Çalışırken bir yandan eğlenip bir yandan da girişimcilik anlamında kendinize bir şeyler katabilir misiniz? Elbette! Nereye giderseniz gidin, neyle ilgilenirseniz ilgilenin iyi bir lider olmak, işinizi yönetmek ve girişimleriniz sırasında karşınıza çıkabilecek zorluklarla mücadele etmek için pek çok kaynaktan bilgi alabilirsiniz. Bu konuda televizyon dizilerinin de son derece faydalı olduğu artık çoğu girişimci ve iş insanı tarafından bilinen bir gerçek.
Bazen girişimciler “İş odaklı düşünmeliyim!” derken kendilerini öyle bir kaptırırlar ki adeta bir girdabın içine doğru sürüklenir, derinliklerde boğulurlar. İşte bu elim durumdan kurtulmak amacıyla insanın kendisine bir miktar da olsa zaman ayırması elzemdir. Kendinize zaman ayırmanızı söylüyoruz ama sakın bizi yanlış anlamayın; “Yan gelip yatın!” demiyoruz. Günümüz dünyasında dinlenirken bile aktif olmalı, kanepenizde uzanırken bile bir meşgaleyle uğraşıp kendinizi geliştirmelisiniz.
Bu doğrultuda uzun süre aradık, taradık ve boş zamanlarınızda hem eğlenmenizi hem de sizi düşünmeye zorlayarak iş konusunda bir şeyler öğrenmenizi sağlayacak muazzam derecede kaliteli 10 farklı dizi seçtik. Gelin şimdi hep beraber bunlara bir göz atalım:
1. Shark Tank
Etkili yazılar kaleme almak ve kısa ama vurucu sunumlar yapmak için can atan girişimcilerden misiniz? O zaman sizin için en doğru programı bulduk! İşletme sahipleri, ürün ya da hizmetlerini müşterilere doğru biçimde anlatarak hem iş hacimlerini büyütebilir hem de ağlarını genişletebilirler. Shark Tank da bu konuda girişimcilere yol gösteren inanılmaz bir televizyon programı. Ancak Shark Tank’ın size öğretecekleri sunum teknikleriyle sınırlı değil. Program sayesinde karşınıza çıkan çetin cevizlerle nasıl müzakere edebileceğiniz, işinize nasıl değer katabileceğiniz ve ortaklarınızla nasıl geçinmeniz gerektiği konusunda da değerli bilgiler öğreniyorsunuz. Ayrıca her ne kadar uzak durmanızı tavsiye etsek de “Ufak tefek üçkağıtçılıklar nasıl yapılır?” sorusuna da cevap buluyorsunuz.
2. Undercover Boss
Açıkçası her bölümün sonunda sel gibi akan gözyaşları bazen biraz kabak tadı verse de girişimciler olarak bu programdan öğreneceğimiz çok şey var. Undercover Boss, belli başlı şirketlerin iş süreçlerini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren bir dizi. Diziyi takip ettiğinizde şirket bünyesinde çalışan elemanların değerini de çok iyi anlıyorsunuz. Zaten Undercover Boss sürekli elemanına değer veren şirketlerin ayakta kalıp başarıya koşacağını, elemanını hor görenlerin ise dibi boylayacağını anlatıp duruyor. Mesela en donanımlı ve tecrübeli CEO’ların bile altlarında çalışan elemanlara karşı hatalı tavırlar sergilediklerini kendi gözlerinizle görüyorsunuz. Tabii bu örneklere bakarak kendinize dersler çıkarıyorsunuz. Acaba bazı elemanlarınızın yeteneklerinden doğru biçimden yararlanmıyor olabilir misiniz? Kişileri yanlış zamanlarda ve yanlış pozisyonlarda mı değerlendiriyorsunuz yoksa? İşte tüm bu sorulara cevap bulmanızı sağlayan türden bir dizi Undercover Boss. Son olarak şunu da söyleyelim, bu program sayesinde gerçek lider kavramının ne demek olduğunu en ince ayrıntısına kadar öğreniyorsunuz. Dizinin her bölümünde ayda yılda bir de olsa askerlerinizle beraber cepheye inip savaşmanız gerektiğini, ancak bu şekilde komutanızdaki insanların yaşadıklarını deneyimleyebileceğinizi fark ediyorsunuz. Öğrendiklerinizi gerçek hayatta uyguladığınızda ise kişileri doğru görevlere tayin etmenin ve birtakım politika değişiklikleri yapmanın huzurlu bir çalışma ortamı yaratarak şirketinizin başarısını arttırdığını bizzat görüyorsunuz.
3. Game of Thrones
Ülkemizde “Taht Oyunları” diye de bilinen dünyaca ünlü dizi Game of Thrones birbirinden ilginç karakterleri, izleyiciyi her daim ters köşe yapan senaryo detayları ve içerdiği akılalmaz entrikalarla size “Daha neler yahu! Gerçekte böyle şeyler olmaz!” dedirtebilir. Fakat tüm bu abartılı öğeleri geçip derine indiğinizde diziden girişimcilik hakkında adeta altın değerinde dersler çıkarabileceğinizi fark ediyorsunuz. Mesela her zaman verdiğiniz sözün arkasında durmanın ne kadar önemli ve asil bir davranış olduğunu anlıyorsunuz. Diziyi izleyenler hatırlayacaktır; Robb Stark sözünden dönmesi Kızıl Düğün katliamına sebep olmuştu. İş hayatında da sözünüzün eri olmazsanız hem markanız hem de pazar payınız ciddi anlamda zarar görür. “Liderlik vasfı” da Game of Thrones’un sıklıkla hayran kitlesine verdiği mesajlardan biri. Nasıl ki bir lideri ulusuna karşı sorumluysa patron ya da yönetici olarak siz de çalışanlarınızın haklarını gözetmekle yükümlüsünüz. Emilia Clarke’nin canlandırdığı Daenerys’in yandaşlarına bakın. Nasıl da sadıklar, öyle değil mi? İş dünyasında da elemanlarınıza ya da ortaklarınıza ne kadar iyi davranır, onları ne denli kollarsanız şirketiniz de o ölçüde başarılı olur.
Mutlaka okuyun: Liderlik Konusunda Game of Thrones’tan Neler Öğrenebiliriz?
4. Narcos
“Narcos” başlığını görünce “İnsaf yahu, uyuşturucu baronundan ne öğreneceğim ki?” derseniz hiç şaşırmayız. Ancak inanın, Narcos dizisinden öğreneceğiniz çok şey var. Her ne kadar kötü ve kalpsiz olursa olsun Pablo Escobar da birçok başarılı girişimci gibi sıfırdan başlamış, yani işleri büyütüp rayına oturtana kadar her türlü zorluğu bizzat kendi üstlenmişti. Ondan sonra da kendine sadık bir ekip kurmuştu. Bu sadakatin sağlanmasında Escobar’ın adamlarına gösterdiği sevgi ve saygının payı en az para kadar büyüktü. Ayrıca Escobar bir yandan uyuşturucu satıp insanları zehirlerken bir yandan da kazandığı parayla bağrından çıktığı yoksul Kolombiya halkına destek oluyordu ve böylece milyonların gönlünü kazanmıştı. İşte sıfırdan başlayarak başarı basamaklarını tırmanmak, ekibine değer vermek ve geldiği yeri unutmayarak ihtiyaç sahiplerine yardım eli uzatmak her liderin örnek alması gereken davranışlardır. Tabii Narcos’tan öğrenecekleriniz bunlarla da sınırlı değil, o yüzden girişimciler olarak bu diziyi dikkatle izleyip ufak ayrıntıları da düşünmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz.
5. The Profit
Şirketini en iyi şekilde idare etmek isteyen bir küçük işletme sahibi misiniz? O hâlde mutlaka The Profit’i izlemelisiniz. Camping World adlı kamp malzemesi satan sitenin ve Good Sam Enterprises adlı şirketler grubunun CEO’su Marcus Lemonis, dizinin her bölümünde iflasın eşiğindeki işletmeleri ziyaret edip kendilerini kurtarmaları için sağlam tavsiyelerde bulunuyor. Bölüm sonlarına geldiğimizde o şirketin ortağı olmak isteyip istemediğine dair kararını açıklıyor. Eğer şirketin faaliyet alanı ve sahibinin yaklaşımı içine sinerse belli bir miktar para koyarak hissedar oluyor.
Anlayacağınız üzere tamamen iş odaklı bir program olduğu için size yararı dokunabilecek pek çok unsur içeriyor. Üstelik verdiği tavsiyeler sadece belli başlı sektörleri değil, iş hayatının her türlü kulvarını ilgilendiren nitelikte. Dizinin istisnasız her bölümünde Marcus’un benimsediği temel felsefe olan “İnsan, Süreç, Ürün” anlayışı vurgulanıyor. Marcus, başarıya ulaşmanın yegâne yolunun bu üç alan arasında köprü kurmak olduğunu sürekli dile getiriyor. Bu üç unsuru idrak etmek de son derece basit: “İnsan” kavramıyla çalışanlarınızı kast ediyoruz. Çalışanlarınıza görev tanımına uygun işler mi yaptırıyorsunuz? Yoksa kişilerin yeteneklerini gerçekten yanlış mı kullanıyorsunuz? “Süreç” kelimesi de işlerin yapılış şeklini ifade ediyor. Mesela iş bölümü yapılıyor mu? Her işe atamak için yeterli sayıda eleman var mı? “Ürün” tabiriyle de elbette iş çıktısından söz ediyoruz. Attığınız adımlarla iş çıktısını elde edip tatmin oluyor musunuz? Yoksa çabalarınız hiçbir işe yaramıyor mu? Elbette diziyi izleyerek bu üçlü dışında mali rakamların takibi, verimsizlikle mücadele, değişikliğe açıklık, risk iştahı gibi pek çok konu hakkında da fikir sahibi olabilirsiniz.
6. Mad Men
Satış ve girişimciliği 1960’ların en kurnaz iş adamlarından öğrenmek ister miydiniz? Cevabınız evet ise gizemli ve aşırı derecede yetenekli satış gurusu Don Draper’in ana karakter olarak ön plana çıktığı Mad Men tam size göre bir dizi. Aslına bakarsanız Mad Men’in esas yıldızı Don Draper’in kendisi değil, dizide ona ait olan reklam şirketi diyebiliriz. Dizinin her bölümünde söz konusu şirket ayakta kalmak için adeta savaş veriyor. Kimi zaman batağa sürükleniyor, kimi zaman da küllerinden doğuyor, başka firmalarla birleşiyor, satılıyor, büyük vurgunlar yapıp harika müşteriler kazanıyor ama sonra ne hikmetse onları da elinden kaçırıveriyor. Bu yönüyle diziyi sürekli inip çıkan ve yolcularını tepetaklak eden bir eğlence trenine benzetsek yeridir.
7. Breaking Bad
Bir dönemler ortalığı kasıp kavuran Breaking Bad, suç odaklı bir dizi. Sakın bizi yanlış anlamayın, amacımız sizi yasa dışı faaliyetlere yönlendirmek değil elbette! Lakin dizinin suç ile ilgili kısımlarını bir kenara bırakırsak girişimcilikle ilgili gözler önüne serdiği birbirinden mühim derslere odaklanabiliriz. Peki ne mi bu dersler? Mesela iş hayatında bol bol koz elde ederek kendini sağlama almak, ne üretirsen üret kaliteden taviz vermemek, ailene ve etrafındakilere hak ettikleri saygıyı göstermek, yalan söylersen bedelini illa ödeyeceğini öğrenmek ve daha niceleri. Bunların yanı sıra sade bir hayat sürmenin ve kibirden uzak durmanın önemini de pekâlâ kavrıyorsunuz.
Ayrıca her ne kadar dizide yapılan uyuşturucu tacirliği ahlaki değerlerimize aykırı olsa da işin giderek büyümesi ve dağıtım kanallarının genişletilerek satışın bireysel müşterilerden toptancılara kaydırılması gibi günlük hayatımızda bizi yardımcı olabilecek pek çok şeyi gözlemleme şansına erişiyoruz.
Mutlaka okuyun: Girişimcilerin Breaking Bad Dizisinden Çıkarması Gereken Dersler
8. Mr Robot
Teknoloji meraklılarının ilgiyle takip ettiği Mr Robot’ta da gündüzleri yazılımcılık yaparak hayatını idame ettiren, geceleri ise “hacker” kimliğine bürünerek haksızlığa karşı savaş veren ama en sonunda yok etmek için bin bir uğraş verdiği şirket tarafından işe alınınca kendini bir kişilik çatışmasının ortasında bulan Elliot’un maceralarını izliyoruz. Dizi, genel anlamda hayatta kritik kararlar almanın zorluklarını gözler önüne seriyor ve sadece tek bir bireyin bile bir şirketin gidişatını nasıl değiştirebileceğini anlatıyor.
Eğer siz de bazı firmalara karşı kin besliyorsanız ve yaptıkları işi etik bulmayıp onları çökertmek istiyorsanız bu diziyi izleyerek resmen rahatlayabilirsiniz!
9. The Sopranos
Dizinin ana karakteri Tony Soprano baba figürü, panik atak krizleri ve New Jersey merkezli bir suç orgütünün lideri olmasıyla ön plana çıkıyor. Dizinin her bölümünde Tony’nin hem aile hem de iş hayatındaki çatışmalar ele alınıyor.
Dizi Amerika’da yayınlandığı dönemde öyle bir etki yarattı ki ünlü yazar Deborrah Himsel “Leadership Sopranos Style” (Sopranos Tarzı Liderlik) adlı bir kitap bile kaleme aldı. Söz konusu kitapta Tony’nin yönetimsel anlamda ne denli başarılı olduğu anlatılıyor.
İlgiyle izlenen altı sezondan sonra dizi 2007’de sona erdi ancak izleyicilerde bıraktığı etki yıllar sonra bile hâlâ devam ediyor.
10. House of Cards
Geldik listemizin son dizisine. Her ne kadar son dönemlerde özel hayatında bulaştığı skandallar sebebiyle Kevin Spacey diziden uzaklaştırılsa da tam beş sezon boyunca canlandırdığı karakter Frank Underwood ile izleyicileri adeta büyülemeyi başardı. Machiavelli bakış açısıyla hareket eden Frank Underwood, dizinin ilk bölümlerinde ABD’nin Güney Carolina eyaletinde büyüyerek meclise giren bir Demokrat Parti üyesi olarak karşımıza çıkıyor. Başına gelen bazı olayları hazmedemeyen ve giderek gözünü hırs bürüyen Frank bitmek bilmez iştahıyla daha fazla güç elde etmek için elinden geleni yapıyor.
Elbette Frank gibi karşınıza çıkan herkesi ezin ya da öldürün demiyoruz! Ancak Frank Underwood’un yaptıklarına bakarak insanlara saygı göstermenin önemini ve aksiliklerle nasıl başa çıkabileceğinizi gayet iyi öğreniyorsunuz.
Ayrıca insanları manipule etmek konusunda da bilgiler kazanıyor ve eninde sonunda istediklerinizi almak için nasıl al takke ver külah misali hamleler yapabileceğinizi öğreniyorsunuz. Dizinin senaristi ve yaratıcısı Beau Willimon’un liderlik ve yönetim anlamında söylediği bir söz House of Cards’ı gerçekten de çok güzel anlatıyor: “Başarılı bir lider olmak için çoğu zaman ahlaki anlamda sıradan insanların midesini bulandıran türden şeyler yapmanız gerekir”. Ne yalan söyleyelim, dizide bu mesajı beyninize öyle bir kazıyorlar ki bazen Frank gibi dalavereler çevirmeye can atarken buluyorsunuz kendinizi!
Diziler izleyiciler üzerinde gerçekten çok etkili mesajlar veriyor. Örneğin House of Cards güç ve hırsın neler yaptırabileceğinin en iyi örneği…