Geleceği tahmin etmek zor bir iş, özellikle de ülkelerin zenginlikleri ile ilgili tahminlerde bulunmaya çalışıyorsanız.
Sonraki 10 yıllarda yeni dünya düzenine ilişkin hazırlanacak herhangi bir projeksiyon, en önemli ekonomik sistemlerin ve altyapılarının karmaşık analizlerini içermek zorunda. Bu analizlerde, ülkedeki eğitim sisteminin ve demokratik kurumlarının kalitesi, doğurganlık oranları, hukuk düzeni gibi pek çok konunun da değerlendirilmesi gerekiyor. Bu değerlendirmeler sayesinde analistler, 2050 yılında her bir ülkenin alacağı durumu belirlemek amacıyla ülkelerin gayrisafi yurtiçi hasıla ve kişi başına düşen milli gelirlerini tahmin edebiliyor.
HSBC yakın zamanda, 100 ülkenin ekonomileri üzerinde çalışma yürüterek 2050 yılında hangilerinin dünyanın en zengin ülkeleri olacağına ilişkin son derece bilimsel kimi tahminlerde bulundu. Sonuçların bazıları oldukça şaşırtıcı. Örneğin, Filipinlerin önümüzdeki birkaç 10 yıllık dönemde hızlı bir büyümeyle, 27 ülkeyi geride bırakarak dünyanın en zengin ülkeleri listesinde 43. sıradan 16. sıraya yükselmesi öngörülüyor. Öbür taraftan, İsveç’in ise en zengin ilk 20 ülkesi arasına giremeyerek listede 38. sıraya gerileyeceği tahmin ediliyor.
Dünyanın en zengin ülkeleri arasında sıralamada en büyük sıçramayı yapan ve çalışan sayısı ile gelişmiş ülkeleri yakalamaya başlayan ülkelerin hepsi, yüksek nüfusa sahip ülkeler. Listede en fazla gerileme gösteren ülkeler ise gittikçe yaşlanan nüfusuyla iş gücü hacmi azalan gelişmiş ülkeler.
2050 yılında dünya ekonomisi nasıl olacak? İşte, 2017 yılında bilinenlere dayanarak yapılmış en iyi tahminler.
15. Rusya – 1.87 trilyon dolar
Çalışan nüfusunun %31’lik düşüş yaşayacağına ilişkin yapılan tahminlere rağmen, Rusya ekonomisinin 2050’ye kadar Avustralya ve Arjantin ekonomilerinin önüne geçeceği öngörülüyor. 2050 yılı için yapılan tahminlere göre, Rusya listede 2 sıra ilerleyerek 15. sıraya yükselecek.
Günümüzde Rusya ekonomisinin karşı karşıya kaldığı bazı zorluklar bulunuyor. Petrol fiyatlarında yaşanan ve beraberinde rublenin değerinde azalmayı getiren düşüş Rusya ekonomisini olumsuz şekilde etkiledi. Ayrıca Avrupa ülkeleri tarafından uygulanan ambargo da ülkede büyük bir enflasyona sebep oldu. 2015’te % 20’ye dayanan enflasyın oranı Rusya’yı ekonomi anlamında zorlayan bir diğer faktördü.
14. İspanya – 1.95 trilyon dolar
Son zamanlarda İspanya’da yaşanan ekonomik problemler temel olarak 2004 ve 2008 yılları arasında emlak balonunda yaşanan ve %44’e varan fiyat artışından kaynaklanıyor. Emlak balonunun daha sonra patlamasıyla, İspanyol konut piyasasında büyük bir değer kaybı da yaşanmış oldu.
Emlak piyasasında yaşanan bu olumsuz gelişme, çalışan nüfusundaki %11’lik azalma ile birlikte düşünüldüğünde, İspanya’nın 2050 yılında dünyanın en zengin ülkeleri listesinde iki sıra gerileyeceği tahmin ediliyor.
Fakat, İspanya için durum o kadar da kötü değil çünkü ülkenin kişi başına düşen milli geliri birinci, ikinci ve üçüncü on yıllık dönem boyunca ortalama %3 artıyor olacak, ki bu değer gelişmiş ülkelerin ortalamasının oldukça üzerinde bir değer.
13. Güney Kore – 2.06 trilyon dolar
İspanya’da olduğu gibi, Güney Kore de, Türkiye ve Meksika ekonomilerindeki hızlı büyüme nedeniyle dünyanın en zengin ülkeleri listesinde 2 sıra gerilemiş olacak. Son yirmi yıllık dönemde, ülke doğurganlık oranında belli bir oranda düşüş yaşadı. Bu düşüş, iş gücünde daralmayı da beraberinde getirdi.
Güney Kore, 1970’den bu yana dünyanın en zengin ülkeleri listesinde 12 sıra ilerleyerek ilk 15 ülke arasına girdi ve böylece ekonomik anlamda son 40 yılın en büyük başarılarından birini gösterdi.
Güney Kore hükümeti, ülkeye zenginlik getiren ve iş dünyasının elit tabakasını oluşturan büyük aile şirketlerini desteklemeye devam ediyor ve böylelikle ekonomik büyümeyi sağlayabiliyor.
12. Türkiye – 2.15 trilyon dolar
Türkiye’nin 2050 yılında, listede 6 sıra ilerleyerek dünyanın ilk 15 zengin ülkesinin arasına girmesi, böylece diğer ülkelere kıyasla en büyük sıçramayı yapması bekleniyor. Tahminlere göre ülke, Hollanda, Rusya, Avustralya, Güney Kore ve Arjantin’i geride bırakacak.
Ortalamanın üzerinde seyreden doğurganlık oranı sayesinde, Türkiye’deki çalışan nüfusunda büyük bir artış yaşanacak. Bu durum, ülkeye ekonomisini güçlü bir şekilde ileriye taşıyabilmek için önemli bir avantaj sağlıyor.
Son 10 yıllık dönemde, Türkiye vatandaşlarının kişi başına düşen gelir miktarı 2008 yılında yaşanan küresel ekonomik krizden başarıyla çıkarak neredeyse üç katına yükseldi. Son 5 yılda ise ekonomik büyümeyi destekleyen doğrudan yabancı yatırımlarda 12 milyar dolarlık bir artış yaşandı.
11. İtalya – 2.19 trilyon dolar
Değişen demografik koşulları nedeniyle ekonomik zorluklarla karşılaşması beklenen bir diğer Avrupa ülkesi de İtalya. 2050 yılına kadar ülkenin çalışan nüfusunun %23’e düşeceği tahmin ediliyor. Hem bu durumun hem de ekonomik altyapısında yaşanan bazı problemlerin sonucu olarak İtalya’nın dünyanın en zengin ülkeleri listesinde 7. sıradan 11. sıraya gerilemesi bekleniyor.
Avrupa Birliği’ne katıldığı dönemden bu yana 16 yıldır ülke ekonomisi sadece %4’lük bir büyüme gösterdi. Bu oran, Yunanistan’ın mali durumundaki güçlü istikrarsızlığa rağmen sergilediği büyüme oranı ile aynı değerde.
2015 yılı için yapılan tahminlere göre, gayri safi milli hâsılasında % 0,6’lık artış göstermesi beklenen Kıbrıs’tan sonra Avrupa Birliği’ndeki ikinci en düşük büyüme İtalya’da yaşanacak.
10. Kanada – 2.29 trilyon dolar
Kanada, sıralamadaki yerini koruyacağı tahmin edilen listedeki tek ülke. Şu anda dünyanın en zengin 10. ülkesi olan Kanada tahminlere göre 2050 yılında da aynı sırada bulunacak. Buna rağmen, ülkenin kişi başına düşen milli gelir sıralamasında üç sıra ilerleyerek 15. sıradan 12. sıraya yükselmesi bekleniyor.
Kanada ekonomisi, dünyanın en istikrarlıları arasında gösterilen bankacılık sistemi sayesinde ekonomik krizin etkilerinden başarıyla kurtulabilmişti. Fakat bu durum, ülkeyi petrol fiyatlarında yaşanan son düşüşün etkilerinden koruyamadı. Ülkenin petrol üretimine yaptığı ve yalnızca yüksek petrol fiyatlarında kar getiren yatırımından dolayı, Kanada doları Amerikan doları karşısında hızlı bir şekilde değer kaybetti.
Mutlaka okuyun: Kanada’da Yaşamak İstiyorum Diyenlere
9. Fransa – 2.75 trilyon dolar
Avrupa Birliği’nin güçlü ülkelerinin karşı karşıya kaldığı ekonomik güçlüklerin Fransa’yı da etkilemesi bekleniyor. Ülkenin, listede kendisini geride bırakacak olan Brezilya, Hindistan ve Meksika nedeniyle 2050’ye kadar dünyanın en zengin ülkeleri arasında 6. sıradan 9. sıraya gerileyeceği tahmin ediliyor.
Tahminlere göre, diğer gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında, önümüzdeki birkaç 10 yıllık dönemde Fransa kişi başına düşen milli gelirdeki büyüme yönünden bir hayli gerilerde kalacak.
Özellikle 2015 yılında %3,2’lik büyüme sağlayan İngiltere ekonomisi ile kıyaslandığında, 2008 yılından bu yana her yıl ortalama %0,3 büyüyen Fransa ekonomisi için son birkaç yıl oldukça zor geçti.
8. Meksika – 2.81 trilyon dolar
Günümüzde dünyanın en zengin 13. ülkesi olan Meksika ilk 10’a doğru dengeli bir ilerleyiş gösteriyor. Ülkenin 2050 yılında listede 5 sıra yükselerek Fransa, Kanada, İspanya, Güney Kore ve İtalya’yı geride bırakması ve dünyanın en zengin 8. ülkesi olması bekleniyor.
Garip olan şu ki, ülke zenginliğindeki bu sıçrayışa rağmen, Meksikalıların kişi başına düşen milli gelirinin 5 sıra gerileyerek, 42. sıradan 47. sıraya düşeceği tahmin ediliyor.
Devlet başkanı Nieto, başkanlık koltuğuna geçtikten sonra 20 ay içerisinde 11 yapısal sorunu çözmeye yönelik bir değişiklik paketi sunmuştu. Bu kapsamda, eğitim, enerji, telekomünikasyon, iş gücü, rekabet ve finans alanlarındaki değişikliklerin yakın gelecekte ülke zenginliği ve üretim gücü açısından olumlu sonuçlar doğuracağı tahmin ediliyor.
7. Brezilya – 2.96 trilyon dolar
%500’i aşan yıllık enflasyon oranlarının yaşandığı 1986 ve 1994 yılları arasındaki dönemden beri Brezilya, dünyanın en zengin ülkelerinden biri olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Ülke zenginliğindeki artışın öngörülebilir bir gelecekte de devam edeceği tahmin ediliyor. Tahminlere göre Brezilya, 2050 yılında listede 2 sıra ilerleyip Fransa ve İtalya’yı geride bırakarak dünyanın en zengin 7. ülkesi haline gelecek. Buna rağmen, ülkenin kişi başına düşen milli gelir sıralamasında 9 sıra gerileyerek 52. sıradan 61. sıraya düşmesi öngörülüyor.
Çalışan nüfusunda yaşanan artışın yanında, Brezilya devleti, vatandaşlarının refah düzeyini yükseltebilmenin birer adımı olarak eğitim sistemini geliştirmek ve suç oranını azaltmak için de yoğun bir çaba gösteriyor.
6. İngiltere – 3.58 trilyon dolar
2015 yılına kadar İngiltere’nin Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Alman ekonomisi ile arasındaki farkı yarıya indireceği tahmin ediliyor. Şu anda, Almanya İngiltere ekonomisinin 346 milyar dolar ilerisinde bulunuyor ve bu farkın 2050 yılında 138 milyar dolar düşmesi öngörülüyor.
Fakat son derece hareketli Hindistan ekonomisi göz önüne alındığında hem Almanya hem de İngiltere’nin listede bir adım gerileceği de tahmin ediliyor.
19. yüzyılda yaşanan sanayi devriminin lideri İngiltere, 20. yüzyıl dünyasının sanayileşmesinde önemli bir rol de oynadı. Şu anda ise İngiltere gerek Amerikalı gerekse Japonyalı iş adamları tarafından şirketleri için Avrupa’nın “outlet” merkezi olarak tercih ediliyor.
5. Almanya – 3.71 trilyon dolar
Her ne kadar Hindistan’ın gerisinde kalacağı tahmin edilse de, Almanya’nın 2050 yılında İngiltere’yi ilk 5 ülke sıralamasının dışına iterek Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip ülke olacağı düşünülüyor.
4. sıradan 5. sıraya gerilemesine rağmen, 2010 ve 2050 yılları arasında nüfusta yaşanması muhtemel olan 11 milyonluk düşüş sayesinde Almanya’nın kişi başına düşen milli gelir sıralamasında 8 sıra ilerleyerek 18. sıradan 10. sıraya yükseleceği tahmin ediliyor.
Almanya, aynı zamanda, %29’luk bir azalma ile çalışan nüfusunda Avrupa Birliği’nin en büyük düşüşünü de yaşayacak. Bu düşüşe rağmen, kesintisiz kaynak aktarımı ve güçlü ekonomik altyapısı sayesinde ülkenin ekonomisi istikrarlığını koruyor olacak.
Mutlaka okuyun: Almanya’da Çalışmak İsteyenlere
4. Japonya – 6.43 trilyon dolar
Japonya, yaşlı nüfusundaki hızlı artış nedeniyle iş gücünde yaşanması beklenen %37’lik büyük gerilemenin getirdiği problemlerle başa çıkmanın yollarını arıyor.
Yaşlı nüfusundaki artışın yanında, Japonya Almanya’ya benzer olarak kişi başı ortalama 1,3 çocuk oranı ile en zengin ülkeler arasındaki en düşük doğurganlık oranına sahip. Bunun sonucu olarak ülkenin, Almanya’dakinin iki katı büyüklüğünde olan 25 milyonluk bir nüfus azalışına tanık olması bekleniyor.
Yine de, Japonya yaşlı nüfusunun gerektirdiği sosyal hizmetlerin bedelini ödemek zorunda kalan ve gittikçe daralan iş gücü sorununun üstesinden gelebildiği sürece, dünyanın en zengin 4. ülkesi olmaya devam edecek.
3. Hindistan – 8.17 trilyon dolar
Çalışan sayısında hızlı artışların yaşanması beklenen ülkeler arasında ilk beşte yer alan Hindistan, büyüyen nüfusun yarattığı ekonomik avantajlar açısından oldukça iyi bir örnek. 2050 yılı için yapılan tahminlere göre Hindistan, 1,5 milyarlık nüfusa erişen ilk ülke olacak, bu bakımdan Çin’i geride bırakacak ve dünyanın en zengin 3. ve en kalabalık ülkesi haline gelecek.
Hindistan’ın, diğer ülkelerin ekonomi politikalarını ithal ederek ve modern teknolojinin avantajlarından faydalanarak dünya ekonomisindeki büyümenin itici güçlerinden birine dönüşeceği bekleniyor. Ülke, şu anda hızlı büyüyen ekonomiler arasında sayılıyor ve ileriki dönemler yılda %5’lik ya da daha yüksek bir büyüme oranı sergileyeceği düşünülüyor.
2. Amerika Birleşik Devletleri – 22.27 trilyon dolar
Güçlü demokrasi sistemi, hukuk düzeni, doğurganlık oranı ve ortalamanın üzerinde bulunan nüfus yapısı gibi bütün ekonomik altyapı göstergeleri Amerika için oldukça olumlu ipucular taşıyor. Yine de, birkaç on yıllık dönem boyunca dünyanın en zengin ülkesi olan Amerika 2050’ye gelindiğinde gerileyerek listede 2. sırayı almış olacak.
Amerika Birleşik Devletleri kişi başına düşen milli gelir bakımından önümüzdeki on yıllık dönemler boyunca gelişmiş ülkeler arasında en ağır büyümelerden birini gösterecek.
Şu anda Amerika, bir sonraki en zengin ülke olan Japonya’nın ekonomisinden iki kat daha büyük bir ekonomiye sahip ve muhtemelen içinde bulunduğumuz yüzyılın neredeyse yarısına damgasını vurmuş ekonomik faaliyetlerin ve politikaların lideri olarak anılmaya devam edecek.
Mutlaka okuyun: Amerika’da Yaşamak ve Çalışmak İsteyenlere
1.Çin – 25.33 trilyon dolar
2050 yılında Çin’in dünyanın en zengin ülkesi olacağı tahmin ediliyor. Şu an dünyanın en kalabalık ülkesi olmasının beraberinde getirdiği ucuz işgücü sayesinde Çin, dünyanın en büyük firmalarının üretim merkezi olmaya devam ediyor. Çin bunu önümüzdeki yıllarda da sürdürmesi ve 2049’a kadar ülkenin Hong Kong ve Macao’yu kendi ekonomi sistemine dahil etmesi bekleniyor, ki bu durumlar Çin’i listede 1. sıraya taşıyacak faktörler olarak değerlendiriliyor.