Pazar, Ekim 13, 2024
Ana SayfaGenelHyundai Nasıl Kuruldu?

Hyundai Nasıl Kuruldu?

Hyundai Motor Company, kurulalı henüz 50 yıl olmasına rağmen pek çok köklü otomotiv markasından daha sağlam bir sisteme sahip. Güney Kore merkezli olan Hyundai, Güney Kore’nin ekonomik olarak kalkınmasında da ciddi rolü olan bir marka.

Kurulduğu 1967 yılından bugüne kadar otomotiv teknolojisi alanında inovatif girişimleriyle öne çıkan Hyundai, son yıllarda düşük karbon emisyonlu motorlar geliştiriyor, elektrikli araç üretimine büyük bir önem veriyor.

Ülkemizde de önemli bir kullanıcı kitlesi olan Hyundai’nin tarihine biraz daha yakından bakıyoruz bu yazımızda.

 

Hyundai Nasıl Kuruldu?

Hyundai “modern zamanlar” anlamına geliyor Korecede. 1947 yılında mühendislik ve inşaat firması olarak kurulan Hyundai, 1945 yılında Güney Kore’nin bağımsızlık elde etmesinden sonraki süreçte devletten ciddi inşaat ihaleleri aldı ve ülkenin ulaşım-altyapı işlerinin büyük bir kısmını üstlendi.

1967 senesinde Hyundai Motor Company kuruldu ve şirket bünyesinde otomobil üretimine başlandı. 1968 yılında Hyundai’nin ilk otomobil fabrikası Ulsan kentinde faaliyete başladı. Bugün dünyanın en büyük entegre otomobil fabrikası olan bu yapı yılda 1.6 milyon araç üretiyor. Hyundai Glovis adlı lojistik firması sayesinde tüm ham madde tedarik zinciri de yine şirket bünyesinde hallediliyor.

1968 yılında Hyundai fabrikasından ilk çıkan otomobil Ford Cortina adını aldı. Ford ile ortaklaşa üretilen bu aracın ayrı bir önemi var. Fabrikanın kurulmasından ilk aracın raydan inmesine kadar geçen süre sadece 6 ay. Çok kısa bir sürede üretim yapılıyor yani.

Cortina’nın satış başarısı ve Avrupa pazarındaki başarısından sonra Hyundai, Ford işbirliğini sonlandırdı ve kendi markası altında üretim yapmaya karar verdi. Austin Morris’in direktörü George Turnbull Hyundai’nin otomobil biriminin başına getirildi. 6 Avrupalı mühendis, 2 şasi tasarımcısı, 2 test mühendisi ve çok sayıda teknik personel ile birlikte Hyundai’nin ilk otomobili için kollar sıvandı.

1974 yılında Torino Otomobil Fuarı’na Hyundai Pony modeliyle çıkıldı ve bir yıl sonra satışlar başladı. Bu otomobile “kukmincha” (halkın arabası) adı verildi. Bu arkadan çekişli kompakt araç uzun yıllar boyu Hyundai’nin amiral gemisi oldu.

Bu araç Şili, Arjantin, Kolombiya ve Mısır pazarında büyük ilgi gördü. 1978 yılında Belçika, Hollanda ve Yunanistan pazarına açıldı.

1980’lere geldiğimizde Hyundai hızlı bir büyüme evresine girdi. Daha uzun süredir faaliyet gösteren büyük otomobil firmalarıyla direkt rekabet edebilir hale geldi. 1982 yılında İngiltere pazarına girildi. Pony, Şubat 1982’de İngiltere’de ayın en çok satılan otomobili oldu.

1984 yılında Hyundai, Kanada’ya araç satmaya başladı ve burada da beklentilerin çok üstünde bir performans yakalandı. Bir dönem Kanada’da da en çok satılan otomobil Hyundai Pony oldu. 1985 senesinde Hyundai Sonata’nın ilk versiyonu geliştirildi. Bu model ile Hyundai, bir milyonuncu aracını teslim etmiş oldu.

1986’da Pony Excel modeli ABD’de satılan ilk Hyundai modeli oldu. Önden çekişli ilk Hyundai aracı olan bu model, ilk Pony gibi İtalyan tasarımcı Giorgetto Giugiaro tarafından tasarlandı. ABD’deki ilk senesinde 168.000 adet saldı ve tüm zamanların en yüksek marka-model satışlarından birine imza atıldı. Fiyat performans açısından Forbes dergisi Pony Excel’in en ideal 10 araçtan biri olarak seçti.

1990 Hyundai için dolu dizgin geçti. 4.000.000’ncu otomobil raydan indi. 1991 yılında başka önemli bir olay oldu: Hyundai 4 silindirli, kendi tescilli motorunu ve vites kutusunu üretti. Bu ise şirkete büyük bir özgürlük ve bağımsızlık sağladı. 4 silindir Alpha motoru ilk olarak 1992’de piyasaya çıkan Hyundai Scoupe modelinde kullanıldı.

90’lı yıllarda Hyundai büyümesini sürdürdü, teknolojisini her sene daha da ileri bir noktaya taşıdı. Tabii yeni yeni modeller geliştirmeyi de ihmal etmedi. Örneğin ülkemizde de epey tutulan Accent bu modellerden biri.

1994 yılında Hyundai, Almanya’da yeni bir AR-GE merkezi kurdu. Avrupa otomotiv dünyasındaki tüm yenilikler bu merkezde inceleniyor, Avrupa pazarına yönelik araçlar burada tasarlanıyor.

Eylül 1997’de Hyundai, Güney Kore dışındaki ilk fabrikasını İzmit’te açtı. Bugün bile Hyundai’nin Güney Kore dışındaki en büyük tesisi ülkemizde, İzmit’te yer alıyor.

Hyundai elektrikli ve hibrit araç denemelerine ta 1990’lı yıllarda başladı. Bu büyük bir hadise. Sonata modelinin elektrikli prototipi 1991 yılında tasarlandı. 1995 Seul Otomobil Fuar’ında hibrit FGV-1 modeli tanıtıldı. Teknolojiyi epey önden takip ettiğini ve hatta geleceği öngördüğünü söyleyebiliriz yani Hyundai’nin.

1999 yılında şirketin yönetim kurulu başkanı olan Mong-Koo Chung, fiyat-performans ürünü olan Hyundai araçların kalitesini artırmaya yönelik girişimlerde bulunmaya başladı. Yani Hyundai küresel ölçekteki markalarda, Japon, Alman ve İtalyan arabalarıyla rekabet etmenin kaliteyi yükseltmekten geçtiğini anladı.

Milenyuma gelindiğinde Hyundai kendini bir dünya markası olarak pazarlamak amacıyla imaj tazelemeye gitti. Kalite, tasarım, üretim ve AR-GE çalışmalarına daha da önem verilmeye başlandı. Hyundai Avrupa Tasarım Merkezi 2001 yılında kuruldu ve bu merkez her yıl biraz daha genişletildi.

2000 yılında Hyundai ilk SUV modeli olan Santa Fe’yi piyasaya sürdü. ABD’nin New Mexico eyaletindeki bir şehrin adı olan Santa Fe, ABD’de büyük ilgi gördü ve ABD’de en çok satan Hyundai modeli oldu. 2004 yılında bir başka SUV olan Tucson piyasaya sürüldü.

2007 yılında i30 tanıtıldı. Tamamen Avrupa’da tasarlanan bu model Hyundai’nin Avrupa esintilerini taşıyan önemli araçlarından biri. Ertesi sene Çek Cumhuriyeti’nde Avrupa’nın en modern üretim tesislerinden biri kuruldu. Çek Cumhuriyeti’ndeki bu Hyundai fabrikası günde 1500 araç üretme kapasitesine sahip.

Hibrit elektrikli Hyundai Sonata, 2008 yılında Los Angeles Oto Fuarı’nda lityum polimer batarya teknolojisiyle tanıtıldı ve araç 2011 yılında ABD’de satışa sunuldu.

2010’lu yıllarda Hyundai çevre dostu teknolojilere büyük önem vermeye başladı. Yakıt ekonomisi ve yeni enerji teknolojilerine yönelik ciddi adımlar attı.

2010’lu yıllarında başında Hyundai BlueOn adında ilk elektrikli aracını tanıttı. BlueOn sadece Güney Kore’de satıldı. 16.4 kWh kapasiteli lityum polimer bir bataryaya sahip bu aracın şarj süresi 6 saat idi.

2013’te Hyundai, çevre dostu araçlarına bir yenisini ekledi. ix35 modeli piyasada satılan ilk hidrojen yakıtıyla çalışan seri üretim araç oldu.

Aynı sene Hyundai, motor sporlarına da dahil oldu. Dünya Ralli Şampiyonası’na katılan Hyundai, Hyundai N markası altında yüksek performans araçlar geliştirdi. i30 N ve i30 Fastback N modelleri 2017-2018 Dünya Ralli Şampiyonası’nda ciddi sonuçlar elde etti.

2016 yılında Hyundai IONIQ modeli dünyanın ilk üç farklı elektrik motoru seçeneğiyle satılan aracı oldu. Hibrid, plug-in hybrid ve full elektrik olmak üzere 3 farklı versiyonla piyasaya girdi bu araç. 2016 yılında ise elektrikli Kona ve Nexo modelleri piyasaya sürüldü.

Son 5 yıllık süreci değerlendirdiğimizde ise Hyundai’nin kendini otomotiv dünyasının en önemli markalarından biri olarak konumlandırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Hyundai’nin 50. yıl mottosunun “Next Awaits” (Gelecek Bizi Bekler) olduğunu düşünürsek Hyundai’nin elektrikli ve yeni yakıt teknolojilerine daha da eğileceğini peşinen söyleyebiliriz.

Ocak 2019’da Hyundai Motor Group’un yönetim kurulu başkanı Eisun Chung, Dünya Hidrojen Konseyi’ne eş başkan seçildi. Hidrojen bazlı yakıt teknolojilerine Hyundai’nin verdiği önemi buradan anlamak mümkün.

Özetle bugüne dek uygun fiyatı, ülkemizdeki geniş tamir-bakım ve yedek parça ağıyla görece kaliteli araçlar üreten Hyundai, özellikle 2010’lu yıllardan itibaren kaliteye verdiği önemi artırdı ve çok şık araçlar üretmeye başladı. 2020’li yıllar ise Hyundai’nin inovasyona, teknolojiye ve AR-GE’ye yaptığı yatırımın karşılığını bolca alacağı yıllar olacak.

 

İlginizi çekebilir

Volvo’nun Gerçek Bir Lüks Markaya Dönüşmesinin Hikayesi
Volkswagen Nasıl Kuruldu?
Toyota’nın Kuruluş Hikayesi
Honda’nın Kurucusu Soichiro Honda’nın Başarı Hikayesi
Durmuş BAYRAM
Durmuş BAYRAMhttps://www.linkedin.com/in/durmus-bayram/
Bilkent Üniversitesi "İletişim ve Tasarım" bölümünden mezun olduktan sonra DW Türkçe gibi birçok saygın kurumda online gazetecilik ve video üreticiliği yaptı. Sizler için iş fikirleri ve para kazanma yollarıyla ilgili araştırmalar yapıp rehber niteliğinde içerikler hazırlıyor.
Mutlaka Okunması Gerekenler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

En Çok Okunanlar