Bugün hemen herkes daha kaliteli bir yaşam tarzı peşinde koşuyor. Kaliteli bir yaşam tarzını elde edebilmenin en önemli yollarından biri de tabii ki maddi özgürlük.
Ancak biz size bu yazıda kişisel gelişim ve iş hayatında başarı için “rahatsız hissetmenin” önemini anlatmak istiyoruz. Evet, kimse rahatsız ve huzursuz hissetmek istemez. Ancak uzun vadede performansınızı, yaratıcılığınızı ve finansal hayatınızı bir üst seviyeye çıkarmak için rahatsız hissetmek durumundasınız.
Rutin bir hayat sürmek kişiyi rahata alıştırır. Zira neyin nasıl yapılacağı bellidir, belirsizlik yoktur. Fakat rutin bir hayat sürmek insanın hassasiyetlerini, yeteneklerini köreltir. Bir yere hep aynı yolu kullanarak gittiğiniz zaman çevredeki unsurlara nasıl da kayıtsız kaldığınızı hatırlayın. Aynı şey iş hayatı için de geçerlidir. Hep aynı şeyleri yapmak, rahat bir sistem oluşturup konfor çemberi içinde hareket etmek sizi köreltir.
Ancak yeni şeyler denediğiniz zaman, daha önce şans vermediğiniz şeylere şans tanıdığınız zaman hem bedenen hem de zihnen yeni bir aşamaya geçersiniz. Daha önce farkında varmadığınız faydalı şeylerin ve fırsatların karşınıza çıktığını görürsünüz.
Kendinizi daha önce bilmediğiniz bir durum ya da ortama sokmak bu bakımdan önemlidir. Bilmediğiniz bir ortama girdiğinizde beyninizin insanı mutlu kılan dopamin hormonunu salgılayan bölümü aktif hale gelir. Bu bölüm ancak yeni şeyler deneyimlediğiniz ve bir şeyin yeni özelliklerini fark ettiğiniz zaman aktif hale gelir üstelik.
Konfor Neden Girişimcinin Baş Düşmanıdır?
Belirsizlik, yani ne yapacağını bilememek insana stres verir. Ancak belirsizlik yeni şeyler öğrenmek için beyni harekete geçiren bir durumdur. Bunu Yale Üniversitesi’nden nörologlar söylüyor.
Eğer öğrenme sürecinizi zenginleştirmek istiyorsanız zor şeylerle meşgul olmalısınız. Zor şeylerle uğraşırken başarısız olma ihtimali de yüksektir tabii. Ancak Yale araştırmasına göre stresin olmadığı, rahat hissedilen işlerle uğraşmak insan beyninin öğrenme hızını yavaşlatıyor.
Araştırmacılar bir grup maymuna, hedefi vurmaları karşılığında meyve suyu veriyor. Bazen hedef sabitken bazen de hareketli oluyor. Araştırmacılar maymunların beyin aktivitelerini izliyor bu esnada. Eğer maymunlar hedefin nereden geleceğini fark ederlerse beyinlerindeki öğrenme mekanizması devre dışı kalıyor. Hedefin nereden geleceğini kestiremediklerinde ise öğrenme merkezi aktif hale geliyor.
Bu çok anlamlı. Belli bir ortamda nasıl davranmanız gerektiğini bilirseniz ekstra çaba göstermez, yeni şeyler öğrenmeye gerek duymazsınız.
Bu nedenle fikirsel açıdan stabil olmak, belli bir rutine takılıp kalmak öğrenmeyi zorlaştırır. Bununla mücadele edebilmek içinse kolay ve rahat şeylerden uzaklaşıp zor ve belirsiz şeylerle uğraşmak gerekir.
Yale nörologlarından Daeyeol Lee, şöyle diyor:
Araştırmamızdan çıkardığımız en önemli sonuç, öğrenmenin sabit bir şey olmadığı; öğrenmenin çevrenin stabilliğine göre değişim gösterdiğidir. Yani yeni ve farklı bir ortama girdiğiniz zaman beyninizin yeni bilgiler elde etmek ve mevcut bilgileri kullanma potansiyeli artar
Çok az insanın rahatsız, tuhaf hissetmekten hoşlanır fakat sadece hiç bilmediğiniz denizlerde yüzmeye başladığınız zaman gelişir ve yepyeni şeyler öğrenirsiniz.
Mutlaka okuyun: Neden Kendinizi Kovmalısınız?
Bu bağlamda rahatsız hissetmekten nasıl fayda devşirebileceğinizi açıklayalım:
Gelişmenizi Sağlayacak Rahatsızlığı Yönetmenin 4 Yolu:
1. Kafanızı Boşaltın
Bir şeyden ötürü huzursuzluk ve rahatsızlık hissediyorsanız, bu şey kafanızda dolanır durur. Aklınıza takılan bir şey varken de doğru kararlar vermeniz kolay olmaz. Bu şeyi kafanızdan atabilmek için farklı şeyler yapabilirsiniz; arkadaşlarınızla muhabbet edebilir, kahve içebilir, kitap okuyabilirsiniz. Kişiden kişiye değişir bu.
Brown Üniversitesi’nden bilim insanları 2015 tarihli bir çalışmada, insanın kafasını tamamen boşaltamayacağını, yani aklına takılan şeyi tamamen ortadan kaldıramayacağını; fakat bu şeyi farklı bir uğraşla ilgilenerek faydalı bir alana kanalize edebileceğini ortaya koyuyor. Yani farklı bir şeye odaklandığınız zaman doğal olarak aklınıza takılan şeyi de bir kenara bırakırsınız.
Bununla beraber bazen kafanıza takılan şeyi bir deftere yazıp netleştirmek ve somutlaştırmak da sizi rahatlatır. Kafanızın içindeki sorunu bir yere yazdığınız zaman bu sorunu ortadan kaldırmak için yapabileceklerinizi düşünmeye başlarsınız.
Bu nedenle eğer sizi huzursuz eden bir şey varsa, ya farklı bir şeyle meşgul olun ya da bu sorunu bir yere yazarak somutlaştırın.
Mutlaka okuyun: Başarının Gizli Anahtarı: Dinlenmek ve Rahatlamak
2. Neyin Rahatsızlık Verdiğini Tespit Edin
Bazen size rahatsızlık veren şeyin ne olduğunu direkt olarak bilirsiniz, bazen de sizi huzursuz eden şeyin kaynağını bulmakta zorlanırsınız.
- Satışlar mı kafanıza takılıyor?
- Yeni kurduğunuz web sitesi sürekli çöküyor mu?
- Şirket arabasını vurduğunuzu patrona ne zaman söyleyeceksiniz?
Bir işte başarılı olmanın, bir şirketi büyütmenin tek yolu bu tür rahatsızlık veren süreçlerden geçmektir. Değişim ve yeni şeyler pek çok kişiye rahatsızlık verir, kabul. Rayında giden iş hayatında değişime ihtiyaç olduğunu fark etmek insanı huzursuz eder. Bu da kabul.
Seth Godin bu konuda şöyle diyor:
“Rahatsızlık, etkileşim ve değişime neden olur. Rahatsızlık bir şeyi başkalarından daha farklı yaptığınızın göstergesidir. Sizi rahatsız eden bir karar başarıya ulaştığında bu başarıdan daha fazla fayda ve tatmin elde edersiniz.”
3. Geçmiş Deneyimlerinizi Düşünün
Daha önce rahatsız hissetmenize neden olan bir kararınızı düşünün. Bu karar nasıl neticelendi?
Bu noktada benzer bir rahatsızlık hissettiğiniz ancak başarıyla sonuçlanan durumları düşünmeniz sizi teskin edecektir. Daha önce de yaşadığınız huzursuzlukların iyi sonuçlandığını hatırlayın.
Şunu unutmayın ki başarının önündeki engel başarısız olmak değil, başarısızlığı nasıl değerlendirdiğinizdir.
“Zenginler Nasıl Düşünür” adlı kitabın yazarı Steve Siebold, “İlk denemede başarılı olan hiçbir girişimci tanımıyorum. Bir girişimci ne kadar başarılıysa o kadar çok hata yapmıştır.” diyor mesela.
Bu noktada başarılı girişimcilerin hatalarından korkmadığını, hatalarının rahatsızlık vermesine izin vermediklerini belirtelim. Başarısızlık çöpe atılacak bir şey değildir. Başarısızlık, üzerinden ders çıkarılması gereken önemli ve kıymetli bir kaynaktır.
O nedenle hatalarınızdan ders çıkarabildiğiniz sürece hata yapmak size ancak düşük ve geçici bir huzursuzluk yaratır. Ancak hata yapmayı dünyanın sonu olarak görürseniz, hiçbir iş yapamayacak kadar mental yıpranma yaşarsınız.
Mutlaka okuyun: Hatalarınızdan Çıkarabileceğiniz Dersler
4. Tereddüt Etmeyi Bırakın
Çoğu zaman şahane fikirleriniz vardır. Yapmak istediğiniz bir sürü şey vardır fakat eyleme geçme konusunda sıkıntı yaşarsınız. Korkarsınız, huzursuz hissedersiniz, belirsizliğe bulaşmamak istersiniz.
İşte bu noktada kendinizden ve insanlardan şüphelenmeyi bırakmalı ve kafanızın içindeki negatif düşüncelerden kurtulmalısınız.
Eğer rahatsız hissediyorsanız bir şeyleri doğru yapıyorsunuz demektir. Konfor alanından çıkıp daha önce denemediğiniz yeni bir şeyi denemek üzeresiniz demektir. Bu süreç elbette stresli olacaktır ancak içinde bulunduğunuz ve elinizi kolunuzu bağlayan sıkıntıdan ancak yüzleşerek kurtulabilirsiniz.
Mark Zuckerberg şöyle diyor mesela:
En büyük risk hiç risk almamaktır. Dünya bu kadar hızlı gelişiyorken başarısızlık garantisi olan tek şey risk almamaktır.
Yaşadığınız sıkıntı ve rahatsızlığın tamamını faydalı bir şeye dönüştürme durumunuz olmayacaktır. Rahatsızlığı ne zaman, hangi şartlarda ve nasıl kucaklayacağınızı öğrenmelisiniz.
Sonuç olarak ihtiyaç duyduğunuz cesareti ve farkındalığı kazanarak size sıkıntı çıkaran şeyleri öğrenmek ve gelişmek için birer fırsat olarak görmeye başlayacaksınız.
