İş Kurmadan Önce Cevaplamanız Gereken 4 Soru

Başarılı girişimcilerin sahip olmaları gereken temel niteliklerin günümüz dijital çağında dahi çok fazla değişime uğramadığını söyleyebiliriz: Halen daha marka yaratıcılarından çok kuruculara ihtiyacınız var ve işin sırrı kurucu ekibinizin bir parçası olarak teknoloji uzmanlarına sahip olmakta saklı.

Yeni bir iş kuran girişimcilerin bir kısmı turnayı gözünden vurmayı başarsa da aslında hiçbir şey göründüğü kadar tozpembe değil. Girişimcilerin bu sürecin ayrılmaz bir parçası olan şu tatsız gerçeği de kabullenmeleri gerekiyor: Pek çok girişimcinin iş kurma deneyimi başarısızlıkla sonuçlanabiliyor. Yani, bu işte başarılı olmak kadar başarısızlığa uğrama ihtimaliniz de var.

Bu nedenle her şeyi bir anda riske atmadan evvel yeni bir iş kurmadan önce neler yapmanız gerektiğini ölçmeniz adına sizler için şu hızlı kılavuzu hazırladık.

Bu yola baş koydum, artık dönüş yok” diyenlerden misiniz? O halde işe kendinize sormanız gereken şu 4 temel soru ile başlayalım.

 

Soru 1-Çeklerin arka yüzünü değil, ön yüzünü imzalamaya hazır mısınız?

Büyük işletmeler kurmak için tüm becerilere sahip olan nice insan tanıyoruz, ama hiçbiri bu hayali gerçekleştirebilmiş değil. Neden mi? Çünkü hiçbiri haftalık 80 saatlik çalışma sürelerini doldurmalarının ardından, sarf ettikleri çabanın ödülü mahiyetindeki maaş çeklerine olan zaaflarını yenip de kendi firmaları için çek yazma cesaretini gösteremiyor.

Daha önce yeni bir girişim şirketi kurmadıysanız, herhangi bir şirketi başarıya ulaştırma yolunda rehberlik etmediyseniz ya da çekirdek sermayeye erişiminiz olduğunu bilmiyorsanız, kendi şirketiniz üzerinden para kazanabileceğiniz güne kadar canınızı dişinize katarak çalışmanız ve cebinizdeki tüm parayı şirketiniz uğruna harcamanız gerektiği gerçeğinin bir an evvel farkına varmanız gerekecektir. Çoğu yeni girişim ilk etapta asla ama asla girişimin devamlılığı için gereken parayı kazandırmaz. Çoğu insan da karşılığında bir ücret almadan çalışma fikrini kabullenemez – insanların yüzde 99’undan fazlası sırf kendi işinde çalışmanın zevki için kendi sermayelerini riske atmayacaktır.

 

Soru 2- Herkesin gözünde bir başarısızlık örneği olarak algılanacak olmanız sizi rahatsız eder mi?

Başarısızlık çoğunlukla şahıslara özgüdür: Hukuk fakültesinin size göre olmadığına (hukuk sınavında çuvalladığınız için), çocuklarınızla daha fazla zaman geçirmeye (kovulduğunuz için) veya “projeleriniz” üzerine çalışmaya karar verir (bir iş bulamadığınız için) perde arkasındaki gerçekleri yalnızca kendinize saklarsınız.

Ancak, kendi işinizde başarısızlığınızı gizlemeniz mümkün değildir. İşin sahibi siz olursunuz ve eğer harika bir çalışansanız, işinizin başarılı olması gerekir… Öyle değil mi?

Yanılıyorsunuz.

Her şeye rağmen başarısız olabilirsiniz. Üstelik böyle olduğunda kendinizi adeta sınıfın orta yerinde altını ıslatmış ve tüm arkadaşlarının maskarası olmuş bir ilkokul öğrencisi gibi hissedeceksiniz desek? Hatta bu hissi yüzle çarpın. İşte bu denli büyük bir utanç sizi bekliyor.

Hazır mısınız?

Mutlaka okuyun: Başarısızlıkla Başa Çıkmanın 9 Yolu

 

Soru 3- Satış yapmayı istiyor musunuz?

Girişimci” kelimesi “satış elemanı” ile eş anlamlıdır. Yani ikna becerisine sahip olmanız kaçınılmazdır. İnsanları şirketinize katılmaları için, şirketiniz bünyesinde kalmaları için ikna etmeniz gerekir. Yatırımcılarınızı, ah az kalsın unutuyorduk(!) müşterilerinizi de sunacağınız ürün veya hizmetin gerekliliği konusunda ikna etmelisiniz. İster köşedeki dükkanı isterseniz de Pinterest hesabınızı yönetiyor olun hiç fark etmez – yeni bir işe başlamayı planlıyorsanız, satış konusunda becerikli olmanız şarttır.

Satış yapmanız, sizden haber almak istemeyen insanları sürekli aramanız, onları seviyormuş gibi davranmanız, kötü muamele görmeniz ve buna rağmen insanları aramaya devam etmeniz anlamına gelir. Ne dersiniz? Bu işi kotarabilecek misiniz? Yoksa “muhtemelen yeni bir işe atılamayacağım, çünkü egom satış yapmama müsaade etmeyecek kadar büyük” mü diyorsunuz?

Girişimcilerin çoğu genellikle bir ürünün kendisini satması gerektiği yanılgısına düşer. Durum bazen tam da böyle olur. Girişimcilik siz kar elde eder hale gelene kadar düşük kar yüzdelerine razı olmak durumunda kalacağınız bir satış işidir.

İyi haber ise satış yapmayı gerçekten seviyorsanız ve bu konuda iyiyseniz, ne kadar çok çalıştığınıza bağlı olarak değişse de meslektaşlarınızın hepsinden çok daha fazla para kazanabileceğiniz gerçeğidir. Ancak bunun için sizden nefret edeceklerini de aklınızın bir köşesinde bulundurmalısınız.

Mutlaka okuyun: Satış Nasıl Yapılır?

 

Soru 4- Risk alabilme kapasiteniz yeterince yüksek midir?

Kuracağınız büyük bir şirket ile başarıyı yakalamanız o kadar da kolay değildir ve benzersiz becerilere sahip olmanızı gerektirir. Sektörünüzdeki diğer isimlerle iyi anlaşmalı, her an karşınıza çıkabilecek onca adaletsizliğe ya da binlerce saçmalığa katlanmalı ve kilit paydaşların dikkatini çekmek veya yönetici düzeyinde sponsorluk kazanmak adına politik bir anlayış geliştirmelisiniz. Bununla birlikte, eğer büyük bir firmada çalışmak konusunda gerçekten iyiyseniz ve küçük firmaların yüzleşmek zorunda kaldığı sürpriz gelişmelere karşı mücadele etmiyorsanız o zaman çok daha şanslısınız demektir.

Girişimcilik aslında bir hayatta kalma mekanizmasıdır. Bizler her ne kadar durumu romantikleştirmeye çalışsak da gerçek budur. Üniversiteyi yarıda bırakıp girişimciliğe soyunmuş milyarderlerin göz kamaştırıcı hikayelerini bir düşünsenize! Bu nedenle sizler, bu maymunlar cehennemine adım atmadan evvel önce kendinize,ardından da güvendiğiniz insanlara kişiliğiniz ve becerilerinize ilişkin bu soruları sorduğunuzdan emin olmalısınız.

Mutlaka okuyun: Hesaplanmış Riskler Alarak İş Hayatında Başarıyı Yakalayın

Avatar

Yazar : Deniz

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir