Nasaya Uzay Aracı Yapan Türk Kadın Girişimci: Eren Özmen

Size bir Amerikan rüyasından bahsedeceğiz. Çalışkanlık, azim ve hayallerinin peşinden gitme hikayesi anlatacağız. NASA’ya uzay aracı yapan Türk kadın girişimci Eren Özmen’in hikayesini anlatacağız.

ABD’de yaşayan Türk girişimci Eren Özmen, Forbes Dergisi’nin hazırladığı ABD’nin en zengin kadın girişimciler listesinde yer alıyor. Üstelik Özmen 1.2 milyar dolarlık bu devasa serveti miras yoluyla değil, tamamen alın teriyle kazanan bir isim.

 

Eren Özmen kimdir?

Eren Özmen savunma ve uzay-havacılık şirketi Sierra Nevada’nın CEO’su ve sahibi. 1994 yılında eşi Fatih Özmen ile birlikte kurdukları şirketin bugün dünyanın 34 farklı ülkesinde yaklaşık 4000 çalışanı var.

Eren Özmen, 80’li yıllarda üniversite okumak için Türkiye’den ABD’ye yerleşen bir isim. 1985 yılında University of Nevada’dan MBA derecesi alan Özmen, 1994 yılında eşi ve 10 kişilik bir personelle Sierra Nevada Corporation’u kurdu.

Özmen ailesinin vizyoner kişilikleri sayesinde yıllık 1.5 milyar dolarlık bir ciroya ulaşan SNC savunma, elektronik ve uzay-havacılık sektörlerinde ABD’nin en büyük şirketlerinden biri haline gelmiş durumda. SNC, Birleşmiş Milletler ile ortaklaşa yürüttükleri Dream Chaser adlı proje kapsamında gelişmekte olan ülkelerin de uzay sektöründe gelişmelerini sağlıyor. Ayrıca Türkiye’nin yerli uçakları TRJ-328 ve TRJ-628’de SRC şirketi tarafından üretilecek. Eren Özmen’in yaklaşık 1.2 milyar dolarlık bir serveti bulunuyor.

Özmen ailesi hayırseverlikleriyle de biliniyor. University of Nevada’da girişimcilik merkezi açılması için 5 milyon dolarlık bir bağışta bulunan Özmen çifti, özellikle kadın girişimcilerin iş hayatında daha aktif olması için çeşitli faaliyetler yürütüyor.

 

Bu Yolculuğa Nasıl Başladı?

1981 yılında İngilizce öğrenmek için Türkiye’den ABD’ye giden Eren Özmen, daha sonra Nevada Üniversitesi’nde işletme yüksek lisansı yapmaya başladı. Burada MBA diplomasını alan Özmen, yerel bir fabrikada muhasebeci olarak çalıştı, burada teknik ve finansal bilgisiyle fabrikanın muhasebe işlerinde verimli ve etkili geliştirmeler yaptı.

1988 yılında Sierra Nevada şirketine girdi. O dönemde Sierra Nevada teknoloji odaklı küçük bir aile şirketiydi. Birkaç yıl sonra şirketin büyümesine yönelik yaptığı katkılar nedeniyle bu şirketi eşiyle birlikte satın aldı. Şirketi satın almak içinse eşi Fatih Özmen ile birlikte oturdukları evlerini sattı. Stratejik liderlik ve büyük bir konsantrasyon sayesinde Özmen ailesi şirketi devasa bir hale getirdi. Satın alım döneminde 20 çalışanı olan şirketin şu anda ABD’de 19 farklı eyalette, Almanya’da, İngiltere’de ve Türkiye’de olmak üzere 4000 çalışanı var. Sierra Nevada şu anda dünyanın en hızlı büyüyen ve en inovatif şirketlerinden biri olarak kabul ediliyor. Uzay ve havacılık sektöründe dünyanın en yenilikçi 10 şirketinden biri olan Sierra Nevada, aynı zamanda Eren Özmen’e ABD devletiyle iş yapan en etkili kadın patron olma unvanını da kazandırıyor.

Forbes dergisinde kendi çabalarıyla zengin olan en etkili kadınlardan biri olan takdim edilen Eren Özmen, burada saymakla bitiremeyeceğimiz kadar ödül ve unvan sahibi. Havacılık sektörünün yaşayan efsanelerinden biri olarak görülen Eren Özmen, yine savunma alanında da yılın kadını seçilmiş durumda.

İki çocuk sahibi olan Eren Özmen, eşiyle birlikte Nevada Üniversitesi’nde The Ozmen Center for Entrepreneurship kurdu. Burada dünyanın farklı bölgelerinden gelen öğrencilere girişimcilik konusunda sağlam bir eğitim veriliyor.

Şimdi sizlere Nevada Üniversitesi tarafından Eren Özmen ile yapılan sıkı bir röportaj sunuyoruz. Bu röportaj sayesinde girişimcilik ve hayal etmenin önemi üzerine pek çok şey öğreneceksiniz.

Nevada Üniversitesi’ne yolunuz nasıl düştü? Milyar dolarlık şirketinizi neden hala buradan yönetiyorsunuz?

Gençlik yıllarımdan beri iş hayatına atılacağımı biliyordum. O yıllardan beri kendime böyle bir rota çizdim. 23 yaşımdayken sırt çantamla Amerika’ya, Nevada Üniversitesi’nde MBA yapmaya geldim. Evde yaptığım baklavaları pastanelerde satıp faturalarımı ödüyordum.

Üniversite ve Reno/Spark bölgesinin yeri bende çok özel. Eşim Fatih ile burada evlendik. Ailemizi ve şirketimizi burada kurduk. Amerikan rüyasını gerçekleştirdik diyebilirim yani. Şirketimizin dünya genelinde pek çok ofisi ve fabrikası var ama Nevada hala bizim için ev demek.

Reno şehrinden uluslararası bir şirketi yönetiyor olmaktan ise inanılmaz mutluyum. Böylesine canlı bir şehirde yaşayıp hayallerimizi gerçekleştirdiğimiz için çok memnunuz. Burada kültür, sanat, ticaret, iş, finans dünyası çok canlı ve kaliteli.

Sierra Nevada Corporation (SNC) üzerine konuşalım. Dream Chaser adlı bir uzay aracından güvenliğe, milli savunmadan ticari çözümlere kadar pek çok alanda aktifsiniz. Şirketin hikayesinden bahsedebilir misiniz?

Öncelikle şirketin istihdam konusundaki başarısından ötürü çok mutluyuz. SNC şu anda 4000 çalışana sahip. Fatih ve ben şirkette 20 çalışan olduğu dönemleri de hatırlıyoruz ve bugün de çalışanlarımızı ailemiz olarak görüyoruz.

SNC özellikle ABD’nin milli savunma ve güvenlik ihtiyaçlarına cevap veriyor. Yine uzay ve havacılık alanındaki işlerimizde de çok iddialıyız. Birçok insan bizi Dream Chaser adlı uzay aracı sayesinde tanıyor. Bu araç 2020 yılında NASA için Uluslararası Uzay İstasyonu’nda kullanılacak. Geçmişteki uzay mekiklerinden farklı olarak bu aracın sahibi biziz ve aracız SNC olarak biz kullanıyoruz. Bu da özel şirketlerin uzay ve havacılık alanında yeni bir iş modeli geliştirdiğini gösteriyor. Fatih ve ben Dream Chaser’ın uzaya olan ilginin ve merakın artmasında etkili olacağını, uzay alanında programı olmayan ülkelere ilham vereceğini düşünüyoruz.

Şirketin bu denli büyümesi eşim ve benim için hem kişisel hem de mesleki bir hikaye aslında. Müşterilerimize hizmet sunduğumuz zaman bize bu imkanı sağlayan ülkeye olan borcumuzu ödüyormuş gibi hissediyoruz.

Bu fırsatın farkındayız ve bu nedenle de minnet duyuyoruz.  Dünya üzerinde sadece Amerika’da yapılabilecek bir şeyi yaptığımıza inanıyoruz. ABD dışında başka hiçbir yerde böyle bir yatırım alamazdık ve böylesine büyüyemezdik. Yani ABD bize geniş fırsatlar ve geniş özgürlükler tanıyor. Bu da hem şirketin büyümesine hem müşterilere hizmet etmeye hem de çalışanların kalkınmasına yardımcı oluyor.

Dünyanın en başarılı kadın girişimcilerinden biri olarak karşılaştığınız zorluklar nelerdi?

Süreç boyunca pek çok başarı yakalasak da kolay geçtiğini hatırladığım tek bir günüm olmadı. Azim, kararlılık ve çalışkanlıkla her zorluğu aşmayı bildim ama.

Kariyerimde 3 temel zorluk yaşadım, her biri ötekini tetikledi. ABD’ye geldiğimde işletme yüksek lisansı yapmaktı amacım fakat İngilizcem çok zayıftı ve parasızdım.

Yüksek lisansa devam ederken bir yandan İngilizce öğreniyordum ve okul ücretini ödeyebilmek için ek işler yapmam gerekiyordu. Her sabah “Lütfen pes etme, bir gün daha dayan.” diyordum kendime. Ancak okulda aldığım eğitim nedeniyle bu zorluğun da üstesinden gelebildim.

İkinci zorluk ise SNC’de finans danışmanı olarak işe başladığımda şirketin iflas etmek üzere olduğunu öğrenmemdi.

Fatih ve ben yeni evlenmiştik ve yeni doğum yapmıştım. Her şey çok belirsizdi ve iş konusunda doğru kararı verme konusunda kontrol sahibi değildik. Sonunda risk almaya karar verdik ve yarım milyon dolar borçlanarak şirketi satın aldık. Başarılı olup olamayacağımız konusunda en ufak bir fikrimiz yoktu. Ancak yüksek lisansta öğrendiğim şeyleri şirketin yönetiminde de uyguladım. Pes etmedim, her gün ne yapılması gerekiyorsa ona odaklandım.

Finans ve işletme konusundaki becerilerimle ve Fatih’in mühendislik deneyimiyle yüksek kaliteli teknoloji ürünleri üretip müşterilerin güvenini kazandık. Şirketin sağlam yapısı sayesinde de finansal olarak güçlü olmayı başardık.

Ancak yaşadığım en büyük zorluk SNC’yi ufak bir şirketten 2 milyar dolarlık bir şirkete dönüştürmek oldu. Böylesine büyük bir geçiş döneminde küçük şirketler ya batar ya da başka bir şirket tarafından satın alınır. Biz de ya SNC’yi ya büyütmek ya da satmak zorunda olduğumuzu fark ettik.

Bir kadın patron tarafından yönetilen en büyük savunma şirketi olarak önyargıları yıkmak adına SNC’de büyük bir dönüşüm yaşandı. 19 farklı teknoloji şirketini bünyemize kattık. Boeing, Lockheed Martin gibi birinci sınıf şirketlerden alanında en uzman kişileri işe aldık; şirket içinde farklılıklara değer verdik. Ve şimdi de uzay aracımızı geliştiriyoruz ve müşterilerimizin ihtiyaçlarına cevap vermek için sıkı bir biçimde çalışmaya devam ediyoruz.

 

Girişimci ruhunuzu ve vizyonunuzu kazandığınız ödüllerle tescillediniz. Kadın girişimcilere ne tür tavsiyeler verebilirsiniz?

Fatih ve ben şahane fırsatlar yakaladık ve bu fırsatları çok iyi kullandık. SNC’yi büyütme ve geliştirme maceramızda, bu şirketi havacılık ve savunma alanında önemli bir konuma getirmemizde azim büyük bir role sahip. Azimli olmak bizim rotamızı belirledi ve kaderimizi şekillendirdi.

Geleceğe bakan bir insan olarak genç kuşağı motive etmenin yollarını da arıyorum doğal olarak. Tecrübelerim bana şunları öğretti örneğin:

⇒ Asla pes etmeyin: Her türlü zorluk karşısında inatçı ve dayanıklı olun. Keşke söylemek kadar kolay olsa ama zor bir şey bu elbette. Ancak peşinden gitmeye değer her hedef için bazı fedakarlıklar yapmak gerekiyor. Mevcut zorlukları ötesine bakmaya çalışın. Tutkunuzun sizi sürüklemesine ve eylemlerinize anlam vermesine izin verin. Kendi kaderinizi tayin edebilmek için her gün kendiniz geliştirmenin yollarını arayın. Para ya da kısa süreli kazançlara aldanmayın. Dünden daha iyi olmak elinizden gelenin en iyisini yapın ve kendinizi daima yenileyin. Şükretmeyi bilin, büyük düşünün ve günlük sorunlar nedeniyle küsüp kenara çekilmeyin.

Mutlaka okuyun: Başarılı Girişimcinin Gizli Silahı: Azim

⇒ Büyük düşünün ve hayal kurmayı bırakmayın: Kendinizden daha büyük şeyler hayal etme cesareti gösterin. Ben hayatım boyunca kendime dair beklentilerimi aşmaya çalıştım. Çünkü erkek ağırlıklı bir sektörde çalışıyorum. Ama içinde bulunduğum ortam benim moralimi bozmuyor, tam tersine daha büyük hayaller kurmamı sağlıyor. En büyük başarılar, en büyük zorluklara rağmen elde edilir, bunu unutmayın.

NASA’nın uzay aracımız Dream Chaser’ı Uluslararası Uzay İstasyonu’na kargo taşımak üzere seçmesi SNC ve benim için dönüm noktası oldu. Ancak bu başarıya ulaşmadan önce devasa sorunlar ve zorluklarla mücadele ettik.

Ancak pes etmek yerine çalışanlarımızı daha da motive ettik. Dream Chaser projesini kendi cebimizden finanse ettik, büyük bir mali risk aldık çünkü biz bu projeye yürekten inandık. Uzay keşfi ve uzay yolculuğu alanında paradigmaları yıkmaya karar verdik ve sonunda bu yolda büyük bir başarı kazandık. Bu projeyle gelişmekte olan ülkelerin de uzaycılık alanında harekete geçebilmesi için Birleşmiş Milletler ile ortak bir çalışma yürütüyoruz.

Mutlaka okuyun: Büyük Düşünmek ve Hayallerini Gerçekleştirmek İsteyenlere

⇒ Değerlerinize sahip çıkın: Prensipli olun. Olduğunuz gibi hareket edin ve öyle konuşun. Pozitif bir etki yaratmak üzere karar alın. Daima iki tarafın da kazançlı çıkacağı senaryolar üzerinde çalışın.

 

SNC’deki kadın çalışanlara yönelik ne tür destekler sağlıyorsunuz? Bir anne olarak şirketler kadın çalışanlarını ve ailelerini nasıl daha iyi destekleyebilir?

SNC’nin farklı kökenlerden gelen insanlar istihdam etme politikasından ötürü çok mutluyum. Kadın çalışanlarımızın aileleriyle daha çok ilgilenebilmeleri için onlara sağladığımız çalışma ortamı benim için çok önemli.

Merkez binamızda gündüz bakımevi açmak Fatih ve benim için büyük bir öncelikti. Çünkü bizim de çocuklarımız küçüktü ve şirkette çok zaman geçiriyorduk. 27 yıl sonra bakımevi hala aktif ve çalışanlarımız çocuklarını buraya emanet ediyor. Ofislerimizde çocuklu genç anneleri görmek beni mutlu ediyor.

Eşimle ve çalışanlarımla ilişkim güven ilkesine dayanıyor. Bu SNC’de ve kendi ailemde en temel unsurdur. Fatih’in beni dinlemesi, benim onun söylediklerine kulak vermem çalışanlarımıza da örnek oluyor. Bu sayede şirket içinde saygı ve güven ilişkisine dayanan bir şirket kültürü oluşmuş durumda. Liderlik çok önemli bir meseledir ve liderler karşılarındaki insana saygıyla yaklaştığı zaman bu kişilerin bağlılığı artar, daha cazip bir ortam oluşur. Özetle eşimle birlikte çalışanlarımıza iyi bir örnek teşkil ettiğimizi düşünüyorum, çünkü saygı bizim doğamızda var.

 

2014 yılında eşinizle birlikte Nevada Üniversitesi’nde girişimcilik merkezi açtınız. Özel şirketler ve üniversitelerin birlikte girişimcilik etkinlikleri düzenlemesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bugünün öğrencileri yarının girişimcileri, bilim insanları, mühendisleri, liderleridir. Eşim ve ben kendimizi parlak fikirli gençlerin desteklenmesine, gençlere yenilikçi düşünceyi aşılamaya adadık.

Yıllar boyunca genç kadınların ve genç liderlerin SNC’de büyüyüp gelişmesini izlemekten dolayı son derece memnunum. Nevada Üniversitesi’nde kurduğumuz girişimcilik merkezinde de gelecek neslin girişimcilerine yardım etmek, onlara destek vermek istiyoruz. Öğrencilerin ve şirket sahiplerinin bir araya gelerek yeni fikirler üzerinde çalışmaları, fikirlerin geliştirilmesi için kaynak sağlanması ve inovasyonun teşvik edilmesi bu merkezin temel hedefi.

 

Akademisyen olsaydınız ne tür bir ders vermek isterdiniz?

Elbette girişimcilik üzerine bir ders vermek isterdim. Ancak dersi tamamen kendim tasarlayacak olsam, “stratejik ve saygılı bir şekilde konuşmak ve kendin olmak” ile alakalı bir ders verirdim.

Fikirlerini özgürce ifade etmek ve fikirlerinin arkasında durmak için gereken cesareti bulmak çok önemlidir fakat genç insanlar için bu zor olabilir. Ben de genç bir kadınken bu zorluğu yaşadım ve bugün de genç kadınlarda benzer bir durum gözlemliyorum.

1988 yılında finansal danışman olarak SNC’ye başladığım bir gün, ofiste bir şey üzerinde çalışıyordum. Tam o esnada SNC’nin iflas etmek üzere olduğunu anladım. Yani en fazla birkaç ay daha dayanabilirdik. Sonra bir arkadaşımın odasına gittim ve durumu anlattım.

“Eren, bu senin problemin değil.” şeklinde cevap verdi. Ancak ben bunun tüm şirketin problemi olduğunu düşünüyordum. Şirketin sahiplerine durumu haber vermem gerekiyordu. Böyle bir haber benim kovulmama neden olabilirdi ancak çıkıp cesurca olan biteni anlatmak zorunda hissediyordum kendimi.

Şirketin sahiplerine durumu anlattığımda tam tersi oldu ve onların güvenini kazandım. Terfi aldım ve SNC’deki ilk kontrolör oldum.

SNC’den önceki hayatımda da pek çok ayrımcılık yaşadım, rekabetin kötü yanlarını tattım.

Bu nedenle gençlere tavsiyem profesyonel bir tutuma sahip olmalarıdır. Sizin gözünüzü korkutacak çok insan olacak, sizi yıldırmak isteyecekler. Ama bu onları ilgilendiren bir şeydir, sizi değil. Yani meseleyi şahsi olarak algılamayın. Yapmanız gereken şeyi profesyonel bir biçimde yapmaya devam edin. Ofiste günlük çekişmelere, ayak kaydırmalara girişmeyin. Güvenilir ve saygın bir mentor (akıl hocası) bulun. İyi bir mentor size zor zamanlarda destek çıkacaktır.

 

Başarılı bir girişimcinin sahip olması gereken özellikler neler sizce?

Hayata pozitif bakabilmeli ve büyük hayaller kurabilmelisiniz. Her türlü zorluğa karşın mücadele etme azminiz tam olmalı.

Kendimden örnek verecek olursam hayallerim olabildiğince büyüktü. Tutkumu ve kararlılığımı eylemlerime aksettirmek istiyordum ve öyle de oldu. Bunu önce ABD’de başardım, şimdi sırada dünya ve uzay var! NASA’nın Dream Chaser adlı aracımızı Uluslararası Uzay İstasyonu için yeni kargo aracı olarak seçmesi dönüm noktası oldu bizim için.

Hayatım boyunca karşılaştığım engeller ilk bakışta korkutucu gelirdi. Ancak bir gün Afrikalı bir kabileyle ilgili bir hikaye öğrendim. Bu kabile, diğer kabileler ile aynı şekilde yağmur dansı yapıyormuş. Ancak bu kabile dans ettiğinde daima yağmur yağıyormuş. Bu başarının sırrı sorulduğunda ise şöyle cevap veriyorlarmış: “Biz yağmur yağana kadar dans ediyoruz!”

Yıllar boyunca büyük hayaller kurma cesaretimiz (yağmur yağana dek dans etmek!) karşılığını verdi ve şahane fırsatlarla, mükemmel insanlarla karşılaştık.

Genç bir kadın olarak ailemi Türkiye’de bırakıp ABD’ye geldiğimde hayatımın bu şekilde bir ilerleme göstereceğini asla hayal edemezdim. Eğer büyük düşünmesem ve her şeyin mümkün olduğuna inanmasam bugün bu konumda olamazdım.

 

Sizce tüm girişimcilerin sahip olduğu ortak özellik nedir?

Liderlik ve kendini sürekli olarak yenileme… Girişimcilik parayla alakalı bir şey değildir. En azından Fatih ve ben için böyle değildi. Girişimcilik sosyal bir etki yaratmak ve çevremizdeki zorlukları aşmak için mücadele etmek demektir.

Gerçek bir girişimci bugün dünden daha iyi olma, yarın da bugünden daha iyi olma arzusuna sahiptir. Mevcut problemlere daha iyi çözümler bulmaktan başka bir şey düşünmez iyi bir girişimci.

Ancak kendini sürekli yenilemek, daima gelişme ve ilerleme prensibine sahip olmak için girişimci olmanız da gerekmez. Temel olarak bir hedef belirleme ve her gün bu hedefe biraz daha yaklaşabilmek için mücadele etmektir tüm mesele.

Fatih ve ben risk almak, büyük hayaller kurmak zorunda hissetmiyoruz kendimizi. Bunu büyük bir keyifle istiyoruz. Zorundalık ve istek arasında önemli bir fark var. Ben bizden çok daha büyük bir şeyin parçası olma fırsatına sahip olduğumuza, dünyaya ufak da olsa olumlu ve somut bir katkı sağlayabileceğimize inanıyorum.

 

Kendinize kimi örnek alırsınız? Rol modeliniz kim?

Hayatımda bana rol model olabilecek pek çok insanla tanışma şerefine eriştim. Bu konuda epey şanslıyım.

Genç yaşta başarılı bir iş kadını olmak istiyordum. Küçük yaşlarda bile tutkunuzun, isteğinizin nerede olduğunu bilmek çok enteresan bir durum. Kocası öldükten sonra onun şirketinin başına geçen bir kadının hayatını anlatan bir İngiliz dizisi vardı. Bu dizide kadının tüm zorlukları nasıl aştığı, erkek egemen bir sektörde şirketi nasıl başarıyla yönettiği anlatılıyordu. Bu diziyi izlerken kendi kendime “İşte bu benim” dediğimi hatırlıyorum. Sanırım ilk rol modelim bu kadın oldu.

Bugün çocuklarımdan büyük bir ilham alıyorum. Onlar da kendi tutkularının peşinden gidiyorlar, bana enerji ve iyimserlik aşılıyorlar.

Eşim Fatih Özmen de yine benim üzerimde büyük bir etkiye sahip. Bu yola birlikte çıktık ve birbirimizi her konuda destekledik. O, CEO olarak işin teknoloji ve inovasyon kısmıyla ilgileniyor; bense işletme ve finans kısmıyla ilgileniyorum. Ama daha önemlisi, hayallerimizi gerçekleştirmek için birbirimize kayıtsız şartsız destek veriyoruz, bu harika bir şey.

 

Sırada ne var? Gelecek planlarınız hakkında kısaca bir şey söyleyebilir misiniz?

Daha önemli amaçlara hizmet etmek ve ilerleme kat etmek… Şu ana kadar büyüttüğümüz Sierra Nevada Corporation’u daha ileriye taşımak. Fatih ve ben bilgimizi ve kaynaklarımızı genç nesillere aktarmaya odaklanmış durumdayız. Temel amacımız onlara ilham olmak, onların hayal kurmasını, sürüden ayrılmalarını sağlamak. Ancak o zaman daha büyük düşünüp daha mükemmel şeyler başarabilirler.

 

İlginizi çekebilir

Yoğurtçular Kralı Hamdi Ulukaya’nın Başarı Hikayesi
Göçmenler, Girişimci Olarak Neden Daha Başarılı Oluyorlar?
Durmuş BAYRAM

Yazar : Durmuş BAYRAM

Bilkent Üniversitesi "İletişim ve Tasarım" bölümünden mezun olduktan sonra DW Türkçe gibi birçok saygın kurumda online gazetecilik ve video üreticiliği yaptı. Sizler için iş fikirleri ve para kazanma yollarıyla ilgili araştırmalar yapıp rehber niteliğinde içerikler hazırlıyor.

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir