Girişimcilerin İzlemesi Gereken Filmler ve Bunlardan Çıkarılacak Dersler

Konusu ne olursa olsun filmler, hem günlük hem de iş hayatımızdaki kişisel yolculuğumuza ayna tutuyor. En iyi girişimciler de, en büyük arzularını gerçekleştirmeleri için onlara ilham veren filmleri izliyorlar.

İşte sizlere her girişimcinin izlemesi gereken filmler ve bunlardan çıkarılacak dersler:

 

1 – Armageddon: Kahraman olun.

Armageddon filmini 12 kere izlemişimdir. Her seferinde de ağladım. Bruce Willis asteroidin içindeki termonükleer bombayı harekete geçirmek için kendini feda ettiğinde kendime şunu söylüyordum: “Kahraman olmak istiyorum.”

Ne söylediğiniz değil ne yaptığınız önemlidir. Eğer bir kahraman olmak istiyorsanız zor işleri başarabilmeniz gerekir. Tabii ki kahraman olmak için ölmeniz gerekmez; gelirinizi artırmak ve ailenize daha iyi bir hayat sağlamak için ne yapmanız gerekiyorsa onu yapmak da bir kahramanlık işidir. Kahramanlar diğerlerinin yapmadığını yapabilenlerdir!  

 

2 – Matrix: Uyanın.

“Matrix” filmi bilinç ve zihinsel gelişim alanlarındaki çalışmalara duyduğum ilgiyi kamçılamış ve yükselen teknolojinin gelecekte insan olmanın anlamını nasıl etkileyebileceğine dair merakımı artırmıştı.

Ünlü bir sahnede Morpheus’un kırmızı hapı Neo’yu uyandırıp ve illüzyonların olmadığı ‘gerçek gerçekliğe’ dair bilgiyi edinmesini sağlarken, mavi hap Neo’nun eski inanç sistemi ve sıradan hayatından kopmadan cahil ama huzurlu dünyasında yaşayabilmesini sağlıyordu. Neo kırmızı hapı seçiyordu. Bir kere uyandıktan sonra gerçeklikten yoksun olan uykusuna dönmeyi asla düşünmemişti.

1985 yılında meditasyon öğrencisi olduğum zamanlar bu “uyanma” metaforuna yakın deneyimler yaşamıştım. Şimdi birden fazla gerçeklikte yaşadığımız düşüncesi bana çok daha mantıklı geliyor: duyularımızla algıladığımız bir dış gerçeklik ile sezgi ve ruhani kavrayışla algılayabildiğimiz bir iç gerçeklik. İç gerçeklik dış gerçekliği şekillendirebilir. Ama bu ancak zihinsel eğitim ve ruhani gelişimle gerçekleşebilir.

 

3 – Karate Kid: Bir akıl hocası edinin.

Hiç düşünmeden hayatımı en çok etkileyen filmin “Karate Kid” olduğunu söyleyebilirim. Hepimiz büyük hayalleri ve umutları, enerjisi ve ruhu olan ama nasıl bir yol izleyeceğini bilmeyen genç Daniel’da kendimizden bir şeyler bulabiliriz. Daniel sonra Bay Miyagi’yle karşılaşır ve Miyagi Daniel’ın akıl hocası olur. Akıl hocası Daniel’ı alışılmamış yollar kullanarak zorlar, böylece gerçek potansiyeline ulaşacağını düşünür.

Başta Daniel araba cilalama ya da çitleri boyama gibi vasıfsız işlerin önemini farketmez. Bu işlerin gerçek önemi kendisini savunması gerektiğinde ortaya çıkar. Bay Miyagi Daniel’a basitliğin önemini bu temel nasihatıyla öğretir: “Bildiklerinin niteliğine güven, niceliğine değil.”

Hepimizin hayatında birer Bay Miyagi’ye ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum. Ne de olsa hayat dersleri en olmadık yerlerde karşınıza çıkabilir, bir tamirciden bile önemli dersler öğrenebilirsiniz.

Mutlaka okuyun: İş Dünyasında Sadeliğin Önemi

 

4 – Glengarry Glenn Ross:  Her zaman iş bitirici olun.

İster bir mağazada kasiyer olun, ister araba satın, isterse de evde çocuklarınıza bakın… Herkes “Glengarry Glenn Ross” filmindeki repliği unutmamalı: “Her zaman iş bitici ol.”

Yakın zamanda bir mağazada kızıma doğum günü için ayakkabı bakıyordum. Ödemeyi yapacağım sırada çekingen ve tuhaf davranışlı bir çalışan Game Of Thrones tshirtümü farkedip iltifatta bulundu. Bu sayede benimle anında bir yakınlık kurmuştu.

Aldıklarımı kasadan geçirirken bana mağazaya özel üyelik hesabı açmak istemediğimi sordu. İstemediğimi söyledim. Sonra hesabın bütün faydalarını saydı ama yine de reddettim. Ben sormadan satın aldıklarımı poşetlere doldurmaya başladı ve ankete katılmak ister miyim diye sordu. Sonunda isteğini kabul ettim. Telefon numaramı aldı ve anketin bulunduğu internet sitesini açtı. “Hemen şimdi mi?” diye sordum. “Evet” diye cevapladı. Kendim de bir satıcı olarak bu deneyimden hoşnut kalmıştım ve bütün isteklerini yerine getirmeye devam ediyordum.

Mağazadaki eğitim personelini ve bana hizmet veren tezgahtarı ne kadar övsem azdır.  Benden önemli bilgileri almayı başardılar; tezgahtar kotasını tamamlayabildi ve en önemlisi bana doğru bir şekilde yaklaşarak iş bitirebildi.

Mutlaka okuyun: İyi Bir Satıcı Nasıl Olmalıdır?

 

5 – Godfather: Ailenizle zaman geçirin.

Hayatım boyunca filmleri sevmişimdir ve birçoğu düşünme şeklimi ve karar verme süreçlerimi etkilemiştir. Ancak “Godfather” serisi kadar hayatıma değer katan başka bir film olmamıştır. Özellikle Don Corleone’un bu repliği beni çok etkilemiştir: “Ailesiyle zaman geçirmeyen bir erkek, asla gerçek bir erkek olamaz.” Her ne kadar şirketlerimi yönetmek ve dünyayı kurtarmakla meşgul olsam da bu replik bana aileyle geçirilen zamanın ne kadar önemli olduğunu öğretti.

Bir başka önemli film ise Hint filmi “Guru”dur. Dhirubhai Ambani isimli karakterin yoksul bir serseriden zengin bir iş adamına dönüşümünü anlatıyor. Okulu bırakmış bir adamken 1.2 milyar nüfuslu ülkenin en zengin adamı olmayı başarmış. Bu film bana eğer hayallerinize inanırsanız her türlü koşuldu hayallerinize kavuşabileceğinizi gösterdi.

Mutlaka okuyun: Girişimci Biriyle Evli Olanlara ve Evleneceklere Tavsiyeler

 

6 – Tombstone: Huckleberry’nizi bulun.

En sevdiğim filmlerden biri 1993 yapımı “Tombstone”dur. Filmdeki favori repliğim ise Val Kilmer’in hayat verdiği Doc Holliday karakterinin Johnny Ringo’ya söylediği “Ben senin Huckleberry’nim” repliğidir. Bu deyiş o zamanlarda daha çok ABD’nin güney eyaletlerinde kullanılıyordu ve “Yeri söyle ve seninle gelirim”, “İşi anlat ve yaparım” ya da “Senin adamın benim” gibi anlamlara geliyordu.

Filmin ana konusu ise şuydu: Doc Holliday Tombstone’a adalet ve düzen getirmek isteyen bir grubun parçasıdır. Johnny Ringo ve çetesi bunu engellemektedir. Doc tüberkülozdur ve çok hastadır ama kendini takımına ve amacına adamıştır. En sonunda görevini sağlığının önüne koyar ve Johnny Ringo’nun peşine düşer.

Bir takım oluşturacağım zaman Doc gibi kendini işe adayacak oyuncular ararım. Tutkulu insanları seçerim. Bu insanlar işe daha bağlı olurlar. Sinsilerin ve hilekarların takımda yeri yoktur. Bu kişileri bulmak ve işe almak oldukça zordur, ama çevremizde böyle insanlar var. Etrafınızı savaş sırasında ne olursa olsun yanınızda duracak bu insanlarla doldurun. Onlar sizin “huckleberry’niz” olacaktır.

Mutlaka okuyun: Harika Bir Ekip Kurmak ve Yönetmek

 

7. Sadakate yatırım yapın.

Hem işte hem evde iyi ilişkilere sahip olmak en önemli karakter özelliklerinden birini gerektirir: Sadakat.  Önemli ilişkilerde anahtar, ilişki sayısı değil ilişkinin kalitesidir.

“Sadakati bilmeyen 100 arkadaşım olacağına Doc Holliday kadar sadık bir tane dostum olsun yeter.” “Tombstone” filminden Wyatt Earp’in repliği olan bu söz her ne kadar çok basit olsa da sadakatin olduğu ilişkilerin önemini vurguluyor.

Başarılı bir hayatın dayanağı sadakatin, yakınlığın ve derinliğin olduğu dostluklardır. Bu hem iş ilişkilerinizde hem de iş dışı ilişkilerinizde böyledir. Denenmiş ve onaylanmış bu hayat dersini asla unutmayın: Kendi Doc Holliday’inizi bulun ve bu tip ilişkilere yatırım yapın.

 

8 – Heat: Sezgilerinize güvenin.

“Heat” filmi banka soygununu konu edinse de ana fikri iş ve profesyonellik üzerinedir.  Son br riskli soygun yaparak işi zirvede bırakma teklifi geldiğinde Tom Sizemore’un karakteri şöyle cevap verir: “Benim için heyecan bu işin özüdür, varım.”

Bu replik hem iş hem de hayata bir çok farklı açıdan uygulanabilir. Bir iş fazlaca karmaşıklaştığında zararlarınızı azaltın ya da sizi heyecanlandıracak bir iş seçin.

 

9 – Erin Brockovich: İnsaflı ve kararlı olun.

“Erin Brockovich” filmi beni büyük ölçüde etkilemişti. İnsaflı ve kararlı bir kadın koskoca bir şirketi dize getirmişti. Üstelik şirkette ondan çok daha akıllı, eğitimli ve toplum için ‘değerli’ sayılabilecek onlarca kişi vardı.

Brockovich ve düşmanları arasındaki asıl farkın sebebi eğitim değildi. Kadını onlardan farklı kılan şey adalete duyduğu tutkuydu. Bu tutku önüne çıkan her engelde kendisini gösteriyordu. Ne zaman bir durumun zorluğu beni bunaltsa aklıma kazanmanın tek yolunun kararlı olmak ve insaflı davranmak olduğunu getiririm.

Mutlaka okuyun: Girişimcilik Hayatında Tutarlılığın Gücü

 

10 – Pursuit of Happyness: Asla vazgeçmeyin.

“Pursuit of Happyness” filmindeki sahne benim için ezber bozan bir sahneydi: “Asla birinin sana bunu yapamazsın demesine izin verme. Benim bile… Bir hayalin var. Onu korumalısın. İnsanlar bir şeyi kendileri yapamayınca senin de ‘yapamayacağını’ düşünmeye meğillidirler. Eğer bir şeyi istiyorsan git ve onu al. Nokta.”

Bu biyografik dram filmi, girişimci Chris Gardner’ın 1980’lerde oğlunu büyütmeye çalışırken geçirdiği bir yıllık evsizlik dönemini anlatıyor. Hayaline duyduğu tutukulu bağlılık ve oğlunu büyütme görevi sayesinde Chris ‘hayır’ı asla cevap olarak kabul etmiyor.

Chris’in hikayesi bana asla vazgeçmemem gerektiğini öğretti. Büyük bir hayalin peşinden koştuğunuzda herkes size fikrinizin ne kadar berbat olduğunu ve hiçbir zaman gerçekleşemeyeceğini söyler. Hepsini haksız çıkartmalısınız. Deneyin ve başarısız olun. Her seferinde daha iyi başarısız olun. Ta ki başarılı olana kadar!

Mutlaka okuyun: Girişimciler Ne Zaman Vazgeçmeli ya da Mücadeleye Devam Etmeli?

 

İlginizi çekebilir

Girişimcilerin Mutlaka İzlemesi Gereken 18 Belgesel
Girişimcilerin İzlemesi Gereken Filmler
Anıl ERSOY

Yazar : Anıl ERSOY

Boğaziçi Üniversitesi "Çeviri Bilimi" bölümünden mezun olduktan sonra, Milliyet, Doğan Burda ve Protranslate gibi birçok kurumda yönetici pozisyonlarında çalıştı. Son olarak uluslarası bir finansal firma olan Citi'de uygulama müdürü olarak çalışmakta. Sizler için marka, pazarlama ve girişimcilik alanında rehber niteliğinde içerikler oluşturuyor.

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir