Ekonomi binlerce değişkene bağlı olarak çeşitli dalgalanmalara, başka bir deyişle büyüme ve küçülmelere maruz kalıyor. Harcamalardan sakınmadığımız, ekonomik gelişmelerin adeta tavan yaptığı dönemlerden geçtiğimiz gibi; tüm harcamaların durduğu, hem işletmeler hem de tüketicilerin ciddi anlamda yara aldığı buhran dolu günlere de şahit oluyoruz.
Ekonomik kriz her an kapımıza dayanabilir. Peki, harcamaların bıçak gibi kesileceği olası bir krizde ne yapacağınız konusunda bir fikriniz var mı?
Ekonomik Krizin Kaynağını Anlamak
Borsa çöker ve söz konusu düşüş ile kapitalist sistemin doğal bir sonucu olan durgun piyasa hayatımızın inkar edilemez gerçeği haline gelir. Ne var ki, en iyi ekonomistler dahi ekonominin gidişatını tamamıyla doğru bir biçimde tahmin etmeyi başaramayabiliyor. Kriz sürecini hızlandıracak bir dizi değişken mevcut; anormal yükseklikteki fiyatlar, yüksek enflasyon oranları olarak tanımlayabileceğimiz söz konusu değişkenler, pimi çekilmiş bir bomba misali orada, ancak bunca işaretin varlığı dahi kriz zamanını kesin olarak belirlemeye yetmiyor. Dolayısıyla işletmenizi her türlü ihtimale karşı hazırlamanız şart.
Ekonomik Krize Hazırlanmak
İşletmenizi ekonomik durgunluğa karşı korumanın yolları neler? Çözümler sektörlere göre değişkenlik gösteriyor; örneğin taleplerden çok ihtiyaçlara cevap veren şirketler, bir sonraki krizden en az zararla kurtulmayı başaranlar olacak. Tüketiciler kriz sürecinde lüks eşya alımı ya da daha pek çok gereksiz harcamadan kısma yoluna gidecek, böylelikle belli sektörler krizden çok daha sert etkilenecekler. Anlayacağınız, her türlü işletme ekonomik çöküşün olumsuz etkilerinden nasibini bir şekilde alacak.
İşte olası bir krizden en az zararla kurtulmanıza yardımcı olacak taktikler:
1.Müşteri havuzunuzu genişletin.
Yapılacak ilk iş müşteri havuzunuzu genişletmek. Şirket gelirinizde en büyük paya sahip şirket, başka bir deyişle ana gelirinizi sağladığınız en güvenilir müşteriniz yaşanan ekonomik durgunluktan fena bir biçimde etkilendiyse, işletmeniz için tehlike çanları çalıyor demektir. Eğer her biri farklı sektörden pek çok küçük çaplı müşteriye sahipseniz, içlerinden birini kaybetmekle batmazsınız, daha az müşteriyle de şirketi ayakta tutabilirsiniz. Bu yüzden müşteri havuzunuzu genişletin. Nasıl mı? Farklı şirket veya nüfus gruplarıyla kuracağınız değişik türden ilişkiler kovalayarak. Birden fazla seçeneğe yatırım yaparak başarısızlık olasılığını en aza indirmeye uğraşın, böylelikle ekonomik durgunlukta darbe alma şansınız düşük olacaktır.
Mutlaka okuyun: Rakiplerinize Değil, Müşterilerinize Odaklanın!
2.Acil durum planı hazırlayın.
Acil durumlarda ne yapacağınızı bilmek olay gerçekleştiğinde yaşayacağınız ve muhtemelen elinizi ayağınıza dolaştıracak süreçten kurtulmanızı sağlar. Burada kullandığımız “acil” kelimesi oldukça geniş bir anlam ifade etse de ekonomik anlamda aciliyeti, şirketiniz için en üst noktada önem taşıyan bir müşterinin kaybı, mevcut nakit akışında azalma, satışlarda sert bir düşüş veya şirketlerinizden birini kapatma mecburiyetinde kalma durumu olarak tanımlayabilmemiz mümkün. Tüm olasılıkları enine boyuna düşünün ve umulmadık bir şey yaşadığınızda mevcut hareket planınızı hayata geçirin.
3.Sektöre özgü talepleri iyi anlayın.
Sektörünüze ilişkin araştırma yapın ve geçmiş dönemdeki ekonomik durgunluk süresince neler yapıldığını mercek altına alın. İşletmeniz her ekonomik sıkıntıdan ağır bir darbe alarak mı çıkmış? İşletmenizin sürekliliğini sağlamak için kovalayacağınız kilit gelişim alanları mevcut mu? Bu noktadaki en büyük yardımcınız, geçmişte ekonomik badireler atlatmış akıl hocası veya girişimcilerden alacağınız destek olacak; çünkü bu işi ilk elden deneyimlemiş olanlar, işletmeniz için nelere mal olabileceğini en net bilenlerdir.
4.Olası bütçe kısıtlamalarına hazır olun.
Gelir kaynaklarınız dibe vurmuşsa ya da iki yakanızı bir araya getirmekte zorlanır bir haldeyseniz tek seçeneğiniz geçici süreyle harcamaları azaltmak olacaktır. Kriz anında, önceden yapılmış bir planın varlığı paha biçilemez. Bununla birlikte hangi noktada bütçe kısıtlamasına gitmeniz gerektiğini net bir biçimde anlamanız gerekiyor. Elbette ki hayallerimizdeki çözüm bu olmamalı ama gereksinimlerinizin neler olduğunu bilmeniz ve bir veya birkaç yıla neleri yitirme olasılığınız olduğunu hesap edebilmeniz gerekiyor. Bütçe kısıtlamanızı bir veya iki bölümde mi uygulayacaksınız yoksa şirket geneline mi yayılacak? İşten çıkarmalar mı olacak yoksa reklama harcadığınız bütçeyi mi azaltacaksınız? Bu noktada önceliklerinizin ne olduğunu dikkatlice seçmeniz gerekiyor.
5. Alternatif gelir kaynakları bulun.
Gelir kaybını önleme yolunda birden fazla seçeneğe yatırım yaparak başarısızlık olasılığını en aza indirmenin bir diğer yolu da, farklı gelir kaynakları yaratmaktan geçiyor ki bu durum müşteri havuzunuzu genişletmenin de ötesinde. Örneğin, kendi siteniz üzerinden reklam satışına başlayabilir ya da ekstra nakit akışı sağlamak için ortak şirketlerin linklerini kullanabilirsiniz. Web siteniz üzerinden pasif gelir sağlamanın sayısız yolu var, hatta yeni bir ürün yelpazesi yaratmanız ya da çevresel satış yapabilmeniz dahi mümkün. Ne kadar fazla kaynağa sahip olursanız olası bir krizin işletmenizi çökertme ihtimali de o kadar zor olur.
Şirketinizin ekonomik açıdan refahta sayılacağı şu günlerde erken davranıp tüm bu stratejileri hayata geçirebilirseniz, geleceğin kaçınılmaz ekonomik çöküşünü kolayca idare edebilirsiniz. Unutmayın, dalgalanmalar ekonominin doğal bir parçası ve durgunluk da krizler de kaçınılmaz. Yapabileceğiniz tek şey olabilecek en iyi şekilde bu duruma hazırlanmak, durumun kaynağını bilmek ve bu süreçlerin geçici olduğunu kendinize hatırlatmak.