Her köşede bir rakibinizin olduğunu mu hissediyorsunuz? Acemi girişimciler genellikle hayallerinin peşinden koşmaktan çekinirler çünkü hedef pazarlarının çoktan doyduğunu ve yeni girecekler için yer olmadığını düşünürler.
Bununla birlikte bilgili küçük ölçekli işletme sahipleri kalabalığa girmekten korkmaz. Şunu unutmayın ki işletmenizin başarısı tamamen boş pazarlara bağlı değildir. İşletmenizin başarısı onu nasıl tanımladığınıza ve konumlandırdığınıza bağlıdır.
İşte kendinizi rakiplerinizden farklılaştırmanın dört yolu:
1 – Tekerleği yeniden keşfetmenize gerek yok
Acemi girişimcilerin birçoğu başarılı olabilmek için yeni bir şeyler yapmaları gerektiğini düşünürler ve hata yaparlar. Tabi ki pazarın yenilikçilere ihtiyacı vardır ancak başarılı olmak yıkıcı olmanıza gerek yoktur.
Yeni bir fikir bulmak için mücadele etmek yerine hedef pazara göz atın ve doldurulabilecek boşlukları bulmaya çalışın. Daha sonra bu ihtiyacı karşılamanın en uygun yolunu bulmaya çalışın. Starbucks kahve satan ilk şirket değildi ancak kafein karışımıyla birlikte deneyim satmaları devrim yarattı.
Bugünlerde dünya çapında 17,000’den fazla Starbucks vardır ve diğer kahve evlerinin başka bir niş bulmaları gerekmiştir. Kahve Dünyası’nda Tchibo’ya kadar birçok kahve dükkanı bir fincan kahveden fazlasını vaat ederek başarılı oluyor. Bu dükkanlar yakınlık, güvenlik ve rahatlık gibi unsurlardan faydalanmaktadır.
Ürün ve hizmetiniz birkaç tanımlayıcı faktör hariç rakiplerinizinkilerle benzer özelliklere sahip olabilir. Ancak farklılaşmanıza yardımcı olacak olan bu tanımlayıcı faktörlerdir. Temel konularda iyi veya çok iyi olmanız ve daha sonra da enerjinizi sizi farklılaştıran faktörlere vermeniz gerekir.
2 – Müşteri merkezli şirketler kazanır
Antrenör Doğuş Bey İstanbul’da lüks bir semtte spor salonu açmak istediğinde bir sürü arkadaşı bu kararını sorguladı. Bulunduğu noktada bir sürü butik spor salonu ve iki tane büyük, kurumsal ve zincir spor salonu vardı. Yani pazar doymuştu.
Doğuş Bey’in spor salonu devasa zincirlerin büyük bütçeli reklam kampanyaları ve zenginlikleriyle çarpışmak zorunda kalsa da oldukça başarılı oldu. Neden mi? Doğuş Bey, insanların beklentilerini tanımlayan ve türünün tek örneği olan bir kültüre odaklandı. Spor salonunda kibir, tehdit veya gösteriş yoktu. Evet, üstün nitelikli bir tesis ve farklı dersler sundu ancak Doğuş Bey’in spor salonunu rakiplerinden ayıran asıl şey personelin samimi ve cana yakın olmasıydı. Mehmet Bey’in spor salonu büyümeye devam ediyor çünkü müşteriler bu durumdan son derece memnunlar.
Kaç tane personelinizin olduğunun ve işletmenizin ne kadar büyük olduğunun bir önemi yok. İşletme sahiplerinin ve üst yönetimin her zaman müşteriye yakın olması gerekir. Müşterilerle birebir konuşmak nabız ölçmenin, müşterilerin ihtiyaçlarını anlamanın ve şirketin durumunu değerlendirmenin en iyi yoludur.
3 – Fiyat konusunda rekabet etmeyin
Müşterileri etkilemek isteyen küçük ölçekli işletmelerin birçoğu rakiplerle mücadele etmenin tek yolunun fiyatları düşürmek olduğunu düşünür. Birçok şirket bu tuzağa düşmüştür ve fiyatlarını sürdürülemez seviyelere düşürmüştür. İşletmeleri büyümüştür, müşteriler mutlu olmuştur, daha fazla müşteri gelmiştir ancak her yeni siparişte para kaybetmeye başlamışladır.
Rekabetin yoğun olduğu pazarlardaki küçük ölçekli işletmelerin çoğunun başına bu olay gelmiştir. Peki, bu durumla karşılaştığınıza ne yapmanız gerekir? Fiyatlar üzerinden rekabet etmek yerine hizmetler üzerinden rekabet etmeye başlamanız ve kendinizi yeniden konumlandırmanız gerekir.
Doymuş pazarlarda sizden daha düşük fiyatlar verebilecek insanlar olacaktır. Dikkat çekmenin yeni bir yolunu bulmanız gerekir ve bunu da kişisel hizmetler sunarak yapabilirsiniz. İsteyenlere bedava danışmanlık hizmeti verebilirsiniz. Müşteri hizmetleri kalitenizi arttırabilirsiniz. Hizmet seviyesini yükseltmek için fiyatlarınızı arttırabilirsiniz. Buradaki en önemli şey kim olduğunuzu ve sizi farklılaştıran şeyin ne olduğunu tanımlamanız ve daha sonra sizi farklılaştıran alanlara odaklanarak beklentiyi karşılamanızdır.
Mutlaka okuyun: En Ucuzu Değil, En İyisi Olun!
4 – Pazarın doymuş olması güç anlamına gelir
Rekabetçi ve kalabalık sektörler talep olduğunu ve pazarın canlı olduğunu gösterir. Kendi nişinizi şekillendirecekseniz nişiniz için uygun bir boşluk bulabilirsiniz.
Bir iş kurmayı planlıyorsanız ve benzer ürünler veya hizmetler sunan başka firmalar varsa cesaretiniz kırılmasın. Harekete geçmeden önce nasıl dikkat çekebileceğinizle ilgili araştırma yapın ve pazarın doymuş olmasının sizi engellemesine izin vermeyin.
