Karlılık Yerine Büyümeye Odaklanın!

Global bazda yaşanan mali kriz, çok sayıda şirketin dikkatli davranmasına neden olarak nakit akışını durdurmalarına, maliyetleri kısmalarına ve dev yatırımları geri çekmelerine yol açmaktadır. Bunun sonucunda sermaye bolluğu çağı başlamıştır. Bain & Company adlı şirketin makro trendlerden sorumlu grubu, küresel bilançoyu analiz ederek, dünyada aşırı bir sermaye birikimi olduğunu görmüştür. 1990-2010 arasında küresel sermaye 220 trilyon dolardan, (küresel gelirin 6,5 katı) 600 trilyon dolara ( küresel gelirin 9,5 katı) yükselmiştir. Küresel sermaye gitgide artmaktadır. Araştırma modellerimiz 2025 yılında küresel sermayenin katrilyon doları geçeceğini ve bunun küresel gelirin 10 katı olacağını tahmin etmektedir.

O halde bugünlerde şirketler neden büyümeye odaklanmamaktadır? Deneyimlerimize göre şirketler hala yeni büyüme stratejileri geliştirip uygulamaya koymak yerine maliyetleri düşürme peşindeler. Reuters’in açıklamasına göre, geçen yıl çoğu şirket AR-GE yatırımı ya da yeni sermaye aktarımı yapmak yerine, hisselerini geri almayı seçmiştir. CEO’lar yaptıkları telekonferanslarda çoğunlukla büyüme odaklı olup, yeniden yapılandırma, offshore yatırım ve maliyet odaklı yaklaşımlar hakkında konuşmaktadır.

 

Büyüme niçin çok sayıda şirket tarafından arka plana atılmaktadır?

Yaptığımız işte şirketlerin genişlemeyi büyümeye tercih etmesinde üç ana sebep görüyoruz fakat aynı zamanda akıllıca hareket edip bu tuzağa düşmeyen şirketler de vardır.

 

Bunlardan en önemlisi iyi fikir noksanlığıdır. 

Yaratıcılık ve beceri her zaman değerlidir. Tek bir büyük fikir bir şirketi üst sıralara taşıyabilir. Örnek olarak Apple’ın İphone’u ya da IKEA’nın ev eşyalarına farklı bir bakış açısı getirmesini gösterebiliriz. Çok sayıdaki küçük fikir bir şirketin yıllar boyu, rakiplerinden önde gitmesini sağlayabilir fakat çoğu şirket yeterli derecede ümit vadeden büyüme fırsatları geliştirmede yetersiz kalmaktadır. Bazısı en iyi çalışanlarını, yeni iş alanları yaratmak yerine, mevcut operasyonlardan daha fazla karlılık elde etme yolları aramaya yönlendirmektedir. Bazılarıysa yenilikler peşinde koşmak yerine mevcut yöntemlerindeki ilerlemeyi takdir etme yoluna gitmektedir ve bunu şirket kültürü haline getirmekteler. Çok sayıda örgüt bilerek ya da bilmeyerek, çalışanlarının büyüme fikirleriyle gelme arzusunu baltalayarak risk almaktan kaçınır.

Bazıları bazı küçük atılımlar yapmayı başarırken diğerleri zaman yetersizliği nedeniyle başarısız denemelerin ardından pes ederler.

Mutlaka okuyun: İyi İş Fikirleri Nasıl Üretilir?

 

Sonuç: Büyümeyle ilgili iyi fikirlerde kıtlık yaşanması.

Yeniliği teşvik eden şirketler, bu tarz örgütsel engellerin üstesinden gelecek adımlar atarlar. Yeni projeleri için çalışanlarına belirli bir zaman dilimi ayırırlar. Örneğin 3M uzun zamandan beri üstlerinin onayına sunmadan önce, etkili projelerini hazırlamaları için mühendislerine %15’lik bir zaman dilimi ayırmaktadır. Yarıda kalan projelerden ders çıkarabilmek için yöneticilerini risk alma yönünde destekler ve alınan bu dersleri sonraki denemelerini iyileştirmek adına kullanırlar. Bu sayede çalışanlara yeni fikirleri hayata geçirmek üzere özerklik ve otorite sağlamış olurlar. Bir örgütün sürekli olarak büyümeyle ilgili iyi fikirler üretmesi zordur fakat yeni dünyaya damgasını vuran dev sermaye şirketleri bunu zorunlu kılmaktadır. Ayrıca çeşitli yöntemler ve inanışlar nedeniyle elde fazla sayıda büyüme seçeneği kalmamaktadır. Bazı şirketler bir dizi iyi fikirler ortaya atar fakat stratejik yatırım planlama aşamasında demode yaklaşımlar sergileyerek çoğunu elerler. Elenenler de çoğunlukla en iyi fikirler olurken alt sıralarda yer alan önemsiz olanlar ön plana çıkar.

Şirketler Pareto analizi gibi geleneksel stratejiler öncülüğünde çeşitli seçeneklere sınır getirerek değerli sermayelerini garanti olarak gördükleri birkaç yola yatırırlar. Sermaye bolluğu devrinde bu geleneksel yöntemler çok sayıda kapının kapanmasına yol açmaktadır. Daha da kötüsü bu tablo yöneticileri, projelerini bir an önce hayata geçirip paraya çevirmek ve yenilerine başlamak yerine, birkaç yatırım programının ön hazırlığı sürecinde uzun süre takılmaları yönünde cesaretlendirir. Eldeki yatırımların cazibesine kapılmanın ve yapılan test sonuçlarına aldanmanın ardından, büyüme fırsatlarını sürekli olarak geri tepen örgütler, büyümeyi riskli olarak değerlendirir. Bu kafa yapısı nedeniyle, işlerin diğer kollarında durgunluk yaşanır ve destek sistemi olarak devreye girmesi gereken yeni büyüme fırsatları görmezden gelinir. Büyümeyi özendiren şirketler, yatırımlarının karşılığını fazlasıyla alarak geçmiş dönemlerde yaşanan sermaye kıtlığı nedeniyle oluşan baskıları hafifletirler.

Google’ı bünyesinde barındıran Alphabet, Google Fiber ya da otonom araçlar gibi çok sayıda yeniliğe imza atmaktadır. Yararsız projeleri hızla tespit edip sonlandırmakta ve gelecek vadedenler üzerinde daha fazla çalışılmaktadır. Bu tip şirketler fikirleri öyle hemen çöpe atmazlar, eleme işleminden önce mümkün mertebe çok sayıda fikri, hayata geçirmek üzere saklarlar. Yetenek ve vizyon eksikliği, gelecek vadeden büyüme fırsatlarını kara dönüştürmeyi imkânsızlaştırmaktadır. Çoğu şirket bu nedenle önemli büyüme fikirlerini yeni ürün ve hizmetlere dönüştürememektedir.

Bir örgüt çok sayıda büyüme fikrine sahip olup, bunları uygulamaya sokacak insan kaynağından mahrum olabilmektedir. Bain’in yaptığı son araştırmalardan biri de iş gücü verimliliği hakkındadır. Bu araştırmaya göre şirketler, finansal sermaye elde etme konusunda gösterdikleri azim ve disiplini, zaman yönetimi, yetenek avcılığı ve motivasyon kazanımı açısından da gösterirse, rahatlıkla rakiplerinden bir adım önde olacaktır. En üretken şirketler, iyi büyüme fikirleri geliştirecek yeteneğe sahip olanlardır. Böyle şirketler farklılık yaratacak kişileri, karlılık ve büyümeyi artıracak şekilde en iyi pozisyonlara yerleştirirler. Bu kişiler gereksiz bürokrasi ve işlemlere takılmadan kendilerini işlerine adayacak şekilde yeterli zamana sahip olurlar. En önemlisi, işleriyle motive olup, işlerinden ilham alarak, görevlerine büyük bir tutkuyla sarılırlar.

Araştırmamıza göre en iyi şirketler, diğerlerine göre %40 daha üretkendir. Bu şirketler rakipleri çalışmaya devam ederken, perşembe sabahı saat 10.30 olduğunda yapılması gereken işleri bitirmiş oluyorlar. Buna rağmen çalışmaya devam ederek müşterilere hizmet ediyor, yenilik peşinde koşarak çok sayıda yeni fikir üretiyorlar. Tabii buna paralel olarak ürettikleri fikirler, sektördeki meslektaşlarına göre % 30-50 oranında daha fazla kar marjı getirmekte ve böylece büyüme hızlanmaktadır.

Günümüzde yaşanan küresel sermaye bolluğu, hızlı büyümeyi teşvik etmektedir. Liderler yeni dünyaya ayak uydurmak istiyorlarsa örgütlerinde büyümenin önündeki engelleri kaldırmak zorundadır. Yeni büyüme fırsatları oluşturabilmek için yaratıcılık yönünde gelişmenin önü açılmalıdır.

Önlerine gelen çok sayıdaki büyüme fikrini elemek yerine, büyüme seçenekleri arasından bir portfolyo oluşturmalıdırlar ardından bu portföyün içinden en çok ümit vadedenlerin üzerine yoğunlaşacak yetenek ve kapasitede çalışanlar edinmelidirler. Şirketler, finansal sermaye birikimi için yıllarca sürdürdükleri kararlılık ve özeni enerjik, yetenekli bir iş gücü ve zaman yönetimi oluşturmada da göstermelidir.

 

İlginizi çekebilir

Milyar Dolarlık Büyük Bir Şirket Kurmak
İşinizi Hızla Büyütmenin 15 Yolu
Avatar

Yazar : İpek Külah

Çevirmen

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir