Bir çizgi düşünün. Bir ucunda yaratıcılığı temsil edenler ve diğer ucunda da yapısallığı temsil edenler olsun. Hepimiz bu çizginin herhangi bir noktasında yer alırız. Bazı insanlar oldukça yaratıcıyken yapısal değildir, bazıları da oldukça yapısaldır ancak yaratıcı değildir. Çizgisinin ortasına ne kadar yakın olursak hem hayatımız hem de para kazanmamız o kadar kolay olur.
Örneğin bir insan çizginin yapısalcılık tarafının sonundaysa kalıpların dışına çıkmakta zorlanır. Sahip oldukları parayı yönetseler bile servet akışı yaratmaktan acizdirler ve hayatlarını zevksiz bir biçimde içlerinden geldiği gibi yaşayamazlar. Onları daha yaratıcı hale getirecek becerileri ve teknikleri öğrenirlerse kendileri için yeni fırsatlar yaratabilirler ve bu fırsatlar finansal refahları için oldukça faydalı olur.
Buna karşılık bir insan çizginin yaratıcılık tarafının sonundaysa yaratıcı fikirlerini gerçekleştirmede zorluk yaşar. Eğlenmeyi seven, spontan ve hayalperest insanlar olsalar da yaratıcı parçalarını biraraya getiremezler. Fikirlerini para sisteminin daha yapılandırılmış formatına sıkıştırmalarına yardımcı olacak becerileri ve teknikleri öğrenirlerse kendileri için yeni fırsatlar yaratabilirler ve bu fırsatlar finansal refahları için oldukça faydalı olur.
Çizginin neresinde olduğunuzu düşünün. Yaratıcı – yapısal çizgisinin merkezine ne kadar yakın olursanız para kazanmanız da o kadar kolaylaşır. Çizginin neresinde olduğumuz alışkanlıklarımıza, inançlarımıza ve kalıplarımıza bağlı olarak değişir. Bunların bazıları ailemizden geçerken diğerleri de zamanla geliştir. Çizginin merkezine yakınlaşmamıza yardımcı olacak becerileri öğrendiğimizde daha dengeli bireyler oluruz. Yani yaratıcı düşünen insanların yaratıcı fikirlerini nasıl yapılandıracağını öğrenmesi ve detaylı düşünen insanların da daha yaratıcı düşünmelerine ve at gözlüklerini çıkarmalarına yardımcı olacak teknikleri öğrenmesi gerekir.
