Girişimci Olunur mu? Girişimci Doğulur mu?

Son zamanlarda bu soru yeniden sıklıkla gündeme gelmeye başladı. Geçtiğimiz beş yıl içerisinde bu konu ile ilgili yapılan birçok çalışma “girişimcilik geni”nin var olabileceğini ya da en azından belli genetiksel niteliklere ve karakter özelliklere sahip insanların diğerlerine kıyasla daha başarılı girişimciler olabileceğini gösterdi. Cleveland’daki Case Western Reserve Üniversitesi’nde girişimcilik alanında çalışmalar yürüten Profesör Scott Shane’nin 2010 yılında yazdığı “Doğuştan Girişimci ve Lider Olanlar” isimli kitabında yazdıklarına göre, genetik sadece kişinin girişimci olup olamayacağını belirlemiyor, aynı zamanda kazanacağı gelir miktarını da etkiliyor. Diğer bir deyişle, bazı insanlar kendi fikrini başarılı bir girişime dönüştürebilecek güçlü bir potansiyelle, geriye kalanlar ise kendilerine ait olmayan ofislerde çalışmak üzere dünyaya geliyor.

Bu, aynı zamanda insanları fikir ayrılığına düşüren bir önerme, özellikle de eğitim ve biraz tutkuyla istedikleri her şeyi olabileceğine inanan Amerikalılar için. Bu tip düşünceler kurumsal eğitim ve işletme okulu kavramlarını yeniden sorgulatan bir etkiye de sahip. Yakın gelecekte işletme eğitiminin “Cesur Yeni Dünya” versiyonu ile karşılaşma olasılığımız çok düşük olsa da bu tür tartışmalar girişimcilik eğitimine ilişkin konsepti mercek altına alıyor. Böylesi bir eğitim herkeste sonuç verir mi? Bazı kişiler girişimci olarak doğuyorsa, bitmek bilmeyen vaka çalışmalarını okumak zorundalar mı ya da birkaç saatlik muhasebe ve etik eğitimi bu kişiler için yeterli olur mu?

Bu soruyu daha detaylı tartışabilmek için fikirleri ile öne çıkan iki araştırmacıya danıştık. Bunlardan biri, Old Dominion Üniversitesi’nin onursal başkanı ve ekonomi profesörü James V. Koch. Kendisi aynı zamanda 2008 yılında basılmış “Sonradan Kazanılamayan, Doğuştan Gelen: Girişimcilik Özellikleri” adlı kitabın iki yazarından biri. Kitaba göre, birçok girişimci bu özelliklere doğuştan sahip, bu sayede iş dünyasında diğerlerine göre doğal olarak daha avantajlı konumdalar. Danıştığımız diğer kişi ise Wellesley’deki Babson Koleji’nde girişimcilik alanında profesör olarak görev alan Julian Lange. Lange’in son beş yıl içerisinde yaptığı tüm çalışmalar, “doğal” birer girişimci olmasalar bile girişimcilik ile ilgili aldıkları eğitimin öğrenciler üzerinde birer girişimci olma yönünde kalıcı etkiler yaratabildiğini öne sürüyor.

Bu iki kişiye de konu ile ilgili fikirlerini sorduk.

 

1. Görüş: Girişimci Doğulur

James V. Koch
Old Dominion Üniversitesi

dogutan-girisimci-oldugunuzu-gosteren-50-aliskanlik

Kitabınız için araştırma yapmaya başlamadan önce girişimcilik eğitimi ve doğal yatkınlık konusundaki fikirleriniz nelerdi?

Bir akademisyen olarak sanırım girişimciliği öğretebileceğimizi ve bunda da başarılı olabileceğimizi düşünüyordum. Hatta genetik faktörlerin kişilik ve davranışlar üzerindeki güçlü etkilerini gösteren bilimsel kaynakları okuduğumda biraz şaşırdığımı bile söyleyebilirim. Literatürün içine girdiğimde, neredeyse bütün ünlü bilim adamlarının kişiliğin genetik ve çevrenin ortak sonucu olarak şekillendiğine inandığını gördüm.

Bazı kişilik yapıları girişimcilik için daha elverişlidir. Bu önemli bir şey ve insanlar üzerinde kimi kısıtlayıcı ve teşvik edici etkiler yaratıyor. Sonuç olarak, kimin girişimci olmaya daha yatkın olduğunu bilmek istiyorsanız, herhangi bir işletme okuluna gitmek yerine girişimcilik kursları almış birini bulun. Daha da önemlisi, kişinin kişilik özelliklerine ve risk alabilme yetkinliğine bakmak gerekiyor. Genetiğin her şeyin cevabı olduğunu söylemiyorum. Deneyim, bilgi, gözlem ve çevrenin de hesaba katılması gerekiyor. Yine de, insanlara risk almayı sonradan sevdirebilir miyiz, emin değilim. Çünkü insanlar yapıları gereği risk almaya eğilimliymiş gibi görünüyor.

Girişimcilik genetik ve çevrenin etkileşimi sonucu şekilleniyorsa girişimcilik özelliklerinin sizce ne kadarını genetik oluşturuyordur?

Buna bir metaforla cevap vereceğim. Kısa boylu insanların NBA’de oynamasının genellikle mümkün olmaması gibi, genetik olarak donanımlı olan çocukların aksine donanımlı olmayanlar ileride nadiren birer girişimciye dönüşüyor. Genetik bilimi ile ilgili literatürü araştırırken, bazı kritik kişilik özelliklerinin %60’ını genlerin belirlediğini öğrendim. Bu özelliklerin birçoğunu da risk alabilme ve belirsiz durumları tolere edebilme gibi girişimcilik özellikleri oluşturuyor.

Özellikle ikiz kardeşlerle ilgili yapılan çalışmadan ve çalışmanın sonunda birlikte ve birbirinden ayrı büyüdükleri durumlarda davranışlarında gözlemlenen farklılıklardan çok etkilendim. Oldukça ikna edici bir çalışmaydı. Sonuç olarak, girişimcilik davranışları ile de ilgili söylenebilecek en iyi şey, bu davranışların genler tarafından belirleniyor oluşu.

Kendiniz de araştırmalar yaptınız mı?

Dışarıya çıktık, çevreleri ve kişilik özellikleri ile ilgili fikir edinmek için çok sayıda girişimciyi gözlemledik. Girişimci olmayan iş adamlarından ve din adamları ya da iş dünyası ile ilgisi olmayan insanlardan bir kontrol grubu oluşturduk. Bu gruplar arasında önemli farklılıklar olduğunu keşfettik.

Girişimcilerin kişilik özellikleri neler?

Kitabım “Girişimciler farklıdır.” cümlesiyle başlıyor. Bu kişiler, belirsizliği tolere etme, risk alma ve birden fazla anlamı bulunan durumlarla başa çıkma yetkinliklerine sahip. Canlı bir doğaları var, neşeli iken çok neşeli, enerjileri düşükken de son derece cansız olabiliyorlar. Kendilerine çok fazla güvendikleri ama aynı zamanda fazla iyimser oldukları yönünde güçlü kanıtlar edindik. Sezgilerine sıkı sıkıya bağlılar.

Bunlar pek de olumlu özellikler sayılmaz. Girişimcilerin büyük çoğunluğu başarısızlığa uğruyor. Fikir birliği ile gelen karar alma süreçlerine çok yatkın değiller. Yenilgileri ya da kayıpları incelikle karşıladıkları söylenemez. Büyük bir kısmı yalnız ve işlerini tek başlarına yürütmeyi tercih ediyor. Bu özelliklerin hepsini diğer insanlar da gösteriyor fakat bunlar girişimcilerde daha yaygın şekilde gözlemlenen özellikler. Araştırmalar bu niteliklerin genetik ile ilgili olduğunu ve bu tür karakteristik özellikleri belirleyen genetik faktörlerin varlığını gösteriyor.

İşletme okulları girişimciler için değer yaratabiliyor mu?

MBA öğrencilerine ders verdiğim için ekonomi ve muhasebe hakkında donanımlı olmanın girişimci olmayı isteyen kişiler için yararlı olduğuna inanıyorum. Fakat herhangi birine bu dersleri aldırarak risk karşısındaki tutumlarını değiştirebilir miyiz bilmiyorum. Belki çok az. Yine de bir kişinin kişilik özelliklerini değiştirmek son derece zorlu bir iş.

O zaman, girişimcilik eğitimlerinin faydalı olduğunu söyleyebilir miyiz?

Sanıyorum, birçok girişimcilik programının gereksiz olduğunu ve anlatmaya çalıştıklarını tam olarak aktaramadığını iddia edebiliriz. Eğitim insanları daha iyi bir muhasebeci, ekonomist ya da vergi hukuku uzmanı yapabilir ama risk karşısındaki tercihlerini etkili şekilde değiştiremez. Daha da önemlisi, eğitimle genetiksel yapıyı değiştirebilmemiz mümkün değil.

Kitabınız çıktıktan sonra konu ile ilgili yapılan araştırmaların sonucunda herhangi bir değişiklik oldu mu?

Genetik dünyasındaki kanıtlar daha da güçlü bir hal aldı. Artık çok daha fazla insan kişilik özellikleri ile ilgili önemli genetik araştırmalar yapıyor. Bu da söylemeye çalıştığımız şeylerin güvenilirliğinin artmasını sağlıyor. Son araştırmalar açıkça bazı vakalarda çevre faktörünün genetik yatkınlıkları ortaya çıkardığını ve karşılaşılan bazı durumların normalde etkin olmayan genleri harekete geçirdiğini gösteriyor. Bunlar, bizim kitapta temelde anlatmaya çalıştığımız şeyi destekleyen ilginç bulgular.

Etkin olmayan girişimcilik genlerini harekete geçirmek öğrenilebilir bir şey mi?

Aslında, genleri neyin harekete geçirdiğini henüz bilmiyoruz. Şimdilerde, biyologlar ve genetik uzmanları sirke sineklerinin üzerinde sıcaklığın genleri ne şekilde etkilediğine ilişkin çalışmalar yürütüyor. Girişimciler için ise henüz doğrudan bir kanıtımız yok. Fakat temel biyolojik deliller bir kişinin girişimci olmasını sağlayabilecek birtakım genetik faktörler olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki 10, 20 ve 30 yıl içerisinde, bilimsel araştırmalar insanların birer girişimci olmasını ve riskler almasını sağlayan faktörleri keşfedecek gibi görünüyor. Yapmanız gereken tek şey çevrenizi gözlemlemek. Önümüzdeki on yıllık dönemlerin kişilik tiplerini belirleyeceğini ve genetiğin oyuna dâhil olmasını sağlayan faktörleri açığa çıkaracağını düşünüyorum.

Bazıları eğitimin bu faktörlerden biri olduğunu söylüyor.

Bir üniversite dersine kayıt olmanın girişimcilik genlerini devreye sokacağına ilişkin ortaya atılan fikirlere şüpheyle yaklaşıyorum. Girişimcilik programlarına katılanlar kişilik özellikleri ve genetik açıdan kendi tercihlerini yaparak yola çıkıyor. Bir kontrol grubu oluşturmak ve risk alma davranışını değiştiren çevreyle ilgili faktörlerin olup olmadığını görmek ilginç olurdu. Bence, bilim dünyasının en ilgi çekici alanlarından biri de bu.

Girişimcilik dünyasında girişimciliğe ilgi duyan fakat uygun kişilik özelliklerine sahip olmayanlara yer var mı?

Elbette. Kendimden örnek vereyim. Muhasebeciyim, aynı zamanda yatırımcıyım ve danışmanlık işi ile de uğraşıyorum fakat bunları aynı potada eritebilen biri olduğum söylenemez. Muhasebe, ekonomi ve pazarlama alanlarında da uzmanlara ihtiyacımız var. Girişimcilik dünyası birçok uzmanlığa ihtiyaç duyuyor fakat birinin ortaya çıkması ve gerekli riskleri alması ve “Bu şansı kullanacağım.” demesi lazım. İnsanlar genellikle toplumda kendilerini seçtikleri mesleklere göre konumlandırıyor. Rahatlıkla yapabildikleri şeyleri tercih etme eğilimi gösteriyorlar. Birinin boyuna on beş santimetre daha ekleyip NBA oyuncusu yapma düşüncesi sıkıntılı bir düşünce. Öyleyse neden insanları işletme okullarına gönderip risk karşısındaki davranışlarını değiştirmeye çalışalım ki?

 

2.Görüş: Girişimci Olunur

Julian Lange
Babson College

girisimci-olmak

Neden girişimciliğin öğretilebilir bir şey olduğunu düşünüyorsunuz?

Bence bu konu ile ilgili yapılan birçok araştırma bize girişimciliğin öğretilebilir bir şey olduğunu gösteriyor. Genetik hakkında konuşan insanların ulaştığı nokta şu: İnsanlar girişimciliğe yönelik farklı eğilimler, özellikler ve entelektüel yetenekler taşıyorlar. Belki, basitçe şöyle ifade edebiliriz, girişimcilik ile ilgili tutku beslemeyen herhangi birine girişimciliği öğretmek imkansız. Diğer taraftan, 20 yıldır eğitim alanındayım ve deneyimlerime göre sınıfta pek çok öğrenci girişimcilik için hissettiği tutkuyu açığa çıkarabiliyor. Genel yetenekler açısından bakacak olursak girişimci olma ihtimallerini güçlendiren ya da zayıflatan yeteneklerini ve ilgi alanlarını ortaya çıkarmaya başladıklarında, bu kişilerin girişimci olma yetkinliklerini eğitim yoluyla desteklemek pekâlâ mümkün. Evet, sonradan girişimci olunamayacağına, girişimciliğin doğuştan gelen bir yetenek olduğuna ilişkin elimizde belli kanıtlar yok değil. Fakat, eğitim yoluyla da bazılarının daha iyi girişimciler olmasını sağlayabiliriz.

Eğitimin insanların girişimci olma ihtimalini arttırabileceğine ilişkin kanıt var mı?

Girişimcilik eğitiminin kalıcı etkiler doğurup doğurmadığını araştıran bir çalışma var. Bu soruyla ilgili son birkaç yıl içerisinde yapılan birkaç araştırmadan biri olduğunu söyleyebilirim. Çalışmanın sonucunda eğitimin insanların girişimci olup olamayacakları üzerinde kalıcı bir etkisi bulunduğunu gösterdik.

1985 ve 2009 yılları arasında Bobson’dan mezun olmuş ve üçte ikisinin zorunlu girişimcilik derslerinden en az birini aldığı 4 bin kişilik bir veritabanı oluşturduk. Gördük ki, zorunlu girişimcilik derslerinden iki ya da daha fazlasını almış olmak bu kişilerin girişimci olmak için duydukları isteği ve girişimcilik yolculuklarını olumlu anlamda etkiliyor. Bu etki hem mezun oldukları hem de mezuniyet sonrası dönemde varlığını sürdürüyordu.

Peki risk alma davranışı? Bu sonradan öğrenilmesi mümkün olmayan temel girişimcilik özelliklerinden biri değil mi?

Bu konuda, risk almaktan kaçınan insanlarla başlayıp gözü pek olan kişilerle sonlanan geniş bir yelpaze var. Bu çerçevede zamanla birçok girişimciyi gözlemleme imkânım oldu. Kendim de bir girişimciyim fakat risk konusunda gözü pek biri olduğum söylenemez. Elbette girişimcilerin risk alma karşısında istekli olmaları ideal bir durum fakat aynı zamanda riskler karşısında sakınımlı olmaları da gerekiyor.

Bazı insanlar sıfır risk ister, bazıları ise sürekli risk peşindedir. Tanıdığım ve gözlemlediğim girişimcilerin birçoğu bu iki uç durumun arasında kalan davranışlar sergiliyordu. Bu kişiler, sırf risk almak için risk almaktan çekinen buna rağmen girişimlerinin başlangıcı, devamı ya da gelişimi için gerekli olan riskleri almaya hazır kimselerdi.

Risk alma yetkinliği anahtar faktör değilse hangi özellikler girişimciler için önemli?

Girişimcilikte öğrettiğimiz ve vurguladığımız şeylerden biri de fırsatlar karşısındaki farkındalık. Bazı insanlar hayatlarını her zamanki seyrinde sürdürür ve karşılarına çıkan fırsatları kolay kolay fark edemez. Dünyaya birazcık farklı bir gözle bakmaya başladıklarında ise çevrelerindeki potansiyel içeren durumları da fark etmeye başlarlar. Genellikle fırsatlar kendilerini açıkça beli etmez. Bu tür şeylerin şekillendirilmesi ve yaratılması gerekiyor ve insanlar bu işleyişi bir kez kavradığında dünya onlara bir daha asla eskisi gibi görünmeyecektir. Bu, fırsatlara göre hareket edecekleri anlamına gelmiyor. Bu, işleyişin tamamen farklı bir parçası. Fakat fırsatlar karşısında daha duyarlı olduklarında, onlara göre hareket etme şanslarını da güçlendirecekler.

Öğrencilerime daha çok girişimcilik semineri olarak işlediğim bir ders veriyorum. Öğrencilere her zaman bu derste amaçlananın dersin sonunda kendilerine “Girişimci olmak istiyorum!” dedirtmek olmadığını söylüyorum. Amaçladığım tek şey girişimciliği anlamalarını sağlamak. Bazen insanlar girişimciliği romantik bir başlık haline getiriyor, başarılı girişimcilere bakıyor ve girişimciliği bir gecede gelen başarı olarak görüyor. Dersin sonunda insanlar “Dersten keyif aldım ama girişimci olmak istediğimi sanmıyorum. Başka bir şey olmak istiyorum.” diyor. Buna rağmen sonradan sık sık şu sözleri de işittiğim oluyor: “Beni hatırladınız mı? Daha önce size girişimci olmak istemediğimi söylemiştim. Mümkünse, ortağımla birlikte yeni kurduğum siteye bir göz atabilir misiniz?”. Eğer bu dersi almamış olsalardı, bu kişiler böylesi bir fırsata duyarlı kalabilirler miydi, emin değilim.

Eğitim insanların iş ve özel yaşantılarını belli noktalarda değiştirmesine yardım eder. Girişimcilik dünyasına ciddiyetle yaklaşmalarına olanak tanır.

Girişimcilikten kaçınması gereken herhangi bir insan ya da kişilik tipi bulunuyor mu?

Ben bunu daha olumlu bir soru olarak almak istiyorum. Daha sonradan girişimci olan, çok farklı yeteneklere sahip ve farklı kariyer seviyelerine erişmiş birçok insanla tanıştım. Yeteneklerine, eğilimlerine ya da hayatta nerede bulunduklarına bakarak herhangi birinin girişimci olamayacağını iddia etmek güç olurdu. Çünkü böylesi bir iddiayı tersine çevirebilecek sayısız istisna var. Radikal örnekleri hesaba katmazsak başarı yakalayan insanlardan oluşan çok geniş bir yelpaze yaratabiliriz. Herhangi birinin her şeyi kendi başına halledebilecek kadar bütün yetkinliklere sahip olması neredeyse imkânsız bir durum, böyle bir kişi kendisini destekleyecek bir takım çalışmasına mutlaka ihtiyaç duyacaktır. Her şeyin son derece elverişli olduğunu düşünsek bile sonuçta elimizdeki maksimum zaman belli, haftada sadece 7 gün ve bir günde sadece 24 saat var. Bu nedenle, sizinle çalışabilecek ve sahip olmadığınız ilave yeteneklerle sizi tamamlayabilecek başka insanlara ihtiyacınız var.

Belli kişilerin girişimcilik için uygun özelliklere sahip olmadığını söylememiz mümkün değil. Farklı yeteneklerin bir araya gelerek yarattıkları kombinasyon sayesinde başarı getirdiğine o kadar çok tanık oldum ki ve emin olun kimse birbirinin aynısı değil.

Girişimcilik programları öğrencilere ne sunuyor?

Bence girişimcilik programlarının sunduğu çok fazla avantaj var. Bunlardan biri program sayesinde çoktan sahip oldukları teknik yetenekler ya da liderlik yetenekleri gibi pek çok özelliği daha faydalı olmaları yönünde geliştirebiliyorlar. Ayrıca, aynı konuya ilgi duyan insanlarla bir arada oldukları için ilişki ağı yaratmaları, verimli geribildirimler almaları ve bir fikrin farklı aşamalarında ihtiyaç duydukları şeyleri ortaya çıkarabilmeleri daha kolay. Örneğin verdiğim bir dersimde, MBA öğrencilerim başarılı girişimcilerle bir araya geliyor. Böylesi bir deneyim onlar için oldukça faydalı.

Hem teorik hem de pratik olarak öğrenme sürecinde çeşitli deneyimler sunuyoruz. Öğrencilerimize girişimciliği anlatırken hem düşünme hem de harekete geçme araçlarından faydalanıyoruz.

Ya girişimciliğin öncelikle genetik faktörler tarafından belirlendiği keşfedilirse? Bu öğretme biçiminizi değiştirir miydi?

Profesör olduğunuzda yapmak istediğiniz şey girişimci olabilmeleri için öğrencilerini geliştirmek ve onlara mümkün olan en iyi eğitim araçlarını sunmaktır. Bunu etkileyebilecek her türlü bilimsel kanıt ise ilgimi çekecektir. Bana kalırsa bu çalışmalar oldukça ilgi çekici. Gündelik yaşantımızda bizlerin de tanık olabileceği gibi başarılı girişimcilik ile ilişkilendirilebilecek kimi kişilik özelliklerinin bulunduğunu gösteriyor. Fakat benim için önemli olan şey bunların arasındaki korelasyon ve nedensellik ilişkisi. Girişimcilik ile bağı kurulabilecek bazı özelliklerin var olması gayet normal fakat bu bana Thomas Edison’ın o çok ünlü “Dehanın %1’i yetenek, %99’u ise terdir.” sözünü hatırlatıyor. Kısacası girişimcilik özellikleri üzerinde çalışmak ve onları şekillendirmek zorundasınız.

 

İlginizi çekebilir

Doğuştan girişimci olduğunuzu gösteren 50 alışkanlık
Başarılı bir girişimci olmak için bu 50 şeyi düzenli olarak yapın!
Merve Tulum

Yazar : Merve Tulum

ODTÜ " Endüstri Mühendisliği " bölümünden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesinde yüksek lisans yaptı. İş hayatına hızlı bir giriş yapıp inovasyon sorumlusu, sistem ve iş analisti gibi birçok pozisyonda görev aldı. Fibabanka, Yemeksepeti ve Yapı Kredi çalışmış olduğu şirketlerden sadece birkaçı. Sizler için iş hayatında edindiği tecrübeleri sizlere aktarıyor.

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir