Ünlü Giyim Markası Lacoste’un Kuruluş Hikayesi

1933’ten beri Lacoste dünyanın en popüler markalarından biri haline geldi. Timsah logolu pahalı kıyafetleriyle bildiğimiz Fransız giyim markası Lacoste, bilhassa son yıllarda büyük bir popülarite kazandı.

Lacoste’un kuruluşunda markanın isim babası olan Rene Lacoste yer alıyor. Önemli bir tenisçi olan Rene Lacoste, o dönemler tenis oyuncuları için tasarlanan giysilerden hiç memnun değildi. Zira o zamanlar tenis oyuncularının uzun kollu gömlek, uzun bir eşofman altı ve kravat takmaları gerekiyordu ki bu tenis gibi hızlı hareket etmek gereken bir spor için hiç de ideal değildi.

Rene Lacoste, 1979 yılında People dergisine verdiği bir röportajda şöyle diyor:

“Bir gün arkadaşım Marquis of Cholmondeley’in kortta yakalı tişört giydiğini gördüm. Ne kadar pratik bir tercih olduğunu gördüm. Sonraki dönemlerde herkes bu tişörtlerden giymeye başladı.”

İşte bildiğimiz polo yaka tişörtün yaygınlaşması bu zamanlara tekabül ediyor. Fransa’nın en büyük kumaş tedarikçilerinden Andre Gillier’in katkılarıyla Rene Lacoste, tenis oynarken giymek üzere Lacoste polo yaka tişörtleri tasarladı.

Bugün bildiğimiz polo yaka Lacoste tişörtlerin kendine has dokusu, Rene Lacoste’un yumuşak yünlü pike kullanmasından kaynaklanıyor. Bu sayede kumaş hava geçiriyor ve terlemeyi azaltıyor.

Lacoste’un bu tişörtleri spor ve moda giyimin gayet güzel harmanlanabileceğinin en güzel örneklerinden birini gösteriyor.

Gelin Lacoste’un kuruluş hikayesini ve Rene Lacoste’un hayatını biraz daha yakından tanıyalım:

 

Timsahın Doğuşu

1920’li yıllarda genç ve yetenekli bir tenisçi olan Rene Lacoste, şık oyun tarzı ve centilmenliği ile zamanının en önemli sporcularından biri olarak görülüyordu. 1930’lara gelindiğinde ise Lacoste ismi tenis yerine moda ile anılır hale geldi.

1923’te Boston’daki Davis Cup (tenis şampiyonası) sonrası Amerikalı bir gazeteci, Rene Lacoste’a “timsah” lakabını verdi. Zira Rene Lacoste ve antrenörü bir iddiaya girmişti ve kaybeden kazanana timsah derisinden bir valiz alacaktı. 1927 yılında ise illüstratör Robert George bugün bildiğimiz timsah logosunu tasarladı. (Tişörtte marka logosunun yer alması fikri sonraki dönemde Ralph Lauren ve Fred Perry gibi markalar tarafından da benimsendi ancak bu fikir ilk olarak Rene Lacoste’a ait.)

1925 ile 1929 yılları arasında Rene Lacoste birçok Grand Slam zaferi yaşadı ve uluslararası sıralamalarda hep en üstlerde yer aldı. 5 kez Fransa şampiyonu, 2 kez Wimbledon şampiyonu ve 2 kez ABD şampiyonu oldu.

1933 yılında Rene Lacoste, kendi soyismini taşıyan giyim markasını kurdu ve ilk reklam kampanyasıyla moda dünyasına sıkı bir giriş yaptı.

1951 yılında Lacoste markası renkli tişörtler de üretmeye başladı. 1951’e kadar sadece beyaz tişört üretiliyordu. Ancak marka için 1970’ler dönüm noktası oldu. Ürün çeşidi bu dönemde artırıldı ve timsah logosu artık Lacoste’un ayrılmaz bir parçası oldu. Şık ve spor giyim dendiğinde insanların aklına Lacoste ismi gelir oldu.

Rene Lacoste markanın başarısı hakkında şöyle diyordu: “Timsah sevimli ve sempatik bir hayvan olsaydı aynı etki yaratılamazdı diye düşünüyorum. Timsah yerine Fransa’nın logosu olan horozu seçseydim aynı etki, aynı başarı yakalanamazdı sanırım.”

1964 yılına geldiğimizde Rene Lacoste’un oğlu Bernard Lacoste, şirketin başına geçti. 2000 yılında ise Christophe Lemaire, markanın kreatif direktörü oldu ve Lacoste’un lüks moda segmentindeki yerini sağlamlaştırdı.

Lacoste bugün polo yaka tişört üreten bir firmadan çok daha fazlası. Lacoste’un iç çamaşırından saate, ayakkabıdan parfüme, gömlekten eteğe kadar birçok ürünü bulunuyor.

2006 yılında Rene Lacoste’un azim ve kararlılığını aşılamak amacıyla LACOSTE Foundation kuruldu. Vakıf, maddi ve manevi açıdan dezavantajlı gençleri tenis ve golf sporlarına kazandırarak onları topluma entegre etme konusunda faaliyetler yürütüyor.

2017 yılında dünyanın yaşayan en büyük tenis oyuncularından Sırp raket Novak Djokovic, Rene Lacoste’un zarafeti, centilmenliği ve başarısını yansıttığı gerekçesiyle Lacoste’un reklam yüzü oldu.

Andy Roddick, Richard Gasquet gibi önemli tenis oyuncularının da önceki dönemlerde Lacoste’tan giyindiklerini; hatta Daniel Craig’in 2015 tarihli James Bond in Spectre filminde Lacoste bir tişört giydiğini hatırlatalım. Lacoste tişörtün verdiği şık, zarif ve kendinden emin tavrın James Bond karakterine cuk oturduğunu söylesek abartmış olmayız galiba.

Bugün tenis dünyasının mabetlerinden biri olarak kabul edilen Paris’teki Roland Garros’un Rene Lacoste’un da aralarında bulunduğu 4 tenisçiye ithaf edildiğini eklemeden geçemeyiz. 1920 ve 1930’lu yıllarında tenis dünyasına damga vuran isimleri Jacques Brugnon, Henri Cochet, and Jean Borotra ve elbette Rene Lacoste, “Dört Silahşörler” olarak biliniyordu.

 

İlginizi çekebilir

Başarı Hikayeleri
Victoria’s Secret’ın Kuruluş Hikayesi ve Kurucusunun Hazin Sonu
Zara ve Kurucusunun Başarı Hikayesi
Durmuş BAYRAM

Yazar : Durmuş BAYRAM

Bilkent Üniversitesi "İletişim ve Tasarım" bölümünden mezun olduktan sonra DW Türkçe gibi birçok saygın kurumda online gazetecilik ve video üreticiliği yaptı. Sizler için iş fikirleri ve para kazanma yollarıyla ilgili araştırmalar yapıp rehber niteliğinde içerikler hazırlıyor.

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir