Girişimcilik Dışarıdan Nasıl Görünür ve Aslında Nasıldır?

“Kendi işinin patronusun. Ne güzel!”

Bu cümleyi arkadaşlarımdan, akrabalarımdan, tanıdıklarımdan hatta ayak üstü iki laf ettiğim insanlardan o kadar çok kez duydum ki artık diyecek bir şey bulamıyorum.

Bana sorarsanız toplumdaki birçok insan girişimciliği kendilerince romantikleştirip kafalarında birtakım düşünceler yaratıyorlar. Aslında bu insanların hiçbir suçu yok. Sosyal medyaya baktığınızda sanal alemin bütün gün sahilden çalışıp “Şu kadar para kazandım, bu kadar başarı elde ettim.” diye hava atan insanlarla dolup taştığını göreceksiniz. Üstüne üstlük daha yeni yeni parayı bulan zenginler hakkındaki makaleler ve televizyon kanallarında yayınlanan içerikler de girişimcilik hakkındaki yanlış fikirlerin oluşmasına katkıda bulunan etkenlerden bazıları.

Gerçekten de girişimcilik çok basit bir şey gibi duruyor, değil mi? Peki, o zaman size bir şey söyleyeyim. Yanıldınız! Girişimcilik hiç kolay olmadığı gibi hem stresli hem de yorucu bir uğraştır.

Ancak girişimcilik sizi gerçekten de özgür kılabilir, hayatınıza neşe katabilir ve en önemlisi emeklerinizin karşılığını almanızı sağlayabilir. Yeri gelmişken size çok ilginç bir bilgi vereyim: Bu saydığımız üç şey var ya, genellikle üçü de aynı günde hatta aynı anda gerçekleşir. Yani gün içerisinde kendinizi özgür hissederken aynı zamanda mutlu olur ve kazanç sağlayabilirsiniz.

 

Başarısızlıklardan milyon dolarlara giden yol

Social Triggers ve Zippy Courses adlı platformların yaratıcısı başarılı girişimci Derek Halpern, tabiri caizse düz bir yolda yürüyerek rahat rahat başarıya ulaşanlardan olmadığı için girişimciliğin aslında ne kadar zor olduğunu gayet iyi biliyor. Hatta başarıya giden yolda çektiği dertleri anlatmaya ne yerimiz ne de zamanımız yeter. Fakat Halpern, her fırsatta yaşadığı başarısızlıkların ne kadar önemli olduğunu ve bunlardan aldığı dersler sayesinde milyon dolarlık bir iş kurduğunu söylüyor.

Peki Derek Halpern ne yaptı? Halpern bir gün internette dolanırken yanlışlıkla bir siteye girdi ve site kurup reklam alarak para kazanabileceğini fark etti. “Bir site kursam hiç zorluk çekmeden para kazanabilirim.” diye düşündü ama yanılmıştı ve giriştiği bu işten beklediğini alamadı.

Sonra bir gün yine tesadüfen bir bloga girdi ve cesaretlenerek tekrar şansını denemeye karar verdi. Bu sefer eski sitesindeki gibi anlamsız içerikler yayınlamayacak, bunun yerine ünlülerle alay ederek ilgi çekmeye çalışacaktı.

Halpern’in umutları boşa çıkmadı ve site çok tuttu. Yavaş yavaş herkesin hayallerini süsleyen kariyer basamaklarını tırmanmaya başlıyor, başarıya doğru adım adım ilerliyordu.

Tabii her şey iyi gidiyordu dedik ama ara sıra büyük zorluklar yaşadığı da oluyordu. Mesela bir dönem hem kendi blogunu yönetip hem de kurumsal bir şirkette çalışırken çeşitli sorunlar yaşamaya başladı. Bir gün iş yerinde yapılan performans değerlendirmesinde kötü bir not alınca moralman çöküş yaşadı. Sonra bir gün yeni bir girişimde bulunarak konferanslar ve konuşmacılar için bir site tasarlamaya karar verdi, bunun için aylarca çalışıp emek harcadıktan sonra başkalarının da bu tür siteler yaptığını fark etti, haliyle başarısız oldu.

Tüm bunlardan çıkarmamız gereken ders de şu: Eğer girişimciyseniz gün içerisinde ya da uzun bir süre zarfında sürekli iniş çıkış yaşamanız kaçınılmazdır. Ancak zaman içerisinde karşınıza çıkan bu engelleri nasıl aşacağınızı öğrenerek eninde sonunda başarıya ulaşırsınız.

 

Bir anda başarıyı yakalayacağınızı sanmayın

Şu zamana kadar sözde “bir gecede başarıyı yakalayan” birçok aktör, girişimci ve sanatçıyla tanışma şansına eriştim. Bu insanlar hepsinin ortak noktası neydi dersiniz? Hiçbiri de aslında başarıya bir gecede ulaşmamışlardı.

Ünlü yazar Carolyn Gregoire’nin de belirttiği gibi başarıya giden yol 100 metre yarışı değil, bir maraton koşusudur. Tabii maalesef insanlar olaya her zaman bu gözle bakamıyor…

Gregoire bu konuda şöyle diyor: “Günümüzde medyaya baktığımızda sürekli internette yıldızı parlayan veya bir anda milyar dolarlar kazanmaya başlayan start-uplarla ilgili haberler görüyoruz. Haliyle başarıyı sadece şans eseri gibi görmek ve harcanan emekleri göz ardı etmek resmen moda haline geldi.”

Anlayacağınız üzere çoğu insan başarıya bir anda kavuşmuyor. Hatta işin kötü yanı, “bir anda başarılı olan insanlar” hakkındaki o umut verici hikayeler var ya, işte onların çoğu tamamen yalandan ibaret. Mesela akıllı telefon oyunu “Angry Birds”ü duymayan yoktur herhalde. Bazı insanlara göre bu oyun güya bir anda tasarlanmıştı. Halbuki işin aslı hiç de öyle değil zira oyunun geliştiricisi Rovio tam 51 deneme yapmış ve ancak bu denemelerden sonra oyun sorunsuz hale gelmişti.

Yani diyeceğimiz o ki bir anda her istediğinizi yapıp göklere çıkacağınızı düşünüyorsanız kendinizi kandırmayın. Eğer siz de mantıklı düşünür ve başarının kolay lokma olmadığını idrak ederseniz karşınıza çıkan engeller karşısında hemen havlu atmaz, yolunuza devam eder ve nihayetinde başarılı olabilirsiniz.

Şimdi “İyi de bu durumun hiç mi istisnası yok?” diye soruyorsunuzdur. Elbette var. Bazı insanların şansı döner ve göz açıp kapayıncaya kadar zengin olurlar. Ancak ne de olsa istisnalar kaideyi bozmaz. “Öyle de ya ben de bu şanslı insanlardan biri olabilirsem?” diye düşünüyorsanız gidin loto oynayın. Ama unutmayın, bir anda başarılı olma ihtimalinizle lotoyu tutturma ihtimaliniz hemen hemen aynı. Tabii bize sorarsanız böyle bir şey yapmak yerine kendinizi iniş çıkışlı bir hayata hazırlayın.

 

Hiçbir şeyin kalıcı olmadığını unutmayın.

“4 Saatlik Hafta: Az Çalış, Çok Kazan ve İyi Yaşa!” adlı kitabın yazarı Timothy Ferriss 2015’te Halpern ile yaptığı röportajda bir dönem aşırı derecede umutsuzluğa kapıldığını ve intihar etmeyi düşündüğünü itiraf etmişti. Neyse ki intihar etmedi ve yaşadığı bu zorlu dönemden çok önemli bir hayat dersi çıkardı: Hiçbir şey kalıcı değildir, her çıkışın bir inişi olduğu gibi her inişin de bir çıkışı vardır. Yani, başka bir deyişle, yükselişe geçtiğinizde hayatın tadını çıkarın çünkü güzel zamanların da elbet bir gün sonu gelir. Gerçekten başarılarınızdan zevk alın, eğlenin ve iyi dönemleri doyasıya yaşayın.

Gün gelir de başarısızlığa uğrarsanız bilin ki hayat böyle devam etmeyecek ve bir gün tekrar başarılı olacaksınız. Bu konuda Timothy’nin çok güzel bir lafı var: “Her karanlık gecenin bir sabahı vardır elbet. Eninde sonunda bakarsınız ve umut ışığını görürsünüz. Ama unutmayın, ışık daima karanlıktan sonra gelir.” Bu sözleri dikkatle okuyun çünkü girişimcilikle depresyon genellikle birbirinden hiç ayrılmayan iki unsurdur.

 

Ne yaparsanız yapın sabırlı olun

Hayatınızda sorunlar baş gösterdiğinde mutlaka sabırlı olun. Peki burada sabırdan kastımız nedir? “Engel Yolun Kendisidir” adlı kitabın yazarı Ryan Holiday, sabrı şöyle tarif ediyor:

“Sabır, hayatınızda karşınıza çıkan engelleri avantaja çevirmenizi, yapabileceklerinizi yapmanızı, yapamayacağınız şeyleri de kabullenmenizi sağlayan bir hayat felsefesidir aslında.”

Tabii bu bağlamda önce hayatta gerçekleşen her şeyin kontrolünüz altında olmadığını fark etmeniz ve yaşamınızı buna uygun biçimde idame ettirmeniz gerekiyor. Özünde iki seçeneğiniz var: Karşınıza çıkan olumsuzlukların sizin dibe batırmasına izin verebilirsiniz ya da bu kötü durumlardan gerekli dersleri alarak mükemmel bir çıkış yakalarsınız.

Daha önce yüzünüze kapanan kapılar oldu mu hiç? Olmuştur elbet, hatta gelecekte de olacaktır mutlaka. Böyle durumlarda pes etmeyin, gidip başka bir kapı arayın. İş hayatında kötü bir durumda mısınız? Bundan sonra ne yapmanız gerektiğine dair hiçbir fikriniz yok mu? Böyle durumlarda gidip başarılı bir girişimciden tavsiye alın.

Bazen de insanların sizi aldattığını düşünebilirsiniz. Bu tarz durumlarda da akıllıca hareket ederseniz size kötülük yapanların hakkından gelebilirsiniz.

Efsanevi beyzbol oyuncusu Yogi Berra’nın o meşhur lafını da aklınızdan hiç çıkarmayın: “Can çıkmadan ümit kesilmez!”

İniş çıkışlarla baş etmek zorundasınız.

Evet… Girişimciyseniz iniş çıkışlardan kaçışınız yoktur.

İşte bu çalkantıları en iyi şekilde atlatmak için şunları yapmanızı tavsiye ederiz:

 

1- Hem uzun hem de kısa vadede iniş ve çıkışlar yaşamanın normal bir şey olduğunun farkına varın.

 

2- “Bir gecede başarıyı yakalamak” diye bir şey yok!

Bir gecede başarılı olmak 5 yılınızı alabilir. O yüzden 1 gecede başarılı olmak istiyorsanız girişimcilik size göre olmayabilir, bunun yerine piyango bileti alın.

 

3- Hayatınızdaki çalkantılı dönemlerin geçici olduğunu unutmayın.

Hepimizin hayatında çalkantılı dönemler vardır. Bu dönemlerin gelip geçici olduğunu aklınızdan çıkarmazsanız yarınlara daha da güçlenerek çıkarsınız.

 

4- Dertlerinizi başkalarıyla paylaşarak sorunlarınızı çözmeye çalışın.

Bu dört maddede bahsedilenleri uygularsanız karşınıza ne tür problemler çıkarsa çıksın yükselmeye devam eder, eninde sonunda istediğinizi alırsınız.

Berkay BABAOĞLU

Yazar : Berkay BABAOĞLU

Boğaziçi Üniversitesi " Çeviri Bilimi " bölümünden mezun olduktan sonra iş hayatına atıldı. Silverline, Coca Cola gibi birçok firmada üst düzey pozisyonda çalıştı. Şimdi ise Simfer firmasında uluslararası satış müdürü olarak görev yapmakta. Sizler için iş hayatında başarı yakalamakla ilgili rehber niteliğinde yazılar kaleme alıyor.

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir