Norveç’te Yaşamak İsteyenlere

Bu yazıyı aslında 2013 yılında yazmıştım. Norveç’te geçen ikinci yılımın sonlarına yaklaşırken keşke buraya taşınmadan önce bilseydim dediğim birçok şey olduğunu fark ettim. İster genel bilgiler ister detay noktalar olsun, Norveç’e taşınmayı düşünüyorsanız kapsamlı bir araştırma yapmanızda fayda var. Tüm bu bahsedeceğim şeyleri önceden bilseydim Norveç’e taşınmaktan vazgeçer miydim? Muhtemelen hayır. Ama beni neyin beklediği konusunda daha çok fikir sahibi olurdum ve beni bekleyen şeylere hazırlanırdım.

Ama sizin korkmanızı gerektirecek bir durum yok. Norveç’e taşınmadan önce bilmeniz gereken 15 şeyi paylaşmak için buradayım! Umarım bunlardan haberdar olmak Norveç’e taşınmayı düşünenlerinize yeni hayatlarına daha kolay bir başlangıç yapmalarında yardımcı olur.

 

1) ‘Allemannsrett’

Bu kavram tam olarak şu anlama geliyor: Norveç’te doğal alanlarda istediğiniz yerde doğa yürüyüşü yapabilir ve çadır kurabilirsiniz! Hayır, şaka yapmıyorum, Frognerparken’in ortasında bir çadır kurabilir ve geceyi orada geçirebilirsiniz. Özel mülk olmadığı sürece dağlarda veya ormanlarda herhangi bir nokta halkın kullanımına açıktır. Bu yasa aslında düşündüğünüzden çok daha fazla şey ifade ediyor, zira oteller ve hostellerde konaklamak Norveç genelinde oldukça pahalı, bu da tatilcilerin ve ziyaretçilerin bütçelerini zorlayabiliyor. Bu hak sayesinde hem yereller hem de turistler ziyaret ettikleri noktalarda ucuza konaklayarak seyahatlerinin tadını çıkarabiliyorlar. Yerellerin birçoğu tatillerinde ülkeyi gezip dolaşırken bu haktan faydalanıyor, yanlarında çadırlarını da taşıyarak otellere fahiş fiyatlar ödemekten kaçınıyorlar.

 

2) Maaşlar

Norveçlilerin alakasız konuşmaların ortasında bile “bu ülkede maaşlar çok yüksek olduğu için çok şanslıyız. Maaşlarımız bu kadar yüksek olduğu için hayat da bu kadar pahalı zaten” dediklerine şahit oluyorum. Evet, yaygın kanı (hem burada hem de dünya genelinde) Norveç’te maaşların yüksek olduğu yönünde ama bu her zaman doğru değil ne yazık ki. Bir temizlikçi veya bir mağaza çalışanı çok düşük bir maaş almasa da Avrupa ile karşılaştırıldığında burada daha az kazanıyor ne yazık ki. Ama eğer eğitiminizi tamamlamış, kalifiye elemansanız elbette siz de maaşlarımız çok yüksek diyen kesime tabii olacaksınız. Bahsetmem gereken bir diğer istisnalarsa, öğretmenler. Neden bilmiyorum ama eğitim alanında çalışanların maaşı diğer ülkelerle karşılaştırıldığında öyle aman aman da çok değil.

Kendi adıma konuşacak olursam, elbette burada kazandığım parayı Türkiye’de kazanma ihtimalim yok denecek kadar az. Ama burada dikkate alınması gereken bir diğer nokta, Norveç’te hem vergilerin hem de yaşam masraflarının çok yüksek oluşu. İstatistiklere göre ortalama bir vatandaşın aldığı maaştan hayati giderler ve vergiler düşüldüğünde geriye kalan maaşın alım gücü bir miktar azalmakta. Kısacası burada çok para kazanıyor olsanız da aynı miktarda da harcıyorsunuz.

İnsanların bunu fark etmesi düşündüğünüz kadar kolay değil. Hele hele bir çok mesleğe (mühendislik ve benzeri gibi) yönelik talebin Norveç’te benzeri birçok ülkeden daha yüksek oluşu insanların bunu fark etmesini zorlaştırıyor. Şunu söylemeye çalışıyorum, Norveç’te çalışan bir mühendis olarak yüksek meblağlarda paralar kazanıyor olabilirsiniz ama bu bir diğer ülkelerde asla bu kadar para kazanamayacağınız anlamına gelmiyor. Şu an Norveç’te bu mesleklere yönelik yüksek talep olması sebebiyle maaşlar bu kadar yüksek, geleceğin neler getireceği hiç de belli olmaz.

 

3) Her sene yeni bir vergi kartı alacaksınız

Aslında bu maaş kartlarının otomatik olarak size ulaşması gerekiyor ama gelmesi beklenen tarihlerde size ulaştırılmazsa o zaman ilgili makamlara ulaşıp kartı sipariş etmeniz gerekebilir. Peki ya kartınız size ulaşmazsa, unutrsanız veya vize süreçlerinin tam ortasındaysanız ve bu süreçler tamamlanamadan adınıza yeni bir kart hazırlanamıyorsa… ne yazık ki kötü haberler sizi bekliyor olabilir: yüzde elli oranında vergi ödemeniz gerekiyor. Ben tam olarak bu durumla karşı karşıyayım ve emin olun ki hiç de hoş bir şey değil. Devlet çalışanları bana ilgili belgeler tamamlandığında ödediğim yüksek verginin bir kısmını geri alabileceğimi söylüyor, şimdilik yapabileceğim tek şey beklemek gibi duruyor.

 

4) Yemekler kalbinizi kırabilir

Norveç Avrupa birliğinin bir parçası olmadığı için manavlarda İsveç’teki kadar çeşitli ve kaliteli sebze meyve bulmanız zorlaşabiliyor. Aynı durum et ve süt ürünleri için de geçerli, bunların hepsi ithal ürün kısıtlamalarından kaynaklanıyor. Kendi yerel yemeklerimizi ne kadar özlediğimizi anlatamam size. Eğer şanslıysanız ve Oslo’da yaşıyorsanız, bazı marketlerde yabancı menşeili ürünler bulma şansınız var ancak ne yazık ki aynı durum diğer şehirlerde geçerli değil.

Benim buradaki favori marketim Centra. Sattıkları ürünlerin kalitesi genelde daha yüksek oluyor. Elbette arada sırada burada da çürümüş ürünlerle karşılaşabiliyorum ama en azından diğer marketlerdeki kadar sık olmuyor bu.

 

5) Norveçliler mızıklanmaktan hoşlanmazlar

Norveçliler diğer milletlerle karşılaştırıldıklarında neredeyse hiç mızıklanmazlar, eğer bir şeylerden yakınıyorlarsa gerçekten bir problem olduğundan emin olabilirsiniz, oldukça ender bir durumla karşı karşıyasınız. Eğer bir şirket veya hizmet hakkında şikayetleriniz varsa karşı taraf bunu duyduğunda gerçekten şaşırabilir, çünkü bu sıklıkla yaşadıkları bir durum değil. Örneğin geçenlerde burada bir mobilya mağazasından bir koltuk satın aldım ama kargo işlemleri biraz problemliydi, satın aldığım koltuğun bana aylarca ulaşmayabileceğini söylediler. Haliyle ben de haliyle sinirlendim ve müşteri şikayet kaydı oluşturmak için şirketin genel merkezini aradım. Telefonu açan çalışan ne yapması gerektiği ve problemi nasıl çözebileceği konusunda o kadar şaşırdı ki günler boyunca süren bir telefon trafiğinin ortasında kaldım. Ama tüm bu sürecin sonunda, şirket problemi profesyonel bir şekilde ve zamanında çözmeyi başardı.

 

6) Eğer aradığınız şeyi burada bulamıyorsanız o ürün banlanmış olabilir

Norveç hükümeti bir şeyleri banlamak konusunda ne kadar acımasız olduklarıyla ünlenmiş durumda. En çok sevdiğim bitki çayı markalarından birisi banlanmış durumda örneğin, hangi markete gidersem gideyim bulamıyorum. Bulamıyor oluşumun sebebinin bu olduğunu da yakın bir tarihte, geçen günlerde gümrükte çalışan bir arkadaşım ama o markanın banlı olduğunu söylediğinde öğrendim. Diğer bitki çayı markalarını bulabileceğimi, ama o markayı aramanın hiçbir faydası olmadığını söyledi. Kafein seviyesinden dolayı geçtiğimiz yıllara kadar Redbull bile banlıydı burada, banı kalkalı çok da uzun zaman olmadı. Bu durumun bana garip gelmesinin sebebi, redbull’da kahveden çok daha az kafein bulunması. Muhtemelen redbull’un banlanmasının ardında bambaşka sebepler vardı ancak yapılan basın açıklamalarında halka yüksek kafein bir bahane olarak sunuldu. Özetleyecek olursam, eğer aradığınız spesifik bir ürünü hiçbir yerde bulamıyorsanız çok büyük bir ihtimalle o ürünün satışına ülke genelinde izin verilmiyordur. Araştırmanızı iyi yapın.

 

7) Yurt dışından bir şeyler kargolamak hiç de kolay bir şey değil

Norveç Avrupa birliği üyesi olmadığı için birçok satış noktası sipariş noktalarında Norveç’e yer vermiyor. Eğer gerçekten alacağınız şey sizin için çok önemliyse o markanın yöneticileriyle konuşarak size bir istisna yapmalarını isteyebilirsiniz elbette ama isteğinizin kabul edileceği konusunda garanti veremem ne yazık ki. Ek olarak, eğer sipariş ettiğiniz ürünün değeri 40 doların üzerindeyse gümrükten geçişi sırasında ek ücret ve vergilere tabii olma ihtimaliniz de mevcut. Ne kadar bir ek ücret ve vergiden mi bahsediyorum? Üründen ürüne değişmekle beraber bazı durumlarda ödenecek meblağlar ürünün fiyatını aşabiliyor. Ben buraya taşındığımdan beri uluslararası sitelerden online alışveriş yapmayı bıraktım, tercih sizin.

 

8) Vergiler

Vergiler demişken, bu vergilerin bir çoğu otomatik bir sistemle takip ediliyor. Dolayısıyla endişelenmenizi gerektirecek bir durum yok.

 

9) Sağlık Sistemleri

Norveç’e taşındığım tarihten beri şimdiye kadar hiç uzun süre hastanede kalmamı gerektirecek bir sorunla karşılaşmadım. Bir yandan, bu oldukça iyi bir şey. Ama diğer bir yandan, tam olarak bu sebeple Norveç’teki sağlık hizmetlerini değerlendirecek bir tecrübem de olmadığını söyleyebilirim. Başkalarından durup gördüklerimi aktaracak olursam, göz ve diş tedavilerinin hükümet tarafından karşılanmadığını söyleyebilirim. Sağlık sistemleri oldukça basit ve yenilikçi yaklaşımları ya da alternatif tıp yaklaşımlarını içermediğini söyleyebilirim. Birçok hastane 1903 yılında inşa edilmiş gibi gözüküyor.

Diğer bir yandan, buradaki herkes temel sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkına sahip. Fark ettiğim bir diğer şey, hayatımın bu noktasında sağlık hizmetleri benim için Türkiye’de yaşarken olduğundan daha pahalı çünkü genel olarak sağlıklıyım zaten, gerekebilecek her şey ekstra ücrete tabii. Ama eğer kronik olarak hastaysanız, düzenli kontrollere ve ilaçlara ihtiyaç duyuyorsanız o zaman Norveç kesinlikle sizin yaşamanız gereken bir ülke. Bu tür hastalar çoğu şeyden ücretsiz faydalanabiliyor.

Buradaki haberleri izlerken ve gazeteleri okurken fark ettiğim bir diğer şey de birçok hizmetin ve servisin zamanın biraz gerisinde kaldığı. Haberlerde geçen gün bahsedilen bir genç, yaşadığı kalp sorunlarının tedavisi için Almanya’ya seyahat etmek zorundaydı, üstelik seyahati de kendi cebinden karşılamak zorunda kalmıştı çünkü Norveç’te uygulanacak olan tedavi yöntemleri ona faydadan çok zarar getirecekti. Burada uygulanan birçok yöntem zamanın gerisinde kalmış durumda, üstelik bu sadece tıp için de geçerli değil.

 

10) Norveç’te bankacılık sistemi çok güzel işliyor

Burada bankada iş halletmem gerektiğinde eskisi kadar gerilmiyorum. Burada her şey çok kolay halloluyor, hem birçok işlemi online sistemler aracılığıyla gerçekleştirebiliyorsunuz hem de bir başkasına para transferi yapmak düşündüğünüzden çok daha kolay oluyor.

 

11) Feriepenger

Buradaki çalışma ve tatil alışkanlıklarına dair dünya geneline yayılmış bir düşünce var… Herkes Norveç’te yazın bir ay boyunca ücretli izin yaptığımızı ve tatil yapmak için maaş aldığımızı düşünüyor. İşin aslıysa hiç de böyle değil. İster inanın ister inanmayın Türkiye’de aynı işi yapıyor olsaydım şu an yaptığımdan çok daha fazla tatil yapıyor olurdum. Bunun sbebi de Norveçlilerin tatil yapmak zorunda olduğu temmuz ayında aslında maaş almıyoruz. Bu ayın tatil ayı olarak bilinmesinin sebebi de temmuzda birçok iş yerinin kepenk indirmesi. Yani sizin tatil yapıp yapmak istememeniz değil aslında konu, işyerinizin bir aylığına kapıları kapatması.

Dışarıdan bu çok hoş bir fikir gibi duruyor olabilir, ama gerçekten paraya ihtiyacı olanlar ve temmuz ayında da çalışması gerekenler için hiç de hoş bir durum değil. İnsanların kira ödeyebilmesinin, market alışverişi yapabilmesinn tek sebebiyse her ay çalıştıkları şirketin kestiği minik bir meblağı temmuz ayında feriepenger adı altında toplu olarak onlara geri ödüyor olması. Yani aslında ücretli izin yapıyor falan değiliz, sadece maaşımızdan kesilen kısmı geri alıyoruz. Bu metodun kendine has avantajları da dezavantajları da var tabii. Bir yandan hoşuma gidiyor çünkü öyle ya da böyle bir aylık bir tatilimiz oluyor. Ben seyahat etmeyi çok sevdiğim için bir aylık tatil aslında işime geliyor. Diğer bir yandan işinize bağlı olarak eğer paraya ihtiyacınız varsa veya ek iş yapmayı düşünüyorsanız tatile çıkmak hiç de arzuladığınız bir durum olmayabilir. Üstelik temmuz ayı Norveç’te havaların ve doğanın en güzel olduğu ay, hiç kimse seyahat etmek istemiyor ki! Eğer bu bir haftalık tatil aralıkta veya ocakta olsaydı çok daha mutlu olurdum. Üstelik, eğer o işte çalıştığınız ilk yılınızsa ek ödeme de alamadığınız için temmuz ayı boyunca masraflarınızı birikmiş paranızdan ödemek zorundasınız.

Bu yüzden umarım bütçe ve para biriktirme konusunda problemleriniz yoktur. Norveçlilerin maaş alarak bir ay tatil yaptığı söylentisine kanmayın lütfen. Bu para aslında çoktan kazanılmış olan bir para, maaşlı tatil falan değil yani yaptığınız.

12)Buraya uyum sağlamak hakkında….

Daha önceki maddelerde bu konudan çok söz etmedim ama buraya uyum sağlayabilmeniz aslında düşündüğünüzden daha önemli bir mevzu. Şimdiye kadar gittiğim ülkeler arasında insanların en çok birbirine benzediği, aynı giyindikleri ve davrandıkları ülke burası. Bütün genç kızlar aynı giyinirken bütün erkekler de benzer saç kesimleri kullanıyor. Eğer birisinin gerçekten özgün bir tarzı olduğu iddia ediliyorsa genelde bu diğerlerinden daha farklı bir renkte Converse giydiği ya da saçlarını çılgın bir renge boyamaya cesaret edebildiği anlamına geliyor. Gençlerin neredeyse hepsi aynı markalardan aynı model tişörtler tercih ediyor.

Eğer burada bir şey trend olduysa bütün seneyi aynı modellerle geçirmeye hazır olun. Geçmiş yaz mom-jean kesimli kot şortlarla, tek renk tişörtlerle, açık sarı saçlarla ve beyaz converse ayakkabılarla geçmişti. Kış mevsimiyse Canadian Goose markasının ikonikleşmiş parkasıyla ve kürklü berelerle doluydu. Elbette bu trend mevzusu kadınlar arasında erkekler arasında olduğundan çok daha yaygın ama onların da aynı durumdan muzdarip olduğunu söylemek hatalı olmaz.

Stiller dışında dikkatimi çeken bir diğer nokta da benzer uyum problemlerini farklı alanlarda da yaşayabileceğiniz. Kayak başka bir örnek mesela. Elbette Norveç’in kayak yapmak için ideal bir ülke olduğunun farkındayım, yapacak pek başka bir şey de yok ama yemin ederim buradaki herkes kayak kayıyor. Söz konusu şey spor olduğunda pek bir çeşitlilik yok anlayacağınız, elbette halı sahalar ve spor salonları da var ama büyük bir çoğunluk spor amaçlı kayak kayıyor.

 

13) Her şey çok pahalı

Tenis mi oynamak istiyorsunuz? Umarım bedavaya kullanabileceğiniz bir kort bulabilirsiniz, burada neredeyse her şey çok pahalı! Bir televizyonunuz mu var? Her sene ödeyeceğiniz birden çok vergi de var demektir. Şansınıza, geri dönüşüm bedava. Aynı şekilde açık alanlar ve doğal alanlar da.

 

14) Norveçliler tasarruf yapma konusunda tam bir deha

Türkler nasıl para biriktirildiği ve tasarruf yapıldığı konusunda Norveçlilerden ders alabilirler aslında. Birçok Norveçli hayata genç yaşta atıldığı için neredeyse hepsi nasıl tasarruf yapılacağını erken yaşta öğreniyorlar. Belki de yetiştirilme şekilleriyle bir ilgisi vardır, bilmiyorum ama kesinlikle hepimizin onlardan öğrenecekleri var!

 

15) Bir yerlere gitmek kolay, biraz pahalı ve beklediğinizden daha uzun sürebilir

Norveç’te toplu taşıma büyük bir alkışı hak ediyor gerçekten. İnanılmaz bir sistemle çalışan araçlar sayesinde bir yerden bir yere gitmek hiç de zor değil. Hani şu muhteşem gözüken fiyortlar var ya? İşte onlar yüzünden bir yerden başka bir yere gitmek Norveç’te kabus haline gelmiş durumda. Aslında sadece bir iki saat mesafede olan yerlere gitmek neredeyse beş saat alıyor ve fiyortlar yüzünden saatlerce vapur sırası beklemek zorunda kalıyorsunuz. Gitmek istediğiniz yerlerin ne kadar yakın gözüktüğüne bakarak aldanmayın, özellikle ülkenin batı tarafında harita uzaklığıyla yol uzaklığı birbirinden çok farklı. Bahsedilmesi gereken bir diğer nokta da ulaşımın da tıpkı diğer şeyler gibi pahalı oluşu. Ne kadar indirim olursa olsun her seferinde aslında bir parça kazıklanıyor oluyorsunuz. 7 saat uzaklıkta bir yere gidip dönmek, tren tercih ettiğiniz halde alabileceğiniz en ucuz bileti alsanız bile yüz dolardan fazla tutuyor. Oslo merkezinde beş dakikalık bir toplu taşıma yolculuğuysa 5 dolar. Havalimanından şehir merkezine gitmek için alacağınız tren bileti 30 dolar, üstelik sadece tek yön ücret bu! Elbette bu fahiş ücretleri ödemekten kaçınabilirsiniz ama ortalama bir gezgin ve turist, yani Norveç’e yabancı olan birisi için bu bedelleri ödemekten başka bir yol yok gibi.

 

İlginizi çekebilir

Yurtdışında Çalışmak İçin En İyi Ülkeler
Yaşanılacak En İyi Ülkeler
Sevin KAYTAN

Yazar : Sevin KAYTAN

Londra Üniversitesi Ekonomi ve Finans bölümünden Üstün Başarı Programı kapsamında mezun oldu. Tüm dünyada girişimcilikle ilgili birçok araştırmada yer aldı. Şu anda ise kariyer yolculuğuna Paris'te bulunan "OECD Girişimcilik Merkezi" nde devam etmekte.

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir