Albert Einstein’ın Hayat Hikayesi

Alman bilim insanı Albert Einstein, 20. yüzyılın en büyük bilim insanlarından biri olarak biliniyor. Özellikle fizik ve görerelilik kuramı sayesinde bilim dünyasında ezberleri bozan Einstein’ı gelin biraz daha yakından tanıyalım.

 

Albert Einstein’ın Çocukluğu ve Eğitim Hayatı

Albert Einstein, 14 Mart 1879’da Almanya’nın Ulm kentinde doğdu. Anne-babası Hermann ve Pauline Einstein Yahudi kökenliydi. 1880 yılında aile Münih’e taşındı. Burada baba Hermann Einsten kardeşi Jakob ile birlikte Einstein & Cie adında bir mühendislik şirketi kurdu.

Einstein’ın çocukluğu görece normaldi. Ancak konuşmayı geç bir yaşta öğrenmesi nedeniyle ailesi endişeliydi. 1884 yılında ilkokula hazırlık amacıyla özel eğitim almaya başladı. 1885 yılında keman çalmaya başladı ve ilkokula başladı. Münih’te ilkokula giderken gayet yüksek notlar alan Einstein, öğretmenlerin “gereksiz” disiplinine karşı çıkıyordu. 15 yaşında okuldan ayrılan Einstein, zorunlu askerlik hizmetine katılmamak için 1894 yılında Almanya’yı terk ederek  ailesinin yerleştiği İtalya’ya gitti.. Ancak o zamana kadar derslerinde gayet başarılı bir öğrenciydi. Öyle ki bu tür iddialara “15 yaşındayken türev, integral gibi konuları çoktan kavramıştım.” diye yanıt veriyordu.

Zürih’teki ETH Üniversitesine girmek için 1895’te bu okulun sınavına girdi. Ancak sınavda yeterli puanı alamadı. Bu okulun rektörü, ona Aarau kentindeki bir okulu tavsiye etti. Bir süre burada okuduktan sonra ETH’nin sınavından başarıyla geçti. Einstein’ın amacı matematik ve fizik öğretmeni olmaktı. 1900 yılında ortalama bir başarıyla okuldan mezun oldu. Bu süreçte üniversitelere yüksek lisans için başvurdu ancak pek başarılı olamadı. Keza 1901 yılında Alman vatandaşlığını bırakıp İsviçre vatandaşlığına geçti.

 

Kariyeri

1901-1902 arası İsviçre’de Schaffhausen ve Winterthur okullarında öğretmenlik yaptı. Daha sonra İsviçre’nin başkenti Bern’e taşındı. Para kazanmak için matematik ve fizik dersleri verdi. Bu dönemde  arkadaşları Maurice Solovine ve Conrad Habicht ile birlikte Akademie Olympia’yı kurdu. Burada akşamları düzenli olarak toplanılıyor ve bilim-felsefe konuları tartışılıyordu. Einstein ABD’ye taşındıktan sonra bile bu derneğin bir üyesi olmaya devam etti ve buradaki tartışmalardan çok beslendiğini ifade etti.

1906 yılında çalıştığı patent ofisinde terfi etti. 1908 yılında üniversitelerde ders vermeye başladı. Hem iş hem de akademik çalışmalar arasında kalan Einstein, tüm zamanını bilime ayırmak istiyordu. Bu nedenle 1909’da ofisteki işinden istifa etti ve Zürih Üniversiesi’nde çalışmaya başladı. Bir yıl sonra da mezun olduğu ETH’de ders vermeye başladı.

 

Üniversite’de İş Bulması 9 Yıl Sürdü

Einstein, ETH’de gayet başarılı bir öğrenciydi. Ancak isyankar kişiliği nedeniyle hocaları, onun hakkında pek parlak olmayan referans mektupları yazdılar. Genç fizikçi, 2 yıl boyunca iş aradı ve sonunda Bern’de bir patent enstitüsünde iş bulabildi. Evrak işleriyle uğraştığı bu iş onun içi nsıradandı ancak bu işi sevmişti, çünkü arta kalan zamanlarında kendi fizik araştırmalarına vakit bulabiliyordu.

1905 yılında “Moleküler Boyutta Yeni Kararlılık” başlığıyla doktora tezini teslim etti ve ünlü e = m · c^2  denklemini de içeren devrim niteliğinde bir makale yayımladı. Bu makaleden sonra talihi açılan Einstein 1900 yılında mezun olduğu üniversiteye, ancak 1909 yılında akademisyen olarak geri dönebildi. Yine bu yıl dünyanın sayılı bilim dergilerinde fizikle ilgili devrim niteliğinde makaleleri yayımlandı. Bu makaleler, kuantum fiziğinin temelinin atılmasını sağladı ve bu başarıları nedeniyle ona 1921 yılında Nobel Ödülü verildi.

1914 yılında başarıları nedeniyle bilim adamları Max Planck ve Walther Nernst tarafından Berlin’e davet edildi ve Alman Bilimler Akademisi’nin başına geçirildi.

 

Güneş Tutulması Sayesinde Meşhur Oldu

1915 yılında genel görelilik yasası hakkında bir makale yayımladı. Burada yerçekim alanlarının zaman ve uzay üzerinde etki yarattığını belirtti. Fizik kurallarını kökünden titreten bu sav, 1919 yılına kadar tartışmalara yol açtı. 1919 Mayıs ayında gerçekleşen tam güneş tutulması bu savı test etmek için güzel bir isabet oldu. İngiliz astronom, Einstein’ın teorisini kanıtlamak için Batı Afrika’ya gidip güneşin fotoğraflarını çekti. Analiz sonrası güneş yerçekiminin ışığı 1.7 yay saniye saptırdığını buldu. Bundan sonra Einstein gazetelere manşet oldu. Öyle ki bu olaydan sadece 6 yıl sonra genel görelilik yasası hakkında 600’den fazla kitap ve makale yazıldı. Einstein da bu sürede dünyayı gezerek bu konu hakkında konferanslar veriyordu.

 

Albert Einstein’ın Özel Hayatı ve Çocukları

1896 yılında Alman vatandaşlığından çıkıp İsviçre vatandaşlığına geçtiği dönemlerde Einstein,  Mileva Maric ile aşk yaşıyordu. Çift daha sonra herkesin karşı çıkmasına karşın 1903 yılında evlendi ve bu evlilikten 2 erkek çocukları oldu. 1904 yılında ilk oğlu Hans, 1910’da da Eduard dünyaya geldi. Ancak çiftin evlenmeden önce 1902 yılında Lieserl adında bir kız çocukları daha olmuştu. Einstein bu çocuk hakkında hiç konuşmadı. Hatta onun hayatı hakkında kitap yazan yazarlar bile durumu ancak 1980’li yıllarda öğrenebildi. Lieserl Einstein’ın akıbetini kimse bilmiyor, ancak bazıları 1903’te kızıl hastalığı nedeniyle öldüğünü düşünüyor. Bazıları ise annesi Mileva Maric’in memleketi Sırbistan’a evlatlık verildiğini düşünüyor .

 

Nafaka Olarak Nobel Ödülünü Verdi

Mileva Maric ile evliliği 1910’lu yılların başında çatırdamaya başladı. Einstein ailesini terk edip Berlin’e taşındı ve kuzeni Elsa ile ilişkiye başladı. Mileva ve Einstein 1919 yılında boşandı. Einstein, Mileva Maric’e aylık bir nafaka ödemeyi kabul etti. Ayrıca Nobel Ödülü alınca oradan gelen parayı da Mileva Maric’e vermeyi taahhüt etti. O dönem Einstein henüz Nobel almamıştı, ancak alacağından emindi. Öyle de oldu, foto elektrik etkisi konusundaki çalışmalarıyla 1922’de Nobel Fizik Ödülü’nü kazandı ve oradan gelen parayı eski eşine verdi.

 

Keman Çalmayı Çok Seviyordu

Akademik alandaki başarılarından farklı olarak evliliği iyi gitmiyordu. 1914 yılında eşi ve çocukları Berlin’den Zürih’e geri döndüler ve 1919 yılında da eşiyle anlaşmalı boşandılar. 1917-1920 arası Einstein uzun süreli bir rahatsızlık geçirdi. Bu dönemde ona kuzeni Elsa Lowenthal baktı. İki kuzen daha sonra birbirlerine aşık olup evlendiler.

Einstein bilimden artakalan zamanda keman çalmaya devam etti. Bach ve Mozart hayranı olan Einstein, keman aşkının yanında iyi de bir denizciydi. Tekneyle açılıp gezmeyi çok severdi. Hatta bu gezilerin ona araştırmalarında ilham verdiği söylenir.

 

İsrail Cumhurbaşkanlığını Reddetti

1921-1923 yılları arasında ABD, İngiltere, Fransa, Japonya ve Filistin’e giden ünlü bilim adamı, bu dönemlerde politik konularda yorum yapmaya başladı. Kudüs Üniversitesi’nde konuşmalar yaptı ve yazılı eserlerini bu üniversiteye miras bıraktı. Öyle ki 1952 yılında yeni kurulan İsrail Devleti’nin cumhurbaşkanlığı görevi bile teklif edildi ve bu teklifi şu şekilde cevap vererek reddetti: “Hayatım boyunca nesnel şeylerle, bilimle uğraştım. Bu nedenle insanlarla ve resmi işlerle doğru şekilde ilgilenecek tecrübem bulunmuyor.”

Fazla çalıştığı için 1928’de bir kalp rahatsızlığı geçirdi. 1929 yılındaki 50. doğumgününden sonra Almanya’nın Caputh kentinde bir yazlık yaptırdı ve 1932’ye kadar bu evde sıkça vakit geçirerek dinlendi.

Einstein ve eşi 1932’de, akademik toplantılara katılmak için ABD’ye gittiler . Bu dönemde Almanya’da Naziler başa geçmişti ve Adolf Hitler yeni Alman başbakanı olmuştu. Einstein Alman Bilimler Akademisi’nden istifa etti ve bir daha Almanya’ya ayak basmadı.

 

Atom Bombasının Tehlikelerini Anlattı

2.Dünya Savaşı’ndan sonra genel görelilik alanındaki çalışmalarına devam etti. Zaman yolculuğu, kara delikler ve evrenin yaratılışı konularında çalıştı. 1933’ten itibaren akademik çalışmalarına Princeton Üniversitesi’nde devam etti. 1939 yılından itibaren Avrupa savaş alanıydı. Bu yıllarda Einstein, Alman bilim insanlarının atom bombası yapımı üzerinde çalıştığını öğrendi. Bu ölümcül bombanın Nazilerin eline geçmesi ihtimali onu çok korkuttu. Bunun üzerine Macar fizikçi Leo Szilard ile birlikte ABD başkanı Franklin Roosevelt’e bir mektup yazıp atom bombasının taşıdığı riskleri anlattı ve atomik araştırma yapılmasını talep etti. Yine bu mektupta atomik enerjinin taşıdığı potansiyellerden de bahsetti. Sonraki yıllarda, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarından derin üzüntü duyan Einstein, “Almanların atom bombası yapamayacağını bilseydim ne mektup yazardım ne de parmağımı kaldırırdım.” şeklinde konuştu. Yani bir anlamda ABD’yi atom bombası geliştirme konusunda dolaylı da olsa harekete geçirdiği için pişmanlık duydu. Daha sonraki yıllarda nükleer silahlanmaya karşı çıkan Einstein, felsefeci Bertrand Russell ile ortaklaşa bir manifesto yayımladı ve nükleer savaşın neden olabileceği zararları anlattı.

Einstein’ın atom bombasıyla olan tek ilişkisi budur. Bu dönemden sonra da Einstein genelde yalnız kalmayı tercih etmiş, zamanının büyük kısmını Princeton’da meslektaşlarıyla bilimsel ve felsefesi sohbetler yaparak geçirmiştir.

 

ABD Vatandaşı Oldu

1940’ta ABD vatandaşı oldu ancak İsviçre vatandaşlığını da korudu. 1946’da Birleşmiş Milletler’a yazdığı açık bir mektupta dünya barışının ancak bir dünya devleti ile sağlanacağını ileri sürdü.

1948’te Einstein’ın ilk eşi Mileva Maric öldü. Kendisi de 1955 yılında ağır hastalığı nedeniyle New Jersey’de hastaneye kaldırıldı ve 18 Nisan 1955’te 76 yaşındayken hayatını kaybetti.

Vasiyeti gereği aynı gün cenazesi yakıldı ve külleri bilinmeyen bir yere defnedildi. Bilim dünyasını kökünden sarsan bir insan bu dünyadan böylece göçüp gitti.

 

FBI Tarafından Yıllarca İzlendi

1933 yılında Hitler, Almanya’da iktidara gelince Einstein Almanya’yı terk edip ABD’ye yerleşti ve burada Princeton Üniiversitesi’nde çalışmaya başladı. İnsan hakları kampanyalarını savunan ve sol görüşe yakın olan Hitler, FBI tarafından 22 yıl boyunca takip edildi. Telefon görüşmeleri dinlendi, mektupları okundu ve hatta çöpleri bile karıştırıldı. Sovyet ajanı olması ihtimali üzerinde durulan Einstein 1955’te öldükten sonra FBI’da onun hakkında 1800 sayfalık istihbarat raporu vardı.

 

Beyni İncelendi

Nisan 1955’te kalp ve damar rahatsızlığı nedeniyle ölen Einstein, bedeninin yakılmasını vasiyet etti. Ancak Princeton Üniversitesi’nden patolog Thomas Harvey, otopsi yaparak Einstein’ın hep nasıl çalıştığı merak edilen beynini bilimsel araştırma yapmak üzere çıkardı. Einstein’ın beyni parçalara ayrılarak araştırma yapılması için çeşitli bilim adamlarına gönderildi.

Çeşitli araştırmalardan en ilginci 1999 yılında Kanadalı bilim adamları tarafından yapılandı. Buna göre Einstein’ın beyninin bir bölümünde oldukça farklı kıvrımlar var. Beynin bu bölümü ise matematik ve boyutsal becerinin belirlendiği kısım.

 

Resimli Einstein Sözleri

Son olarak ilham verici bazı Einstein sözlerini paylaşıyoruz sizlerle…

Durmuş BAYRAM

Yazar : Durmuş BAYRAM

Bilkent Üniversitesi "İletişim ve Tasarım" bölümünden mezun olduktan sonra DW Türkçe gibi birçok saygın kurumda online gazetecilik ve video üreticiliği yaptı. Sizler için iş fikirleri ve para kazanma yollarıyla ilgili araştırmalar yapıp rehber niteliğinde içerikler hazırlıyor.

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir