Sıfırdan başlamak için ne gerekli? Çok parlak bir iş fikri mi? Sermaye ya da iyi bir takım mı? Evet, bunların hepsi aslında gerekli fakat bunlardan ayrı olarak en önemlisi inanmak. Birçok büyük şirketin ilk başlangıç hikayeleri sıradan ve mütevazı, sıfırdan başladılar ve ellerinde olan tek şey inançlarıydı. Sizler için dünyanın önde gelen şirketlerinin başarı dolu öykülerini derledik.
1- Fred Smith – Federal Express
Fred Smith 1965 yılında Yale Üniversitesinde henüz öğrenciyken, Amerika Birleşik devletlerinde taşımacılık hakkında ekonomik makaleler yazıyordu. Ülke içerisinde büyük ürünlerin tır veya yolcu uçaklarıyla taşındığı dönemde, Fred parlak bir iş fikriyle geldi ve küçük ve önemli eşyaların uçakla taşındığı takdirde çok daha karlı olacağı hakkında kısa bir makale yayınladı. Makalesinde şirketin nasıl çalışacağına yer vermeyip, detaya inmeyen Fred, yazdığı makaleden düşük bir not olan C alacaktı. Fakat inancını devam ettiren genç adam, 1971 yılında şirketini kurdu.
İlk 3 yılı hiç parlak geçmeyen şirket neredeyse batmanın eşiğindeydi, uçakların yakıtı yüzünden neredeyse ayda 1 milyon dolar kaybeden şirketin son olarak hesaplarında 5000 dolar para kalmıştı. Fred son bir hamle yapıp General Dynamics adındaki hava-savunma şirketinden kredi istedi ve geri çevrildi.
Bu durumlarda çoğu insan pes edip şirketi kapatırdı fakat Fred inancını kaybetmedi ve çok cesur bir atılım yapıp şirketin son parası olan 5000 doları evini hipotek ettirerek 32 000 dolara yükseltti. Bu da bir kaç gün daha uçakların yakıtlarını karşılamaya yetiyordu.
Bir süre sonra değerini arttıran şirket bugün dünya devlerinden biri haline geldi. Fedex 220 ülkede taşımacılık yapıyor ve yıllık cirosu 45 milyar dolar.
2- Ferrucio Lamborghini – Lamborghini
Ferrucio aslında traktör üreten bir çiftçiydi ve işinde de gayet başarılıydı öyle ki İtalya’nın en zenginleri arasındaydı. Arabalara meraklı olan Ferrucio bir Ferrari kullanıcısıydı fakat bu araç ona sürekli sorun yaratıyordu, arabasının sorununu merak eden Ferrucio, tamir sırasında Ferrari’nin debriyaj sisteminin traktörlerinde kullandığı ile aynı olduğunu keşfetti.
” Ferrari araçlarımın hepsinde aynı debriyaj sorunu vardı, normal sürerken bir sorun yok fakat ne zaman motoru zorlamaya başlasam debriyaj sistemi hızımla uyuşmuyordu.”
Ferrucio düzenli olarak servise gidiyor debriyaj sistemini tamir ettiriyor ya da yeniliyordu ve her seferinde aracından saatlerce uzak kalıyordu. Bir türlü sorunu giderilemeyen ve aracını yapılırken izleyemeyen Ferrucio, Enzo Ferrari’yle konuşmaya karar verdi fakat bunun için uzun bir süre beklemek zorunda kaldı.
Arabalarının adeta bir çöp olduğunu Enzoya söyleyen Ferrucio, ”Traktör sürebilirsin fakat hiçbir zaman Ferrari’yi düzgün bir şekilde kullanmasını beceremeyeceksin” cevabını alacaktı. İşte bu cevaptan sonra Ferrucio kusursuz bir araba üretmeye karar verdi, evet bu Lamborghini olacaktı.
3- Colonel Sanders – Kentucky Fried Chicken
Colonel ilk defa 65 yaşında 99 dolarlık sosyal yardımlaşma çekini aldı, hiç parası yoktu ve tek mal varlığı küçük bir ev ve eski arabasıydı. Durumunu değiştirmeye kararlı olan yaşlı adam elindeki tek ve en güçlü fikre sarıldı, arkadaşları onun bulduğu tavuk tarifini seviyordu ve bunu kullanmaya karar verdi.
Yaşadığı Kentucky kasabasını terkedip Amerika Birleşik Devletlerinin farklı eyaletlerinde gezmeye ve fikrini pazarlamaya başladı. Restoranlara gidip elinde güzel bir tavuk tarifi olduğunu bunu onlara bedavaya verebileceğini karşılığında ise sadece sattıkları tavuklardan küçük bir pay istediğini söylüyordu ve her defasında ret cevabı alıyordu. Aslına bakarsanız 1000 in üzerinde ret cevabı aldı.
1009 adet ret cevabı aldıktan sonra sonuncusu evet oldu. Bununla birlikte neredeyse tüm dünyanın beslenme alışkanlığını değiştiren KFC adıyla bilinen zinciri kurdu.
4- Soichiro Honda – Honda Motor Com.
Bir tamirhanede çalışan Soichiro Honda, arabaları yarışa hazırlamakla meşguldü. Tokai Seiki şirketini kurduğunda yıl 1937 yılıydı ve Toyota için halka biçimindeki piston segmanlarını üretiyordu.
Toyota, Soichiro Honda’nın şirketinin %40 hissesini satın aldı ve bundan pozisyonu Genel Müdürlüğe düşürüldü. Fabrikaları İkinci Dünya Savaşında bombalanan Honda, geriye kalanları da tamamen Toyota’ya satıp 1946 yılının Ekim ayında Honda Teknik Araştırmalar Enstitüsünü kurdu.
Yaklaşık 16 bin metrekarelik bir alanda sadece 12 kişiyle çalışan Soichiro, basit şekilde tasarladığı motorlu bisikletleri satmaya başladı. Tohtsun motorlarını bisikletlerine takmaları için müşterilerine satan Honda, kısa zamanda dünyanın en büyük motor şirketlerinden biri haline geldi. 1964 yılında en büyük üretim Honda’daydı.
Daha sonra kamyonet sektörüne giren Honda, son olarak araba üretimine de başladı ve Toyota nine en büyük rakiplerinden biri haline geldi.
Bu şirketlere bakıp ” Ben asla böyle yerlere gelemem ” diyebilirsiniz. Bu şirketlerin bulundukları yere gelmeleri on yıllarını aldı fakat hepsinin başlangıçta bir fikri vardı ve buna inandılar, en önemlisi bunun için çalışmaya başladılar.