Zenginler Arkadaşlarını Nasıl Seçiyor?

Eğer ay sonunu getirmek konusunda endişeleriniz varsa ya da finansal olarak nerede olmak istediğinizi bilmiyorsanız gözlerinizi açın ve şöyle bir etrafınıza bakın.

Çoğu zaman, en yakın arkadaşlarınıza bakarak neyiniz var neyiniz yok tahmin edebilirsiniz. Atalarımız boşuna dememiş körle yatan şaşı kalkar diye. Belki de yeni arkadaşlar edinmeli, çevrenizde dönen muhabbetin kalitesini yükseltmelisinizdir.

Bu soruyu birçok ülkede konuşma yaparken dinleyicilerime sorduğumda aldığım tepki hiç değişmedi. Hep aynı öfke, aynı ateşle karşı çıkışlar, aynı itirazları duydum. Tabii bu söylediklerimden kastım maddi olarak güçlü bir yerde değiller diye sahip olduğunuz tüm arkadaşlarınıza sırtınızı dönün mesajını çıkarmayın. Kastım bu değil elbette. Tek söylemek istediğim şey, tıpkı Einstein’ın da dediği gibi: “bilinç  bulaşıcıdır.”  Eğer daha fazla paranız olsun istiyorsanız belki de daha çok parası olan yeni arkadaşlar edinmeli ve onlarla zaman geçirerek bu hayat tarzını gözlemlemelisiniz.

Sizden daha başarılı insanlarla zaman geçirmek bakış açınızı değiştirerek düşünme yetilerinizi geliştirme ihtimali doğurduğu gibi aynı zamanda karşınıza gelirinizi artıracak fırsatlar çıkması ihtimalini de artırır. Zamanla çevremizdeki insanlara benzeriz, bu yüzden başarılı insanlar arkadaş olmak için diğer başarılı insanları ararlar. Bu kaide toplumun diğer sınıfları için de geçerlidir: ama zenginler için bu durumun sıklığı özellikle dikkat çekicidir. Varlıklı insanların çevresini genelde finansal anlamda eş derecede başarılı diğerleri oluşturur.

Gerçekte, bunun sebebi yüzeysel bir seçim süreci değildir. Aslında bütün bu fenomenin ardında farklı sınıfların düşünme sistemlerindeki farklılıklar yatar. Milyonerler paraya orta sınıftan farklı bir anlam yüklerler, onların bakış açısından öğrenilebilecek birçok şey vardır. Daha da şaşırtıcı olanıysa birçok milyonerin beklediğinizden çok daha alçak gönüllü olmalarıdır. Milyonerler, kendilerini belli bir konuma ulaşmış olarak düşünmezler, aksine uzun bir yolculuğun içerisinde olduklarını düşünürler. Milyonerlerin birçoğu aslında kendini, nasıl milyarder olunacağını bilmeyen biri olarak görür.

Hem zaten, birisi milyarlar kazanabilecekse neden milyonlarla yetinir ki? Bu yüzden milyonerler hep daha da özel gruplara girmeye, milyarderlerle iletişim halinde olmaya çalışırlar: bu sayede bakış açılarını geliştirmeyi ve işlerinde yeni adımlar atmayı amaçlarlar.

Ortalama bir insanın bir milyonerle tanışmak istemesinin ardında arkadaşlarına bir milyonerle tanıştım diyebilme arzusu yatar. Diğer yandan, milyonerlerse milyarderlerle iletişime geçerek onların nasıl düşündüklerini, olaylara nasıl yaklaştıklarını öğrenmek isterler. Bu gruplardan birisi maçı izleyenlerse, diğeri o maçta oynayanlardır. Burada önemli olan tek bir soru var: Siz hangi gruptansınız?

Dürüst olun ve aynanın karşısına geçip kendinize şu soruyu sorun: Sosyal ağınız arasında- iş arkadaşlarınız, danışmanlarınız vs arasında- kaç kişi finansal anlamda güçlü ve bağımsız bir konumda bulunuyor? Gelecek yeni yılda bu insanlarla daha fazla zaman geçireceğiniz konusunda kendinize bir söz verin. Sadece bu bile varlıklı bir geleceğe doğru atacağınız ilk adım olabilir. Arkadaşlarınız ve varlık seviyeniz arasındaki korelasyon düşündüğünüzden çok daha yüksek olabilir.

Birçok ebeveyn çocuklarına yeni kontaktlar kurmanın ve çeşitli bağlantılar edinmenin ne kadar önemli olduğunu öğretmezler. Neredeyse hepsi çocuklarının popüler olduğunu ve birçok arkadaş edineceğini, bu sayede okulda güzel günler geçireceğini umarlar ama asla o arkadaşları nasıl edineceklerini çocuklara öğretmezler.

Varlıklı ebeveynlerse bundan daha farklı bir yaklaşım izlerler. Elbette çocuklarının büyürken güzel zaman geçirmelerini, eğlenmelerini isterler ancak aynı zamanda yeni bağlantılar kurmanın ve güçlü bir sosyal çevre oluşturmanın da ne kadar önemli olduğunu bilirler. Çocuklarına güçlü bir  sosyal ağ kurmanın önemini lise gibi erken dönemlerde öğretmeye başlarlar. Bu tarz bir eğitim ortalama bir başarıyla birçoğumuzun karşısına çıkmayan fırsatlarla dolu bir yaşam arasındaki farkı oluşturur. Birçok ebeveyn çocuklarının okulun futbol takımında kaptan olmasını ya da okulun en popüler amigo kızı olmasını dilerken, varlıklı aileler çocuklarının geleceğini o günden kurmaya başlar ve güçlü bir sosyal yapıyla gelecek günlere şimdiden yatırım yaparlar.

Bu arada, değinmem gereken bir diğer nokta da şu ki: Varlıklı arkadaşlar edinin gibi bir söylem birçoklarına elitist hatta hatta orta sınıfa yönelik ayrımcı bir söylem gibi duyulabilir. Ama asla amacımız ayrımcılık yapmak olmamalıdır. Maddi durumlarından bağımsız olarak herkes hayatta bizi mutlu eden güzel şeylere, minik detaylara ulaşabilir olmalıdır. Bu her ne kadar istenen durum olsa da, bu tarz bir bakış açısı naif ve ne yazık ki gerçekçi değildir. Doğru ya da yanlış, varlıklı olmak size belirli ayrıcalıklar verir. Varlıklı olmaya giden yolda atılacak ilk adım da varlıklı insanlarla daha fazla zaman geçirmek ve nasıl düşündüklerini ve zaman geçirdiklerini gözlemlemektir. Buna bakış açınızı genişleten bir deneyim olarak bakabilirsiniz.

Demek istediğim asıl şey üzümün üzüme baka baka karardığı. Yüksek eğitim almış insanlar akademik elitlerle zaman geçirmekten hoşlanırlar. Fiziğine dikkat eden bireyler fit olmaya eş derecede önem veren diğerleriyle zaman geçirirler. Dindar kesim inancına en az kendileri kadar önem veren arkadaşlar edinirler. Zengin insanlarsa tıpkı kendileri gibi zengin kesimle zaman geçirmekten hoşlanır. Tıpkı Will Rogers’ın dediği gibi: “Bir şeyler öğrenebileceğiniz iki yol vardır: okuyarak ve sizden daha zeki insanlarla zaman geçirerek.”

 

Arkadaş Seçiminde Nelere Dikkat Etmelisiniz?

Peki varlıklı kesim, arkadaş edinirken nelere dikkat ediyor? Önceden de dediğimiz gibi, iletişim halinde olduğunuz insanlar hayatınızı nasıl yaşadığınızdan tutun da ne kadar mutlu olduğunuza kadar birçok şeyi etkiler. Yaptığım araştırmalardan birisi için literatür taraması yaparken karşıma ilginç bir şey çıkmıştı: Başarılı ve zengin bireyler bir alışkanlık olarak ilişkilerini güçlü tutmaya ve pekiştirmeye yönelik hareket ediyorlardı. 177 milyonerle yapılan bir diğer araştırmaysa bu insanların daha zengin olmadan önce kendilerine ilham veren ve ilerde olmak istedikleri yerlerde olan insanlarla zaman geçirdikleriydi. Kısaca, başarılı ve zengin arkadaşlarıyla zaman geçiriyorlardı.

Ortalama bir insan arkadaşlarını bilinçsizce seçer: Patronumuz, sevgilimiz, ortağımız hep hayatımızın bir aşamasında şans eseri karşımıza çıkmış insanlardır. Toplumun büyük bir kısmı çevresini istemsizce kendisine benzer insanlarla doldurur. İlişki halinde oldukları insanların çoğu kendileriyle benzer alışkanlıklara, bakış açılarına, çalışma etiğine ve daha birçok benzer özelliğe sahiptir.

Evet, birbirine benzeyen insanlar gerçekten de birbirini buluyor. Ve tıpkı az önce de dediğim gibi birçoğumuz bunu bilinçsizce, farkında olmadan yapıyoruz.

Ama ilişkilerinize şöyle bir dönüp baksanız aslında sizi aşağıya çeken ilişkilere ve insanlara hiç de ihtiyacınız olmadığını fark edeceksiniz. Hayatınızı sizi aşağıya itecek değil tam tersine yukarıya çekecek insanlarla doldurmayı tercih edebilirsiniz.

Varlıklı insanlarla zaman geçirerek varlıklı olmayı öğrenebilirsiniz. Ama ne aradığınızı iyi bilmelisiniz.

İşte zengin insanlar da ne istediklerini biliyorlar ve zaman geçirdikleri insanlarda bazı kişisel özellikler bulunmasına özen gösteriyorlar. Siz de benzer bir yöntem izleyerek kendinizi geliştirecek ilişkiler kurmak yolunda bir adım atabilirsiniz:

  • Pozitif bir dünya görüşü
  • Güvenilirlik
  • Cesaret veren tutum
  • Sadakat
  • Finansal güç (ve istikrar)
  • Çalışkanlık ve iyi bir çalışma etiği
  • Kendi ayakları üzerinde durabilme
  • Güçlü bir irade ve disiplin
  • Tutku ve heves
  • Minnettarlık

İşte bu özellikler aramanız gereken özellikler olmalı. Peki ya kaçınmanız gereken şeyler neler? Toksik ilişkiler kurmaya yatkın insanlar genelde yukarıdakilerin tam tersi özellikler barındıran bireylerle iletişim kurmayı tercih ederler.

İki grubu birbirinden ayıran bu özelliklerin gerçek hayata yansıyan belirtilerini tanır hale geldiğinizde gözleriniz açılacak ve çevrenizdeki insanlara daha seçici bir gözle bakmaya başlayacaksınız. İletişime geçtiğiniz herkesin artılarını ve eksilerini tartabileceksiniz ve kimlerle ilişkinizi geliştirirken kimleri artık hayatınızda istemediğinize karar vermeniz daha kolay olacak.

Zengin ilişkiler size, iyi alışkanlıklar ve iyimser bir bakış açısı kazandırarak hayatta bir adım öne çıkmanızı sağlayabilir. Bu sayede kapalı kapıları açabilir, yeni fırsatlarla tanışabilirsiniz. Hayatınıza size iyi gelecek insanlar aldıkça hayat kalitenizin arttığını fark edeceksiniz.

 

İlginizi çekebilir

İş Hayatında Doğru Arkadaş Nasıl Bulunur?
Çevre Edinmenin Yolları
Sevin KAYTAN

Yazar : Sevin KAYTAN

Londra Üniversitesi Ekonomi ve Finans bölümünden Üstün Başarı Programı kapsamında mezun oldu. Tüm dünyada girişimcilikle ilgili birçok araştırmada yer aldı. Şu anda ise kariyer yolculuğuna Paris'te bulunan "OECD Girişimcilik Merkezi" nde devam etmekte.

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir