Hata Yapan Çalışanla Nasıl Konuşulmalıdır?

Kemal Bey, bir şirketin CEO’su. Ahmet Bey de bu şirketin pazarlama müdürü.

Kemal Bey, Ahmet Bey’in performansından pek memnun değil. Bir gün Kemal Bey, Ahmet Bey’i odasına çağırıyor.

“Son reklam nasıl bir facia öyle? Aklınız neredeydi sizin abi ?”

Böyle bir soruyla başlayan konuşmanın yapıcı olması beklenemez tabii ki.

 

Peki bu neden kötü bir başlangıç?

“Aklınız neredeydi sizin abi?” sorusu geçmişe yönelik bir sorudur. Ahmet Bey, Kemal Bey’e düşüncelerini açıklarken, yaptığı hatayı daha da derinleştirecek, çünkü bu reklam kampanyasının ardındaki problemli düşünceyi açığa vuracak.

Ahmet Bey reklamın neden öyle olduğunu açıklayacak ve Kemal Bey de bu nedenlerin kötü olması nedeniyle sinirlenecek. İkisi de görüşmeyi sinirli ve hayal kırıklığı içinde sonlandıracak.

Peki burada CEO Kemal Bey, nasıl yapmalıydı? Geçmişte yapılan, geçmişte kalan bir hataya odaklanmak yerine “Bir sonraki sefer daha farklı yapalım. Bu hatayı bir sonraki reklamda görmek istemiyorum.” diyebilirdi. Böylesi daha iyi olurdu.

Zira bu tür gelecek odaklı bir soru, Ahmet Bey’e hatasını anlama fırsatı sunar. Bu da Ahmet Bey’in özgüveninin sarsılmasını önler. Kemal Bey de gelecekte yaşanması muhtemel problemlere karşı şimdiden önlem alır.

Gelecek odaklı bir soru sormanın başka bir faydası daha vardır. Gelecek odaklı bir soru daha hızlı sonuç verir, zira öğrenme sürecindeki adımlardan birini ortadan kaldırır. Hatayı tespit edip aynı hatayı gelecekte yapmamak üzere hazırlık yapmak yerine direkt olarak yeni bir sayfa açılır. Yani hatadan daha çabuk ders çıkarılır.

Peki neden bunu otomatik olarak yapmıyoruz? Neden otomatik olarak böyle düşünmüyoruz? Çünkü o esnada, bunu hissetmiyoruz. Sinirli, üzgün olduğumuz için “Bu ne abi böyle ya?” gibi laçka ve öfkeli bir üslup takınıyoruz. İş işten geçtikten sonra bu tür bir düşünce yapısının bir işe yaramadığını, o an yapılabilecek en iyi şeyin gelecekte aynı hatanın tekrarlanmaması olduğunu unutuyoruz.

Kendimizi rahatlatmak için öfkemizi susmaktan başka çare görmüyoruz. O anki duygusal yükümüz fazla olduğu için geçmişe yönelik sorular soruyor, geçmişten hesap soruyoruz.

Ancak iyi bir lider böyle yapmaz. Sağlıklı bir iletişimde bunun yeri yoktur.

İyi bir lider zor duyguları tolere edebilen, olumsuz düşüncelerin altında ezilmeyen liderdir.

Duygusal cesaret, bir insanın duygularının etkisinde kalmaması anlamına gelir. Bu cesaret zamanla geliştirilebilir ve insana daha iyi iletişim kurmayı, daha iyi liderlik etmeyi ve iş hayatında daha başarılı olmayı sağlar.

İyi bir lider başkalarına ilham verecek şekilde davranan, onların en iyi özelliklerini tespit edebilen kişidir. Ancak duygusal açıdan yoğun bir anda bunları yapmak zorlaşır ve sadece bağırıp çağırmak gelir elden.

Fakat bunu aşmak için yapılabilecek bazı şeyler bulunmaktadır.

Duygusal hissettiğiniz bir anda, göstermek üzere olduğunuz tepkilere şüpheyle yaklaşın. Bir şey söylemeden ve yapmadan önce derin bir nefes alın.

Kendinize içinizden şu soruyu sorun: “Bir sonraki hamlede neyi başarmak istiyorum?

Diğer bir deyişle “Bu konuşmadan ne elde etmek istiyorum?” diye sorun kendinize.

Eğer o esnada hata yapan çalışanınızı kötü hissettirmek istiyorsanız, onu haşlamak istiyorsanız “Neden?” diye sorun.

“Bu kişi kötü hissedince ne edeceğim?” diye de sorun.

Bu kişiyi azarlayarak bir sonraki çalışmasında aynı hatayı yapmamasını hedefliyorsanız, bağırıp çağırın. Ancak bağırarak hiçbir yere varamayacağınızı şimdiden belirtelim.

Söyleyip yapacaklarınızın elde etmek istediğiniz nihai hedefe (daha iyi reklamlar) nasıl fayda sağlayacağına karar verin. Bu konu hakkında düşündüğünüzde sizin nihai hedefinizin geçmişte değil, gelecekte olduğunu fark edeceksiniz.

Yani bir şirketin patronusunuz ve çalışanlarınızdan birinin performansı sizi memnun etmedi diyelim. Derin bir nefes alın ve elde etmek istediğiniz hedefi tespit edin ve bunu gelecekte nasıl yapabileceğinizi düşünmeye başlayın.

Pazarlama müdür Ahmet Bey ne yapmalı?

Eğer bir çalışan olarak hata yaptıysanız ve patronunuz “Aklınız neredeydi abi sizin?” gibi bir soruyla size çıkıştıysa, elbette o an çok zorlanır, utanır, sıkılırsınız.

Patronunuz size geçmişte yaptığınız bir hata hakkında soru sorarken, siz de derin bir nefes alın ve “Aklınız neredeydi?” sorusunu unutun. Bunun yerine gelecek odaklı bir cevap verin: “Bir sonraki sefer aynı hatayı tekrarlamayacağız efendim.” gibi bir cevap verebilirsiniz mesela.

 

İlginizi çekebilir

İş Hayatında Size Başarı Getirecek İletişim Becerileri
Hangisi Önce Gelir: Çalışanlar Vs. Müşteriler?
Durmuş BAYRAM

Yazar : Durmuş BAYRAM

Bilkent Üniversitesi "İletişim ve Tasarım" bölümünden mezun olduktan sonra DW Türkçe gibi birçok saygın kurumda online gazetecilik ve video üreticiliği yaptı. Sizler için iş fikirleri ve para kazanma yollarıyla ilgili araştırmalar yapıp rehber niteliğinde içerikler hazırlıyor.

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir