Para ve Mutluluk Arasındaki Bilimsel İlişki

Pozitif psikoloji, konu para-mutluluk ilişkisi olduğunda paranın mutluluğu satın alamayacağını ileri sürmektedir. Ancak bu savın fazla iddialı olduğunu söylemek mümkün. Araştırmalar, gelir düzeyinin mutlulukla ve hayatından memnuniyet ile doğru bir orantıya sahip olduğunu, ancak bunun her zaman her yerde geçerli olamayabileceğini gösteriyor.

Yani para ancak bir noktaya kadar mutluluk sağlıyor. Belli bir noktadan sona gelir artışı, mutluluğa daha az katkı sağlamaya başlıyor. Yani maaşı 2500 lira olan bir kişinin aylık geliri 5000 lira olunca artan mutluluk ile aylık geliri 100.000 lira olan birinin aylık gelirinin 120.000 lira olması arasında bir fark var.

Buna ek olarak farklı ülkelerde yaşayan insanların mutluluk oranı araştırıldığında, daha müreffeh ülkelerde yaşayan vatandaşların daha mutlu olduğu gözlemleniyor. Şöyle de diyebiliriz; dünyanın en mutsuz insanları dünyanın en fakir ülkelerinde yaşıyor; dünyanın en mutlu insanlarının pek çoğu da dünyanın en zengin ülkelerinde yaşıyor.

Fakat bu konudaki bilimsel araştırmalar durumu ak ya da kara olarak değil; grinin tonları olarak değerlendiriyor. Yani mutluluk ve para arasındaki ilişki için “Şu şudur” diye net bir şey söylemek tam olarak olası değil.

Şimdi para ve mutluluk hakkında yapılan bilimsel araştırmalara bakalım…

 

Para-Mutluluk İlişkisine Dair Bilimsel Araştırmalar

Hilke Plasmann ve arkadaşlarının 2008 tarihli bir araştırmasında katılımcıların şarap içerken beyin aktiviteleri izlenmiş. Beynin haz algılayan bölümü, şarabın pahalı olduğu söylendiği zaman daha çok uyarılmış. Ancak katılımcılara verilen şarap tamamen aynı markaymış. Yani pahalı şarap içiyor olma duygusu insanlara daha çok zevk vermiş. Belki de bu deneyden, zengin insanların daha mutlu olduğunu, zira istedikleri şeyleri satın almak için daha çok paraları olduğu çıkarımını yapabiliriz.

Elizabeth Dunn ve arkadaşları tarafından yine 2008’de yapılan bir başka makalede ise paranın başka insanlara harcandığı sürece mutluluğu satın alabildiği sonucuna ulaşılmış. Makalede ele alınan ilk araştırmada Amerikalıların arkadaşlarına hediye aldıklarında ya da hayır kurumlarına bağış yaptıklarında daha mutlu oldukları gözlemlenmiş.  İkinci araştırmada bir şirkette çalışan ve şirketin kazancından “bonus” alan çalışanların durumu incelenmiş. Bonus alan çalışanların, bu parayı sevdiklerine bir şeyler almak için harcadıklarında daha mutlu oldukları, kendilerine bir şey aldıklarında ise mutluluk durumunun değişmediği görülmüş. Üçüncü deneyde de katılımcılara 5 veya 20 dolar verilmiş; bu parayı ya kendileri için ya da başkaları için harcamaları söylenmiş. 5 veya 20 dolar fark etmeksizin, bu parayı başkaları için harcayan katılımcıların daha mutlu oldukları gözlemlenmiş.

Tüm bunları bir araya getirince nasıl bir sonuç çıkıyor sizce? Sevdiklerimize pahalı hediyeler almak mı bizi daha mutlu kılıyor? Doğrusu yukarıdaki araştırmalara bakınca bunu söylemek mümkün gibi görünüyor, ancak bu konuda kesin bir yargıya varmak için henüz yeterince çalışma yapılmadığını da belirtmek gerek. Yani insanlara ufak paralar verip bu parayla bir şeyler yapmalarını istemek yerine, yüksek miktardaki kendi paralarıyla neler yaptıklarına bakmak daha etkili veriler sunacaktır.

 

“Yıllık 75.000 Dolar Tam Olarak Yeterlidir”

ABD kökenli yayınlarda, filmlerde, dizilerde genel kanı olarak yıllık 75.000 dolar kazancın, mutluluk için yeterli olduğu söylenegelir. Hatta 2010 yılında yapılan bir araştırma bile bu rakamı destekliyor.

Ancak finansal hayatınızı, mutluluğu artırmak üzerine kurarsanız hikaye biraz karmaşık hale gelir. Dahası yapılan yeni araştırmalar, paranın nasıl kazanıldığının, temel ihtiyaçları karşılamak için ne kadar harcama yapıldığının ve paranın nasıl harcandığının mutluluk üzerinde etkileri olduğunu gösteriyor.

Peki ama bu 75.000 dolar nereden geliyor?

Nobel ödüllü Princeton Üniversitesi ekonomi profesörü Daniel Kahneman ve arkadaşları, ABD’de yaşayan 450.000 kişiyi telefonla arayarak onlara iki şey sordular: “Dün nasıl hissettiniz? Hayatınızı genel anlamda nasıl değerlendirirsiniz?

İlk soruda, katılımcılara mutluluk, zevk ya da üzüntü, stres gibi duygulardan hangilerini deneyimledikleri soruluyor yani.

“Duygusal olarak dengeli ve sağlıklı olmak, bir bireyin gündelik deneyimlerindeki kaliteyi işaret eder. Neşe, heyecan ya da stres, öfke gibi şeyler bir insanın hayatını hoş ya da nahoş yapar.” sözleri geçen makalede araştırmacılar aynı zamanda şu ifadeyi de kullanıyorlar:

“Bir kişinin duygusal yaşamında sağlıklı ve mutlu olabilmesi için yıllık 75.000 dolarlık bir gelir tam olarak tatmin edicidir.”

Araştırmanın yapıldığı 2010’dan bu yana enflasyon oranını gözeterek bu paranın günümüzde 87.000 dolar olduğunu düşünebilirsiniz, ama durum pek de öyle değil.

Araştırmacılar, hayatından memnuniyet oranını “Cantril’s Self-Anchoring Scale” adlı bir yöntemle tespit ettiler. Yani katılımcılara hayatlarından ne kadar  memnun olduklarını 0-10 arasında bir sayıyla değerlendirmelerini istediler. 0(sıfır) saf memnuniyetsizlik iken 10 hayatından son derece memnun olmayı ifade ediyor. Bu metriğe göre, bir kişinin hayatına verdiği not, daha çok para kazanmayla birlikte artıyor.

“Araştırmadan çıkardığımız temel sonuç şu: Yüksek gelir, hayatından daha çok memnuniyete neden oluyor, ancak yüksek gelir mutluluğa bir katkı sağlamıyor. Düşük gelir ise hayatından daha düşük memnuniyete ve duygusal esenliğe olumsuz etki ediyor.”

 

Yeni Araştırmalar Suları Bulandırıyor

Betsey Stevenson ve Justin Wolfers, paranın sağladığı duygulanımlar ya da diğer bir deyişle loveconomics üzerinde çalışan iktisatçı bir karı-koca. Bu çiftin 2013 yılında Brookings Papers on Economic Activity dergisinde yayımlanan bir makalesinde de “daha çok paranın, hayatından memnun olmayı artırdığı” ifade ediliyor. Makale, bir ülkenin gayrisafi milli hasılası arttıkça, o ülkedeki vatandaşların da hayatlarındaki memnuniyetin arttığı gösteriliyor.

Ancak bu makalede, esenliğe ve memnuniyete ulaşmak için illa yıllık X miktar para kazanmak gerekir gibi bir sonuça ulaşılmıyor.

“Belli bir yıllık gelirden sonra, gelirdeki artış miktarı insanların esenliğine çok az katkı yapıyor iddiası oldukça mantıklı olsa da 131 ülkede yaptığımız araştırmalar sonucu bu iddiayı destekleyecek yeterli veri bulunmamaktadır.”

2018 yılında Nature Human Behavior dergisinde çıkan bir araştırmada ise insanların hayatlarından memnun olmak için daha çok paraya ihtiyaç duydukları, ancak günlük hayatta mutlu hissetmek için daha az paraya ihtiyaç duydukları ortaya konuyor.

Dünya genelinde 1.7 milyon kişiden elde edilen verilerle yapılan araştırmada doyum noktası 95.000 dolar civarıyken duygusal olarak esenlik için 60-75.000 dolar arası yeterlidir ve bu rakamlar ülkeden ülkeye göre değişim gösterebilir.

Bu rakamlar, yemek, barınma, çocuk sahibi olma gibi ihtiyaçları karşılamak için oldukça yeterli rakamlar.  Ancak finansal anlamda iyi hissetmek için ne kadar para kazanmak gerektiği, temel olarak günlük hayattaki masraflara ve birikim hedeflerine bağlıdır.

Gallup Well-Being Index araştırma direktörü Dan Witters bu hususta şöyle diyor: “Bence sorulması gereken esas soru şu: Yaşam tarzını karşılamak, gelecek için birikim yapmak, acil durumlar için bankada yatan para ve ev sahibi olmak için gereken meblağ nedir?”

4000 milyoner üzerinde servetin etkilerini araştıran Ohio State Üniversitesi’nden pazarlama profesörü Grant Donnelly ise şöyle diyor: “Birçok kişi mutlu olmak için gereken miktardan daha fazlasına sahip olmayı istiyor. Milyonerler bile şu an mevcut olan paralarını en az 2 kat daha artırmak istiyorlar. Daha az para kazanan kişiler de aynı şekilde düşünüyor.”

 

Nasıl Kazandığınız ve Harcadığınız da Mutluluğu Etkiliyor

Ne kadar paranızın olduğundan bağımsız olarak o parayı nasıl kazandığınız da önemli. “Araştırdığım 4000 milyonerden aile mirasına sahip olanların mutluluğunda belirgin bir artış gözlemleyemedim. Ancak kendi parasını kendi kazanan milyonerlerde mutluluk oranının daha yüksek olduğunu gördüm.” diyor Grant Donnelly.

Ayrıca Harvard Üniversitesi’nden Elizabeth Dunn ve Michael Norton 2014 yılında çıkan “Happy Money” adlı kitapta şu ifadeleri kullanıyorlar: “Tatile gitmek, sevdiklerinize hediyeler almak, hayatınızı kolaylaştıracak şeyler satın almak; maddi şeyler satın almaktan daha çok mutluluk sağlar.”

“İnsanlar daha çok paraya sahip olunca hayatlarının radikal bir biçimde değişeceğini düşünür. Gerçekten de zenginlik, daha çok alışveriş yapmayı sağlar, kişinin arzuladığı kimliğe sahip olmasına yardım eder, fakat bunun gerçek bir tatmin sağladığını düşünmüyoruz.”

Dünyanın en büyük anket şirketlerinden biri olan Gallup’un araştırmasında da şöyle bir sonuç ortaya çıkıyor: “Para miktarının ötesinde mutluluğa etki eden pek çok psikolojik etmen mevcut. Yani bir insanın mutluluğu ve memnuniyeti söz konusu olunca bütüncül bir yaklaşıma sahip olmak çok daha mantıklıdır. Zira insanlar, mevcut hayatlarını başkalarının hayatlarıyla kıyaslayarak da belli bir memnuniyete ulaşabilmektedirler.”

Özetle şunu söylemek mümkün: Mutluluk ve para arasındaki ilişki daima bankadaki vadeli hesapta yatan parayla alakalı değilir. Nasıl yaşadığınız ve paranın hayatınıza nasıl katkılar sağladığı da son derece önemlidir.

 

İlginizi çekebilir

Mutlu Olmak İçin Alışveriş Yapmayı Bırakın, Deneyimlere Odaklanın!
Mutlu İnsanların 25 Alışkanlığı
Durmuş BAYRAM

Yazar : Durmuş BAYRAM

Bilkent Üniversitesi "İletişim ve Tasarım" bölümünden mezun olduktan sonra DW Türkçe gibi birçok saygın kurumda online gazetecilik ve video üreticiliği yaptı. Sizler için iş fikirleri ve para kazanma yollarıyla ilgili araştırmalar yapıp rehber niteliğinde içerikler hazırlıyor.

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir