Jeff Bezos ve Amazon Hakkında Bilinmeyenler

Amazon, kurulduğu ilk yıllarda yalnızca kitap satıyordu. Jeff Bezos, 1995’te kurduğu sitenin büyüme potansiyelinin farkındaydı. Vizyon sahibi bir yönetici olarak, şirketinin e-ticaret piyasasının hakimi olacağına inancı tamdı.

En başından beri biliyordu. Amazon “ Her şeyin mağazası’ olacaktı. Yanılmamıştı. Amazon.com bugün herkesçe bilinen bir e-ticaret devi. Peki tüm bunlar nasıl oldu?

Yazar Brad Stone, 2013’te yazdığı Her şeyin Mağazası: Jeff Bezos ve Amazon Çağı isimli kitabında, sitenin kuruluşundan günümüze kadar yaşananları gözler önüne seriyor.

İşte sizlere Amazon’un kuruluşundan bugüne ulaşması hakkında bilmeniz gereken her şey ve “yok artık” dedirtecek detaylı bilgiler:

Şirketin Orijinal Adı Amazon Değil

Jeff Bezos şirketin adını büyüleyici bir tınısı olan  ‘kadabra’ koymak istemişti ancak Amazon’un ilk avukatı Todd Tarbert onu vazgeçirdi. Tarbert’ın gerekçesi gayet makuldü, bu isim, özellik de telefonda ‘kadavra’ sözcüğüyle karıştırılabilirdi.

Bezos  ‘Relentless’ adını da sevmişti.(Relentless:Durmak Bilmeyen)Öyle ki,şuanda relentless.com adresine girerseniz doğrudan Amazon’a yönlendirilirsiniz.

En sonunda ‘Amazon’ da karar kıldı, çünkü şirket adının dünyanın en büyük nehrinden ilham alınıp konulması fikri hoştu. Bu isme uygun bir şirket logosu da hazırlandı.

Mutlaka okuyun: Dünyaca Ünlü Markaların İsimleri Nereden Geliyor?

 

Amazon’un ilk zamanlarında, her siparişin ardından bir zil çalardı. Zili duyan herkes heyecanla bilgisayarın başına koşar, yeni müşteriyi tanıyıp tanımadığına bakardı.

Zil macerası, siparişlerin artmaya başlayıp zilin sinir bozucu sıklıkta çaldığı birkaç haftalık süreç içinde son buldu.

Büyümenin bir bedeli vardı elbet. Amazon’un Bezos’un garajında başlayan mütevazı hayatı değişiyordu. Artık tek sorun sık sık çalan zil değildi. Enerji kaynaklarını kullanmada da sıkıntı yaşıyorlardı. Şirketin servis sağlayıcıları öyle yoğun bir güç gerektiriyordu ki Bezos ve eşi sigortayı attırmadan ne saç kurutabiliyor ne de elektrik süpürgesi kullanabiliyordu.

Kuruluşunun ilk ayında Amazon 50 eyaletten ve 45 farklı ülkeden insana kitap satabilmişti.

 

Liken bitkisi hakkında yazılmış ne olduğu meçhul bir kitap Amazon’u batmaktan kurtardı.

Kitap dağıtımcıları, perakendecilerin tek seferde en az on kitap birden sipariş etmesini talep ediyorlardı ancak Amazon’un bu denli fazla stoğa ihtiyacı yoktu, bu stoğu oluşturmaya yetecek parası yoktu demek daha doğru. Bu engeli aşmak için uğraşan site çalışanları yasalarda bir açık keşfetti. Evet, kitap dağıtımcıları perakendecilerin en az 10 kitap sipariş etmesini istiyordu, ama şirketin bu 10 kitabın parasını mutlaka ödemesi gerektiğine dair bir madde yoktu. Bu nedenle ihtiyaçları olan bir kitabı sipariş edip yanı sıra ne olduğuna dair hiçbir fikirlerinin olmadığı ve her daim stokta yok gözüken liken kitabından 9 adet istiyor, bu 9 kitabı para ödemeden alıyorlardı.

 

Şirketin ilk toplantıları Barnes&Nobles ‘da yapıldı.

Şirketin ilk zamanlarında Bezos, eşi MacKenzie ve şirketin üçüncü çalışanı Shel Kaphan şirket toplantısını yerel bir Barnes &Nobles bayisinde yapıyordu.

Bezos 1996’da söz konusu şirketin sahipleriyle tanışma fırsatı da buldu. Şirket yetkilileri, Bezos’a duydukları hayranlığı dile getirseler de yakın zamanda Amazon’u piyasadan silebilecek bir internet sitesi kuracaklarını söylemeyi ihmal etmediler. Amazon için tehlike çanları çalıyordu. Site için düşünülen isim bile durumun vahametini anlatmaya yeterdi: Kitap Avcısı.

 

Jeff Bezos şirket çalışanlarının haftada 60 saat çalışmasını istiyordu. İş- yaşam dengesi diye bir şey söz konusu değildi.

Anlatacağımız hikaye her şeyi ispatlar nitelikte. Şirketin eski çalışanlarından biri olan kahramanımız sekiz haftayı aşkın süredir yorulmak nedir bilmeden çalışmış. Sabahın erken saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar çalıştığı bu süreçte ulaşımını bisikletle sağlıyormuş. Çalışma temposu öylesine yoğunmuş ve o da bu yoğunluğa o kadar alışmış ki, kapısının önünde duran mavi aracın varlığını tamamen unutmuş! Evet, aslında bir arabası varmış. Bunu nasıl mı fark etmiş?

Postalarını okuyabilecek zamanı hiç bulamamış olan kahramanımız, en nihayetinde bir fırsat yakaladığında karşısına çıkan bir avuç dolusu otopark bileti, aracının çekildiğine dair bir belge, aracını çeken şirketten gelen birkaç uyarı mektubu ve en sonundaysa söz konusu aracın açık arttırmada satıldığını belirten son bir mesaj olmuş.

 

Amazon’da ilk  ‘Çılgın Yılbaşı’ 1998’de yaşandı. Personel azlığının yarattığı sorunlar fark edildi.

1998 ‘in Amazon’unda personel eksikliği azımsanamayacak derecedeydi. Noel tatilindeyse bu sorun adeta ayyuka çıktı. Yoğunluk hat safhadaydı. Herkes siparişleri yetiştirmek adına deyim yerindeyse ölümüne çalışıyordu. Çalışanlar, arkadaşlarını veya ailelerini işyerine getirip çalıştırıyor, zaman kaybetmemek için arabalarında uyuyorlardı.

Bu yoğun tempoyu gören Amazon yetkilileri kendilerine bir söz verdi. Bir daha asla tatil sezonunda eleman eksikliği içinde olunmayacaktı. Bu yüzdendir ki Amazon, günümüzde dahi sezonluk işçi alımına devam etmekte.

 

Ebay sahneye çıkınca Amazon da bir anlık dürtüyle kendi açık arttırma sitesini kurdu.

Fikir tam bir fiyaskoydu ama Bezos her şeye rağmen bu fikri sevmişti.

Öyle çok sevmiş olacak ki, buzul çağından kalma 40 bin dolar değerinde bir mağara ayısının iskeletini satın aldı ve bunu şirketin genel merkezinde sergiledi. İskeletin yanı başına küçük bir not iliştirilmişti ‘Lütfen ayıyı beslemeyin’. Bu yazı halen ayı yerde duruyor.

 

90’ların sonu ve 2000’lerin başı Amazon için oldukça zordu. Şirket büyüme sancıları çekiyordu.

Bezos, nakliye işlemlerinin ışık hızıyla gerçekleşmesini isterdi, bu durum özellikle dağıtım merkezlerinde hatrı sayılır bir kaos yaratırdı.

Kaos bununla da sınırlı değildi. Fabrikaların çoğu sistem yetersizliği nedeniyle saatlerce işlemez hale geliyor, yeni ürün kategorileri için hazırlık yapılamıyor, çalışanların ilgilenemediği binlerce ürün yığınlar halinde öylece duruyordu.

Durum tehlikeli bir hal almaya başlamıştı. Öyle ki, mutfak kategorisinin piyasaya sürüldüğü ilk dönemler bıçakların koruyucu ambalajları getirtilmemiş, ambalajsız bıçaklar nakliye esnasında tehlike saçar hale gelmişti.

 

2002’nin başlarında  ‘İki pizzalık takım’ fikri ortaya çıktı.

İki pizzalık takım fikri ilhamını akşam yemeğinde yenecek 2 adet pizza için ideal insan sayısının 10 olduğu gerçeğinden alıyordu. Çalışanlar 10 kişiden az gruplar halinde organize olup bir takım olacak, takım üyeleri birbirlerinden bağımsız olarak çalışacaklardı. Takımların net hedefleri ve takım performansının değerlendirilmesini sağlayacak bir algoritması olmalıydı. Bu algoritmalar ‘uygunluk fonksiyonu’ olarak isimlendiriliyor, Bezos takımlarını bunları inceleyerek yönetiyordu.

Bezos: ‘İletişim bir işlev bozukluğudur. Bu şu anlama geliyor: İnsanlar bir aradayken bağımsız ve organik bir şekilde çalışmayı beceremiyor. Bize düşen çalışanlarımızın birbiriyle etkileşimlerini arttıracak değil azaltacak yöntemleri bulmak.’  diyor.

Tahmin edebileceğiniz gibi, neredeyse tüm Amazon çalışanları iki pizza takımı uygulamasına dair her şeyden nefret ediyordu.

Mutlaka okuyun: Jeff Bezos’un 2 Pizza Kuralı

 

Müşteriler Jeff Bezos’a mail yoluyla direkt ulaşarak şikâyetlerini bildirebilir, o da söz konusu maili konunun muhatabı olan kişiye iletir, tabii ki korkunç sayılabilecek bir eklemeyle  : “?”

Stone kitabında şöyle der:

‘Amazon çalışanları Bezos’dan gelen soru işaret’li e-postayı aldıklarında pimi çekilmiş bir bomba bulmuşçasına panikler. Sorun her ne ise onu bulup çözmek için yalnızca birkaç saatleri vardır. Aynı zaman dilimi içerisinde sorunun kaynağını detaylı bir biçimde anlatan, tüm yöneticilerden geçerek en sonunda CEO Bezos’a sunulacak olan cevap niteliğinde bir e posta da hazırlanmalıdır. Yaratılan bu gerginlikle Bezos müşterilerin sesini tüm şirkete duyurduğundan emin olur.

 

Google’ın Street View ’inden önce Amazon’un Block View’i vardı.  

Amazon A9.com adlı bir arama motoru sitesi kurdu. A9 çalışanları, Block View adını verdikleri bir ‘görsel sarı sayfalar’ projesi başlattı. Proje kapsamında kiralanan fotoğrafçılar, 20 büyük ABD şehrine gönderildi ve mağazalar ile restoranların fotoğraflarını çekmeye başladılar. Fotoğraflar bir haritalama yazılımı ile birleştirilip A9.com sitesinde yayınlandı. Proje beklenildiği gibi gitmeyince Block View projesine 2006 yılında son verildi. Google’ın Street View’ı(Sokak Görünümü) ise 2007’den önce piyasaya sürülemedi.

 

Amazon, yoğun ve stresli tatil sezonlarında yapılan satışlarda çalışanlarının avazı çıktığı kadar bağırmasını önermekle kalmıyor, bunu bir psikolojik tedavi metodu olarak adlandırıyordu.

Amazon dönemsel işçi çalıştırıyordu ancak tatil sezonları lojistik bölümü için hala bir kabustu.

2000 yılında Amazon’un Operasyon Müdürü Jeff Wilke, özellikle yoğun günlerde hedeflerini tutturan takım ya da kişilerin kendisine telefon açıp çığlık çığlığa bağırabileceklerini söyledi. Uygulama işe yaradı. Wilke, bazı çığlıkların neredeyse ahizeyi parçalayacak kadar güçlü olduğunu söylüyor.

 

Amazon’un çalışma şartlarının kötülüğünü bilmeyen yok gibi.  Çalışma merkezleri bu şartlara isyan eden çalışanların trajikomik hikayeleri ile dolu.

En komik öykülerden biri de bu: 2006 yılında Kansas ta bir çalışan, sabah ve akşamları işe giriş ve çıkış yaptığı halde gün içinde hiçbir yerde bulanamaz. Olayın çözülmesi haftalar alır. Çalışan, Amazon depoları içindeki devasal boyuttaki tahta palet yığınlarının arasında, kendine gözlerden uzak bir oda inşa etmiş, yine Amazon ürünlerini kullanarak bir yatak yapmış, hatta odasının duvarlarını duvar kâğıdı ile kaplamıştır. Amazon ürünleri olan yiyeceklerden yemiş ve kendine küçük ama konforlu bir yaşam alanı oluşturmuştur. Tabii fark edilmesiyle kovulması bir olmuştur.

 

Kitap okumak için tasarlanmış Amazon Kindle’ın kod adı Fiona’ydı.

 

Tasarımcı ekibe böyle bir cihaz yaratma ilhamını veren ‘Elmas Çağı’ adlı bir bilim-kurgu kitabıydı. Kitaptaki kahraman,  nadir bulunan bir interaktif ders kitabını çalmış ve bilgiye aç kızı Fiona’ya vermişti. Fikir kitaptan çıkınca tasarımcı ekip de cihazın adını Fiona koymak istemişti. Söylenenlere göre bu ismi kabul ettirebilmek için Jeff Bezos’a yalvaranlar bile olmuştu. Ama Bezos, ateş yakmayı çağrıştırdığı için çıra anlamına gelen Kindle adını tercih etti.

 

Jeff Bezos, öfkeli ve talepkar bir patrondu. Söylentilere göre, sırf içindeki öfkeyi biraz olsun dizginlemesine yardım etsin diye için tuttuğu bir yaşam koçu vardı.

Çalışanları Bezos’un aşırı dozda iğneleme içeren tokat gibi sözleriyle ünlü olduğunu söyler. İpin ucunu kaçırdığı zamanlarda daha da sertleşen tepkilerini kontrol altında tutmak adına bir yaşam koçu tuttuğu dahi söyleniyor.

Stone ‘un kitabından bir alıntıyla durumu özetlemek gerekirse:

‘Bir anma etkinliği sırasında, Bezos, Diane ve çalışma arkadaşlarını alışılagelmiş sert üslubuyla azarlamış, hatta abartıp onlara birer aptal olduklarını, ne yaptıklarını gerçekten anladıklarında geri gelmeleri gerektiğini söylemişti. Birkaç adım attıktan sonra aniden durmuş, yeni bir şey keşfeden biri edasıyla dönüp ’Fakat hepiniz harika iş çıkardınız!’ demiştir.

 

İlginizi çekebilir

Amazon Hakkında İlginç Bilgiler
Amazon’un Kurucusu Jeff Bezos’un Hayat Hikayesi
Başarı Hikayeleri
Avatar

Yazar : Deniz

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir