10 Dakikada Hayat Amacınızı Bulun!

Hayatınızın amacı ne?

Bu, üzerine düşünmek ve düşünürken de bir hayli zaman harcamak için iyi bir soru. Hepimiz, hayatımızın belli bir döneminde amaç yoksunluğu çekerek suçluluk duygusuna kapılmışızdır. Hayat amacını bilen ve bunun peşinden inançla koşanlara gıpta edilir ve hayat amacını henüz bulamayan insanlar neyin onlar için önemli olduğunu ve dünyaya geliş sebeplerinin ne olduğunu merak ederek günlerini geçirirler.

Ancak amacımızı aramaya başlamak imkansız bir egzersiz olarak görülmemeli. Yine aynı şekilde bunu bulmak için tüm hayatınızı harcamanıza gerek yok. Çünkü zaten yanıtı biliyorsunuz ve aslında tüm ömrünüz boyunca da biliyordunuz. Tam da burnunuzun ucunda aslında.

Yanıt hem herkes için aynı hem de herkes için farklıdır. Yanıt mı? Enerji!

Ancak herhangi bir tür enerji değil.

İnsanoğlu olarak sayısız ve mucizevi hediyelerle dünyaya gelen varlıklarız. Allah, evren, evrensel zihin (inancınıza göre buna ne isim vermek isterseniz verebilirsiniz) bize muhteşem bir hayat bahşediyor. Ve herhangi bir hayat değil. Benzersiz bir hayat. Öyle bir hayat ki, her ne kadar herkesle birbirinize bağlıyken benzersiz bir biçimde size ait bir hayat.

Ve size hediye edilen hayattan sonra kesinlikle ikinci en büyük hediyemiz enerjidir.

Kahve içmekten veya yürüyüşe çıkmaktan ya da bir iltifattan sonra hissettiğiniz yüzeysel (ve küçük) enerjiden bahsetmiyoruz.

Varlığınızın özünde olan enerjiden bahsediyorum. Doğumunuzdan önce size verilen ve sizi benzersiz yapan enerji. Hayatınızı birlikte veya ona karşı çıkarak yaşadığınız enerji. Ya ona uyarak hayatınızın amacını akışına bırakacağınız ya da ona karşı çıkarak zorlu bir hayat yaşayacağınız enerji.

Bu enerji hayattaki amacınızı gerçekleştirebilmek için size verilmiştir.

Gördüğünüz gibi, hayatınızın amacını yerine getirip, getirmediğinizi bilmenin en kolay yolu, kendinize “Günlerim ne kadar zorlu? Ne kadar zor bir işim var?” gibi sorular sormaktır. Eğer bu sorulara “orta ve yüksek derecede zor” olarak yanıt veriyorsanız bu durumda hayatınızın amacını gerçekleştirmekten uzaksınız demektir.

Belirli bir amacı yerine getirmek için tasarlandınız. Bu hayatınızda yarattığınız bir şey de değil. Bu amaç, siz doğmadan önce de vardı. Bu amacı yerine getirebilmek için ise, enerjinizin size söylediği yolu izlemek zorundasınız. Peki, bu enerjiye dikkat edip etmediğinizi nasıl bilebilirsiniz?

İnsanlar kendilerini enerjilerinin akışına bıraktıklarında hayat adeta çok kolay ve zahmetsiz olur. Ancak enerjinizin tersine gitmeye başladığınızda neredeyse her şey gereksiz bir şekilde zorlaşır.

Hayatlarımızda onlar için ne kadar vakit harcadığımız veya onlara ne denli yoğunlaştığımızı fark etmediğimiz bazı aktiviteler vardır, size enerji verirler. İşte bunlar hayatınızın amacını yerine getirmek için izlemeniz gereken yol olan ve çabalarınızı yönlendirmeniz gereken aktivitelerdir.

Ardından bir de ne yaparsanız yapın enerjinizi emen bazı şeyler vardır (bunlar sizin benzersiz yeteneklerinizin haricinde olan ve gerçekleştirdiğiniz etklinliklerin büyük bir kısmına tekabül eden olaylardır). Çabalarınızı ne kadar onlar üzerinde optimize etmeye çalışsanız da, başarılı olmak için planlar yapsanız da veya onları geliştirmek için zaman harcasanız da, bu gibi aktiviteler hayat enerjinizi bir vampir gibi emmeye devam edeceklerdir. Bu gibi aktiviteleri enerjiniz ile uyumlu olarak yapabilmek için yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur ve bu yüzden de siz bunlara odaklanmışken, hayatınızın amacını gerçekleştirmiyor olursununz.

İnsanlar olarak güçlü yanlarımızı görmezden gelmek çok kolaydır çünkü bizler, onları güçlü yanlarımız olarak görmeyiz. Güçlü yanlarımızı, dünyadaki herkes gibi aldatıcı bir biçimde önemsiz olarak hissederiz. Ancak aslında öyle değillerdir. Aslında, en az çaba harcayarak gerçekleştirdiğiniz aktiviteler diğer insanları en iyi şekilde etkileyebilecek olanlardır. Ve bu da her zaman evrenin bizim için yaptığı plan olacaktır.

Eğer güçlü yanlarınız ile (ya da enerjiniz doğrultusunda) hareket ederseniz, aktivitelerinizde fazladan efor sarfetmek zorunda kalmazsınız. Başlarda özel bir şey yapmıyor gibi hissedebilirsiniz ancak etki seviyesini acı seviyesi ile karşılaştırmayı bırakmanız gerekmektedir. Bunun yerine içinizden geleni yapın ve sonuçların sizin geri bildiriminiz olmasına olanak tanıyın.

Enerjinizle uyuşan güçlü yanlarınıza önem verdiğinizde ve sizi, siz yapmayan şeylerden kaçındığınızda sonuçlar daha önce hiç tecrübe etmediğiniz şeylerin bile ötesinde olacaktır. Bu tek bir gecede olacak bir şey değil. Fiziksel dünyadaki sonuçlar, ruhsal ve zihinsel dünyada deneyimleyebileceğimiz anlık sonuçların gecikmeli olarak yaşanmasına neden olur ancak nihayetinde bunlar gerçekleşir. Sonuçta fiziksel gerçekliğimiz eski düşünce tarzımız, kendi eşsiz enerjimizi doğrultusundaki yansımamızdan başka bir şey değildir.

Sürekli olarak kendi rahat hissettiğimiz alandan öteye doğru kendimizi zorlamamız gerektiğini öğrendik. Başarı ve tatmin duygusunu yaşamak için acılar çekmek ve çok çalışmak zorunda olduğumuz öğretildi. Ve her ne kadar büyük bir fedakarlık, zorlu geleceğiniz için kararlı bir bağlılık ve benzersiz yeteneğinizle zamanınızın önemli bir bölümünde çalışmak başarıya ulaşmak için gerekli olsa bile dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Bunun acılı olmasına gerek yok.

Bu, çok çalışmamanız gerektiği anlamına mı geliyor? Bu, daha iyi olmak için sürekli olarak kendinizi eğitmemeniz anlamına mı geliyor? Bu, aradığınız başarının aniden gerçekleşeceği anlamına mı geliyor? Hayır, kesinlikle öyle değil.

Bu, basitçe yapacağınız işin enerjiniz ile uyumlu olması gerektiği anlamına gelmektedir. Aktiviteleriniz harcadığınız enerjiden daha fazlasını size vermelidir. Günün sonunda gerçekten de bitkin olmanız gerekiyor ancak ne acıdan ne de stresten. Bitkin olmalısınız çünkü özünüzdeki enerji aşırı ısınmış olmalı ve bir sonraki güne daha bir şevkle başlamaya olanak tanıyabilmesi için gece boyunca şarj edilmesi gerekmeli.

İşte hayatınızdaki amacı bulmak için izleyebileceğiniz 3 adım.

 

1- Size harcadığınızdan daha fazla enerji veren aktiviteleri yazın.

Size harcadığınızdan daha fazla enerji veren aktiviteleri (veya aktiviteyi) yazın.

Bu aktiviteler tamamen sizi kendinizde hissettirir ve tüm fiziksel enerjinizi kullanmanızı sağlar. Bunu yaparak da, bu aktiviteye devam edebilmek için daha fazla enerji üretirsiniz. Bu aktiviteler size doğru şeyi yaptığınızı hissettirir ve onlar için ne kadar yoğun çalışırsanız çalışın sanki efor harcamıyor gibi hissedersiniz. Zorlu zamanlar ne kadar zorlu olursa olsun buna değer. Konu, bu aktivitelerin size doğru sonuçlar verebileceği değildir, konu, doğru sonuçları ne zaman vereceğidir. Bu aktiviteler, aşağıdaki ilke ile gerçekleşir:

Zihinsel ve ruhsal enerji > Fiziksel enerji

Sizin iyiliğinizi düşünen etrafınızdaki insanlarla bu egzersizi yapmanızı öneririm. Yukarıda bahsedildiği gibi, insanlar için kendi güçlü yanlarını ve benzersiz özelliklerini tanımlamak bazen çok zor olabilir.

Benim için bana en çok enerji veren şeyler; konuşmak, ilham vermek, yazmak ve insan ilişkileri, yüksek performans ve hayat optimizasyonu hakkındaki konularda eğitim vermek. Bunları yaptığım zaman kendimi durdurulamaz, daha iyi bir lider, daha iyi bir eş, daha iyi bir arkadaş olarak gördüğüm gibi aynı zamanda hayatımdaki her şey daha da netleşiyor. Bu sebepten ötürü hayatımın amacının (enerjimin bana rehberlik ettiği yolun) insanların kendilerini proaktif bir şekilde geliştirmelerine yardımcı olmak olduğunu öğrendim.

 

2- Enerjinizi emen aktiviteleri yazın.

Enerjinizi emen aktiviteleri yazın.

Kendinize karşı dürüst olun.

Belirli şeylerde iyi olduğumuza dair köklü öğretilere maruz kalıyoruz. Örneğin, liderler harika yöneticiler olmalıdır ancak bence bu mutlak doğru değildir. Bize, “Eğer operasyonlarla ilgilenmezsem, hiçbir zaman iyi bir şirket kuramam” ,”Bir CEO olarak şirketin en iyi satış yapan çalışanı olmalıyım.” gibi şeyleri düşünmemiz öğretildi. Ancak bunlar doğru değil.

Kendimizi bu şekilde koşullamamamız lazım. Basitçe size keyif veren ve keyif vermeyen şeyler vardır. Bir de elinizde kendi benzersiz yetenekleriniz ve diğer her şey vardır. Nefret ettiğiniz şeyleri seviyormuş gibi davranmayı bırakın. Zayıf yanlarınızı, güçlü yanlarınıza yeğlemeyi de bırakın. Her şeyi sevmek ve her şeyde iyi olmak zorunda olmadığınızı kabullenecek kadar cesaretinizi toplayın. Sadece bunu yapabildiğinizde gerçek doğruluk (hayatınızdaki gerçek amaç) ortaya çıkacaktır.

 

3- Enerjinize uyun.

Enerjinize uyun.

Ya da daha başka bir deyişle, sizin için birincil öneme sahip şeyleri nasıl daha çok ve ikincil öneme sahip olan şeyleri nasıl da az yapabileceğinizin yollarını arayın. Ve enerjiniz ile birlikte hareket etmeye başladığınızda, kendinizi adayın.

Sadece enerjinizle hareket ediyor ve hayatınızdaki amacı yerine getiriyor oluşunuz her şeyin mükemmel olacağı anlamına gelmiyor. Yaptığınız şeyde iyi olacağınız veya kendinizin mükemmel birine dönüşeceği anlamına da gelmiyor. Ancak doğru olarak bildiğiniz şeyleri yaparken iyi hissediyor olacağınızdan emin olabilirsiniz. Ve içinizdeki enerjiye inanmak ve güvenmek boşa çıkmayacaktır çünkü bu enerji potansiyelinizi maksimize etmek, yaratmak için olan yaradılış amacınızı yerine getirmek için bir rehberdir.

Hayat amacınız sonu olmayan bir yolculuk olduğu için enerjisini bilen ve onun tarafından yönlendirilen insanlar her zaman amaçlarını bilecek ve yoldan her çıktıklarında kolayca rotalarını bulabileceklerdir. Hayatınızdaki amacınız bir şeyi yapmak değildir, kendiniz olmaktır.

Siz insanoğlusunuz ve enerjiniz her yeni günde size insan olmanız için rehberlik edecektir.

 

İlginizi çekebilir

Tutkunuzu Nasıl Bulursunuz?
Kişisel Gelişim Yazıları

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir