Geleceğin Teknolojileri: Dünyayı Değiştirecek 45 Fikir

Geleceğin Teknolojileri Nelerdir?

Yüzen çiftlikler, bilgisayar şifresi görevi https://www.yeniisfikirleri.net/zengin-koca-nasil-bulunur/gören beyin dalgaları ve kahveyle çalışan arabalar gibi inanılmaz inovasyonlar ve icatlar sayesinde çok değişik bir gelecek bizleri bekliyor.

Teknolojinin birçok şey yapabilme gücü bulunuyor ve bunlardan birisi de dünyayı değiştirmek.

Bilimin ve teknolojinin yardımımıza koştuğu, hayatımızı kolaylaştırdığı ve gündelik yaşantımızı etkilediği bir dönemde yaşama ayrıcalığına sahibiz.

Şimdiden kanıksadığımız günümüz teknolojisi, daha da yaratıcı bir dünyanın kapılarını aralıyor. Aşağıda hazırladığımız liste de, hem günümüzde var olan hem de gelecekte karşımıza çıkacak teknolojilerin, hayatımızı daha da derinden etkileyeceğinin kanıtı.

Önümüzdeki 10 yılda hayatlarımızı kökten değiştirmeye aday teknolojilerden gelin birlikte göz atalım. İşte sizlere geleceğin 45 teknolojisi:


1- Yüksek Bahçeler

Dünya nüfusunun gün be gün artması, sadece insanlar için değil, ihtiyaç duyduğumuz hayvanlar ve bitkiler için de yaşam alanlarının azalması anlamına geliyor.

Bu nedenle, gelecekte beklenmedik yerlerde tarım arazileri ile karşılaşmamızı sağlayacak yeni teknolojiler ortaya çıkabilir. Resimde görülen konsept çalışmasındaki, şehrin göbeğinde bulunan tarım arazisi, sanıldığı kadar uçuk bir fikir değil.


2- Laboratuvarda Yetiştirilen Et

Gökdelenlerin tepesinde gezinen inekler henüz çılgınca bir fikir gibi görünüyor olsa bile, laboratuvar ortamında yetiştirilen kırmızı et, bunun aksine, alabildiğine gerçek ve halihazırda hayata geçirilmiş bir gelişme. Eğer bilim insanları fiyat performans açısından verimli ve yenebilir et üretme yolunu geliştirebilirlerse yaşam ve yemek kültürümüz kökünden değişecektir.

Bahsi geçen değişim yalnızca ekolojik dengeye zarar veren hayvancılığın önüne geçmekle kalmayıp, et yemenin etik bir alternatifini de bizlere sunmuş olacak.

Mutlaka okuyun: Sadece Bitkiler Kullanılarak Yapay Et Üretildi!


3- Uzay Turizmi

Dünyanın herhangi bir yerine seyahat etmek oldukça kolay ve sıradan bir hale geldi. Peki ya bir gün hepimiz uzaya çıkarak dünyayı seyredebilecek olsak nasıl olurdu?

Virgin Galactic, SpaceX ve hatta Amazon Blue Origin gibi firmalar, insanlığın bu hayalini gerçeğe dönüştürmek için ter döküyor ve oldukça pahalı olsa da, bu yolculukta bize yer açarak dünyanın yörüngesinde, manzaranın tadını çıkarmamızın yollarını arıyor. Bunun örneklerinden biri olan Amazon’un yeni uzay mekiği New Shepard; yolcuları, paraşütlerin açılıp aracın dünyaya dönmeye başlamasından önce 100 kilometre yükseğe çıkmayı başardı.


4- Diğer Gezegenlerde Yaşam

Dünya üzerinde uzun süredir yakıp yıkarak dolaşıyoruz ve gezegen, insanlığın bu saldırgan doğası karşısında ancak bir noktaya kadar dayanabilir.

Eğer yok etmemeyi başarabilirsek, bir gün hayatımıza gezegenin dışında da devam edebiliriz. Öncelikli seçenek Mars olmak üzere, diğer gezegenlere yerleşerek koloni hayatı kurmak için hazırlanan planlar fiiliyata geçirildi bile. Teknoloji alanında yaşanan sıçramalar sayesinde, bahsi geçen planlar, gelecekte bilim kurgu olmaktan çıkarak bilimsel gerçeklik haline gelecektir.


5- Uzayda ya da Çalışma Dünyasında Robotlar

Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Havacılık ve Bilim Dairesi NASA, şimdiden farklı boyutlar ve şekillerdeki robotları uzaya gönderiyor. Gelişen teknoloji ile bu adımın atılmış olması da oldukça makul olarak görülüyor. Zira robotların nefes almak için oksijene ya da yemek yemeye ihtiyacı yok. Dahası, dört bir yanları sensörler ile çevrili bu yardımcılar, elde ettikleri verileri de tekrar dünyaya gönderebiliyor.

Benzer bir bakış açısı iş dünyası için de uyarlanabilir. Robotlor, zorlu, sıkıcı ya da tehlikeli işleri üstlenerek insanları büyük dertlerden ve risklerden kurtarabilir. Dahası, robotlar teoride daha hızlı, daha verimli ve çok daha hassas şekilde çalışabilir.

Mutlaka okuyun: En Gelişmiş Robotlar


6- Elektrikli Araçlar ve Otonom Sürüş

Elektrikli araçlar yeni icatlar değil, aksine uzun süredir yollardalar ve her geçen gün daha da iyi bir hale geliyorlar. Otomobillerde kullanılan bataryalar daha uzun ömürlere sahip olmaya, şarj istasyonları ise günden güne daha fazla bölgede kurulmaya başladı. Bunun yanı sıra, otonom sürüş teknolojisi üzerine de yoğun çalışmalar, araştırmalar ve yatırımlar hız kazandı. Bu iki gelişmenin yolları, sanılandan çok daha önce kesişecek gibi görünüyor. Tesla Motors firması şimdiden, karmaşık bir otopilot modu ile sürüş sırasında kontrolü ele alan sistem geliştirdi fakat, otomobil üreticileri günün birinde, tamamen otonom olan araçlar üretebilmeyi umuyor.

O gün geldiğinde ve bahsi geçen teknoloji geliştirildiğinde, tek yapmanız gereken arkanıza yaslanıp otomobilinizin sizi istediğiniz yere götürmesine izin vermek olacak.

Mutlaka okuyun: Elektrikli Araç Sektöründeki İş Fikirleri


7- Robot Uşak

Sıkıcı fakat yapılması gereken o kadar çok ayak işi var ki, bunlar için bir çözüm geliştirilmesi kaçınılmaz durumda. Tam da bu noktada, robotların sizi gündelik dertlerden ve sıkıcı işlerin eziyetinden kurtarması güzel olmaz mıydı? Şimdiden robot elektrikli süpürgeler ve akıllı ev sistemleri gibi teknolojilerle gelecekteki ihtimallere göz atabiliyoruz. Zira daha büyük ve daha işlevsel robotlar yolda.

Yakında evin içerisinde dolaşarak hizmet eden, yemek hazırlayan ve daha birçok konuda yardımımıza koşan robotlarla yaşamaya alışmak zorunda kalabiliriz.


8- Su Üzerinden Geçen Yollar

Özellikle kalabalık şehirlerde, yer sıkıntısı önde gelen problemler arasında yer alıyor. Görseldeki konsept çalışması, yolların ve yaşam alanlarının su üzerinde konumlandırıldığı bir geleceği tasvir ediyor. Araçların otonom sürüş teknolojisine kavuştuğu ve yeterince hızlı gidebildiği muhtemel bir gelecekte, okyanusları bu yollarla aşmak pek de gerçek dışı bir seçenek olarak görülmeyecektir.


9- Uçan Arabalar

Yollarda yer kalmadığında, yönümüzü gökyüzüne çevireceğimize inanmak oldukça mantıklı bir yaklaşım. Daha şimdiden birçok ilginç uçan araba tasarımı hazır bir şekilde duruyor. Bunlar da gelecekteki uçan araba ihtimalini daha gerçekçi bir hale getiriyor.


10- Güneş Enerjisi

Uzun süredir sahip olduğumuz güneş enerjisi panelleri, gelecek için devasa bir potansiyele sahip buluşlar olarak dikkat çekiyor. Tesla’nın Solar Roof kiremitleri sayesinde artık evlerin çatılarında gizli bir şekilde çalışabilen bu teknoloji, bazı firmaların uğraşları neticesinde arabaların tavanlarına da yerleştirilebilecek. Bu paneller sayesinde aracın elektrik ihtiyacı karşılanabileceği gibi, bataryanın da ömrü uzayarak menzile katkı sağlanabilecek.

Mutlaka okuyun: Güneş Enerjisi Sektöründeki Yenilikler


11- Hiper Hızlı Trenler

Her gün işe gidip gelirken yolda saatler harcamaktan bıktınız mı? Bıkmanız gayet doğal. O zaman normalde bindiğiniz trenin bir yolcu uçağıyla aynı hızda gittiğini düşünün. İşte PayPal, Tesla ve SpaceX’in kurucusu Elon Musk’ın hayali de böyle bir tren geliştirmek. Hyperloop adını verdiği bu sistem sayesinde vakum tüpü içerisinde giden trenler 1200 km hıza erişebilecek. Trenlerin güç kaynağı ise endüksiyon motorları ve sıkıştırılmış hava olacak. Bu sistemin halihazırda Amerika Birleşik Devletleri’nde inşası ve testleri sürüyor. Planlanan ilk seyahat Los Angeles kentinden San Francisco’ya olacak. Hyperloop ticari olarak kullanıma girdiğinde San Francisco ve Los Angeles arası tren yolculukları 7,5 saatten 35 dakikaya inecek. Planlanan bir diğer güzergah ise New York ile Washington arasında olacak ve 29 dakika sürecek. Bu mesafe şu anda 2 saat 56 dakikada kat edilebiliyor.

Yerin altından ve suyun altından gidebilen hiper hızlı trenler sadece toplu taşıma için değil, uluslararası seyahatler için de devrim niteliği taşıyan bir ilerleme olacak. Günümüzde iki şehir arasında seyahat etmek için harcadığınız sürede başka bir ülkeye gidebileceğinizi hayal edin. Yakında bu hayal gerçeğe dönüşebilir.

Mutlaka okuyun: Elon Musk ve Hızla Büyüyen Başarılı Şirketlerinin Gizli Formülü


12- Artırılmış Gerçeklik

Artırılmış gerçeklik teknolojisi olağanüstü bir potansiyele sahip. Bu teknoloji uzun süredir sahip olduğumuz ve çeşitli uygulamalar aracılığı ile karşımıza çoktan çıkan bir gelişme. Artırılmış gerçeklik sanal gerçeklikten farklı olarak, sizi sanal bir aleme sokmak yerine, bilgileri önünüze getiriyor.

Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik kullanan cihazlar, halihazırda bazı firmalar tarafından deneniyor. Bu firmalar taslakların gösterimi, geliştirme aşamasındaki ürünlerin sanal ölçekte modellemesi ya da sanal toplantı gibi basit görevlerde bahsi geçen teknolojiden faydalanıyor.

Mutlaka okuyun: Artırılmış Gerçeklik Uygulamaları


13- Hareket Tabanlı Bilgi işlem

Azınlık Raporu filmi ile popüler hale gelmiş olsa da, hareket tabanlı bilgi işlem teknolojisi uzun süredir hayatımızda. Bu teknoloji birçok farklı teknoloji ile birlikte kullanılıyor. Akıllı telefonlarda, tabletlerde ve diğer akıllı cihazlarda günde kaç farklı jest kullandığımızı düşünün. Göreceksiniz ki, gelecekte sadece klavye ve fare ile sınırlı kalmayıp ses ve hareketler ile sanal bir dünyada verileri işleyebileceğiz.


14- Giyilebilir Ekranlar

Katlanabilir ekranlar ve akıllı telefonların hayalini kuruyor olabilirsiniz fakat gelecek ekranlardan bağımsız olarak bizi bekliyor olabilir. Daha şimdiden dokunmaya duyarlı projektör benzeri cihazlar hayatımıza girmeye başladı. Bu cihazlar sayesinde kullanılabilir ekranlar cildinize, kıyafetlerinize veya başka bir yüzeye yansıtılabiliyor. Başka bir deyişle, gelecekteki akıllı telefonlar, cebinizde telefon taşımanızı gerektirmeyebilir. Tek ihtiyacınız olan, giyilebilir bir teknoloji ya da basit bir implant olabilir.

Mutlaka okuyun: Giyilebilir Teknoloji ve Ürünleri


15- Şoförsüz Kamyonlar

Henüz yollarda görmesek de sürücüsüz araba fikri son yıllarda inanılmaz derecede popüler hale geldi. Aslına bakarsanız yakında sürücüsüz arabaların dışında sürücüsüz kamyonlar da görürsek şaşırmamak gerek. Ne de olsa dünya, lojistik ve taşımacılık sayesinde dönüyor. Sürücüsüz kamyonlar hiç şüphesiz normal kamyonlardan daha az masraflı olacak çünkü sürüş konusundaki sorunları minimuma indirerek yakıt tasarrufu sağlayacak. Buna ek olarak bilgisayar sistemlerinin hiçbir zaman yorulmadığını, bu yüzden kamyonların hiç mola vermeden çok uzak mesafelere gidebileceğini de söyleyelim. Üstelik sürücüsüz kamyonlar konvoy halinde yol alarak rüzgar direncini de azaltabiliyor. Mercedes ve Peloton gibi şirketler çoktan işe koyulup sürücüsüz kamyonlar üzerinde çalışmaya başladılar bile. Eğer bu kamyonlar söylendiği gibi sorunsuz çalışır ve tasarruf sağlarsa nakliye şirketlerinin tüm filolarını çok kısa zamanda yenileyeceğinden emin olabilirsiniz. Ancak maalesef söz konusu teknoloji çoğu şoförün ve mola yerlerinde çalışan insanların işsiz kalmasına sebep olabilir. Yine de birçok şirket, bu tür kamyonlarda taşınan yükün zarar görmemesini sağlamak için bir insan yolcu bulunması gerektiğini söyleyip duruyor.

İngiltere’de Ulaşım Araştırma Laboratuvarı, şoförsüz kamyonları yakın gelecekte yollarda görmek istiyor. Nihai amaç en fazla üç kamyonun önlerinde bir adet lider araç ile hareket etmeleri. Bu lider, diğer araçlar için gerekli frenleme ya da hızlanma kararlarını alacak. Bu üç takipçi araç yine de birer sürücüye sahip olacak fakat, otonom bir şekilde hareket ettikleri için, normalden daha yakın takip mesafesini koruyabilecek. Bu da hem yakıt tasarrufuna hem de düşük emisyona ulaşmayı sağlayacak. Yakın bir gelecekte, kargolarımız bilgisayarlar tarafından güçlendirilen ve yönetilen yöntemlerle taşınacak. Böylece her şey çok daha verimli ve dakik bir hal alacak.

Mutlaka okuyun: Geleceğin Teknolojileri: Sürücüsüz Kamyonlar


16- 3 Boyutlu Yazıcılar

3 Boyutlu Yazıcı ile Yazdırılarn Yiyecek

Henüz StarTrek filmindeki le benzer bir teknoloji ile yoktan istediğimiz şeyleri yaratamasak da, 3 boyutlu yazıcı teknolojisi hızla gelişiyor ve birçok firma, bu teknolojiyi kullanarak yiyecek bastırmak için denemelere başladı bile. Evde yiyecek bir şey kalmadığında, ister meyve, sebze ister kek ve pasta ya da isterseniz pizza yazdırarak keyfinize bakabilirsiniz.3 boyutlu yazıcı teknolojisi başka alanlara da sıçradı. Uçak ve otomobil parçalarından hareketli ve küçük araçlara, ya da masa oyunlarının parçalarına kadar birçok şeyi gerçek kılan bu teknoloji, gelecek için halen büyük bir potansiyele sahip olduğunu bizlere gösteriyor. Öte yandan, 3 boyutlu yazıcılarda kullanılan malzemeler de evrim geçirmeyi sürdürüyor. Şimdi bu listeye eklenen bir malzeme de grafit. Grafit havadan daha hafif olmasına rağmen, çelikten on kat daha sağlam bir yapıya sahip.


3 Boyutlu Yazıcı ile Yazdırılan Metal

3 boyutlu yazdırma teknolojisi son yıllarda oldukça fazla yol katetti. Yakın zaman önce araştırmacılar tarafından metal parçalar kullanılarak paslanmaz çelik yazdırılabildi. Kullanılan bazı teknikler, geleneksel yöntemlerden çok daha başarılı sonuçlar elde ederek daha güçlü ve daha dayanıklı malzemeler elde edilebilmesine olanak sağlıyor. Dahası, 2017 yılında bir firma tarafından metal yazdırabilen 3 boyutlu yazıcılar, 100 bin dolar altı bir maliyetle bizlere sunuldu. Diğer yanda ise, başka bir girişim daha büyük boyutlarda 3 boyutlu yazıcı üreterek geleneksel metodlardan 100 kat kadar daha hızlı üretime başladı. Görünen o ki, gelecek 3 boyutlu yazıcıların boyunduruğu altında olacak.

Mutlaka okuyun: 3 Boyutlu Yazıcılar


17- Nesnelerin İnterneti

Sizin İçin Sipariş Veren Buzdolabı

Eğer 3 boyutlu yazıcı ile yiyecek bastırmak size gerçek dışı geldiyse, dolabınızdaki yiyecekleri kontrol edip azalanları sizin için sipariş eden buzdolabına ne dersiniz? Bahsettiğimiz teknoloji uzun süredir var ve her geçen gün daha da başarılı bir hale geliyor. Bir süre sonra kaçınılmaz olarak her eve girecek olan bu teknolojiye sahip buzdolapları, markete koşmanız gereken durumları ortadan kaldıracaktır.

Mutlaka okuyun: Nesnelerin İnterneti Nedir?


Diş Hekiminize Veri Gönderen Akıllı Diş Fırçası

Hali hazırda diş fırçalama yöntemimizi takip eden ve iyi bir şekilde dişlerimizi fırçaladığımızdan emin olan akıllı diş fırçaları piyasada bulunuyor. Peki ya bu diş fırçaları diş sağlığınız ile ilgili verileri diş hekiminize gönderse ve siz de artık hergün diş ipi ya da gargara gibi temizleme yöntemleri kullanıp kullanmamanız gerektiğini sormak zorunda olmasanız. Ya da sensörler kullanarak dişlerinizdeki olası sorunlardan diş hekiminizi haberdar edebilseniz, çok güzel olmaz mıydı?


Sağlık Durumumuzu Kontrol Eden Akıllı Aynalar

Her sabah aynadan kendinize göz atmanız, hem nasıl göründüğünüz, hem de nasıl hissettiğiniz konusunda fikir sahibi olmanızı sağlayabilir. Şimdi de, gelecekte sahip olabileceğiniz akıllı aynalar sayesinde, sağlığınızdaki potansiyel problemleri, vitamin eksikliklerinizi ya da sahip olabileceğiniz hastalıkların semptomlarını anında görebildiğinizi hayal edin. Önleyici görev üstlenebilecek bu bilgiler, sağlığınız ile ilgili önlemler alabilmenizi sağlayacaktır.


Dışkınızı Analiz Eden Tuvalet

Akıllı tuvaletler yeni bir fikir sayılmaz. Özellikle Japonya, kullanmakta olduğu ısıtmalı oturaklara ve daha birçok akıl almaz özelliklere sahip tuvaletleri ile tanınıyor. Gelecekte ise, tuvaletler bir adım daha ileri giderek dışkılarınızı olası hastalıklar için analiz edecek. Böyle bir tuvaletin yaptığı analizler ile, örneğin bağırsak kanseri gibi hastalıkları, henüz iş işten geçmeden tespit edebilecek olması, gerçekten göz ardı edilemeyecek bir fayda sağlayacaktır. Bu tuvalet aynı zamanda, yaptığı analiz sayesinde diyet önerilerini ya da almanız gereken takviyeleri de size sunabilir.

Mutlaka okuyun: Dünyanın En İlginç Tuvaletleri


18- 5G Mobil Bağlantı

Henüz 4G teknolojisinin yüzeyini kazımış olsak da, ufukta 5G teknolojisi göründü bile. Bu veri ağı sayesinde, kablolu tüm bağlantılardan daha hızlı veri akışı sağlanabilecek. Tahmin edebileceğiniz üzere, bu tür bir hızlı bağlantı ve yoğunluktan muaf teknoloji sayesinde, ev gereçlerinden arabalara ya da henüz icat etmediğimiz cihazlara kadar birçok bağlı cihaz için sınırsız sayılabilecek olasılıklar ortaya çıkacak. 5G teknolojisini piyasaya getirecek büyük oyunculardan biri olan Qualcomm firması, bu iş için X50 adını verdiği çipi kullanacak. Yaklaşık saniyede 5 gigabyte indirme kapasitesine sahip olan bu çipin, kısa süre sonra üst model telefonlarda karşımıza çıkması bekleniyor.

Mutlaka okuyun: Huawei ve Çin’in 5G Yarışındaki Gizli Silahı Bir Türk Profesör


19- Li-Fi

Son yıllarda testleri ve denemeleri yapılan Li-Fi, ultra hızlı veri transferi için oldukça ilginç bir potansiyel sergiliyor. Li- Fi, veri transferi için Wi-Fi teknolojisi gibi radyo dalgaları değil, ışık kullanıyor. Teorik olarak bu teknoloji ile çok daha hızlı veri transferini daha az engel ile yapabileceğiz.

Görünebilir ışık spectrumunun radyo Spectromundan yaklaşık 10 bin kat daha geniş olduğu göz önüne alındığında, potansiyel bant genişliğinin çok daha fazla olduğu görülebilir.


20- Dış iskelet

Robotik dış iskelet halihazırda askeri amaçlar ile kullanılmakta. Bu iskeletler askerlere ekstra güç ve beceriler vererek işlerinin kolaylaşmasını sağlıyor. Öte yandan robotik dış iskelet, engelli insanlar için de büyük bir nimet. Bu teknoloji ile, hareket kabiliyeti olmayan ya da sınırlı olan bireyler, rahatça hareket edebiliyor. Protezler ve robotik uzuvlar şimdiden hayatımızda olsalar da tüm vücudu saran robotik bir dış iskelet, bambaşka türden bir özgürlük sağlayacaktır.


21- Geri Dönüşüm ve Yeniden Mühendislik

Süregelen teknolojik ilerlemeler, eski ve artık işe yaramayan teknolojilerin büyük bir çöp yığını oluşturduğu anlamı taşıyor. Gelecekte insanlığın öğrenmesi gereken şeylerden birisi de, geri dönüşüm için farklı yollar olmalı. Bu tür geri dönüşüm ise, içerisinde tekrar kullanma ve yeniden mühendislik ile eski teknolojiyi değerlendirerek atıkları en aza indirme yolları içermeli ki dünyayı koruyabilelim. Şimdiden ilginç geri dönüşüm yolları bulmaya başladık bile. Örneğin; atık plastiklerden yollar ve kaldırımlar yapmak üzere malzemeler üretebiliyoruz.


22- Yapay Zeka

Yapay zeka; makinelerin, robotların ve hatta akıllı telefonların içerisinde. Yani etrafımız onunla çevrili vaziyette. Akıllı telefonlarınızda Siri, Google Assistant ya da Alexa gibi sesli yardımcıları düşünürseniz, yapay zeka alanında daha şimdiden ne kadar ileri gidildiği ile ilgili bir fikre sahip olabilirsiniz. Yapay zeka önünde sonunda bir yolunu bularak robot hizmetçileri, habercileri ve hatta satış temsilcilerini hayatımıza sokacaktır. Umut edelim ki dünyayı ele geçirmeye kalkmasınlar.

Mutlaka okuyun: Yapay Zeka ve Uygulama Alanları


23- Robot Askerler

Gelecek nesil teknolojilerinde robotlar her zaman önemli bir başlık. Fakat Boston Dynamics sürekli bu alanda ilerleme kaydederek makinelerin askeri anlamda destek amaçlı ya da aktif olarak savaş alanında kullanılabilmeleri için çalışıyor. Gelecekte savaşlara insanlar yerine robotların gönderilmesi fikri oldukça makul görünüyor. Bu tür harcanabilir makineler, herhangi bir korku, endişe, yaralanma ya da savaş sonrası psikolojik problemler gibi sorunlar doğmadan görevlerini yerine getirebilir.


24- Sağlık İçin Nanobotlar

Üzerinde çalışılan bir diğer robotik teknoloji de, sağlığımızı korumak üzere tasarlanan nanobotlar. Mikroskobik boyutlardaki nanobotlar, teorik olarak bizi içeriden tarayarak hastalıkları tespit edebilir. Dahası, bu nanobotlar ciddi ve hassas ameliyatları gerçekleştirip hastalıklı bölgeleri iyileştirmek için de kullanılabilir. Bu sayede, zorlu ve açık ameliyatlar tarihe karışabilir. Yani hastanelerde ve iyileşmek için harcanan zaman ile yara izlerinde azalma olacaktır.


25- Herhangi Bir Makineye İhtiyaç Duymayan Bulut Tabanlı Oyun Oynama

Film ve Müzik için interneti kullanmak ve indirmeden izleyip dinlemek, günümüzde oldukça sıradan bir durum. Aynı şeyi oyunlar için de yapmamız için uzun süre beklemeyeceğiz. Kısacası, son çıkan oyunlar için oyun konsolu ya da bilgisayara gerek duymadan, sadece televizyonunuzu kullanabileceksiniz. Daha hızlı bağlant, daha iyi bir oyan teknolojisi ve daha güvenilir bir altyapı ile, bu durum kısa süre sonra gerçeğe dönüşebilir.


26- Uzay drone’ları

NASA, son dönemlerde uzay istasyonlarında çalışabilecek, kumandasında “aşağı-yukarı” butonu olmayan bir drone geliştirmeleri için tasarımcılarla temas halinde. NASA’nın seçtiği tasarım olan ArachnoBeeA adlı drone, uzay istasyonunun içinde hareket etmek için kameralar ve ufak işaret vericilerden yararlanıyor. Tabii bu denli dar alanlarda drone’lar ne kadar iş yapar, henüz bilemiyoruz.


27- Kahve enerjisi

Londra’da kahve sektörü her yıl 200.000 ton atık üretiyor. Peki biz bu atıklarla ne yapıyoruz? Durumu yakından takip eden girişimci Arthur Kay, kendine ait bio-bean adlı şirketinde bu kahve atıklarının %85’ini biyoyakıta dönüştürerek binaları ısıtmayı ve taşıtlar için yakıt üretmeyi planlıyor.


28- Orman yangınlarını sesle söndürme teknolojisi

Gelecekte yüksek ses dalgaları üreten drone’lar sayesinde orman yangınlarını söndürmek mümkün olabilir. Ses aslında basınç dalgalarından meydana gelir. Bu sebeple sesten yararlanarak alevlere giden hava akımı önlenebilir, yani başka bir deyişle yangının oksijen kaynağı kesilebilir. ABD’nin Virginia eyaletinde bulunan George Mason Üniversitesi’ndeki araştırmacıların “sonik yangın söndürücüler” ile yaptıkları çalışmaların bulgularına göre ses doğru frekansta verilirse yangın söndürülebilir. Yeri gelmişken ilginç bir detay daha verelim: Bas frekanslarının yangın söndürme konusunda en başarılı ses dalgaları olduğu da bulgular arasında.


29- Yapay zekalı bilim insanı

Yassısolucanları hiç duydunuz mu? Bu solucanların kafasını kesin, yerine yenisi çıkar. Solucanı ortadan ikiye ayırırsanız ölmez, bunun yerine iki farklı solucan ortaya çıkar ve ikisi de yaşamaya devam eder. Hatta hayvanı radyasyona maruz bıraksanız bile kısa zamanda iyileşir. İşte bilim insanları yıllardır yassısolucanların bunları nasıl yapabildiğini anlamaya çalışıyorlardı ama olayların arkasındaki sır perdesini bir türlü aralayamamışlardı. Sonra Massachusetts eyaletindeki Tufts Üniversitesi’nde bir yapay zeka uygulaması geliştirildi. Bu uygulamaya yassısolucanlarla ilgili veriler girildi. Çok sayıda senaryo yaratıp bunların analizini yapan bilgisayar, 42 saat gibi kısa bir sürede yassısolucanların rejenerasyon sürecini açıklığa kavuşturmayı başardı. Ayrıca yassısolucanların genlerinin kendini nasıl yenilediğini gösteren kapsamlı bir şema da üretti.

Evet, belki hâlâ daha insanların yapay zekayla çalışan makinelere bilgi girişi yapması gerekiyor ancak bu deneyde kullanılan bilgisayar bağımsız çalışarak resmen yeni ve soyut bir teori geliştirmeyi başardı. Kendi kendine düşünen bilgisayarların geliştirilmesi yolunda atılan bu büyük adım aynı zamanda bilimsel araştırma yöntemleri bakımından da bir çığır açtı.


30- Uzay balonu

Uzaya gitmek istiyorsanız herhalde en çabuk ve pratik yöntem balonla uçmaktır, değil mi? İşte World View Enterprises adlı şirket de yeryüzünden 32 km yükseklikte bulunan stratosfere sıcak hava balonlarıyla turist yollamayı planlıyor. Aslına bakarsanız teknik olarak uzaya gitmek için deniz seviyesinden 100 km yükseğe çıkmak lazım ama 32 km de dünyanın yuvarlak şeklini görmek için fazlasıyla yeterli. Hatırlarsanız Red Bull’un 2012’de düzenlediği etkinlikte Felix Baumgartner de stratosferden atlamıştı. World View Enterprises tarafından geliştirilen balonun ilk test uçuşu Haziran 2016’da gerçekleştirildi. Üstelik şirket, uzay balonu biletlerini sadece 75.000 pound gibi ufak bir meblağdan satışa çıkarmayı planlıyor!


31- Kadınlar için viagra

Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu tarafından da onaylanan Addyi (flibanserin), kadınların cinsel arzularını arttırmak üzere geliştirilen en iyi ilaçlardan biri. “Kadınlar için Viagra” şeklinde anılan flibanserin, aslında Viagra’dan çok daha farklı bir şekilde çalışıyor: Viagra, penise giden kan miktarını arttırırken flibanserin beyindeki serotonin reseptörlerini harekete geçiriyor. İlacı geliştiren şirketin temsilcilerine göre flibanserin cinsel tatmini arttırıyor ancak birçok uzmana göre ilacın ne derece güvenilir ve etkiliği olduğu henüz belli değil.


32- Alkolmetreli arabalar

Amerikan Ulusal Karayolları Trafik Güvenlik Kurumu’nun geliştirdiği birtakım cihazlar sayesinde sürücülerin ne kadar alkol aldığı tespit edilebiliyor. Arabalara yerleştirilen söz konusu cihazlar sürücülerin parmaklarının ucundan ya da nefesinden ne kadar alkol tükettiğini belirliyor. Şayet sürücü çok yüksek miktarda alkol almışsa bu teknoloji, aracı devre dışı bırakıyor. Sistemi kullanmayı kabul eden sürücülere ödül olarak daha düşük sigorta ücretleri uygulanması planlanıyor.


33- Sörfçüler sayesinde geliştirilen antibiyotik

Sörf yaparken deniz suyu yutmak kaçınılmazdır ama elbette su, vücudunuzun başka yerlerine de değer. İşte Beach Bums adında bir girişimin kurucusu olan bilim insanları, sörfçülerin rektumlarından örnekler alarak deniz suyundan yeni antibiyotikler geliştirmeye çalışıyorlar. Amaçları “süperböcek” olarak bilinen antibiyotiklere karşı dirençli bakteriler bulmak. Bilim insanları, sörfçülerden alınan örnekleri inceleyerek potansiyel olarak tehlikeli organizmalar hakkında bilgi toplamayı ve böylelikle yeni ilaçlar geliştirmeyi planlıyorlar.


34- Herkes için internet

PayPal’ın kurucusu Elon Musk, Tesla ve SpaceX maceralarından sonra tekrardan internet alemine dönüyor. Musk, dünyanın alçak yörüngesine yaklaşık 4000 uydu yollayarak gezegendeki herkese yüksek hızlı internet sağlamayı amaçlıyor. Üstelik işler oldukça hızlı ilerliyor; Musk, projeyi 2025’e kadar tamamlamayı kafasına koymuş durumda. İngiliz milyarder Richard Branson’un da tüm dünyaya wi-fi hizmeti sağlamak istediğini biliyoruz, bu yüzden Musk’ın rakibinden daha hızlı hareket etmesi gerekiyor.


35- Kişilik sahibi robotlar

Google, yakın zamanda robotlar için geliştirdiği kişiliklerin patentini aldı. Buna göre robot sahibi insanlar, ihtiyaçları doğrultusunda robotları için en uygun kişiliği seçebiliyor. Hatta robot sahipleri, sevdikleri bir insanın veya bir kurgu karakterin kişiliğini de seçme imkanına sahipler. Aslında Google, bu teknolojinin patentini aldığını 1 Nisan civarında duyurunca aklımıza birtakım soru işaretleri de gelmedi değil. Neyse, ABD patent listesine baktığımızda söz konusu teknolojinin 8.996.429 nolu patente sahip olduğunu gördük ve Google’a inandık. Zaten tüm varlıklara insan görünümü kazandırmaya çalıştığımız şu günlerde böyle bir teknolojinin geliştirilmesi pek de anormal değil.


36- Akıllı gıda etiketleri

Makine Mühendisleri Enstitüsü’nün 2013 tarihli raporuna göre İngiltere’de yaşayan insanlar marketlerden aldıkları gıdaların %30 ila %50’sini çöpe atıyor. Rapora göre insanlar, gıda ambalajlarındaki son kullanma tarihlerini baz alıyorlar. Gıda işletmeleri de bunu biliyor ve kendilerini sağlama almak için bu tarihleri kısa tutuyor. Ama Bump Mark adlı yeni icat sayesinde bu durum tamamen değişebilir. Aslında görme engelliler için geliştirilen bu etiket, paket içindeki gıda tazeyken gayet düz bir şekilde duruyor. Zaman içerisinde gıda bozuldukça etiket de pürüzlenmeye başlıyor. Üstelik söz konusu etiketin pürüzlenme hızıyla proteinli yiyeceklerin bozulma hızı aynı, dolayısıyla bu icadın tüketicilere son kullanma tarihlerine kıyasla çok daha doğru bilgiler verdiğini söyleyebiliriz.


37- 3 poundluk acısız dövme silici

Zamanında dövme yaptırdınız ama artık pişman mısınız? Üzülmeyin, yakında lazerle dövme silme işlemi tarihe karışacak ve bunun yerine hem daha acısız hem de daha ucuz bir alternatif yöntem kullanılacak. ABD’de doktora yapan Alec Falkenham, insanın bağışıklık sisteminin belirli bir özelliğinden yararlanarak bu teknolojiyi geliştirdi. Falkenham’ın geliştirdiği krem, “makrofaj” adı verilen akyuvarlara etki ediyor ve akyuvarların dövme yapılırken içine aldığı mürekkebi salmasını sağlıyor.


38- Nöronlar sayesinde verimli uyku

İnsanların yaklaşık %30’u uykuya dalmakta güçlük çekiyor. Ancak endişelenmeye gerek yok çünkü pek yakında bu durum da çözüme kavuşacak gibi duruyor. Washington State Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, beynimizde uykudan sorumlu olan en küçük nöron birimlerini tespit etti ve laboratuvar ortamında bu beyin hücrelerini çoğaltmayı başardı. Sonrasında ekip, bu hücreleri kullanarak insanları uyutmayı ve uyandırmayı başardı. Kim bilir, belki de ekibin bu buluşu uyku hastalıklarının sonunu getirecek çalışmalara kaynaklık edebilir.


39- Kafa nakli

İtalyan beyin cerrahı Sergio Canavero, bu sene tarihteki ilk kafa nakli operasyonunu gerçekleştirmeyi planlıyor. Henüz hayvanlarda bile uzun vadede sorun çıkarmayan bir kafa nakli operasyonu gerçekleştirilmemesine rağmen Canavero insanlar üzerinde kafa nakli gerçekleştirmek konusunda son derece kararlı görünüyor. Omuriliği beyne bağlanmanın son derece zor olmasından dolayı Canavero özel bir neşter ve polietilen glikol kullanmayı planlıyor. Cilt kremlerinden tarihi eserlerin korunmasına kadar birçok farklı alanda kullanılan bu madde, omurilik sinirlerinin tekrardan büyümesini sağlayabiliyor.

Diğer uzmanlar ise Canavero’nun aşırı iyimser olduğunu söylüyor. Biz yine de önümüzdeki yıllarda omurilik yaralarının daha iyi bir şekilde tedavi edildiğini ve omuriliğinde sorun bulunan hastaların iyileştiğini görmeyi umuyoruz.


40- Bilgisayar şifresi yerine geçen beyin dalgaları

Sizce beyin dalgalarınız, bilgisayar şifreniz olarak kullanılabilir mi? New York’ta yer alan Binghamton Üniversitesi’nde çalışan bir ekip, birtakım gönüllüye çeşitli kısaltmalar okuttu. Ekip, gönüllülerin bu kısaltmaları okurken beyin sinyallerinde bazı değişiklikler meydana geldiğini gözlemledi. Ayrıca deneye katılan herkesin beyni kısaltmalara farklı tepkiler verdi. Öyle ki sistem, beyin reaksiyonlarını inceleyerek o sırada kısaltmaları kimin okuduğunu %94 doğruluk oranıyla tahmin edebildi. Bu gidişle gelecekte bilgisayarlar beyin dalgalarını okuyarak kimin kim olduğunu ayırt edebilecek ve şifreye gerek kalmayacak.


41- Zeplinde tatil

Hindenburg felâketini duymuşsanız yanıcı gazlarla dolu yolcu balonlarıyla seyahat etmenin pek de mantıklı olmadığını düşünebilirsiniz. Ancak günümüzde zeplinler hidrojen yerine helyumla dolduruluyor ve uçaklardan daha az yakıt harcayarak binlerce kilometre yol alabiliyor. İngiltere’de geliştirilen Airlander 10, bu anlamda tam bir hibrid zeplin niteliğinde. Airlander 10, yerden havalanmak için %60 oranında helyumdan yararlanıyor. Geri kalan %40’lık itiş gücünü ise geniş bir kanat şeklindeki gövdesinden alıyor. İngiliz hükümeti, kargo gemileri ve tırların yerini alması planlanan bu zeplinler için tasarımcı şirkete bir miktar hibe verdi. Lakin şirket sadece nakliye sektörüyle sınırlı kalmak istemiyor ve zeplinleri turizm için de kullanmayı planlıyor.


42- Yüzen çiftlikler

Birleşmiş Milletlerin tahminlerine göre 2050 yılında dünya nüfusu bugüne kıyasla 2 milyar daha artmış olacak ve haliyle %70 daha fazla gıdaya ihtiyaç duyulacak. Ayrıca insanların %80’i şehirlerde ikamet edecek ve tarımsal üretimin kırsal alanda yapıldığı göz önünde bulundurulursa bu durum ciddi sorunları beraberinde getirecek. Dolayısıyla deniz ya da şehir içindeki göller üzerinde platformlar kurularak buralarda tarım alanları yaratılırsa gıda sorunu da azalacak. Peki bu tarz çiftlikler nasıl işleyecek dersiniz? Forward Thinking Architecture adlı şirkette çalışan mimar Javier Ponce’nin yeni tasarımına göre çiftliklerde 24 metre uzunluğunda üç katmanlı bir yapı bulunuyor, bu yapıların en tepesinde de enerji elde etmek için kurulan güneş panelleri yer alıyor. Ortadaki katmanda 51.000 metrekarelik alan bulunuyor ve burada toprak yerine besin maddeleri içeren su kullanılarak türlü türlü sebzeler yetiştiriliyor. Ayrıca söz konusu besin maddeleri ve bitki özleri aşağı katmana düşüyor, burada da kapalı bir alanda yaşayan balıklar bu malzemelerle besleniyor.

350 x 200 metre ebatlarına sahip bir yüzen çiftliğin yılda 8,1 ton sebze ve 1,7 ton balık üreteceği tahmin ediliyor. Yüzen çiftliğin parçalarının birbirine kolaylıkla kenetlenecek şekilde tasarlandığını da söylemeden geçmeyelim. Mesela Dubai’nin her gün 11.000 ton meyve ve sebze ithal ettiğini göz önünde bulundurursak bu tarz yerlerin çok sayıda yüzen çiftliğe ihtiyacı olacağını söyleyebiliriz. Tabii yüzen çiftliklerin basit bir şekilde kurulabilir olması böyle yerler için büyük avantaj sağlıyor.


43- Haftada beş yerine dört gün çalışma

Görünüşe göre bazen daha az çalışarak daha çok iş yapılabiliyor. Birçok araştırmaya göre çalışmak için daha az zaman ayrılırsa zaman daha verimli kullanılıyor, yani iş sırasında boşa vakit harcanmıyor. Ayrıca işe devamlılık ve üretkenlik de artıyor. Araştırma sonuçlarına göre çalışma günleri biraz azaltılırsa çalışanlar şirketlerini daha çok benimsiyorlar, üstüne üstlük olumlu reklam yapıyorlar ve şirketlerin nitelikli elemanlar kazanmasını sağlıyorlar. Bunların yanı sıra çalışma günlerinin azalması durumunda trafik de azaldığı için dünya çapında karbon emisyonları da düşüşe geçiyor.

Mutlaka okuyun: Geleceğin Çalışma Sistemi Gig Ekonomisi Nedir?


44- Pleistosen Parkı

Rus bilim adamı Sergey Zimov, yaban atı ve bizon gibi otobur hayvanları bünyesinde barındıran ve 12.000 yıl önce yaşanan Pleistosen Dönemi’nin doğasını taklit eden bir park yaratmayı amaçlıyor. Zimov, nesli tükenmiş olan mamut gibi türler yerine modern hibrid hayvanlar kullanacağını söylüyor. Bu proje kapsamında hayvanların çevreye ve iklime etkisi de incelenecek.


45- Mükemmele yakın yalıtım

Günümüz dünyasında hemen hemen herkes cep telefonu ve buzdolabı kullanıyordur, değil mi? İşte artık aerojeller, her iki üründe de bir çığır açabilir.

Aerojel, minnacık deliklerle dolu olan bir maddedir. Bir jel maddesinin içerisindeki tüm sıvının alınmasıyla üretilen aerojellerin yaklaşık %95’i gözeneklerden meydana gelir. Ancak 20-50 nanometre civarında boyutlara sahip olan gözenekler o kadar küçüktür ki gaz molekülleri buralardan geçemez. Haliyle aerojeller ısıyı iletmez, bu yüzden de yalıtım özellikleri inanılmaz derecede iyidir. Ayrıca aerojeller elektrik yalıtımında da çok iyidir, bu sebeple cep telefonu, uydu ve uçaklar için anten yapımında da kullanılabilir.


İlginizi çekebilir

Geleceği Değiştirecek En İyi Buluşlar

En İyi İcatlar

Berkay BABAOĞLU

Yazar : Berkay BABAOĞLU

Boğaziçi Üniversitesi " Çeviri Bilimi " bölümünden mezun olduktan sonra iş hayatına atıldı. Silverline, Coca Cola gibi birçok firmada üst düzey pozisyonda çalıştı. Şimdi ise Simfer firmasında uluslararası satış müdürü olarak görev yapmakta. Sizler için iş hayatında başarı yakalamakla ilgili rehber niteliğinde yazılar kaleme alıyor.

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir