Yeryüzünde en üretken kişi bir işi bir kerede bitirebilen kişidir.
Hepimiz yaşamışızdır, bir işi yaparken sık sık her ne kadar tüm odağımızı bu işe verme niyetinde olsak da işi yapmak yerine kendimizi bir anda sosyal medya hesaplarımızda dolaşırken buluruz. Bir bildirim geldiğinde hemen elimiz telefona gider. Ve sonra da mesela bir mail alırız. Mail kutumuzu her beş dakikada bir kontrol etmezsek önemli bir şeyler kaçırdığımız hissine kapılırız.
Dikkat dağıtıcı faktörleri sanki kaçınılması mümkün olmayan şeylermiş gibi düşünürüz. Öte yandan, çalışmalar gösteriyor ki gün içerimizde dikkatimizi dağıtan şeyler üretkenliğimiz üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratmaktadır. Örneğin, tipik bir yönetici ortalamada her sekiz dakikada bir bölünmekte, çalışanlar ise genellikle zamanının yüzde 28’ini gereksiz bölünmeler ve sonuçta işe geri dönme çabaları ile harcamaktadır.
İnsan beyni odaklı şekilde çalışırken bölündüğünde tekrar aynı işe odaklanması tamı tamına 25 dakika almaktadır.
Peki, durum buyken zaman ve dikkatiniz üzerindeki kontrolü yeniden nasıl geri kazanacaksınız? Tam da bu noktada odaklanma becerinizi geliştirecek ve dikkat dağıtıcı faktörler karşısında sizi daha dirençli kılacak 7 kanıtlanmış stratejiyi gözden geçirmek isteyebilirsiniz.
1. Kendinize dikkat dağıtıcı şeylerin olmadığı bir ortam yaratın.
Çevrenizdeki dikkat dağıtıcıları elimine edebileceğiniz ve odağınızı koruyabileceğiniz alışkanlıklar geliştirin. Kendinize, yapmakta olduğunuz iş dışında kalan şeyler tarafından meşgul edilme riskinizin daha az olduğu bir ortam yaratarak ilk adımı atabilirsiniz. Bunu yapmak her zaman kolay olmayabilir. Mesela, pek çoğumuz işimizi bilgisayarlarımızda yapmaktayız, aynı zamanda en büyük dikkat dağıtıcı faktörler ise kullandığımız bilgisayarda internet üzerinden bizi bulmaktadır. Bu noktada, örneğin, kendinizi sık sık alışveriş sitelerinde gezinirken ya da internette video izlerken yakalıyorsanız internet reklamlarını engelleyici eklentiler kullanabilirsiniz.
Odağınızı korumak için yeni alışkanlıklar edinmeye çabalayın. Ofisinizdeki kapıyı kapatın. dışarıdaki sesleri duymamak için kulaklık kullanın. Telefonunuzu kapatın ya da sessize alın, aynı zamanda uzağınızda bir yere koyun. Açık ofiste çalışıyorsanız, kendinize daha sessiz bir yer bulmak faydalı olacaktır. Bu konuda yapılan çalışmalar gösteriyor ki, dikkat dağıtan şeyler açık ofislerde diğer ofis seçeneklerine göre % 64 daha fazla bulunmaktadır. Bununla uyumlu olarak da açık ofis çalışanları diğer çalışanlara göre böyle bir ortamda çok daha fazla odak sorunu yaşamaktadır.
Yapabildiğiniz kadar dikkat dağıtan faktörleri çevrenizden uzaklaştırın, böylece başladığınız işi tek seferde tam odaklı çalışarak daha kolay bitirebildiğinizi göreceksiniz”
Mutlaka okuyun: Çalışma Masası ve Ortamını Düzenleyerek Üretkenliğinizi Artırın!
2. Kendinize o gün tamamlamak üzere her gün 3 ana hedef belirleyin.
Upuzun bir yapılacaklar listesi sizin için üstesinden gelinemez gibi görünebilir, kendinizi daha listenin en başında bıkmış hissetmeye başlayabilirsiniz. Zaten pek çoğumuz sık sık bir işe henüz başlamadan vazgeçme eğilimi gösteririz, bir de üzerine dikkat dağıtıcı faktörler eklenirse bu risk çok daha fazla kaçınılmaz olacaktır. Bunun üstesinden gelebilmek için, her gün kendinize 3 hedef belirleyebilirsiniz. Bunları yapışkan kağıtlara yazabilir, çalışırken kafanızı kaldırdığınız her an gözünüze ilişebilecek şekilde yakınınıza yapıştırabilirsiniz.
Böylece, günlük hedeflerin sayısını azaltarak, tam olarak hangi işleri yapmanız gerektiği konusunda kendinizden çok daha fazla emin olacak, bu işlere daha büyük bir ilgi duracaksınızdır ve zihniniz ise odağınızı dağıtmamak için çok daha istekli davranacaktır.
