Çalışanlar Arasında Yaşanan Çatışmaları Çözme

İnsan yönetimi kolay bir iş değildir. Daha da kötü bir senaryo olarak, size bağlı bulunan ve aralarındaki anlaşmazlık birbirlerinden nefret etme durumuna varan iki çalışanınız olduğunu hayal edin. Ekibinizin çalışma temposunu zedelemeden bu kişiler arasındaki huzursuzluğu ne şekilde en aza indirebilirdiniz? Bu noktada, profesyonel bir yönlendirme desteği almadan önce, yönetici olarak arabuluculuk yapmanın sizin asıl sorumluluklarınızdan biri olduğunu unutmamanız gerekmektedir. Çalışanlarınızın yaşadığı sorunun kök sebeplerine indiğinizde, aralarındaki ilişkiyi yeniden tesis etme şansınızı da arttırıyor olacaksınız. Bunu doğru bir şekilde yapabildiğinizde, karşılıklı hassasiyetin var olan nefret yerine güveni beslediğine tanık olacaksınız. Bu noktada, sorunun asıl sebebine inebilmek için aşağıdaki yaklaşımı uygulamayı deneyebilir, çatışmayı ortadan kaldırabilirsiniz.

Söz konusu iki çalışanınız arasındaki kişisel gerilimi belirlemeden önce, çatışmanın daha sistemli sorunlardan kaynaklanmadığından emin olmanız gerekmektedir. Öncelikle, çalışanlarınızın sahip oldukları roller ve kendilerinden ne beklendiği konusunda kafalarının net olduğundan, rekabet yerine işbirliğini öne çıkaran yöntemlere ve performans ölçütlerine sahip olduğunuzdan emin olmalısınız.

Daha sonra, bu kişiler ile konuşmadan önce yine bu kişiler ile ilgili yargılarınızı ve hayal kırıklıklarınızı gözden geçirin. Empati yapma noktasında isteksiz ya da yetkinlik sahibi olmadığınızı hissediyorsanız, bu kişilere yardım edecek kişi büyük ihtimalle siz değilsinizdir. Nefret, yanlış iletişim, yanlış anlama ve korku duymanın bir ürünüdür, empati yapmak ise nefreti çözebilecek güçte bir yöntemdir. Dolayısıyla yola, sorun yaşayan çalışanlarınızın stresli bir dönemi deneyimleyen iyi insanlar olduklarına dair olumlu bir varsayımla çıkmalısınız. Kendinizi hazırlayın, öbür türlü ortaya çıkaracağını şey sakinleştirmeye çalıştığınız kişilerde daha fazla anksiyeteye sebep olmak olacaktır.

Kendinizi hazır hissettiğinizde, ne zaman kötü bir ilişkinin işaretlerine tanık olsanız sürekli geri bildirimde bulunmaya çalışmalısınız. “Ahmet konuşurken, gözlerini devirdin. Bana göre bu profesyonel olgunluk noktasında eksiklik yaşadığının bir işareti. Ahmet konuşurken neden böyle bir reaksiyon verdin?” gibi bir cümle buna örnek olarak gösterilebilir.

Kötü bir davranış ile karşılaştığınızda bunu dile getirme fırsatını hiçbir zaman kaçırmayın ve ortaya konulması gereken bir davranış sergilenmediğinde geri bildirimde bulunmaktan çekinmeyin. Örneğin benzer bir senaryoda şu sözler ile yaklaşımınızı sergileyebilirsiniz: “Ahmet sunum yaparken hiçbir şey söylemediğini fark ettim. Ne düşünüyorsun?” Her bir geri bildiriminizde, karşınızdaki kişiyi cevap vermeye zorlayacak açık uçlu sorularla konuşmanızı bitirmeye özen gösterin.

Karşı karşıya kaldığınız huzursuzluğun kök sebepleri hakkındaki ipuçlarını ortaya çıkarabilmek için sorduğunuz sorulara verilen cevapları kullanın. Gün yüzüne çıkan ve nefret kadar güçlü olan hisler için temel sebepler çok fazla uzağınızda bulunmayacaktır. Düşük özgüven, değişim karşısında gösterilen anksiyete ya da kontrolü kaybetme korkusu ile ilgili sorunları aydınlatın. Şu tip sorulardan faydalanabilirsiniz: “Seni endişelendiren ne?”, “Bu sence neden yaşanıyor?” ya da “O bunu yaptığında sen bu süreci nasıl yaşadın?” Sorduğunuz her soru için aldığınız cevap sizi sormanız gereken bir sonraki soruya götürecektir. Unutmayın, kişinin durumlara dair algısının, motivasyon ve inanç kaynaklarının derinine inmeye çalışıyorsunuz. Çünkü duyguların kaynaklandığı yerler tam olarak burasıdır.

Size verilen cevapları dikkatlice dinlerken, diğer kişinin ne düşündüğü ya da hissettiği ile ilgili varsayımları içeren yorumları yeniden yönlendirin. Örneğin, karşısınızdaki kişi “benim itibarımı zedelemeye çalışıyor” dediğinde bu cümledeki anlamı şu şekilde yeniden ifade etmeye çalışın: “Ahmet’in motivasyonunu bilmiyoruz, ben sadece burada Ahmet’in davranışının senin tarafından nasıl yorumlandığı ile ilgileniyorum. Ekibin karşısında seninle fikir ayrılığına düştüğünde sen kendini nasıl hissettin?”

Duyduğunuz şeyleri geri yansıtın ve neler olduğuna dair bazı hipotezler geliştirmeye başlayın. Şu cümle buna güzel bir örnek olarak gösterilebilir: “Ahmet 3 yıl içerisinde iki kere terfi aldıktan sonra sen de kendi kariyer gelişimini düşünmeye başladın diye hissediyorum. Sence bu durum adil mi?”, “Ne düşündüğüne dair daha fazla şey paylaşabilirsin.” Burada amaç, her birinin fikir ve duygularının diğerine dair algılarını ne şekilde etkilediğini anlayabilmektir.

Karşınızdaki kişileri, diğerinin durumla bildiği şekilde başa çıkmaya çalıştığına ikna etmelisiniz. Duruma farklı yönden yaklaşmaları için onlara sorular sormayı deneyebilirsiniz. Bu noktada, şu örnek cümlelerden faydalanabilirsiniz: “Ahmet kendisinden daha yaşlı ve deneyimli kişilerin bulunduğu bir ekibe dahil olduğunda neler hissetmiş olabilir?”, “Ahmet’in bu denli iddialı olma gereği duymadan düşüncelerini ifade edebilmesi için sen ona nasıl yardımcı olabilirsin?”

Her birinin karşılıklı ilişkilerinde kendi paylarına düşen rollerini anladığından emin olduktan sonra, bu kişileri karşılıklı konuşabilmeleri için bir araya getirebilirsiniz. Bunu şöyle örnek bir cümleyle yapabilirsiniz: “Aranızdaki huzursuzluk hakkında bir süredir ikinizle de iletişim halindeyim. Sanıyorum artık birbiriniz ile konuşmaya ikiniz de hazırsınız.” Kişiler bir araya geldiğinde konuşmalarını mümkün olduğunca az bölmeye çalışın fakat söylenmesi gereken şeyin dile getirilmediğini düşündüğünüz durumda nazikçe şu şekilde söz alabilirsiniz: “Ahmet, Mehmet toplantıdan çıktığında senin ne hissettiğini konuşmuştuk.” Bu süreçte birden fazla kez bu karşılıklı konuşmaları yapmak durumunda kalabilirsiniz, bu nedenle süreci asla terk etmemeye çalışın.

Bu tür bir yatırım yapmanın avantajı söz konusu çatışma için kalıcı bir çözüm üretebilme şansıdır. En önemlisi de, çalışanlarınız empati yapmaya başladıklarında aralarındaki düşmanlık hissinin de azaldığını görmeleri için onlara bir şans tanıyor olacaksınız. Hatta daha da önemlisi, bu iki kişi şimdiye dek deneyimleyemedikleri kadar iyi bir liderlik gelişim sürecinden geçiyor olacaktır. Çünkü bu sürecin sonunda, bu kişilerin kendileri hakkında daha fazla iç görü kazanmalarını ve herkesin yararına olacak olumlu bir ilişki kurmalarını sağlayacaksınız. Aynı zamanda bu kişiler ilişkiler konusunda kazanmış oldukları bu deneyimden ve derslerden kariyerleri boyunca faydalanacaklardır.

 

İlginizi çekebilir

Harika Bir Ekip Kurmak ve Yönetmek
Liderlik ve İş Hayatında Duygusal Zekanın Önemi
Merve Tulum

Yazar : Merve Tulum

ODTÜ " Endüstri Mühendisliği " bölümünden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesinde yüksek lisans yaptı. İş hayatına hızlı bir giriş yapıp inovasyon sorumlusu, sistem ve iş analisti gibi birçok pozisyonda görev aldı. Fibabanka, Yemeksepeti ve Yapı Kredi çalışmış olduğu şirketlerden sadece birkaçı. Sizler için iş hayatında edindiği tecrübeleri sizlere aktarıyor.

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir