Bugün dünya genelindeki temel eğilim paylaşımlı ofislerde çalışmaya yönelik olsa da her geçen gün daha fazla şirkette (hemen hemen her sektörden) hem işe gidip gelmeyi hem de ofis rutinlerini terk etmek isteyen pek çok çalışana rastlamanız mümkündür. Uzaktan çoğunlukla da evden çalışmak çoğu kişi için çok daha kolay ve uygulanabilir bir seçenek haline gelmiştir. Fakat bu yöntem sanıldığı kadar kolay değildir.
Neden mi?
Evden çalışma kabiliyeti çalışanlara üretkenliğe ilişkin ciddi bir avantaj sağlıyormuş gibi dursa da çoğu zaman dikkat dağılımını ya da odaklanma güçlüğünü beraberinde getirecektir.
Bu nedenle bu yazıda ofisten uzak bir ortamda veya evinizde çalışırken disiplinli olabilmeniz adına yararlanabileceğiniz ipuçlarına yer vereceğim.
Bugünlerde pek çok şirket çalışanlarına evden çalışma izni veriyor olsa da şirketlerin bu işin sonucunda ortaya çıkabilecek verimlilik düşüşünü de hesaba katıp bu olasılığı bertaraf edecek akıllıca kararlar almaları şarttır – çünkü evden çalışmak herkesin harcı değildir.
Ben bu işi neredeyse 10 yıldır yapıyorum ve dürüst olmam gerekirse artık geleneksel bir ofis ortamına geri dönmeyi hayal dahi edemiyorum.
Ancak maalesef ki zaman yönetimi konusunda kendi kendinizin patronu olduğunuzda dikkatinizin dağılması an meselesi olabiliyor. Uzaktan çalıştığınızda kimse üretkenliğinizi belirli bir saat dilimi ile sınırlandıramadığından yapacağınız her şeyin derhal ve yüksek kalitede yapılmasını sağlamak yalnızca ama yalnızca sizlerin sorumluluğunda oluyor. Bu da verimliliğe ilişkin bazı tehlikeleri beraberinde getiriyor.
Peki, kendinizi en rahat hissettiğiniz ortamlar olan evlerinizde çalışırken disiplinli kalabilmek, stresten uzak bir çalışma hayatına sahip olmak veya üretkenliğinizi korumak adına neler yapabilirsiniz?
Sizlere kendi hayatımda da uyguladığım işlerliği bizzat benim tarafımdan kanıtlanmış birkaç uygulamadan bahsedeceğim.
1-Bir program oluşturun.
Bazı insanlar günlük rutinleri değiştirme yeteneğine sahip olmanın evden çalışmanın en etkileyici avantajlarından biri olduğunu düşünürler – ki gün ortasındaki bir dişçi randevusuna rahatlıkla gidebilmek veya evde süt kalmadığını fark ettiğinizde bir koşu markete gidip süt alabilmek gerçekten harikadır. Ancak, ben bu genel kanının aksine oldukça sıkı bir çalışma programı hazırlayıp ne olursa olsun ona bağlı kalmaya çalışmanın çok daha işlevsel bir yöntem olduğunu fark ettim.
Bu nedenle her sabah aynı saatte kalkarım (sabah 6:30 civarında ve kalkma işini asla ama asla 7’den sonraya bırakmam) ve genellikle hafta sonları da dahil olmak üzere her gece en geç saat 10: 00’da yatağa giderim.
Sabah ilk iş, köpeğimi yürüyüşe çıkarırım. Sonra bir saatliğine spor salonuna gider eve gelip yemek pişiririm. Saat 11: 00′ a kadar çalışmaya başlamış olurum. Öğle yemeği molası vermem ama benim için çok daha değerli bir şey yaparım.
Ne mi?
2-Saat başı mola verip çalışma masanızdan ayrılın.
Çalışma masanızdan düzenli aralıklarla kalkıp işinize ara vermenin verimlilik ve sağlık açısından yararları büyüktür ve ben saatte bir mutlaka bunu yaparım. Masa başından kalkıp verdiğim bu kısa mola bir yandan gevşememi ve kan akışımı hızlandırmamı sağlarken diğer yandan da dağılmaya yüz tutmuş konsantrasyonumu yeniden toparlamama yarayacak bir fincan kahveyi kapıp tazelenmiş bir zihinle işime devam etmemi sağlar.
Ayrıca günde yaklaşık 4 litre su içmeye özen gösteririm ki bu durum çoğu zaman saatte bir tuvalete gitme ihtiyacı doğurduğundan kendimi fazla yormadan çalışmamı sağlar.
3-YouTube üzerinden ASMR (otonom duyusal meridyen tepki) videolarını izleyin.
Kulağa çılgınca geliyor biliyorum, ama otonom duyusal meridyen tepki – daha çok ASMR olarak bilinen bir olgu – üretkenlik seviyemde harikalar yaratmıştır. ASMR, kişiye göre farklılık gösteren belirli tetikleyiciler tarafından üretilen aşırı miktarda rahatlatıcı ses sinyallerine verilen addır. Söz konusu bu sesler çeşitli cisimleri tırmalama, tıklatma, buruşturma ya da yalnızca fısıltıdan ibaret dahi olabilir. Ancak sizi temin ederim ki üretkenliğinizi artırma konusunda birebirdirler.
Bu yöntem yalnızca geceleri özellikle de dinlenmekte sorun yaşadığım zamanlarda imdadıma yetişip uyumama yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda gündüzleri de beni üretkenliğimin zirvesine çıkarıyor.
ASMR’ nin perde arkasındaki gerçeğin bilimsel bir açıklaması yapılamasa da son derece işlevsel bir yöntem olduğu aşikar.
Mutlaka okuyun: Çalışırken Dinleyebileceğiniz Üretkenliğinizi Artıracak Müzikler
4-Sağlıklı beslenin.
Sağlıklı beslenmeniz ideal kilonuzu korumanıza yardımcı olmasının yanı sıra odaklanma yeteneğinizin artmasına ve enerjinizin yükselmesine de yardımcı olur. “Sağlıklı beslenme” kavramın tanımı ise herkes için farklı olabilir, ancak bana göre sağlıklı beslenme çok fazla taze sebze, ılımlı miktarda bir protein ve sağlıklı yağlar bakımından yüksek, ancak karbonhidrat ve şeker miktarı düşük gıdalarla beslendiğim bir diyet demektir.
Mutlaka okuyun: İşteki Başarınızda Sağlıklı Olmanın Önemi
5-Acil bir proje üzerinde çalıştığınız durumlarda e-posta hesabınızı kapatın.
Gelen kutum gün içinde bitip tükenmek bilmeyen bir e-posta akınına uğruyor. Bunlardan % 99’unu spam mesajları -bir hakla ilişkiler ajansından gelen spam mesajları veya muhtemelen okumadan sildiğim bazı e-postalar- oluşturuyor. Başka bir deyişle e-postalarımın birçoğu önemsiz ve kesinlikle zamana duyarlı değiller.
Önemli bir makale ya da belgeyi yazma veya düzenleme üzerinde çalışırken e-posta hesaplarımı tamamen kapatıyorum. Aksi takdirde gelen maillerdeki linklere tıklayıp ucu bucağı belirsiz bir tavşan deliği misali bu sanal dünyada kendimi kaybetmem an meselesi oluyor.
Mutlaka okuyun: E-maillerinize Daha Az Zaman Harcamanızın Yolları
5-Kendinizi rahatlatmanın yollarını arayın.
Son teslim tarihlerine uygun bir hızda çalışabilmek ve bunu yaparken de yüksek kalitede bir iş çıkarabilmek adına savaş verirken çalışma tarzımı ve belirli işleri tamamlamak için gereken zamanı belirleme konusunda yeteneklerimi geliştirmeyi de ihmal etmiyorum. Bu da bazen yapmam gerekenleri halledip rahatlamak adına kendime vakit ayırabileceğim birkaç saatlik zaman dilimleri yaratabileceğim anlamına geliyor.
Hani şu yazımızın başında değindiğim bir koşu markete gidip gelme meselesinden bahsediyorum aslında. Üstelik bu durum evden çalışmanın dezavantajlarından biri olan sosyal ortamlardan uzaklaşmanın olası yan etkilerini bertaraf edip gerçek insanlarla bağlantı kurmamı sağlıyor. Bazen de tamamıyla tesadüfi bir şekilde dahi olsa kendimi bir anda koca bir tepsi kurabiye pişirirken buluveriyorum. En nihayetinde yapılması gereken işleri ne kadar sürede tamamlayacağımı ben biliyorum. Bu gerçeği bildiğinizde kendinizi kasıp ecel terleri dökmenize değmez, öyle değil mi?
7-İşin sırrı zamanınızı iyi yönetebilmektedir.
Zamanınızı net bir biçimde yapılandırın. Çünkü uzaktan/evden çalışmak, zamanı uygun şekilde yönetebilmenizle yakından alakalıdır. İşlerinizi tamamlamanız yalnızca ödeme almanız için değil, aynı zamanda o güne ait “planlanmamış” boş zamanlarınızı en iyi şekilde değerlendirmenize olanak sağlaması nedeniyle de önemlidir. “Beklenmedik keşiflerde” bulunduğunuz o kıymetli zaman dilimleri işte tam da bu anlardır. Kendinize hiçbir şeyle uğraşmadan geçireceğiniz belirli bir zamanı dilimi ayırın (bunun anlamı çok daha erken bir saatte uyanmanız veya güç toplamak için kestirmek yerine böylesi bir “kayıp” zaman yaratmanız olsa bile bunu yapın), böylelikle başka türlü açığa çıkma fırsatı dahi bulamayacak bazı fikirleri ortaya çıkarabilirsiniz. Unutmayın, boş zaman yüksek bir verimliliğe sahip olma potansiyelini içinde taşır.
8-Pijamalarınızla çalışmaktan kaçının.
Anlıyoruz, evde olduğunuzda pijamalarınızla dolanmak son derece cazip geliyor olabilir ama lütfen giyinin. Evden çalışıyor olabilirsiniz, ama gerçek şu ki yine de çalışma çalışmadır ve bir miktar ciddiyet ister. Verimli bir iş günü için erkenden kalkın ve yeni güne normalde işinize gitmeden önce neler yapıyorsanız aynı şekilde hazırlanın. Duş alın. Giyinin. Kahvaltı edin. Kendinize gelin. Ofise gitmeden uykunuzu açıp sizi enerjik hissettiren bir kolonya mı kullanıyordunuz? Yine kullanın. Gün içinde herhangi bir görüntülü görüşme yapmayacak olsanız bile, iş arkadaşlarınızla birlikteymiş gibi davranın.
Mutlaka okuyun: Vücut Diliniz Kim Olduğunuzu Belirliyor!
9-Sınırlarınızı belirleyin.
Evde olduğunuz gerçeği, ev halkı ile ilgilenmek için mutlak surette uygun olacağınız anlamına gelmez. Tabii ki köpeğinizi sevebilir, çocuklarınız ya da eşinizle ilgilenebilirsiniz. Tabii ki zaten orada olduğunuz için evle alakalı bazı şeylere yardım edebilirsiniz. Elbette ki ufak tefek konuşmalar da yapabilirsiniz, ama evinizin aynı zamanda iş yeriniz olduğu gerçeğini unutmamalısınız. Sınırlarınızı ne denli sağlam çizerseniz, o kadar verimli bir gün geçirirsiniz. Etrafınızdaki herkesin çalıştığınızı ve bunu yapmak için de belirli koşullara ihtiyacınızın olduğunu anlamalarını sağladığınızdan emin olmalısınız.
10-Sıklıkla iletişim kurun.
Meslektaşlarınıza, patronlarınıza, müşterilerinize ve çalışanlarınıza yaptıklarınıza ilişkin bilgi verin. Takipte kalın. E-postalarınıza düzenli olarak cevap verin. İnsanları bekletmeyin. Uzaktan/evden çalışma söz konusu olduğunda kilit noktanız insanlarla zamanında ve doğru şekilde iletişim kurmak olmalıdır. Dizüstü bilgisayarınız, masaüstünüz veya cep telefonunuza Google Hangouts, Skype, WhatsApp vb. iletişim araçlarını- bu araçları yalnızca şu anda masa başında olmadığınızı ancak yakın zamanda işinizin başına geçeceğinizi anlatmak amaçlı kullansanız dahi- yüklediğinizden emin olun.