Her sabah kendinize sorun: Bugün tamamlamanız gereken en önemli 3 şey nedir? Bu üçünün dışında kalan işler ise mutlaka ayrı bir yapılacaklar listesinde kalmaya devam etmelidir. Gün içerisinde 3 iş hedefini erken tamamladığınız durumda ise bu listeden en önemsiz olanların peşine düşebilirsiniz.
Mutlaka okuyun: “Her Şey Önemli” Gözüktüğünde Önceliklendirme Nasıl Yapılır?
3. Kendinize daha kısa zaman dilimleri yaratın.
Daha fazla saat çalışmak her zaman çok daha fazla işi bitireceğiniz anlamına gelmemektedir. Parkinson yasasına göre “yapılan bir iş kendisine ayrılan zamanın tümünü kapsayacak şekilde uzamaya eğilimlidir.” Aynı zamanda bir diğer gerçek ise, biz bu zamanı bir de dikkatimizi dağıtan şeylere ayırıyoruz. Çünkü zihnimiz fırsat buldukça enerjiyi kendine saklamak istemektedir. Bir şey yapmamız gerekmeseydi, bu duruma düşmeme şansımız da olurdu. Oysa şimdi çoğunlukla ya bir Youtube videosuna ya da telefondaki bir oyuna takılıp kalıyoruz.
Öte taraftan genellikle, örneğin bir işin bitirilmesi gereken son tarih yaklaştıkça birden canımız pahasına dikkat dağıtıcı faktörleri elimine ederek şaşılası bir odaklanma yetkinliği ortaya koyarız. Diğer bir deyişle, bir işin bitirilmesi zorunluluğunu hissettiğimiz zaman, bitirebilmenin bir yolunu mutlaka buluyoruz.
Bu nedenle, dikkat dağıtıcıları elimine edebilmek adına işinizi bitirebilmek için gerekli olan zamanı daha kısa tutmak bir çözüm yolu olabilir. Bu, kendinize işiniz için bir son tamamlanma tarih vermek böylece kendinizi daha sorumlu hissetmenizi sağlamak anlamına gelecektir. Örneğin, patronunuza ya da müşterinize gün sonuna kadar projenin özetini sunacağınızı söyleyebilirsiniz. Yani kendinize hesap verebilirliğinizi artıracak bir partner bulmanız oldukça önemlidir. Bunu sağlama yolunuz ne olursa olsun, katı bir “deadline” yaratmak hem dikkat dağıtıcı faktörleri sizden uzaklaştıracak hem de üretkenliğinizi artıracaktır.
Mutlaka okuyun: Neden Erteliyoruz?
4. Aklınızdan geçen düşünceleri izleyin.
Harvard’ta yapılan bir çalışmaya göre, her gün çalışma zamanımızın neredeyse yüzde 50’sini asıl yapmamız gereken işler haricindekileri düşünerek geçiriyoruz. Gün içerisinde çoğunlukla oto-pilottayızdır, beynimizden düşünceler geçer. Beyin bunu başka bir şeye odaklanarak harcayabileceği eforu kendine saklamak için yapmaktadır. Bu noktada, zihninizin bu duruma girdiği anı fark etmek ve hemen odağı asıl yapılması gereken işe yönlendirebilmek üretkenlik artışında birincil önemdedir.
Bu aynı zamanda düşüncelerinizi izlemek ve beyninizin ne zaman kaçamak yapmaya çalıştığını yakalayabilmektir. Bunu yaparak, hem odağınızı yönetebilir hale gelecek hem de düşüncelerinizi yeniden yönlendirebilme şansına sahip olacaksınız.
Özellikle hangi dikkat dağıtıcıların daha cazip ve kaçınılması daha zor olduğunu anlamaya çalışın, böylelikle bu faktörlere yakalandığınızda bu durumu daha hızlı fark edebilir hale geleceksiniz. Aynı zamanda, ne zaman bir dikkat dağıtıcı faktöre kendinizi kaptırmak için arzu duyacak gibi olursanız bu arzuya karşılık vermemeye çalışmalısınız. Çünkü bunu başaramayıp odağınızı dağıttığınızda yeniden odaklanmak ve işe devam edebilir hale gelmek sizin için oldukça zor olacaktır.
Kısacası, asıl yapmanız gereken bir iş ile gereksiz şeyler arasında gidip gelmek yerine, düşüncelerinizin farkına varmaya çalışarak bunu önlemeye çalışın.
Mutlaka okuyun: Telefonu Daha Az Kullanmak İstiyorsanız Önce Sebebini Anlayın
5. Beyninizi bunu bir oyuna dönüştürebilmesi için eğitin.
Beyniniz bir kas gibi davranır. Beyninizi etkili şekilde kullanabilmek için onu geliştirmeniz gerekir. Odaklanma becerimiz üzerinde tekrarlı şekilde çalışarak beynimizi odağını kaybetmemesi için eğitebiliriz. Böylelikle bu, uzun vadede dikkat dağınıklığına karşı bizi dirençli hale getirecektir.
Bunu yapabilmenin en iyi yolu ise “Pomodoro Yöntemi“dir. Bu yönteme göre bir alarm kurarak kendimiz için belirlediğimiz süre, örneğin 45 dakika, boyunca bütünüyle yaptığımız işe odaklanmamız, daha sonra ise 15 dakikalık br mola vermemiz gerekmektedir.
Başlangıçta 45 dakika sizin için iddialı bir süre olacaksa, 25 dakika ile bu yöntemi uygulamaya başlayabilirsiniz, mola sürenizi ise 5 dakika olarak belirleyebilirsiniz. Burada esas nokta, bunu bir oyun haline getirebilmektir: Alarm çalana kadar işinizi tüm dikkatinizle yapabilmek için kendinize meydan okuyor olursunuz. Daha sonra ise istediğiniz şekilde mola sürenizi geçirebilirsiniz, tabii süreyi geçmemek koşulu ile.
Moladan sonra, bir sonraki alarm çalana kadar aralıksız çalışmak üzere işinizin başına dönmeniz gerekmektedir. Bu yöntemi uyguladığınız takdirde, ne kadar çok işi hızlıca tamamladığınızı gördüğünüzde şaşırıp kalacaksınız.
Mutlaka okuyun: Üretkenliği ve Verimliği Artırma Tekniği: Pomodoro
6. Daha iddialı işler alın.
Kronik olarak odaklanma sorunu yaşıyorsanız, belki de yaptığınız işler tam olarak ilginizi çekmiyor olabilir. Tüm gün çok çalışıyor gibi hissediyor olabilirsiniz fakat bu sıkıcılık ve daha ilgili çekici başka şeyler ile zaman geçirme arayışı arasında savaşım veren beyninizin işi olabilir.
Karmaşık işler daha çok çalışan bir hafıza ve daha yoğun odaklanma ister, bu da yanıbaşımızda dikkatimizi dağıtmaya hazır diğer şeyleri düşünmek için beynin daha az kapasite ayırabiliyor olması demektir. Yetkinliklerimizi yoğun şekilde devreye almamız gerektiğinde yaptığımız işe odaklanma durumunu çok daha fazla yaratırız. Tam tersi şekilde, saatlerce beyin yormadan sadece veri girişi yapmak gibi bir işle meşgulsek de bu işin gerektirdiğinden daha fazla yetkinliğe sahip olduğumuz için sıkılmaya başlarız.
Yaptığınız üretken olmayan işleri değerlendirin. Projeye dahil olma konusunda zorlanıyor musunuz? Cevabınız evet ise, daha iddialı projeler hak edecek denli kapasiteye sahipsiniz demektir. Çünkü yeteneklerimizi ve bilişsel limitlerimizi zorlayan oldukça karmaşık herhangi bir işe başladığımızda, tüm kapasitemizi ve odağımızı bu işe veririz. Aynı zamanda bu tür işlerin sahibi olmak ve böylesi işlere kendimizi adamak bize mükemmel bir başarı hissini de beraberinde getirmektedir.
Mutlaka okuyun: Neden Kendinizi Kovmalısınız?
7. Stres ve dikkat dağınıklığı döngünüzü kırın.
Stres seviyemiz de aynı zamanda odaklanma yetkinliğimizi ve dikkat dağınıklığı karşısındaki direnç durumumuzu belirleyen faktörler arasındadır. Sık sık, kendimizi bunalmış hissederken çalışmaya çabalarken buluruz. Bu da bizi daha da yorgun ve bıkkın hale getirir, böylelikle odağımızı korumakta daha fazla zorlanırız ve kolayca dikkatimiz dağılır. Kolayca dikkatiniz dağılıyorsa, bu aynı zamanda stres altında olduğunuzun da göstergesidir.
Hatta bunun bir ismi bile bulunmaktadır: “dikkat dağınıklığı anksiyetesi”. Bunun semptomları ise aşağıdaki gibidir:
- Konsantre olmakta zorluk çekiyorsunuzdur ve beyniniz sürekli asıl yapmanız gereken işten uzaklaşmaktadır.
- Düşüncelerinizi belirgin hale getirmek zorlaşmıştır, normalde olduğundan daha zor şekilde düşüncelerinizi takip edebiliyorsunuzdur.
- Kendinizi sersemlemiş ve yetkinliklerinizi kaybetmiş gibi hissediyorsunuzdur.
- Kısa süreli hafızanız normalde olduğundan daha zayıftır.
Stresinizi kontrol altına almak odağınızı geri kazanmanızı ve dikkat dağıtıcı faktörler karşısında daha dirençli olmanızı sağlayacaktır. Bu nedenle zihninizi ve bedeninizi rahatlatarak stres seviyenizi düşürmeye çabalamalısınız. Her gün yeterli şekilde uyuduğunuzdan emin olmalısınız. Bu kapsamda nefes egzersizlerini çalışabilir ve anksiyetenizi giderecek yollar bulmak için çaba göstermelisiniz.
Mutlaka okuyun: Girişimciler İçin Stres Yönetimi Taktikleri