinizin olması gibi etmenler gerek iş başvurusu yaparken, gerek yeni bir ortaklık kurarken, gerekse terfii alırken profesyonel dünyada sizi bir adım öne çıkarma potansiyeline sahip. Kariyer yolculuğunuz artık sadece hangi üniversitenin hangi bölümünden mezun olduğunuza göre değil, kim olduğunuza göre şekilleniyor. Bireyselleşmenin odakta olduğu 21. Yüzyılda hayat boyu öğrenme akımına katılarak kendinize yatırım yapmak bu yüzden çok önemli.

 

Nereden başlamalıyız?

Yazımızın önceki kısımlarında size genel hatlarıyla yaşam boyu öğrenmenin ne olduğundan ve nasıl yapıldığından bahsettik. Şimdi de size nasıl 10 adımda hayat boyu öğrenmeyi bir alışkanlık haline getirebileceğinizden bahsedeceğiz.

 

1) Kendinizi adayın

Bir şeyler öğrenmenin ve gelişmenin ilk koşulu kendinizi adamaktır. Eğer önünüzdeki işe odaklanmakta ve disiplinli olmakta sorun yaşıyorsanız, öğrenmeye ayırdığınız zamandan aldığınız verim azalacaktır. Önünüzdeki işe odaklanmanın en etkili yollarından bir tanesi kendinizi dikkatinizi dağıtan şeylerden soyutlamaktır. Birkaç saatinizi önünüzdeki projeye ayırdıktan sonra uzanabilir, dizilerinizin son çıkan bölümünü izleyebilir ve rahatlayabilirsiniz, zira bunu hak ettiniz!

Dikkat etmeniz gereken nokta, uzun saatler boyunca verimsiz bir şekilde oyalanarak çalışmak yerine, yalnızca birkaç saat için verimli bir şekilde çalışmanın daha etkili olduğudur. Tabii bu masa başından kalkmadan oturduğunuz yerde saatler geçirin demek olmuyor. Molalar verin, isterseniz arada minik bir şekerleme yapın, zamanınızı bloklara ve aralara bölerek aldığınız verimi maksimize etmeyi amaçlayın. Bu şekilde çalışarak kısa zamanda etkili sonuçlara ulaşabilir, uzun dönemdeyse beklediğinizden çok daha fazla iş halledebilirsiniz.

 

2) Planlı olun ve bu plana uyun

İstediğimiz kadar hayatın monotonluğundan şikayet edelim, inkar edemeyeceğimiz bir gerçek varsa o da insanların ritüelleri sevdiğidir. Burada ritüelden kastımız bir ateşin etrafında dans ettiğimiz bir pagan ritüeli değil tabii, sürekli aynı şekilde ve aynı zamanda yaptığınız davranışlardan bahsediyoruz. Hepimizin günlük alışkanlıkları vardır, kalktığımız saat, işe hazırlanma sürecimiz, evden kaçta çıktığımız, hangi otobüse bindiğimiz vb. Karşılaştığımız zorlukları da aynı şekilde alışkın olduğumuz yöntemlerle çözmeye çalışırız, kimi zaman yakınlarımıza danışırız, kimi zaman birkaç günlüğüne yalnız kalıp düşünür taşınırız. Alışılmış davranışlar bize bir güven duygusu verir.

Öğrenmeyi bir alışkanlık haline getirmek için de bu yöntemden faydalanabilirsiniz. Uzun uzun planlama yapmak yerine, basit bir plan yapıp buna uyarak süreci kendiniz için kolaylaştırabilirsiniz. Her gün belirli bir saat aralığını o konu üzerinde çalışmaya ayırın ve elinizden geldiğince bu kurala uymaya çalışın. Her gün farklı bir saatte değil, her gün aynı saatte, aynı yerde çalışın. Çalışmayı günlük ritüelinizin bir parçası haline getirin.

Ne zaman, nasıl ve nerede çalışacağınıza karar vermeye çalışırken göz önünde bulundurabileceğiniz birçok farklı etmen var. Ama bize göre, mümkün olduğu kadar az rahatsız edileceğiniz, dikkatinizin dağılmayacağı bir plan yapmaya çalışın ve çevrenizdeki herkesin planınızdan haberdar olmasını sağlayın ki kimse çalışmanızın ortasında sizi rahatsız etmesin.

 

3) Öğrenme sürecinizi organize edin

Genellikle bir şey öğrenmeye karar verdiğinizde elinizdeki kaynakların ve opsiyonların çokluğu arasında boğulduğunuzu hissedersiniz. Hangisiyle başlayacağınızdan, ne sırayla ilerleyeceğinizden ve neyi önceliklendireceğinizden emin olmadığınızda detaylar arasında kaybolmak çok kolaydır.

Notların, kitapların ve yapılacakların arasında gidip gelmek üretkenliğinizi azaltacağı gibi öğrenmenizi de zorlaştıracak, mental olarak sizi yorarak erkenden pes etmenize sebep olacaktır.

Bütün materyallerinizi belli bir yerde tutarak (bir dosya, bilgisayarınızda bir klasör veya online bulutlardan yararlanabilirsiniz) her şeyin bir arada durduğundan emin olun. Neler yapacağınızı detaylı olarak olmasa da ana adımlarla belirleyin ki kaynaklar arasında gidip gelmek yerine her çalışma seansında bir şeye odaklanabilin.

 

4) Tekrar, tekrar ve tekrar edin

Tekrar edin demiş miydik? Öğrendiğiniz şeylerin kalıcı olmasını istiyorsanız, düzenli aralıklarla tekrar etmeli, bilgiyi kullanmalı ve hayatınızın bir parçası haline getirmelisiniz. Yeni bir şey öğrendiğinizde bilgi ilk olarak kısa dönemli hafızanıza kaydedilir. Aynı bilgiyi tekrar tekrar kullanmak bir süre sonra onu uzun dönemli hafızanızın bir parçası haline getirecektir. Örneğin, bir dil öğreniyorsanız aslında ilk adımda sadece kelimeleri ezberlersiniz. Bu kelimerle cümle kurmak, konuşmak ve yazmak onları uzun dönemli hafızanızın bir parçası haline getirerek size akıcı konuşma yetisi kazandırır.

Pratik yapmak ve tekrar etmek öğrendiğiniz konuda uzmanlaşmanın tek yoludur. Nasıl iş dünyasında deneyim kazanmak için aynı pozisyonda bir süre kalmak ve benzer projeler üzerine tekrar tekrar çalışmak gerekiyorsa, yeni bir yeti edinmek de aynı şeyleri gerektirir: zaman, azim, inat, pratik, tekrar. Önemli olanın çok değil, verimli çalışmak olduğunun bir kere daha altını çizelim. Uzmanlara göre yeni bir yeti edinmeye çalışırken odaklanarak sadece 20 saat çalışmak bu konuda uzmanlaşmaktaki ilk adım. Evet, yanlış okumadınız, 20.

 

5) Aynı anda birden fazla şeyle uğraşmak öğrenmenizi zorlaştıracak, tek noktaya odaklanın

Yeni öğrenmeye başladığınız bir konuda birden fazla yol izlemek etkili bir şekilde öğrenmenizi zorlaştırabilir. Araştırmalara göre aynı anda birçok şey üzerine çalışmak size en az uykusuzluk kadar zarar veriyor.

Beyninizi bir işlemci gibi düşünün. Evet, tıpkı bilgisayarınızın işlemcisi gibi. İnsan beyni, oldukça güçlü bir işlemciye sahip olsa da, tıpkı diğer işlemciler gibi, sınırlı bir kapasitesi var. Aynı anda birçok farklı şeye odaklanmak öğrenmenizi zorlaştıracağı gibi aynı zamanda aldığınız verimi de düşürecek ve konsantrasyon zorlukları yaşamanıza sebep olacaktır. Elinizdeki kısıtlı zamandan maksimum verim alabilmek için hedeflerinizi önceliklendirmeli ve hepsini birden yapmaya çalışmak yerine bu öncelik sırasına göre ilerlemelisiniz. Zamanla hedeflerinizi gerçekleştirdikçe hızlanacak, önceden koyduğunuz kimi hedeflere artık gerek duymadığınızı fark edecek, ve geldiğiniz noktaya göre yeni hedefler belirleyebileceksiniz.

Mutlaka okuyun: Aynı Anda Birçok İş Yapmak Mümkün mü?

 

6) Denge kurmayı unutmayın

Bir şey öğrenmek sadece zihninizle değil, tüm bedeninizle gerçekleştirdiğiniz bir süreçtir. Her ne kadar masa başına oturup bir şeyler öğrendiğinizde sadece kafanızı çalıştırıyormuşsunuz gibi gelse de, nasıl oturduğunuz, o gün neler yediğiniz, ne kadar uyuduğunuz gibi birçok etmen öğrenme sürecinizle yakından ilişkilidir.

Düzenli egzersizler yaparak kan akışınızı hızlandırabilir, beyninizin daha etkili bir şekilde çalışmasını sağlayabilirsiniz. Sağlıklı beslenmek de zihinsel kapasitenizi güçlendirecek, öğrenme sürecini kolaylaştıracaktır.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ne kadar uyuduğunuz. Zira, bir şeyler öğrenmek amacıyla uykunuzdan feragat etmemeli, tam tersine yeterli miktarda uyuyarak zihinsel yetilerinizi desteklemelisiniz. Araştırmalar, ne kadar uyuduğunuzun, beyninizin bir şeyler öğrenme ve bilgiyi depolama yetileri üzerinde önemli bir etki sahibi olduğunu söylüyor. Uykusuz kaldığınız gecelerin ertesi günü okulda işlenen hiçbir şeyi hatırlamamanız tesadüf değil. Tabii kesin bir doğru ve yanlışı yok bu konunun, yeterli uyku miktarı kişiden kişiye değiştiği için size net bir reçete veremiyoruz. Size neyin iyi geldiğini siz biliyorsunuz, uykunuzu alın, yeter.

 

7) Stresten kaçının

Büyük sınavlardan ve önemli toplantılardan önce stres olmak oldukça normal. Burada önemli olan nokta, ne kadar stres olduğunuz. Stres seviyeniz arttıkça, bedeniniz çeşitli hormonlar salgılamaya başlıyor. Bu hormonlar sayesinde tehlikeyi fark etme yetiniz güçlenirken kendinizi gergin ve alarmda hissediyorsunuz. Elbette bu duygu seli, sizin bir şeye odaklanmanızı, dikkatli bir şekilde düşünmenizi ve öğrenmenizi engelliyor.

Öğrendiğiniz şeyin sizin üzerinizde bir baskı kurmasına izin vermeyin. Sonuçta, hayat boyu bir şeyler öğrenmenin peşindeyseniz eğer, öğrenme süreci hayatınızın bir parçası haline gelmeli, stres yaratan bir görev değil, parçası olmaktan keyif aldığınız bir süreç olmalı.

Mutlaka okuyun: Stresi Azaltma, Önleme ve Stresle Başa Çıkma Yöntemleri

 

8) Teknolojiden faydalanın

Her ne üzerine çalışıyor olursanız olun, öğrenme sürecinizi hızlandıracak birçok teknolojik araç var. İster podcastler dinleyin, ister eKitaplar okuyun, ister online dersler alın, ister forumlara katılın… Seçenekler sonsuz, siz isteyin yeter…

 

9) Karşınıza çıkan fırsatları değerlendirin

Hayat boyu öğrenme dediğimizde anladığınız şey sadece çeşitli sertifikalar edinmekse eğer, yanlış anlamışsınız demektir.

Hayatınız boyunca bilgi birikiminizi genişletmek için karşınıza birçok fırsat çıkacak. Okuma grupları, webinarlar, yerel kurslar, atölyeler derken, emin olun ki çevrenizde ufkunuzu açacak bir sürü fırsat gizli. Tek yapmanız gereken şey, dikkatlice bakmak. Fırsatlar her zaman kendilerini açık açık göstermeyeceklerdir, eğer hayat boyu öğrenmenin peşindeyseniz karşınıza çıkan fırsatları değerlendirebilmelisiniz.

 

10) Bahane üretmeyi bırakın

Hayat boyu öğrenmenin önünde duran hiçbir engel yok aslında. Maddi problemleriniz olduğunu düşünüyorsanız ücretsiz kurslardan faydalanabilir, zamanım yok diyorsanız yolda geçen sürelerde podcastler dinleyebilirsiniz. Elinize bir kitap alıp yeni bir şeyler öğrenmekle aranızdaki tek engel, kendi kendinize ürettiğiniz bahaneler aslında. Ne kadar genç ya da yaşlı olduğunuzdan, zaman yokluğundan, maddi imkansızlıklardan bahsetmeyi bırakın, bir adım atın, devamı gelecektir.

Mutlaka okuyun: Başarılı İnsanlar Neden Bahanelere İhtiyaç Duymazlar?

 

İlginizi çekebilir

Hayat Boyu Öğrenmeyi Benimseyerek Başarılı Olmak
Yaşam Boyu Öğrenme Alışkanlığı Geliştirin
Sevin KAYTAN

Yazar : Sevin KAYTAN

Londra Üniversitesi Ekonomi ve Finans bölümünden Üstün Başarı Programı kapsamında mezun oldu. Tüm dünyada girişimcilikle ilgili birçok araştırmada yer aldı. Şu anda ise kariyer yolculuğuna Paris'te bulunan "OECD Girişimcilik Merkezi" nde devam etmekte.

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir