En İyi 30 Uzay Filmi

Bir filmin hikayesinin bizim galaksimizde mi, yoksa bir başkasında mı geçtiği aslında filmin senaryosunu büyük ölçüde etkiliyor. Uzay hakkında yapılan filmlerin bu kadar ilgi çekici olmalarının sebebi, insanoğlunun en büyük bilinmeyenlerinden birisini tema alıyor olmaları. Peki, bunca film arasında, hangi uzay filmleri gerçekten izlemeye değer?

Uzay dendiğinde birçok kişinin aklına dünyanın son sınırı gelir, bu sınırın ötesinde kimse bağırsanız da duymaz, nefes alamazsınız… Tüm bunlar korkutucu geliyor olsa da, aslında uzay korkutucu olduğu kadar büyüleyici de bir yer.

Senaryosu geçmişte, bugünde veya gelecekte geçiyor olsun, uzayda geçen bir hikaye yazmak son zamanlarda oldukça popüler. Bu popülaritenin haklı sebepleri de var elbette, uzay filmlerinde kolaylıkla alışılmış hikaye şemalarının dışına çıkarak sürükleyici bir tempo yakalanabiliyor. Bunun en temel sebeplerinden birisini uzayın yapısı oluşturuyor; sonuçta filmin arka planında karakterlerin karşılaştığı en büyük tehdit yatmakta, boğularak ölmek, sonsuzluğa uçmak… boyutunu göz önüne aldığınızda, seyahat etmek için gereken hız ve araçlar, görsel efektler kullanmak için harika bir zemin hazırlıyor. En önemlisi de, uzayın bomboş oluşu ve sonsuzluğu, karakterlerin sadece diğer karakterlerle değil; aynı zamanda kendi korkuları, güvensizlikleri ve problemleriyle de baş etmeleri açısından uygun bir ortam oluşturuyor: Uzay filmleri sadece görsel efektlerle dolu bilim kurgu filmleri olmaktan çıkarak varoluşsal felsefeye de atıfta bulunan sanat eserleri haline geliyor. Filmi izledikten sonra, neredeyse her karakterin aklında kalan “ben olsam ne yapardım?” sorusu, Hollywood için altın değerinde!

Bu listede göreceğiniz filmler, sadece bilim kurgu veya sadece uzaylılar içeren filmler değil (evet, E.T, senden bahsediyoruz!). Ön koşulumuz oldukça açık: listedeki tüm filmlerin en azından bir kısmı uzayda geçiyor. Kimisinin tamamı evrenin sonsuzluğunda geçerken, kimisinde uzaya seyahat konusu işleniyor.

Yazı boyunca göreceğiniz bazı kısaltmalardan da söz etmek istiyoruz. Film yorumcusu Andrew Gruttadaro’nun katkılarıyla oluşturulan CR skoru, filmlerin kültürel olarak ne kadar benimsendiğini gösteriyor. Google verilerine dayanan bu skor, aynı zamanda filmlerin yaşlarını da dikkate alıyor tabii. Bu klasmandaki asıl hedefimiz, bir hit haline gelmiş, asla yaşlanmayan filmleri belirlemek. Bu ölçüde önde gelen filmlerse elbette büyük bir hayran kitlesine sahip olan Star Wars, Star Trek ve Avatar.

PO skoru ise filme kamuoyu tarafından verilen puanı gösteriyor. Yaptığımız anketlerde bu 55 filmden en çok sevilen 10 tanesinin seçilmesini istemiştik, işte bu anketlerin sonucu PO skorunu oluşturuyor.

İsterseniz artık listeye geçebiliriz! Aşağıda, uzay hakkında yapılmış en iyi 30 filmi bulacaksınız. Hazırsanız, başlayalım!

 

30- Total Recall (Gerçeğe Çağrı)

İmdb Puanı: 6.3

1990 yapımı olan Gerçeğe Çağrı, Arnold Scwarzenegger’in en ünlü filmlerinden bir tanesi. Yönetmenliğini Paul Verhoeven’ın üstlendiği film, 90’lar bilim kurgusu içerisinde harika (ama birazcık da tuhaf) bir uzay filmi.

 

29- Sunshine (Gün Işığı)

İmdb Puanı: 7.5

2007 yılında vizyona çıkan film, sonu kötü olsa da içeriğiyle göz dolduruyor. Filmin ana teması, uzayın akılları kaçıracak derecede derin olan sessizliği. Yönetmen Danny Boyle, uzaylıların, uzay gemilerinin ve deli katillerin de ötesinde, uzayın kendisinin de korkutucu olduğunu, acımasız doğasından dolayı minik kazaların bile ölümle sonuçlanabildiğini izleyicilerine anlatıyor.

 

28- The Fifth Element (Beşinci Element)

İmdb Puanı: 7.7

1997 yapımı Beşinci Element, 20 yıl önce vizyona girse bile ileri görüşlü bir film olarak değerlendirilirdi. Luc Besson yönetmenliğinde Chris Tucker ve Gary Oldman’ı izlediğimiz film, görülmeye değer.

 

27- Hidden Figures (Gizli Sayılar)

İmdb Puanı: 7.8

2016 yılında gösterime giren film, çağımızla geçmiş yılları harmanlayan bir uzay yolculuğu hikayesi anlatıyor. 2010’lu yıllarda uzaya çıkacak teknolojiye sahip olmamız olağanüstü bir şey, ama benzer bir teknolojinin 1960’larda da var olduğunu söylesek, kimse inanmazdı herhalde. 3 zeki kadının matematikteki ustalıklarını göstererek John Glenn’i uzaya çıkardığı film, harika bir hikaye anlatıyor bizlere.

 

26- Interstellar (Yıldızlar arasında)

İmdb Puanı: 8.6

2014 yapımı Interstellar’ı bilmeyen yoktur herhalde. İzlediğinizde kendinizi derin bir duygusal boşlukta bulduğunuz bu film, tekrar tekrar izlenmeyi de hak ediyor üstelik. Size uzayda ve zamanda yolculuk yapmanın nasıl hissettirdiğini gösteren film, ses ve görsel efektleriyle de bir uzay filminden beklentimizi fazlasıyla karşılıyor.

25) Galaxy Quest (Galaksi Savaşçıları)

İmdb Puanı: 7.3

Galaksi Savaşçıları, kaotik olsa da aynı zamanda incelikli, hatta kalbinize dokunan bir yanı olan bir düşünce deneyi diyebiliriz bizce! Galaksiler arası seyahat eden bir ekibi anlatan filmde, Alen Rickman’ı ve Tim Allen’ı görmek biz sinefilleri oldukça mutlu ediyor. Her şeyi ciddiye alan, ama aynı zamanda her şeyle de dalga geçen bir grubu anlatan Galaksi Savaşçıları, kendi alanındaki en iyi uzay yolculuğu filmlerinden birisi olarak tarihe geçmiş durumda. Vizyona girdiği 1999 yılından bu yana popülaritesini koruyan film, asla göz ardı edilmemeli!

 

24) Gattaca

İmdb Puanı: 7.8

Gore Vidal’ın ustalık eserlerinden birisi olan, hem orijinal bir bilim kurgu filmi, hem de bir yıldızlar geçidi olma özellikleri taşıyan Gattaca, adeta bir sanat eseri. Yönetmenliğini Andrew Nicol’un üstlendiği 1997 yapımı film, genetiği geliştirmiş 3 kişilik bir grubun hikayesini anlatıyor. Filmin oyuncu kadrosunda Ethan Hawke, Uma Thurman ve Jude Law (tam bir yıldızlar geçidi dememiş miydik?) yer alıyor.

 

23) Rogue One: A Star Wars Story

İmdb Puanı: 7.8

Star Wars fanatiklerinden de duyduğunuz üzere, Rogue One kendi içinde problemlere sahip bir film. Gerek kurgusal, gerek tekniksel yönden eksikleri olan film (internetin olmadığı, ama galaksiler arası seyahat edebildiğimiz bir evrenden mi bahsediyoruz gerçekten?). Senaryosu da serinin diğer filmleri kadar tatmin edici bulunmasa da, filmin kalitesi reddedilemez. Rogue One’a bir serinin son filmi olarak bakmak yerine bir uzay filmi (hem de uzayda savaş filmi!) olarak baktığınızda fark edeceğiniz üzere Rogue One aslında çok eğlenceli bir film. Atmosteri biraz karanlık olsa da, gerçek hayatın da çiçeklerle dolu olmayışı perspektifinden bakarsanız gerçekçi bile sayılabilir, beğenip beğenmemek size kalmış.

 

22) The Martian (Marslı)

İmdb Puanı: 8.0

Marslı birçok felaket hikayesinin başladığı gibi başlıyor: Hava çok kötü ve karakterimiz çok şanssız. Hikayenin başında Mark Watney (Matt Damon tarafından canlandırılıyor) sadece Mars’taki toprağı inceleyen bir botanistken, birkaç dakika sonra Mars’ta, hayatta kalması imkansız bir ortamda, mahsur kalmış olarak görüyoruz onu. Filmin genel konusu Watney’in Mars’ta verdiği hayatta kalma mücadelesi üzerine. Muhtemelen öleceğini bilse de, önce umutsuzken sonra yavaş yavaş azmini kazanan Mark bilimden yararlanarak hayatta kalmayı amaçlıyor: en azından dünyadakiler onu almaya geri gelene kadar. Filmin en vurucu sahnesiyse patlama ve savaş sahneleri değil, tam aksine Mark ve eski takım arkadaşlarının konuştuğu duygusal dakikalar. Klasik uzay filmlerinden sıkıldıysanız Marslı’yı mutlaka izlemelisiniz.

 

21) Contact (Mesaj)

İmdb Puanı: 7.4

Jodie Foster ve Matthew McConaughey’nin baş rollerinde olduğu filmin ana teması, din ve bilim çatışması üzerine. İki usta oyuncunun yıldızları bir türlü barışmayan karakterleri canlandırdıkları uzay filmindeki görsel efektler o kadar güzel ki, ilk izlediğimiz yıllarda hepimiz içimizden keşke bu filmden esinlenilmiş bir lunapark olsaydı demiştik. Filmin başındaki aynalı sahneyi mükemmelden daha iyi tanımlayacak bir kelime olmadığının da altını çizmemiz gerek! Birden fazla katmandan oluşan 1997 yapımı film, kesinlikle izlemeye değer.

 

20) Wall-e

İmdb Puanı: 8.4

Wall-e Pixar tarafından yapılmış en deneysel filmlerden birisi olabilir. Hem bir animasyon oluşuyla aslında çocuklara hitap ediyor olması, hem de arkasında yatan derin mesajlarla güçlü bir ahlak dersi veriyor olması açısından, her yaştan izleyiciyi ekran başına çekebilecek bir film karşınızdaki. 2008 yapımı olan Wall-e, oldukça duygusal (hatta bir parça da şairane) bir şekilde çevre kirliliğin olası sonuçlarına parmak basarken, bunu umutsuz ve karamsar bir şekilde değil, tam tersine bir umut ışığı vererek yapıyor! Üstelik, güzel bir animasyonla robotların aşkını izleme fırsatı da cabası.

 

19) Space Jam

İmdb Puanı: 6.4

Her sene ikinci filminin yapılacağı yönünde söylentiler çıksa da, ne yazık ki Space Jam türünün tek örneği olarak sinema tarihine kazınmış durumda. Basketbolu, uzayı, ve çok çok ünlü bir basketbol oyuncusunu (evet, senden bahsediyoruz Michael Jordan!) bir araya getiren Space Jam, hem eğlenceli, hem heyecanlı, hem de çok saçma! Uzaylılara karşı verilen mücadelenin kaderinin bir basketbol maçına bağlandığı filmde, Looney Tunes karakterlerinden tutun da NBA’e ve fiziksel açıdan imkansız olduğunu düşündüğümüz smaçlara kadar aradığınız her şey var! Türünün tek örneği demekte haksız da değiliz yani, muhteşem bir saçmalık içeren film mutlaka izlenmeli.

 

18) Star Trek

İmdb Puanı: 8.0

2009 yılında Star Trek sinemalarda seyirciyle buluştuğunda, hiç kimse bir efsane olacağını tahmin etmiyordu. Buradaki diğer tüm uzay filmleri gibi Star Trek de CGI’ın mucizeleri sayesinde uzay sonsuzluğunda geçiyor (ve filmde uzayın ne kadar da sonsuz olduğunu gösteren birçok sahneye de yer veriliyor). Her ne kadar kavgalar içeren aksiyon sahneleri olsa da, film aynı zamanda duyguları ve aile bağlarını, insanları birbirine bağlayan unsurları da konu alıyor (Vulcanlar arasındaki karmaşık ilişkiden bahsediyoruz, evet). Filmin her sahnesi bir sanat eseri olmasa da, genel olarak değerlendirildiğinde Star Trek evrenine girmek için harika bir başlangıç olduğunu söyleyebiliriz.

 

17) Independence Day (Kurtuluş Günü)

İmdb Puanı: 7.0

Tüm uzay filmleri uzayın boşluğundan ve sonsuzluğundan bahsetmiyor elbette. 1996 yılında beyazperdelere yansıyan Kurtuluş Günü, bu sonsuzluk içinde başka bir yaşam formuyla karşılaşma ihtimalini ele alan bir film. Tabii, film insanların perspektifinden, yani aslen uzaylıların ne kadar kötü canlılar olduklarını ve Amerika’nın ne kadar da harika bir ülke olduğunu anlatıyor. Kendi dünyamızın ötesinde bir hayat olma ihtimalinin mucizevi yönünü bir kenara bırakan film, uzaylılara karşı verilen yumruk yumruğa (abartmıyoruz) savaşı konu alıyor. Will Smith’in başrolünü Jeff Goldblum ile paylaştığı film, 1990’larda kullanılan teknolojiyle bir şekilde galaktik düşmanlarımızı nasıl yendiğimizi anlatıyor. Olay akışı o kadar saçma ki, ancak bu saçmalık onu bu kadar eğlenceli yapabilir diyelim, siz gerisini anlayın.

 

16) Predator (Av)

İmdb Puanı: 7.8

1987 yapımı bu filmin başında kocaman bir Arnold Schwarzenegger ve Predator başlığı görmesem, kesinlikle bir Star Wars filmi izlediğimi düşünürdüm. Açılış sahneleri oldukça benzer olduğu gibi, film müziği de Star wars-vari bir havaya sahip.

Filmin ilk bir saat 47 dakikası, kocaman kolları olan (o bicepsleri gördüğünüzde ne demek istediğimizi anlayacaksınız) karakterlerimizin Amerika’nın merkezinde bir ormanda bir uzaylıya karşı verdikleri savaşla geçiyor. Görünmez de olabilen bu uzaylı, termal araçları ve omuzlarındaki silahlarıyla harika bir canavar! Bir süre boyunca devam eden kedi-fare kovalamasından sonra Jesse Ventura ve Bill Duke’un canlandırdığı karakterleri alt ediyor etmesine, ama sonrasında işler pek de umduğu gibi gitmiyor. Silah meraklılarının da ilgisini çekecek olan bu film, inişli çıkışlı hikayesi, aksiyon dolu sahneleri ve yumruk yumruğa kavgalarıyla, mutlaka ama mutlaka izlenmesi gereken bir eser.

 

15) Star Wars: Güç Uyanıyor

İmdb Puanı: 8.0

Listede şu ana kadar bahsettiğimiz filmler arasında en yenilerden birisi olan Güç Uyanıyor, 2015 yılında izleyici karşısına çıkmadan önce büyük bir baskı altındaydı. Asıl üçlemeye bir ek olarak çıkarılan filmin seriye olan potansiyel katkısı (ya da hayranların gözünde zararı) geniş kitlelerce tartışılırken, film kendini kanıtlamak konusunda büyük bir savaş verdi. Size spoiler vermeden sadece şunları söylemiş olalım, SW evreninin 7. filmi 21.yüzyılda yapılmış olmanın hakkını veren görsel efektlere sahip evet, aynı zamanda yıllar önce başlayan serinin ününe zarar vermeyi bırakın, şöhretini katlayarak seriyi yepyeni bir seviyeye taşıdı. Marvel ve DC’nin bu konuda örnek alması gereken bazı noktalar olduğunu düşünüyoruz tabii.

 

14) Planet of the Apes (Maymunlar Cehennemi)

İmdb Puanı: 8.0

Bu listedeki en eski filmlerden birisi olan 1968 yapımı Maymunlar Cehennemi, her ne kadar tamamiyle bir uzay filmi olmasa da uzayda başlaması ve ana karakterinin bir astronot olmasıyla en iyi uzay filmleri listesine girmeyi hak ediyor! Charlton Heston’un çılgın kahkahasını sıklıkla duyacağınız filmde ana karakterimiz hem maymunlarla (bunu zaten adından anlamış olsanız gerek) hem de sonsuz uzayda yalnız olmanın getirdiği depresyonla savaşıyor. Filmden bir alıntıyla ifade edecek olursak: “Buradan bakıldığında, her şey orada olduğundan çok daha farklı. Zaman kırılıyor. Uzaysa sonsuz. Tüm bunlar, bir adamın egosunu yerle bir etmek için yeterli. Kendimi çok yalnız hissediyorum.”

Tıpkı diğer uzay filmleri gibi Maymunlar Cehennemi de birçok gizem içeriyor. Bizimkinden tamamen farklı bir zamanda ve ortamda geçen bilim kurgu başyapıtı, içinde geçtiği evrenin tasarımıyla adeta bize içinde yaşadığımız dünyanın eksiklerini anlatıyor. Yıllar geçtikten sonra bu filmi izlediğinizde kostümler ve görsel efektler çok basit dursa da, hikaye hala içinize işleyecek güce sahip. Maymunlar cehennemi çıktığı yıldan bu yana o kadar büyük bir gişe başarısı elde etti ki, geçtiğimiz yıllarda filmin iki uyarlaması daha çekildi. Mutlaka izlenmesi gerekenler listesinde başı çeken filmlerden birisi bu.

 

13) Gravity (Yerçekimi)

İmdb Puanı: 7.7

Listedeki en yeni filmlerden bir diğeri olan Yerçekimi, vizyona girdiği 2013 yılında oldukça büyük tartışmalar yaratmış bir film. Sinemada izlemenin evde izlemekten çok daha büyük bir zevk verdiği filmin olağanüstü görsel efektleri ve kaliteli oyunculukları, filmi izlemeyi tam bir görsel şölene dönüştürüyor. Sandra Bullock ve George Clooney’nin başrollerini paylaştığı filmde Bullock’un karakterinin zamanla gelişimi ve bir kahramana dönüşümü, Clooney’nin ise dudak uçuklatan korkusuzluğu tüyleri geren müziğiyle birleştiğinde bir bilim kurgu filminden istediğimiz her şeyi bize sunuyor. Filmin belki de en büyük başarısı, her uzay filminin yarattığı önemsizlik hissiyatını (SONSUZ UZAYIN İÇERİSİNDE NE KADAR ÖNEMLİ OLABİLİRİM Kİ?) size doruklarına kadar yaşatması. Film bittikten sonra da ortadan kalkmayan boşluk hissi sizi ara ara kafanızı kaldırıp gökyüzüne bakmaya zorlayabilir, baştan uyaralım.

 

12) Spaceballs

İmdb Puanı: 7.1

Mel Brooks yönetmenliğinde  1987 yılında vizyona giren Spaceballs,  bir Star Wars parodisi olsa da bu listede yerini almayı (hatta bazı SW filmlerinden daha yüksek bir sıralamada yerini almayı) hak ediyor. Parodi filmde o kadar çok espri var ki, bir kere izlemek hepsini yakalamanıza olanak tanımıyor, ancak tekrar tekrar izleyerek filme tamamen hakim olduğunuzdan emin olabilirsiniz. George Lucas’ın SW evreninde yer alan nerdeyse her şeye sahip olan (bir adet prenses, bir adet gizli prens, karakterimize yolunu gösteren şaman, yan karakterler, kötü karakterler, beyaz kasklı askerler) Spaceballs, her ne kadar Amerikan kültürüne gönderme yapan şakalarla dolu olsa da yine de herkes tarafından izlenmeli. Biz tam bir SW hayranı olduğumuz için bu filme karşı objektif kalamıyoruz ne yazık ki, ama mutlaka izlemelisiniz. Kahkaha garantili.

 

11) Guardians of the Galaxy (Galaksinin Koruyucuları)

İmdb Puanı: 8.1

Bize göre Marvel sinematik evreni 2 parçaya ayrılıyor. Galaksinin Koruyucuları’ndan öncesi ve Galaksinin Koruyucuları’ndan sonrası. Marvel evreninin 10. filmi olan Galaksinin Koruyucuları, genel tema olarak Marvel filmlerinden ayrılan, kendi kişiliği olan ilk film gibi geliyor bize. Avengers’ın bir parçası olmalarından çok daha önce, James Gunn’ın yönetmenliğinde 2014 yılında izleyiciyle buluşan film, yapmacık olmaktan çok uzak, gerçekten eğlenceli, şaşırtıcı ve sürprizlerle dolu.

Chris Pratt tarafından canlandırılan ana karakter galaksiler arası cool çocuk Peter “Starlord” Quill kahramanlığın ve ironinin muhteşem bir kombinasyonu adeta! En ciddi sahnelerde bile yaptığı esprilerle izleyicileri kırıp geçiren Pratt’a oyuncu kadrosunda Zoe Saldana, Dave Bautista, Vin Diesel ve Bradley Cooper katılıyor. Üstüne üstlük, Diesel bir ağaç rolünde – evet yanlış duymadınız, sadece 3 kelime söyleyebilen bir ağaç! Birbiriyle hiçbir alakası olmayan, farklı gezegenlerden gelmiş kahramanlarımızın oluşturduğu Galaksinin Koruyucuları, güzel müziklerle de harmanlanarak son yılların en iyi uzay filmleri listesinde yerini alıyor! Demir Adam veya Kaptan Amerika’ya karşı bir garezimiz yok ama, Galaksinin Koruyucuları’nı izledikten sonra dünyaya dönmek istemeyebilirsiniz.

 

10) Avatar

İmdb Puanı: 7.8

James Cameron’un ustalık eseri olan Avatar’ı herkes izlemiştir bizce. Jake Sully ve Na’vi’nin sürükleyici hikayesi, 21. Yüzyılın en başarılı filmlerden birisinin alt yapsını oluşturuyor. Yıllar süren yapım sürecinin ardından, vizyona girdiği 2009 yılında göz alıcı görsel efektleriyle sektöre büyük bir giriş yapan film, uzun süre boyunca ardından söz ettirmeyi de başarmıştı üstelik. Bugünlerde televizyonlarda izlediğimizde gelişen görsel tekniklerle karşılaştırıldığında gözünüze basit gelebilir ama tam on yıl önce vizyona girdiğinde 3 boyutlu bir sinemada filmi izleyen hiç kimse, filmin görselliğini kötüleyemezdi bize göre.

Görsel efektleri bir kenara bırakacak olursak filmin bu kadar başarılı olmasının ardında yatan bir diğer unsur da galaksiler arası iki farklı türden karakterin arasındaki imkansız aşk hikayesiydi. Avatar sadece bir uzay filmi olmakla kalmıyor, iki farklı türün arasındaki problemleri, hakimiyet hırsını, savaş felsefesini de anlatıyor izleyenlere. Tüm bunlar bir araya geldiğindeyse Avatar’ı izlemeye değer bir başyapıt haline getirerek onu listemizin 10. Basamağına oturtuyor.

 

9) Star Trek II: The Wrath of Khan (Khan’ın Gazabı)

İmdb Puanı: 7.7

Star Trek evrenin 2. filmi olan Khan’ın Gazabı diğer uzay filmlerinden bir adım ayrılarak yaşlanma, ölümlülük, baba olmak gibi temaları işlerken aynı zamanda bilim etiğine de atıflarda bulunuyor. Merritt Butrick’in David Marcus olarak göz doldurduğu performansının da etkili olduğu film, bir aksiyon filmi olmaktan daha çok karakterlerin karşılaştıkları problemleri çözmeye çalıştığı ve büyük sorularla boğuştukları bir film olarak ekrana yansıyor. 1982 yapımı film, Star Trek geleneklerinin de en önemli örneklerinden birisi aynı zamanda: Kötü karakterin çok ünlü bir oyuncu tarafından canlandırıldığı filmde ağlamak serbest. Şaka yapmıyoruz, Spock’un üçlü uğruna kendini feda ettiği sahne (ups, spoiler!) gözlerinizi yaşartacak, hazırlıklı olun. Kirk-McCoy ve Spock üçlüsünü son defa üçlü olarak gördüğümüz filmde, İki Şehrin Hikayesi romanına da göndermeler bulunuyor.

 

8) Apollo 13

İmdb Puanı: 7.6

1995 yılında seyircilerle buluşan Apollo 13, tüm uzay filmleri arasından en az varoluşçu uzay filmi olabilir (bu da onu en çok tekrar tekrar izlenenlerden birisi haline getiriyor tabi). Tom Hanks, Bill Paxton ve Kevin Bacon’ın usta oyunculuklarına şapka çıkardığımız film, üçlünün bir uzay aracında mahsur kalışını konu alıyor. Uzay filmlerinde alışıldık bir tema haline gelmiş olan “yanlış gidebilme ihtimali olan her şey yanlış gidecektir” bu filmde yerini  her şeyin yolunda gitmesine bırakıyor. Kimi duygusal sahneler (Kathleen Quinlan’ın canlandırdığı Marilyn Lovell’in radyo dinlediği sahne gibi)  gözlerinizi yaşartırken, eğlenceli sahnelerse sizi gülmekten nefessiz bırakacak kalitede. Ve evet, o ünlü replik, “Houston, we have a problem” bu filme ait 🙂

Birçok uzay filmi bizim kontrolümüz (ve aynı zamanda genellikle de anlayışımız) dışında olan şeyler hakkındayken (hayatın anlamını aramaktan bahsediyoruz. Ya da ışık hızında seyahat etmek de olabilir, hangisini isterseniz), Apollo 13 bunu yapmıyor. Her tuşa basılıyor, her telefon açılıyor, sorunlar bir şekilde çözülüyor. Karşılaştıkları tüm problemlere (aya iniş yapmak da dahil) pratik çözümlerle yaklaşan bir grup insanı konu alan Apollo 13, bu yönüyle listedeki tüm filmlerden ayrılarak bir başyapıt haline geliyor.

 

7) 2001: A Space Odyssey (2001: Bir Uzay Yolculuğu)

İmdb Puanı: 8.3

Uzay hem tüm görkemiyle gözlerimizi kamaştırıyorken aynı zamanda da sonsuzluğuyla hepimizi korkutuyor. İyi bir uzay filmi de tam olarak bunu yapmalı bizce, izleyicileri hem büyülemeli, hem de ürkütmeli. Jack Torrance’e saygımız sonsuz ama bizce 2001: Bir Uzay Yolculuğu tartışmasız bir şekilde Stanley Kubrick’in en korkutucu filmi. Filmin korkunçluğu aslında oldukça basit ve zarif bir şekilde karşınızda: Sonsuz uzayda yolculuk yapıyor olmak. 1968 yapımı filmin yapım aşamasında stüdyolar korkutucu CGI karakterleri yaratabilmek için küçük ülkelerin bir yıllık gayrisafi milli hasılası kadar para harcadılar desek, bize inanır mıydınız? İnanmasanız da çok önemli değil, çünkü doğruyu söylüyoruz. Son 50 yıldır film yapımcıları bu filmin üzerine çıkmaya çalışıyor ama hiç kimse (Cristopher Nolan bile) henüz bunu başarabilmiş değil. Elbette o yıllarda Hollywood’da kullanılan maymun kostümlü teknoloji bugün bambaşka bir boyuta ulaştı ve evet belki de oyuncuların hiçbirisi özellikle kaliteli ve akılda kalır bir portre çizmedi (Goggle’a bakmadan filmin başrolünü söyleyebileceğinize gerçekten inanmıyorum) ama filmin kendisinden gelen muhteşemlikle karşılaştırdığımızda, bunlar sadece minik problemler gibi geliyor bize. Aradan 50 yıl geçtikten sonra, bu filmi bugün ilk defa izliyor olsak, eminiz ki tüylerimiz ilk izleyişimizmiş gibi ürperirdi. Bu başarı değil de nedir? Eğer aklınızın sınırlarını zorlamak istiyorsanız, sizi şöyle ekran başına alalım, gerim gerim gerilmeye de hazır olun!

 

6) Aliens (Yaratığın Dönüşü)

İmdb Puanı: 8.4

1986 yapımı Yaratığın dönüşü, tüm Alien film serisi boyunca yapılmış en vurucu ve en başarılı film bizce. Eğer Alien’ı (Yaratık) uzayda geçen bir korku filmi olarak görüyorsanız, o zaman Yaratığın Dönüşü’nün de uzayda geçen bir gerilim filmi olduğunu söyleyerek sizi heycanlandırmamızda bir sorun olmaz bizce. Filmin hem senaristi hem de yönetmeni olan James Cameron, film boyunca hayatta kalmak hakkında bize harika bir hikaye anlatıyor.

 

5) The Right Stuff (Boşluktaki Kahramanlar)

İmdb Puanı: 7.9

1983 sinefiller açısından oldukça şanslı bir sene. Zira listemizde 5. ve 4. sırada yer alan iki film de, 1983 yılında gösterime girmiş! Bu film, bizim tüm türler arasında (evet, buna romantik komedi de dahil) en sevdiğimiz filmlerden bir tanesi. Soğuk Savaş’tan önceki dönemin absürtlüğünü muhteşem bir şekilde vurgulayan ama aynı zamanda filmin atmosferine de yediren yapım, cool karakterleriyle de kalbimizde ayrı bir yere sahip. Tüm oyuncuların dikkate değer bir performans gösterdiği filmin müzikleri de bir alkışı hak ediyorlar. Tüm oyuncular ve karakterler içinde filmi en iyi anlatan ve akıllara kazıyan karakterse Donald Moffat tarafından canlandırılan efsane LBJ karakteri. Bu film aynı zamanda hem güzel, hem üzücü, hem çok komik, hem dramatik hem de histerik olmayı başarıyor.

 

4) Star Wars Episode VI – Return of the Jedi (Yıldız Savaşları Bölüm VI: Jedi’ın dönüşü)

İmdb Puanı: 8.3

Kendisinden önce gelen 2 SW filmiyle karşılaştırıldığında, Jedi üçlemenin en kötü filmi olabilir bizce. Orijinal üçleme ve devam filmlerinin arasındaki köprüyü kuran Jedi, Star Wars evrenindeki birçok konu açısından bir bağlayıcı rolü üstleniyor. Listenin sonlarına yaklaştığımız için, belki hala izlemeyeniniz kalmıştır diye (E yok artık ama, hani belki kalmıştır diye…) film hakkında spoiler vermekten kaçınıyoruz ancak, Star Wars evreninin üçüncü, serinin altıncı filmi olan Jedi her ne kadar kendinden öncekilerin yerini tutamasa da sahip olduğu efsanevi replikler ve sahneler bakımından değerlendirilecek olursa yine de gelmiş geçmiş en iyi uzay filmlerinden bir tanesi. Filmin genel atmosterini beğenmeseniz bile, SW evreninde ve o karakterlerle daha çok zaman geçirebilmemizi sağlayan bir mucize olan Jedi, ne yazık ki kendinden öncekilerinin yaktığı muhteşemlik meşalesini devralamıyor. Ama unutmayalım ki, ilk iki film o kadar muhteşem ki, bu meşaleyi devralamamak aslında tamamen Jedi’nin suçu değil.

 

3) Alien (Yaratık)

İmdb Puanı: 8.5

Yaratık filmindeki sessizlik, dünyadaki en kötü şey olabilir. Yaratığın yumurtasının kırıldığı o sahneye doğru ilerlerken müziğin yavaşça kesilmesi ve sizi gergin anların beklediğini bilmek… 1979 yılında seyirciyle buluşan Yaratık, aradan 40 sene geçmesine rağmen hala seyircinin nefesini kesmeye devam ediyor. Filmin gürültülü atmosferinde size öldürücü gelen o birkaç dakikalık sessizlik, yaratığın doğarak dünyaya geldiği sahnenin tüyleri ürperten gerçekçiliği, film boyunca kendini hissettiren, bir sonraki adımda ne olacağının bilinmezliği… Tüm bunlar ve çok daha fazlası, Yaratık’ı gelmiş geçmiş en iyi 3. uzay filmi yapmaya yetiyor da artıyor bize göre. Yaratık’ı bir korku filmi veya bir gerilim filmi olarak sınıflandırmak size kalmış, her ne derseniz deyin o tuhaf, boş, gerginlik ve sessizlik dolu dakikalar bu filmi bir başyapıt yapmaya aday.

 

2) Star Wars: Episode V – The Empire Strikes Back (Yıldız Savaşları Bölüm V: İmparator)

İmdb Puanı: 8.7

Bu, gelmiş geçmiş en iyi Star Wars filmi olabilir. Birkaç dakika içinde Star Wars evrenini neden sevdiğimizi bize daha iyi anlatan, sonrasında akıllara kazınan ve tarihe geçen bir replik olan “Ben senin babanım”ı bize tanıtan, yedi filmlik serinin tamamı boyunca izlediğimiz en dramatik ışın kılıcı savaşını izlediğimiz İmparatorun ne kadar iyi olduğunu anlatmaya kelimelerin yetmediğini düşünüyoruz. İki saat içerisinde Luke, Leia, Han ve Darth Vader’ı izlerken nefesimizin kesildiği filmde, her bir dakika, hatta her bir saniye ayrı duygular yaşatıyor bize.

 

1) Star Wars: Episode IV — A New Hope (Yıldız Savaşları: Bölüm IV – Yeni bir Umut)

İmdb Puanı: 8.6

Bu film, 1977 yılında her şeyi, bilim kurgu filmlerinin kaderini, film sektörünü, Star Wars evrenini başlatan ilk film. Aradan 40 yıldan fazla geçmiş olmasına rağmen Disney hala Lucas’ın gözbebeği sayesinde milyar dolarlar kazanıyor. Lucas’ın yarattığı evren için ihtiyacı olan ilhamı birçok farklı kaynaktan aldığı biliniyor zaten: Flash Gordon ve Akira Kurosawa bunlardan sadece iki tanesi. Başarısını aynı zamanda kahramanın yolculuğu temasını bize kazandıran Joseph Campbell’e de borçlu elbette. Genç bir adamın aldığı telefonla tüm hayatı değişir, evini terk eder, bir akıl hocasıyla tanışır, kaderini takip eder ve bu yolda ona yardımcı olacak olan yeni arkadaşlar edinir… En büyük korkusunu aşmaya gidiyordur. Bu hikaye bir kere başladığında, kendi kendini besleyen bir evren ve atmosfer yaratıyor. Yeni Bir Umut’tan esinlenen birçok eser filmdeki özel efektleri, epik uzay savaşlarını ve çekici genç kadroyu kopyalarak SW kadar başarılı olacağını sanmıştı, ama bize göre SW evreninin aslı, onu destekleyen altyapıda gizliydi. SW bu kadar başarılı çünkü herkesin kalbinin derinliklerinde olan bir arzuya hitap ediyor. SW filmleri çıkmaya devam edecek, evren genişleyecek ve büyüyecek ama  bu ilk film, her zaman en iyileri olarak kalacak.

Sevin KAYTAN

Yazar : Sevin KAYTAN

Londra Üniversitesi Ekonomi ve Finans bölümünden Üstün Başarı Programı kapsamında mezun oldu. Tüm dünyada girişimcilikle ilgili birçok araştırmada yer aldı. Şu anda ise kariyer yolculuğuna Paris'te bulunan "OECD Girişimcilik Merkezi" nde devam etmekte.

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir