İşten Sonra Yapılacak Aktiviteler

“How I Met Your Mother” dizisinden tanıdığımız Neil Patrick Harris, 20’li yaşlarının sonlarındayken Dr. Douglas rolünü oynadığı televizyon dizisi Doogie Howser M.D. ile şöhret kapılarını aralamış bir oyuncu. Büyümüş de küçülmüş tavırları ve yeteneği sayesinde kariyer basamaklarını hızla tırmanmayı başarıp döneminin en çok aranan genç yüzlerinden biri olmayı başardı.

Harris’in Holyywood’daki genç arkadaşlarının çoğu içmeye ve parti yapmaya düşkündü. Harris ise çok geçmeden “gece hayatının” ona göre olmadığını fark etti, bu yüzden boş zamanlarını farklı bir şekilde harcamaya başladı.

Otobiyografisinde de anlattığı gibi, tatil fırsatı bulur bulmaz izleyebileceği kadar Broadway gösterisi görmek için New York’a uçardı. Bu bazen, günde iki gösteri izlemesi anlamına geliyordu.

Neden mi? Çünkü o boş zamanlarını oyunculuk kariyerinin zirvesindeki usta aktörleri izleyerek geçirmek istiyordu. Harris, her performanstan kendi oyunculuğuna katkı sağlayacak paha biçilmez dersler alacağını biliyordu ve bu yüzden de öğrenme hırsının peşinden gitti. Ödüllü bir aktör, yazar, yönetmen ve sunucu olarak uzun ve görkemli bir kariyere imza attı.

İş dışındaki vaktinizi nasıl geçirdiğiniz- akşamlarınız, hafta sonlarınız veya tatillerinizde yaptığınız şeyler, kariyerinizin seyri üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir. İş yerinde başarılı olmak istiyorsanız, iş dışında geçirdiğiniz zamanı bilinçli bir şekilde harcamanız gerekiyor.

Son birkaç akşamı, haftasonlarınızı veya tatillerinizi düşünün. Zamanınızı nasıl geçirdiniz? İş sonrası aktiviteleriniz istediğiniz kariyeri oluşturmanıza yardımcı olma amaçlı mıydı, yoksa sizi bu amaçtan daha da mı uzaklaştırdı?

Yeni bir iş sonrası ritüeli hazırlamak istiyorsanız başarılı insanların işten sonra zamanlarını ne tür aktivitelere harcadıklarını anlattığımız yazımıza bir göz atın deriz.

 

1.Spor Yapın.

Biliyoruz, bu tavsiyeyi daha önce defalarca duydunuz. Ancak emin olun ki abartmıyoruz, bu konu son derece önemli. Tutarlı bir spor düzeni sağlamanın, hem iş yerinizde hem de kişisel yaşamınızda yaratıcılığınızı, güveninizi ve direncinizi artırdığı herkesçe bilinir. Üstelik bundan kaçınmanın herhangi bir yolu da yoktur: Vücudunuzu hareket ettirmek kariyeriniz için iyidir.

Zeki CEO’lar, yogayı ofis ortamlarına taşır ve çalışanları ile beraber yoga yaparlar.

İş yerinizde geçireceğiniz sekiz saat boyunca verimliliğinizi artırmak istiyorsanız boş zamanınızın bir kısmını bedeninizi hareket ettirerek geçirin.

 

2.İlhamın ve Benzersiz Deneyimlerin Peşinde Olun.

Harris tiyatroya gidiyor veya tiyatroda oynuyor. Çok satan yazar Elizabeth Gilbert dünyayı dolaşıyor. (Ye, dua et, sev kitabı yazarı)Doğru olanı mı yapıyorlar sizce de? İş ve yaratıcılık uzmanı Danielle LaPorte, tıpkı bu insanlar gibi yaşam balonunuzun dışına çıkmanızı tavsiye ediyor: Eğer bir aşçıysanız bir müzeye, bir ressam iseniz bir restorana gidin. İlhamı beklenmedik yerlerde arayın.

Kendinizi yeni, ilgi çekici ortamlara sokmak – şehir içinde ya da evinizden uzakta bir yolculuk uygun bir tercih olabilir – beyin dalgalarınızı harekete geçirir ve yaratıcı problem çözme yeteneği geliştirmenizi sağlar.

Evcimenlik güzel bir şey olabilir, ancak yeniliklere imza atanlar, performansı zirvede olanlar veya CEO’ların  “tüm zamanlarını evlerindeki çekyatta yatarak geçirecek ev kuşları” arasından nadiren çıkabileceğini unutmayın.

Mutlaka okuyun: Rahatınızı Kaçırmasına Rağmen Sizi Daha Başarılı Yapacak 10 Şey

 

3. Otantik İlişkiler Kurun.

Üçüncü ABD başkanı Thomas Jefferson, efsanevi akşam yemeği partileriyle ünlüydü. Akşam yemeklerine büyüleyici bulduğu çeşitli insanları davet edip masadaki herkesin cevaplayabileceği derin, felsefi bir soru ortaya atardı. Bu masada havadan sudan konuşmaya yer yoktu!

Jefferson, ilişki kurabilmenin değerini bilenlerdendi – gerçek, yüz yüze bir etkileşimin ve “Havalar da bu ara ne kadar sıcak” dan da öteye geçen derin sohbetlerin peşindeydi.

En son ne zaman bir meslektaşınız, arkadaşınız veya akıl hocanızla derin ve anlamlı bir konuşma yaptınız? Hatırlamıyor musunuz? O halde Jefferson’dan ilham alın ve siz de kendi evinizde “Jefferson Yemeği” düzenleyin. Kuracağınız dostluklar ve ortaya çıkan fikirler kariyerinizin gidişatını değiştirebilir.

 

4. Sıklıkla “Hayır” Deyin.

Steve Jobs bir zamanlar, “İnsanlar “odaklanma” denen şeyin üzerinde düşünüp odaklanmanız gereken her türlü şeye “ evet ”demek anlamına geldiğini zannediyor. Ancak yanılıyorlar. Asıl anlatılmak istenen şey, var olan yüzlerce iyi fikre “hayır” diyebilmek. ” demişti.

Başarıya ulaşmış insanlar, her şeyi yapamayacaklarını, her yerde bulunamayacaklarını ve herkesin yardımına bir ömür boyu hatta bazen tek bir gün dahi koşamayacaklarını bilirler.

Her projeye katılamayacaklarını, her partide yer alamayacaklarını ya da her fikir sorana danışmanlık yapamayacaklarını da. Onlar ne ile savaşacaklarına dikkatli bir şekilde karar verir, aynı anda pek çok işle uğraşmaktan kaçınırlar.

Hayatınızdaki tüm gereksiz istekleri bir kalemden silebilmeniz için bir tavsiye verelim. Birisi sizden bir şey yapmanızı istediğinde, kendinize “Şu an ana odağım nedir?”  diye sorun. Soruyu  “Bu talebe ‘evet’ demem hedefimi ulaşmamda bana yardımcı olacak mı, yoksa işleri büsbütün mü zorlaştıracak?” gibi ek sorularla destekleyebilmeniz de mümkündür.

Mutlaka okuyun: İşinizi ve İlişkilerinizi Etkilemeden Hayır Demenin Yolları

 

5. Doğayla İç İçe Olun.

“Doğa eksikliği bozukluğu” nedir, hiç duydunuz mu? Bu, Richard Louv’un “Doğadaki Son Çocuk” adlı kitabında ilk kez kullandığı bir deyim. Richard, kapalı ortamlarda geçen yaşamımızın çeşitli sağlık ve davranış sorunlarının oluşmasına katkıda bulunduğunu düşünüyor. Bizler de aynı fikirdeyiz.

Klimalı bir hava soluyorken ve haftalarca floresan ışıkları altında çalışmak zorundayken olabileceğiniz en iyi kişi olmak veya en iyi işi çıkarmak son derece zordur. İçinde bulunduğumuz bu düzenin çalışmak ya da yaşamak için ideal bir ortam sağladığı da söylenemez.

Başarma isteği ile yanıp tutuşan insanlar doğa ile veya dış mekanlarla bağlantı kurarak, çevrenin eşsiz güzelliğinin( doğa yürüyüşü, sörf, kayak ve tırmanma gibi harika fırsatların da) enerjilerini yenilemesine izin verirler.

 

6.Teknolojiden Uzak Kalın.

Her geçen gün daha fazla sayıda insan dış dünyayla bağlantılarını tamamen kopardığı bir gün veya hafta sonunun peşine düşüyor. Bunun anlamı hayatınızdaki her türlü teknolojik aygıtı devre dışı bırakmanız; düşünsenize Wi-Fi yok, e-posta yok, sosyal medya yok! İnsanlar bu sayede zihinlerini, bedenlerini ve ruhlarını yeniledikleri bir zaman dilimine sahip olduklarını söylüyorlar. Tamamıyla teknolojiden elinizi eteğinizi çekmeye adanmış, teknoloji bağımlılığından uzak,yepyeni bir ulusal tatili olan ülkeler dahi var!

Oprah Winfrey (muhtemelen gezegendeki en yoğun insanlardan biri) dahi pazar günlerini teknolojiden uzak geçirdiğinde yatağa kıvrılıp biraz kitap okumak ve pijamalarını giyip rahatlamaya vakit bulabildiğini söylüyor. “Pazar günleri benim ruhumu yenilediğim kelimenin tam anlamıyla hiçbir şey yapmadığım gündür.” diyor.

Teknoloji mucizevi bir şey, ama belli bir başarıyı yakalayabilmiş insanlar, teknolojiden uzak kalınan bir zaman diliminin de gerekli olduğunun farkındalar.

Mutlaka okuyun: Bill Gates ve Steve Jobs Neden Çocuklarını Teknolojiden Uzak Büyüttü?

 

7.Sabah ve Akşam Rutinlerinden Vazgeçmeyin.

Hepimiz, verimli bir gün geçirmeye hazır olabilmede sabah rutinlerinin ne denli güçlü bir etkisi olduğunu biliyoruz – ancak başarılı insanların çoğu günü doğru şekilde bitirmenin ertesi güne yüksek bir enerji, üretkenlik ve yaratıcılıkla uyanmalarını sağlayacağını da biliyorlar.

Benjamin Franklin, her gece yatmadan önce kendisine “Bugün hangi iyi işlere imza attım?” diye sorarak son derece sağlıklı bir iç gözlem yapardı. Usta yönetmen, Ingmar Bergman, uyumadan önce okumayı alışkanlık haline getirmişti ki daha sonraları bu aktivitenin stresi azalttığı kanıtlandı.

Facebook CEO’su Sheryl Sandberg, gece uyumadan önce telefonunu kapatıyor, çünkü uyandırılmak istemiyor. Birçok ünlü girişimci ise yaratıcılığımız, becerilerimiz, öz güvenimiz, liderlik ve karar verme yetkinliğimizin yalnızca uykumuzu yeterince alarak dahi geliştirilebileceğini söylüyor.

Akşam rutininize dikkat ederseniz, ertesi sabah uyandığınızda, yenilenmiş hisseder, böylelikle daha başarılı ve mutlu olabilirsiniz.

Mutlaka okuyun: Güne Mükemmel Bir Şekilde Başlamak İçin Sabah Rutini Oluşturma

Mutlaka okuyun: Sabah 5’te Kalkmak Hayatımı Nasıl Değiştirdi?

 

8.Tatil Yapmayı İhmal Etmeyin.

İş stresi ve sürekli bir şeylere yetişme hissi verimliliğinizi azaltıp ve yaratıcılığınızı köreltmektedir. Bu yüzden bazen tazelenmek ve yenilenmek için elinizi ayağınızı işten çekip tatile çıkmanız gerekiyor.

Mutlaka okuyun: İşe Ara Verip Tatile Çıkmanız Gerektiğinin 12 Belirtisi

 

9. Çeşitli Eğitimler Alarak Kendinize Yatırım Yapın.

Twitter’ın eski CEO’su Dick Costolo, doğaçlama dersi almanın kendisini daha iyi bir lider yaptığını söylüyor. Hayatının geri kalanında Harry Potter’dan elde ettiği şöhretin kendisine rahatlıkla yeteceğini düşündüğümüz oyuncu Emma Watson, Brown Üniversitesi’nde yüksek lisans yapmayı tercih ediyor.

Yaşam koçluğu, psikoterapi, oyunculuk atölyesi, yüksek okul veya hafta sonu süren bir sertifika programı… Başarılı insanlar, ilgilerini çeken konu ne olursa olsun, kendilerine yatırım yaptıklarında( aklınıza, bedeninize ya da ruhunuza yönelik bir yatırım) bunun profesyonel başarılarına katkıda bulunacağını bilirler.

 

10.Stresinizi Gidermeye ve Kendinize Dikkat Etmeye Çalışın.

Savaş mağduru Afganistan’da görevli bir insan hakları avukatı olan Marianne Elliot, sözlerle ifade edilemeyecek bir şiddetin ortasında ufacık bir huzur anı yaratabilmek için yoga ve yogi nefes teknikleri uygulamalarına başladı. Bu sayede yoganın – hatta sadece birkaç derin, temizleyici bir nefesin bile – akıl sağlığını koruduğunu ve olağanüstü stresli koşullar altında dahi onun için hayati önem taşıyan işleri yapmasına izin verdiğini keşfetti.

Tamam, belki de Marianne gibi savaşın hakim olduğu bir bölgede çalışmıyorsunuz. Ama nerede çalışıyor ve ne yapıyor olursanız olun; stres, belirsizlik, düşünce bulanıklığı veya yorgunluk anları yaşamanız kaçınılmazdır. Kendinize iyi bakmıyorsanız – uyku düzeniniz bozuksa, sağlam bir beslenme alışkanlığına sahip değilseniz veya duygularınızın yağmur damlaları gibi akıp gitmesine izin veriyorsanız; stres anlarını atlatmanız çok daha zor olacaktır.

Başarılı insanlar, güçten düşme, dikkat dağılımı veya rahatsızlık hissetme gibi sorunların yaptıkları işin kalitesini etkileyeceğini dolayısıyla da başarılarını engelleyeceğini bilirler.

Marianne Elliot ve onlar gibi başarıyı yakalamış insanların hayatlarından ders alın: Boş zamanlarınızı akıllıca kullanın – akşamlarınız, hafta sonlarınız ve tatilleriniz sırasında daha sağlıklı ve bilinçli seçimler yapın, bu sayede yaptığınız işi daha da yüceltebileceğinizden şüphemiz yok.

Her bir hafta 168 saatten oluşuyor. Bu zaman diliminin muhtemelen 40 saatini işte geçiriyorsunuz, 128 saati ise uyumak, yemek yemek, dinlenmek ve istediğiniz şekilde harcamak için. Peki, siz ne yapmayı seçeceksiniz? Kararınız ne olur bilemeyiz ama sizi bekleyen bir risk daha var. O da şu: Tüm bu yazdıklarımızı gerçekleştirdiniz ancak içinizdeki o tuhaf duygu halen daha geçmedi, üstelik iş hayatınız sizi zorlamaya devam ediyor. Dikkat edin, bir çeşit tükenmişlik sendromuna yakalanmış olabilirsiniz. Mesleki tükenmişlik çağımızın en yaygın sorunlarından birini oluşturuyor, öyle ki, şu anki konumunuz yoğun bir iş yükü gerektirmese dahi sizin de başınıza gelebilecek bir şey.

Bunun nedeni, mesleki tükenmişliğin yalnızca fiziksel strese işaret etmiyor oluşu – duygusal ve zihinsel yorgunluğun yanı sıra iş performansınızla ilgili memnuniyetsizlik duygularını da içeriyor. Yani, günlük kotanızı yakalayamadığınız için hayal kırıklığı yaşıyorsanız veya tekrarlayan migren, uykusuzluk ve mide rahatsızlığı gibi sorunlarınız varsa mesleki tükenmişlikten muzdarip olabilirsiniz.

Ama durun, işten ayrılma kararı almanız için henüz çok erken! Herkes yaşamının bir noktasında bu tarz bir deneyim yaşar, bu son derece normaldir. Kaçınmanız gereken asıl şey bu deneyimi uzun süreler boyunca yaşamaktır. Bunalmış hissetmeye başladığınız an, geri adım atmayı, nefes almayı ve küçük bir mola vermeyi öğrenmelisiniz. Bu nedenle işinizden arda kalan boş zaman, sizin için önem arz eden şeylerle ilgilenmek ve yenilenmek için son derece önemli bir dönemdir.

O halde, mesainizin bitiminin hemen ardından Facebook sayfanızda gezinmek yerine, gününüze daha fazla anlam kazandırmanın yanı sıra mesleki tükenmişlikle mücadele etmenize yardımcı olacak, iş sonrası yapabileceğiniz diğer etkinliklere de değinelim:

 

11.Arkadaşlarınızla Buluşun.

Çocukluk ya da iş arkadaşlarınızla takılın. Yakınlarınızdaki bir kafede kahve içmenin tadını çıkarın, alışveriş yapın ve stresten uzaklaşın. Biz insanlar sosyal varlıklar olarak dünyaya geliriz; bu nedenle başkalarıyla birlikte olmak, enerjimizi arttırmak veya hayal kırıklığı ya da yalnızlık gibi duyguları savuşturmak için harika bir yöntemdir.

 

12.İyi Kitaplar Okuyun.

Henüz okumadığınız bir yığın kitabınız mı var? Neden şimdi okumaya başlamıyorsunuz! Okumak yalnızca eğlenceli bir aktivite değil, aynı zamanda beyniniz için harika bir egzersizdir. Öyleyse gidin ve kitaplığınızdan bir kitap alın, rahat bir koltuğa ya da yatağınıza kıvrılın ve evinizden dışarı adımınızı dahi atmadan farklı bir dünyaya yolculuk yapmaya hazır olun.

Mutlaka okuyun: Etkili Kitap Okuma Tekniği: Bir Ceo Gibi Okuyun!

 

13.Yürüyüş Yapın.

Biraz temiz havaya mı ihtiyacınız var? Sıradaki aktiviteyi öğle yemeği saatinde veya işten sonra yapabilmeniz mümkün. Şehrin etrafında yapacağınız bir yürüyüşle temiz hava alabilir, biraz dolaşabilir, gece ışıklarının göz kamaştırıcı güzelliğine şahit olabilir seyyar satıcıların satış yapmalarını izleyebilirsiniz. Yürüyüş yapmak zihninizi temizlemeye yardımcı olacak ve eve gittiğinizde kendinizi yenilenmiş hissedeceksiniz.

 

14.Egzersiz Yapın.

İster koşu veya yoga isterseniz de spor yapmayı seviyor olun fark etmez, çünkü işten sonra aktif olmanın faydaları saymakla bitmez. Endişeleriniz yok olur, vücudunuz ruh halinizi daha da iyileştirecek olan endorfin hormonu salgılar, böylelikle anında mutlu olursunuz ve son olarak da kendinizi sağlıklı ve formda tutarsınız! Anlayacağınız, bir taşla üç kuş vurmuş olursunuz.

 

15.Bir Hobi Edinin.

Daha önce hiç toprakla uğraşma isteği duydunuz mu? Fotoğraf çekmeye taktığınız oldu mu? Piyano çalma becerilerinizi geliştirmek ister misiniz? Hobiler, hem sevdiğimiz şeylerin keyfini çıkarmanız hem de aynı anda üretken kalmayı başarmanız için harika bir yöntemdir. Henüz bir hobi geliştirmeyi düşünmemiş olabilirsiniz, panik yapmayın, hobi edinmek için asla geç değildir. Boş vaktinizi harcamaktan zevk alacağınız bir aktivite seçin. Kendinizi geliştirinceye kadar küçük ve ağır adımlarla ilerleyin. Kim bilir – belki hobiniz bir gün yeni bir iş girişimine dahi dönüşebilir!

 

16.Yemek Pişirin.

Ne kadar yorgun hissederseniz hissedin, işten sonra ailenizle keyifli vakit geçirmek için basit bir şeyler hazırlayarak tüm stresinizi yok edebilirsiniz. Öyle süslü püslü, çetrefilli bir şey hazırlamak zorunda da değilsiniz. Makarnalar veya kremalı tatlılar iki ila dört kişiyi besleyecek kadar bol, hazırlanması kolay ve ekonomiktir. Başka bir fikir daha verelim: Arkadaşlarınızı yemeğe davet etmeye ne dersiniz? Son dönemin gözdesi yemek pişirme ve yemek planlama uygulamaları sayesinde bu işe girişmek için bir yemek kitabı almanıza dahi gerek yok.

 

17.Ailenizle Zaman Geçirin.

Ebeveynlerinizi en son ne zaman yemeğe davet ettiniz? Sadece birkaç sokak ötede yaşayan kız kardeşinizi ziyaret ettiniz mi? Oğlunuz ya da kızınız eve geldiğinizde sizinle oynamaya can atmaz mı? Çoğu zaman, ailemizin bizimle birlikte olma ihtiyacını unutup ne kadar yorgun olduğumuza odaklanırız. Onlar da bizi özler! Büyük annenize biraz taze ekmek getirmeyi veya babanızı yalnızca halini hatrını sormak için aramayı unutmayın. Gününüzün nasıl geçtiğini can kulağı ile dinleyeceklerinden şüphemiz yok.

 

18.Yazı Yazın.

Yazmak adeta bir terapi gibidir, aynı zamanda yaratıcı tarafınızı da ortaya çıkarabilir. Üstelik yazmak için bir deftere dahi ihtiyacınız yoktur. (Peçetelerin üzerine yazan ve yazdıklarını tahta bir kutuda saklayan bir arkadaşım var.)Bir günlük tutabilir, bir şiir koleksiyonu yapabilir, ya da kendi kısa hikayenizi yazmaya başlayabilirsiniz – aklınıza ne gelirse! Usta bir gazeteci ya da yazma konusunda bir profesyonel olmanız da gerekmiyor. Unutmayın: Bu sadece SİZİN için. Sonrasında yazdıklarınızı dünyayla paylaşmayı seçebilirsiniz elbet, bu noktadan sonra her şey sizin takdirinize kalmış.

 

19.Evcil Hayvanlarınızla İlgilenin.

Başka bir canlıyla ilgilenmenin stresten uzak durmanın en iyi yollarından biri olduğu söylenir. Köpek ve kedi sahiplerinin neden çok daha mutlu göründüklerini merak ettiniz mi hiç? Bu iki hayvandan da hoşlanmıyorsanız, hayvanlar aleminde seçim yapmanıza olanak tanıyacak çok sayıda seçenek olduğunu hatırlatalım. Neden bir fare beslemeyi denemiyorsunuz mesela? Onlar sevimli, hareketli ve küçük konutlu insanlar için de harika hayvanlar. Bir başka seçenek ise balıklar. Renkli tropikal balıkları yüzerken görüp sakince akan suyun sesini dinlemek tüm endişelerinizi ortadan kaldıracaktır.

 

20.Müzik Dinleyin.

“Müzik terapisi” diye bir şey olduğunu biliyor muydunuz? Profesyonellerin, bir kişinin fiziksel ve zihinsel sağlığını iyileştirmek için müziğin yatıştırıcı ve iyileştirici özelliklerini kullanmasına verilen addır bu. Gelişiminden bu yana müzik, kültürümüzün ve günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası olmuştur – o halde neden ofisinize hakim olan tükenmişlik havasını dağıtmak için müziğin rahatlatıcı özelliğini kullanmayasınız ki? En sevdiğiniz şarkıları paylaşın ve gönlünüzce dans edin!

 

21.Meditasyon Yapın

Bazen, sadece durup düşünmeniz gerekir. Dikkatinizi dağıtacak aktivitelerle uğraşmanın içimizdeki fırtınayı çözmeye yetmediği anlar vardır. Bu tarz bir durumla karşılaştığınızda oturmalı – ya da sessiz bir yere gitmeli – ve düşünmelisiniz. Hepimizin “kendi ile baş başa kalacağı bir zaman dilimine” ihtiyacı vardır, bazıları için bu ihtiyaç diğerlerinden daha fazladır. Nerede olmak istediğinizi, gerçek amaçlarınızın neler olduğunu veya yeteneklerinizi kullanarak başkalarına nasıl hizmet etmek istediğinizi düşünmek için bu sessizlik anlarından yararlanabilirsiniz.

Mutlaka okuyun: Meditasyon Nasıl Yapılır?

 

22.Ertesi Günü Planlayın.

İnsanların tükenmişlik sendromuna yakalanmalarının başlıca nedenlerinden biri, ezici görevler ve beklentilerdir. Zamanı akıllıca yönetmekte zorluk çeken bir kişi iseniz, önümüzdeki günlerinizi planlamanız bu yük altında ezilip strese girmenizi önleyecektir. Günlük rutininizi tamamladıktan sonra, ertesi sabahki en önemli öncelikleri listelemek için birkaç dakikanızı ayırın. Bu yöntemi yıllarca denemiş biri olarak günlük görevlerle başa çıkmamda ne denli etkili olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

Mesleki tükenmişliğin sizi ele geçirmesine izin vermeyin. Ya bu sorunu çözün ya da görmezden gelerek işinize dört elle sarılıp çalışmaya devam edin.

İşleri yoluna koymak için her yolu denediyseniz ancak aradan uzun zaman geçtiyse, belki de daha anlamlı alternatifler aramanın zamanı gelmiştir. Mutluluğu alışılmadık kariyerlerde bulan pek çok insan var, bu yüzden sürüden uzaklaşmaktan korkmayın! Beğendiğiniz insanlarla konuşun (arkadaşlar, aile, akıl hocaları). Hayallerinizi paylaşın, dile getirin, üzerine düşünün ve yazın.

Önceliğin kendinizde olması yanlış bir şey değildir. Sonuçta, kendinizi sevmiyorsanız bir işi sevmeyi asla öğrenemezsiniz.

Mutlaka okuyun: Ofis Dışı Saatlerde İşinizden Uzaklaşmak

Avatar

Yazar : Deniz

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir