Salı, Aralık 10, 2024
Ana SayfaİnovasyonSon 65 yılın En İyi İcatları

Son 65 yılın En İyi İcatları

Normal bir günde sabah evden çıkıyor, emniyet kemerinizi bağlıyor, işe gitmeden önce bankamatiğe uğrayıp para çekiyor ve kırmızı ışıkta beklerken cep telefonunuzdan sabah haberlerini kontrol ediyorsunuz. Her ne kadar tüm bunlar şu an günlük rutinimiz haline gelmiş olsalar da bir süre önce hiçbirisini hayal bile edemiyorduk. Son 65 yılda gerçekleşen teknolojik gelişmeler ve teknolojik inovasyonlar hayatımıza o kadar çok yenilik kattı ki, 2018 yılıyla 1953 yılı arasında neredeyse bir uçurum var! görsel gerçeklikten tutun da LED ekranlara, Facebook’a, ve daha bir çok şeye dek uzanan bir skalada, bugün size zamanımızın en etkili 65 icadından ve bu icatların hayatımızı nasıl değiştirdiklerinden bahsedeceğiz.

 

1954: Mikrodalga fırın

1945 yılında Percy Spencer bir magnetronun önünde duruyordu (Magnetron radarlarda kullanılan güç tüpüne verilen isim). Magnetronu incelerken cebindeki şekerin eridiğini fark eden Spencer, neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordu. Bir dahaki sefere magnetronun önüne mısır tanecikleriyle gelen Spencer, mısırların patlayıp bütün labaratuvara saçıldığını gördüğünde büyük bir şaşkınlık yaşamıştı. Aradan geçen 10 yıl süresince bunun üzerine çalışan Spencer, sonunda bir radar gibi çalışarak yüksek frekanslı radyo dalgalarıyla yiyecekleri pişirmeye yarayan bir cihazın patentini almıştı. Aynı yıllarda Tappan Fırınları isimli şirket evlerde kullanılacak ilk mikrodalganın patentini almıştı.

 

1955: Polio aşısı

1955 yılında Polio aşısını önlemek için bir aşı yapmayı başaran Jonas Salk, adeta binlerce insanın hayatını değiştirdi. Aşı icat edilmeden önce neredeyse otuz bin insanda görülen polioya, bu günlerde dünya genelinde sadece yaklaşık 20 kişide rastlanıyor.

Her ne kadar polio aşısı kadar devrimsel olmasa da aynı yıl icat edilen televizyon uzaktan kumandalarından da söz etmemek olmaz tabi.

 

1956: Hard Disk

IBM 1956 yılında 2000 pounddan daha ağır (yaklaşık 1 tondan daha ağır) olan, ve neredeyse bir buzdolabı büyüklüğündeki IBM 305 RAMAC hard diskini piyasa sürdü: bu cihaz manyetik bir depolama alanı sağlayarak bilgilerinizi kaydediyordu. O yıllara dek belgeler ve önemli bilgiler ya manyetik teyplerde ya da kağıtlara kaydedilerek saklanıyordu, her istediğiniz anda istediğiniz bilgiye ulaşma şansınız pek de yüksek değildi anlayacağınız. RAMAC sayesinde mekanik bir kol kullanarak istediğiniz bilgiye o anda ulaşabiliyorsunuz: her bir veri belirli bir manyetik bölgede saklanıyordu ve siz istediğinizde size getirilebiliyordu. Aynı mantıkla işleyen teknolojiler bugün dizüstü bilgisayarlarınızda, masaüstü bilgisayarlarınızda, bir bilgisayar işlemcisi kullanan neredeyse bütün cihazlarda kullanılıyor.

 

1957: Doğum kontrol Hapı

Enovid isimli, Amerikan devleti tarafından onaylanmış bir ilaç 1957 yılında piyasaya sürüldüğünde üzerinde bir uyarı vardı: ilaç regl dönemindeki düzensizlikler için kullanılıyordu ama içerisindeki sentetik progestoron ve östrojen yumurtlamayı da engelleyerek çocuk sahibi olmanızı engelleyebilirdi. Aradan daha iki yıl bile geçmemişti ki Enovid’in ne kadar da popüler olduğu ortaya çıktı, neredeyse yarım milyon Amerikan kadın her gün günlük dozlarını kullanıyordu, üstelik regl ağrılarını düzenlemek için değil, hamile kalmamak amacıyla! 1960 yılında Amerikan otoriteleri tarafından ilk ağızdan alınan doğum kontrol yöntemi olarak da onaylanan ilaç bugün kadınlar tarafından en çok tercih edilen yöntemlerden birisi.

 

1958: Jet Uçaklar

Boeing’in 707-120 modeli dünyanın ilk ticari jet uçağı olarak ilk uçuşunu bu yılda gerçekleştirmişti. Kalabalık kitlelerin havada seyahat etmesine olanak sağlayan bu icat: dört ayrı motorla çalışan uçağın 181 kişiyi ve çalışanı dolu bir tankla saatte 600 mil uçarak neredeyse 5280 mil taşımasına olanak tanıyordu! Uçağın ilk uçuşuysa New York’tan Paris’eydi, kısa zamanda Amerika’da yerel seyahat etmenin tanımını değiştiren uçak sayesinde New York’tan Los Angeles’a gitmek eskisinden çok daha kolay hale gelmişti.

 

1959: Entegre edilmiş devreler

Genel amaçlar için kullanılmak üzere tasarlanmış ilk bilgisayar olan 30 tonluk ENIAC 1947 yılında tasarlandığında 18 bin tane vakum tüpüne, 70000 dirence ve 10000 kapasitöre ihtiyaç duyuyordu. Tüm bu malzemeler yüzünden bir odayı kaplayabilecek büyüklükte ve devasa ağırlıktaydı ENIAC. 1959 yılındaysa, tüm bu elektronik araçlar entegre bir devrenin içine yerleştirildi: bu sayede gereken her şey küçük bir çipin içinde toplanmış oldu.

 

1960: Kalp pili

1956 yılında Wilson Greathatch kalp atışlarını kaydetmemek için bir cihaz geliştirmeye çalışıyordu. Deneme yanılma sürecinde yanlış rezistansı cihaza bağlayan Wilson, bir anda yepyeni bir şeyle karşılaştı: kalp atışlarını kontrol edebilecek ve düzenleyecek bir cihaz geliştirdiğini fark etmişti! 1960 yılında geliştirilmiş olan ilk kalp pili bir insana takılarak sağlıkta bir çığır açıldı.

 

1961: Kablosuz ev aletleri

Ev aletleri üreticisi öncü marka Black and Decker ilk kablosuz matkabını 1961 yılında piyasaya sürmüştü. NiCd bataryalardan bekledikleri verimi alamayan üreticiler yeni bir arayışa girmişlerdi. Farklı materyaller kullanarak yeni bir enerji kaynağı geliştirmeye bakan tasarımcılar sayesinde ulaşılan devrimsel sonuçlar hayatımızı değiştirdi. Hem kendi işlerini kendileri halletmeye düşkün olanların, hem de NASA’yla yapılan kontrat sayesinde astronotların çok işine yarayan bu yeni teknoloji sayesinde çeşitli cihazlar bir enerji kaynağına kabloyla bağlı olmadan çalışabilmeye başladı.

 

1962: İletişim Uyduları

Telstar ilk aktif iletişim uydusunun tanıtımını 1962 yılında yapmıştı. Burada aktiften kastımızsa uydunun hem gelen sinyalleri alıp hem de dönüştürebildiği anlamına geliyordu. Bu tarihten önce, uydular sadece gelen veriyi pasif bir şekilde dünyaya geri yansıtmaktan farklı bir şey yapmıyorlardı. Telstar bilim kurgu yazarı Arhur C. Clarke’ın romanlarında bahsettiği bir temayı hayata geçirmişti! Telstar’ın büyük hamlesinden sadece iki hafta sonra Başkan Kennedy’nin Washington’ta yaptıpı bir basın toplantısı bu uydu sayesinde tüm Atlantik üzerinde canlı yayın olarak yayınlanmştı.

 

1963: Sketchpad programı

Ivan Sutherland Bilgisayar Grafiklerinin babası olarak tanınan isim. 3 boyutlu modellemeyi yeni bir çağa taşıyan Ivan, Sketchpad programını yarattığında simülasyon alanında bir çığır açmıştı. İlk bilgisayar destekli dizayn programı olan Sketchpad, geometrik sınırların tasarımlarda kullanımı açısından bir öncü konumundaydı. Aynı zamanda grafiksel kullanıcı ara yüzünü kullanan ilk programlardan birisi olması yönünden de metin temasına oturtulmuş ara yüzleri kullanan programlardan bir adım öndeydi. Bilgisayarda yaptığınız her şeyi kod okumadan yapabilmenizi sağlayan Ivan Sutherland, SKetchpad sayesinde bilgisayar kullanma deneyimini yeni bir seviyeye taşımıştı.

 

1964: İnsansız Hava Araçları

İnsansız hava araçlarının yaygın kullanımı Vietnam savaşı sırasında başlamıştı. 1000 AQM-34 Ryan Firebees isimli uçaklar, 1962 yılında sadece 90 gün içerisinde geliştirilmişti. AQM-34’ler sadece uçup gözetim yapmaktan çok daha fazlasını yapabiliyordu. Bugün insansız hava araçlarıyla yapılabilen her şeyin temelleri 1962’de bu araçlar sayesinde, her ne kadar çok acıklı bir dönem olsa da Vietnam savaşında atılmıştı.

 

1965: KEVLAR

DuPont’un Stephanie Kwolek’ine ve Herbert Blades’ine bir teşekkür borçluyuz. Zira bu isimler 1965 yılında çok güçlü bir polimer olan KEVLAR’ı üretmeyi başaran bilim insanları. 3000 den fazla polis memurunu ölümcül saldırılardan koruyan vücut zırhlarının yapımına olanak veren KEVLAR, icat edildiği 1965 yılından bu yana sayısız hayat kurtardı

 

1966: Yüksek Verimli Pirinç

Uluslararası Pirinç araştırma enstitüsü tarafından Filipinlerde yetiştirilen yarı cüce ve yüksek verimli pirinç bitkisi, yüksek verimli buğdayla beraber alana hakim isimlerin yeşil devrim olarak adlandırdıkları dönemin önünü açtı. Indica türü olan pirinç Asya’nın tropik alanlarında ve Güney Afrika’da yetişiyordu, 1970 yılında dünya üzerinde yapılan pirinç üretimini yüzde yirmi arttırarak gittikçe ciddileşen besin soruna çare olmuştu.

 

1967: Koroner Bypass Cerrahisi

1967 yılında kalp cerrahı Rene Favaloro ilk koroner bypass işlemini gerçekleştirdi. Bacaktaki bir damardan alınan bir parçayı koroner atardamarla birleştiren Favaloro sayesinde kan damarın tıkalı kısmını pas geçerek açık kısımdan akmaya devam edebiliyordu. Bu yenilik sayesinde Amerika birleşik Devletleri’nde kalp hastalıklarından ölenlerin sayısı neredeyse yüzde elli azaldı.

 

1968: Entegre Bilgisayar sistemleri

1968 yılında yapılan gösterimde bilgisayar mühendisi Douglas Engelbart birbiriyle ilişkili bir takım yeni buluşların tanıtımını yapıyordu, grafiklerin, ekranda kullanıla pencerelerin, bağlantılı dosyaların, görüntülü görüşmelerin ve kelime işlemcilerinin, bunların üzerine çok daha fazlasının yer aldığı bu gösterimde bir tarih yazılmıştı. Hem Mac hem de Windows’un kullanıcı arayüzü tasarımcıları burada yapılan örnek tasarımdan birçok noktayı ilham alacak, bugünlerde kullandığımız bilgisayarları o yıllarda yapılan bu gösterimi temel alarak tasarlayacaklardı.

 

1969: Arpanet

Dünya üzerindeki bütün bilgisayarlar birbirine bağlanmadan önce bunu yapan ilk sistem olan Arpanet vardı: 1969 yılında birbiriyle bağlantılı olarak çalışan 4 bilgisayardan oluşan bir sistemdi Arpanet. Paketlerin iletilmesine olanak veren teknolojinin ilk kullanıldığı yer olan Arpanet, mesajların kısa parçalar halinde iletilmesine ve hedef cihazda anlık olarak yeniden belirmesine olanak sağlıyordu. Ağ bağlantısının temeli o yıllarda, 4 bilgisayardan oluşan bu sistemle atılmıştı.

 

1970: Fiber Optikler

Fiber optik kelimesi ilk olarak 1956 yılında kullanılmıştı, halbuki 1970 lere kadar kullanıma geçememişti. Ancak 1970 yılında bilim adamları ürettikleri fiber cam sayesinde telekomünikasyon sektöründe kullanılabilecek kadar iyi bir iletken olan fiber optikleri hayata geçirmişlerdi.

 

1971: Gözenekli tabana sahip koşu ayakkabıları

Bill Bowerman Oregon üniversitesinde koçluk yaptığı yıllarda kahvaltı yapmaktan vazgeçerek waffle makinesine ürettiği bir plastik karışımını dökerek ilk hafif koşu ayakkabısı materyalini yaratmıştı. 3 yıl sonra, Bowerman’ın şirketi Nike, bu materyalle ürettiği ayakkabılarıyla piyasaya çıktığı anda bir trend haline gelmişti.

Mutlaka okuyun: Nike’ın Kurucusu Phil Knight’ın Hayatı

 

1972: Elektronik Kontak

Chrysler, ekonomik kontak kullanarak 1972 yılında otomobillerde mekanik çağa bir son vermiş ve elektronik çağın kapılarını açmıştı. İcat, ateşleme zamanının ve yakıt kontrolünün elektronik bir biçimde yapılmasına imkan tanıyor, çok daha sofistike sistemlere Zemin hazırlıyordu. Bu günlerde elektronik kontaktan temel alan elektronik kontrol mekanizmaları, hava yastığı sistemleri ve birçok farklı cihazı (ve sistemi) arabalarımızda kullanıyor, konforlu olduğu kadar güvenli yolculuklar yapıyoruz.

 

1973: MR Makinesi

Yakın zamanda sağlık sorunu yaşamış veya yaşamamış olsun, herkes manyetik rezonansla görüntüleme sisteminin harika bir buluş olduğu yönünde hemfikir. Ama aynı durum bu makineyi kimin icat ettiği sorusunda geçerli değil, ne yazık ki bu konuda fikir ayrılıkları mevcut. MR makinelerinin çalışma prensibi nükleer manyetik rezonansa dayanıyor, 1944 ve 1952 yılı arasında verilen Nobel Fizik ödüllerinin büyük bir kısmı da bu alanda çalışmaları ödüllendiriyor zaten. Bu alanda çalışan çeşitli bilim adamları arasında en tanınanlarından birisi Raymond Damadian, ki kendisi bu teknolojinin tıp alanında kullanımı için ilk adım atanlardan bir tanesi. Manyetik görüntüleme sistemi sayesinde sağlıklı dokuları kanserli dokulardan ayırt etmeyi başaran Raymond, makinenin icadına giden yolda önemli bir role sahip. Diğer bir yandan, 2003 yılındaki Nobel tıp ödülü alanda yaptıkları keşiflerden dolayı Peter Lauterbur’a ve Peter Mansfield’a verilmişti. Bu bilim adamlarından hangisinin ödülü ve MR makinesinin icadı sıfatını daha çok hak ettiğiyse hala tartışılan bir konu.

 

1974: Barkod

Wrigley’in onlu meyveli sakızları barkot teknolojisinin kullanıldığı ilk ürün! Ohio eyaletindeki bir markette kullanılan teknoloji zamanla endüstride fiyatlama ve satış konusunda bir standart haline geldi, bugünse dünya genelinde kullanılan bir araca dönüştü.

 

1975: Küresel Isınma

Her ne kadar icat edilmemiş olsa da insan kaynaklı bir hasar ve iklim değişikliği olması açısından duyurulmuş ilk konsept olan Küresel Isınma hayatımıza 1975 yılında girdi. Basında yayınlanan makalesinde ilk defa bu konuya değinen jeobilimci Wallace Broecker, bilimsel bir yayında küresel ısınma kavramını da kullanan ilk kişi olmuştu.

Brocker’ın tahminlerine göre 21. Yüzyılın başlarına doğru yerkürede biriken yüksek karbondioksit miktarı sıcaklıkları alışılmadık düzeyde yukarı çekecekti, bu da hem tarım alanında hem de deniz seviyesinde felakete sebep olabilecek problemlere neden olacaktı. 2018 yılında bir grup uluslararası iklim bilimcileri tarafından yeniden inceleme altına alınan kavram, 2040 yılında 2.7 Fahrenheit’lık bir sıcaklık artışı beklendiği yönünde güncellendi. Bu artış tıpkı Brocker’ın ön gördüğü gibi tarım alanında ciddi problemlere sebep olacağa benziyor, uzmanlar besin kıtlığı yaşanabileceği yönünde uyarılarda bulunurken aynı zamanda bu oranda bir sıcaklık artışı daha çok orman yangını ve mercan resiflerinin hızla ölümü anlamına geliyor.

 

1976: Süper Bilgisayar

Cray-1 dünyanın ilk ticari amaçla geliştirilmiş süper bilgisayarı. Los Alamos Milli Laboratuvarlarında geliştirilen bu bilgisayar başarılı bir şekilde geliştirilmiş vektör işlemcileri içeriyor. Bu sistem çok büyük miktarda veriyi kısa zamanda işleyebildiğimiz anlamına geliyor. Giderek gelişen teknoloji sayesinde 2018 yılında Oak Ridge’deki milli laboratuvarlarda geliştirilen süper bilgisayar Summit’se atası Cray-1’ı hayli hayli aşmış durumda, çok daha fazla veriyi daha da kısa zamanda işleyebilen Summit’in geliştiricileri çalışmaya devam ediyorlar, bu da gelecekten çok daha fazlasını bekleyebileceğimiz anlamına geliyor.

Mutlaka okuyun: Geleceğin Teknolojileri: Kuantum Bilgisayarlar

 

1977: Kişisel Bilgisayarlar

1977 yılında IBM’den dört yıl önce çeşitli markalar (Apple ve benzeri) tarafından üretilen bilgisayarlar zamanla kişisel bilgisayar ismiyle anılmaya başladı.

 

1978: GPS

Modern Global konumlama sistemi için üretilen ilk uydu 1978 yılında uzaya fırlatıldı. Buna rağmen 2000 yılına kadar Amerikan Devleti tarafından askeri amaçlarla kullanılan sistem ancak o tarihten sonra sivil kullanıcıların hizmetine sunuldu. Artık hem ucuz hem de yaygın olan sistem kullanan kişinin yerine uzaktan da olsa belirleyebilmemizi sağlıyor.

 

1979: Sony Walkman

“Bütün gün müzik dinlemek isteyen gençleri tatmin edecek ürünü biz tasarladık” demişti Sony’nin yönetim kurulu başkanı Akio Morita 1979 yılının Şubat ayında yaptığı bir konuşmada. O günden bu güne çok şey değişti, her ne kadar artık Walkman kullanmıyor olsak da Mp3 çalarlara, oradan iPodlara derken bu günlere ulaşan müzik dinleme teknolojisinin öncüsünün 1979 yılında piyasaya sürülen Walkman’ler olduklarını söylesek haksız sayılmayız.

Mutlaka okuyun: Sony’nin Kuruluş ve Başarı Hikayesi

 

1980: Kobalt-oksit katotlar

John Bannister Goodenough kobalt oksit katodu icat eden bilim adamıydı, icadı sayesinde lityum-iyon bataryaların yolu açıldı ve bugün bu sayede hem yeniden şarj edilebilen hem de taşınabilen bataryalara sahibiz. Bu bataryaları her gün yanımızda taşıdığımız, hayatımızı çok kolaylaştıran bir şeyin içerisinde kullanıyoruz: cep telefonlarımız. Yani, evet, bir noktada bugün cep telefonunuzu kullanabiliyorsanız bunu 1980’de Goodenough’ın icat ettiği kobalt-oksit katotlara borçlusunuz. 2017 yılında 94 yaşında olan Goodenough herhalde icadından yeterince memnun kalmamış olacak ki, çıtayı bir adım daha ileri taşıyarak yeni bir batarya modelini tanıttı: cam temelli çalışan bu bataryalar daha da güçlü bir saklama kapasitesine sahipti.

 

1981: Tarama Tünelleme Mikroskobu

Bilim adamları tarama tünelleme mikroskobunun iğnesini bir şeyin yüzeyinde gezdirerek ve elektrik akımını izleyerek tekli atomların yüzeyini modelleyebilmeyi başardı. Tarama tünelleme mikroskobu o kadar düzgün çalışıyor ve o kadar doğru sonuçlar veriyor ki bize sadece atomlara bakmaktan çok daha fazlasını yapma şansı tanıyor: istersek bu atomları yapılar şeklinde de inceleyebiliyoruz. Mikroskobun icadı araştırmacıları olan Gerd Binnig ve Heinrich Rohrer’e bir Nobel ödülü kazandırırken nano teknoloji alanında yeni bir çağ açmalarına da yardımcı oldu.

 

1982: Bilgisayar Virüsü

Daha sadece 15 yaşında olan Rich Skrenta adı Elk Cloner olan bir uygulama yaratmıştı. Aslında sadece bir eşek şakası yapmak amacıyla yazılan uygulama ev ağından çıkıp yayılarak dünyanın ilk bilgisayar virüsü haline geldi. Elk Cloner disk sürücüleri aracılığıyla yayılan ve kendini Apple OS II işletim sistemine bağlayan bir virüs. Kullanıcılar diski kullandıklarında Elk Cloner bilgisayarın hafızasını transfer ediyordu, sisteme yeniden başlatılmadan takılmış olan harici disklere de bulaşıyordu üstelik. Elk Cloner sayesinde bilgisayar ekranlarında Skrenta tarafından yazılmış şu satırlar beliriyordu:

Elk Cloner: Bir kişiliği olan program – Bütün disklerinize yayılacak – çiplerinizi elden geçirece – evet, bu bir Cloner – size uhu gibi yapışacak – ram’inizi değiştirecek – Cloner’ı yollayın!

 

1983: Microsoft Word

Çok araçlı Word, Microsoft Word metin düzenleme programının atasıydı. PC World’un Kasım sayısında derginin hediyesi olarak bedava dağıtılarak piyasaya girişini yapan araç, çeşitli modern rakipleri olmasına rağmen bugün hala en sık kullanılan metin düzenleme programı. Microsoft düzenli olarak güncellediği programı sayesinde en büyük süksesini 1990 yılında Word’u Windows 3.0 işletim sistemiyle birleştirdiğinde yapmıştı.

 

1984: DNA Parmak izi teknolojisi

Moleküler biyoloji alanında çalışan bilim adamı Alec Jeffreys tarafından geliştirilen DNA parmak izi teknolojisi bize 3 milyardan fazla birim barından insan DNA’sını kullanarak yalnızca insan ırkında farklılaşmaya sebep olan parçalar üzerinde karşılaştırma ve çalışma yapmamızı sağlamıştı. Metodu kısa zamanda mahkeme salonlarında kullanıma geçen Jeffrey sayesinde insanlar işlemediklerini iddia ettikleri suçlardan yargılandıklarında DNA Parmak izleri kullanılarak gerçek sonuçlara ulaşılabilir oldu.

 

1985: Polimeraz Zincir Reaksiyonları

Biyokimyacı Kary Mullis’in icat ettiği teknik sayesinde enzimler küçük bir DNA parçasının milyonlarca kopyasını hem ucuz hem de hızlı bir şekilde yapabilir oldu. Bu sayede elimizdeki örnek istediği kadar eski ve küçük olsun, bilim adamları DNA parmak izi çalışmaları yürütebilecek kadar genetik materyal almayı başarıyor! Polimeraz zincir reaksiyonları teknolojisi sayesinde doktorlar eskiden kullanılan metotlara oranla çok daha hızlı sonuçlar alabildikleri testler yaparak HIV’ye sebep olan genetik kodu daha hızlı tanıyabiliyorlar.

 

1986: Elektronik Mail Sistemi

Eric Thomas’ın geliştirdiği LISTSERV dünyanın ilk otomatik mail yönetimi uygulaması. 1986’dan önce insanlar bir maile el aracılığıyla eklenmeli veya çıkartılmalıydı. 2010 yılında daha da gelişen teknoloji sayesinde artık elektronik gazeteler oldukça yaygın, büyük kitlelere özelleştirilmiş mailler hızla iletilebiliyor.

 

1987: Prozac

Prozac Amerikan Devletinden onaylı antidepresanlardan farklı bir mekanizmayla çalışan yeni bir ilaç grubunun ilk temsilcisiydi. Prozac her ne kadar kullanımı zor bir ilaç olsa da klinik depresyonla baş etmek konusunda çok yararlı olduğu fark edildi, kişiliğimizin ve duygularımızın nasıl da kimyasallarla kontrol edilebildiği konusunda yepyeni bir perspektif yarattı. 5 yıl içinde 4.5 milyon kullanıcıya ulaşan Prozac dünya genelinde en yaygın olarak kullanılan antidepresanlardan birine dönüşmüştü.

 

1988: İnternet Virüsü

Yüksek Lisans öğrencisi Robert Morris uzaktan bağlantılı bilgisayarlardaki zayıf noktaları gösterebilmek için yazdığı virüsü (Morris solucanı olarak bilinen virüs) 2 Kasımda bilgisayarlarından birisine bulaştırmıştı. Rich Skrenta’nın virüsü Elk Cloner’ın aksine Morris dışardan herhangi bir transfer gerektirmeden kendi kendine diğer bilgisayarlara bulaşabiliyordu.

Morris her ne kadar yaptığı şeyin sadece internetin boyutunu görmek için yaptığı bir deney olduğunu söylese de virüsün birden çok bulaştığı bilgisayarlar gözle görülür biçimde yavaşladı. İlk 15 saat içerisinde 2000 bilgisayara bulaşan virüs, bilgisayarın kurtarılamaz biçimde hasar görmesine sebep oldu. Bilgisayar üzerinden dolandırıcılık iddiasıyla ilk kez yargılanan kişi olan Morris, 1984 yılında aynı suçlamayla hüküm giydi.

 

1989: Dünya genelinde İnternet bağlantısı

1989 yılında Sir Tim Berners Lee HTML dilini yaratarak web sitesi yazmanın yolunu açmış oldu. Ardından URL sistemini de kuran Lee sayesinde bilginin nerede saklandığı belirlenmişti. Bu gelişmeler dünya genelindeki internet bağlantısının önünü açmıştı, ilerleyen teknoloji Lee’nin kurduğu temelleri geliştirerek dünyada nerede olduğunuzdan bağımsız olarak bağlantı kurabilmemizi sağlayan interneti üretti.

 

1990: Photoshop

Bugün dijital hayatımızı kolaylaştıran neredeyse binlerce uygulama var, ama hiçbirisi Photoshop kadar kullanışlı değil. İlk olarak 1987 yılında geliştirilen ve popülerliği sınırları aşarak dünyaya yayılan fotoğraf düzenleme yazılımı ticari versiyonunu 1990 yılına kadar piyasaya sürmemişti. Geçen zamandan ve kullandığımız cihazlardan bağımsız olarak hepimizin bu uygulamaya muhtaç olmamızın bir sebebi var, o kadar iyi!

 

1991: Linux

Bilgisayarların yaygınlaştığı ilk dönemlerde piyasa Microsoft ve Apple tarafından domine edilmiş durumdaydı. Linux yeni bir oyuncu olarak sektöre güçlü bir giriş yaptığındaysa işler değişti. Aslında 17 eylül 1991 yılında Linus Torvalds tarafından piyasaya sürülen işletim sistemi açık kaynak yazılımların en önemli örneklerinden birisi haline geldi. Şuan birden fazla dağıtımı bulunan Linux bize hayatımızı büyük oranda yürüten teknoloji şirketlerinden dijital bir kaçış fırsatı sağlıyor.

 

1992: IBM Simon

23 Kasım 1992 yılında IBM Las Vegas’ta yapılan bir buluşmada garip bir prototipin tanıtımını yaptı. Her ne kadar Amerika’da 1994 yılına kadar satışa çıkmamış olsa da , IBM Simon ticari bir başarısızlığın sembolüydü. Bunun tek sebebiyse IBM’in çok ileri görüşlü olmasıydı. IBM Simon aslında dünyanın ilk akıllı telefonuydu, sadece satışa sunulduğu yıllarda insanlar cep telefonu fikrine yeni yeni alışırken akıllı telefona hazır değillerdi.

 

1993: Yakıt hücreli araçlar

 

Yakıt hücreleri neredeyse 150 yıldır kullanıla bir teknoloji. İlk yakıt hücreli araç 1959 yılında üretilmişti, bir traktör olarak kullanılıyordu. 1993 e kadar bir ilerleme kat etmeyen sektör, o yıllarda Kanadalı bir şirketin, Ballard Güç Sistemlerinin ilk hiç emisyon yapmayan yakıt hücreli otobüslerini tanıtmalarıyla bir devrim yaşadı. O zamandan beri ekonomik olarak sürdürülebilir bir yakıt hücreli araba yapma hayallerimiz git gide gerçek olmaya daha da yaklaşıyor.

 

1994 Drone

RQ Predator Drone’u için fikir üreticilerinin aklına 1980 yıllarında gelmişti aslında, ama ürünü geliştirmek o kadar uzun zaman aldı ki ilk uçuş testleri ancak 1994 yılında bir çölde gerçekleştirilebildi. O zamandan beri drone kullanımı özellikle silahlı kuvvetlerinde giderek arttı, insan ırkının savaş alışkanlıklarını kökünden değiştirdi. 2002 yılında daha da gelişen dronelar artık MQ tasarımıyla üretiliyor, bu da çoklu göreve uygun oldukları anlamına geliyor. Sadece araştırma yeteneklerinin ötesinde bu dronelar aynı zamanda silahlılar da!

Mutlaka okuyun: En Yeni Dronelar

 

1995: HIV Protaz İnhibitörleri

HIV virüsü kapan insanların kaderleri son yüzyılda dramatik olarak değişti. 1995 yılında Amerikan devleti Invirase isimli HIV Protaz inhibitörü olarak çalışan bir ilacı onayladılar. Virüsün çoğalmak için kullandığı enzimleri bloke ederek çalışan ilaç hastaların neredeyse yüzde doksanında HIV virüsünü algılanamayacak seviyelere düşürmeyi başardı.

 

1996: DVD

DVD her ne kadar bugün sadece atası olan Blu-Ray sayesinde var olsa da, ev eğlence sistemleri ve veri depolaması söz konusu olduğunda DVDlerin bir devrim yarattığını inkar edemeyiz. Diğer versiyonlarına oranla çok daha büyük miktarda bilgiyi saklayabilen DVDler satışa çıktıkları 1996 yılında piyasada bomba etkisi yarattılar. İlk DVD 1 Kasım 1996’da Japonya’da satılmıştı.

 

1997: Hibrit arabalar

Ferdinand Porsche 1902 yılında Avusturya’da kazandığı ödülünü dört tekerlekli bir hibrit araç sayesinde kazanmıştı.  Bu araçların yaygınlaşmasıysa neredeyse bir yüzyılı buldu, satışa çıkan ilk hibrit araçları üreten Toyota rakiplerini şaşırtarak hibrit aracı Prius’u Japonya’da satışa sürdüğünde takvimler 1997 yılını gösteriyordu. Bu aracın Kuzey Amerika’ya ulaşarak yaygınlaşması da neredeyse 3 yıl daha almıştı.

Mutlaka okuyun: Dünyanın En İyi Elektrikli Arabaları

 

1998: Uluslararası Uzay İstasyonu

20 Kasım 1998’de bir uzay kargo aracı (adı Zarya’ydı) yıllar süren hazırlık sürecinin sonunda oluşacak uluslararası uzay istasyonunun ilk parçasını uzaya bıraktı. Onlarca deneyin evi ve milletler arası işbirliğinin en parlak örneği olan uzay istasyonu insanların beraber çalıştıklarında neler yapabileceklerini göstermenin en kolay yolu.

1999: Bluetooth 1.0

Adını Danimarka’ya 10. Yüzyılda hükmetmiş olan krallardan birinden alan Bluetooth, bugünlerde neredeyse her taşınabilir cihazda bulunan bir teknoloji. Gittikçe ilerleyen akıllı telefon tasarımlarının da önemli bir parçasını oluşturan Bluetooth’un ilk versiyonu 26 Temmuz 1999 da piyasaya sürülmüştü, yaygın kullanıma geçmesiyse neredeyse 10, hatta hatta 20 yıl almıştı.

 

2000 Playstation 2

Burada bahsettiğimiz tüm maddeler arasında video oyunları muhtemelen o kadar da büyük icatlar değiller, ama eğlenceli olmadıklarını söyleyemezsiniz. Birçok farklı markanın oyun konsolu bu listeye girecek kadar iyi olsa da, Sony’nin Playstation 2’si ayrı bir statüyü hak ediyor. Gelişen video oyunu sektörünü yeniden tanımlayan ve yepyeni bir çağ açan PS2, bugün bile günümüz video oyunlarının atası sayılıyor.

 

2001: Vikipedi

Bir ansiklopediyi online sistemlere taşımak o kadar da zor bir şey değil. Ama dijital bir ansiklopediyi neredeyse 20 yıl boyunca reklamsız ve bedava tutabilmek gerçekten zor. Vikipedi’nin kullanıcı odaklı profili bazen problem yaratabiliyor olsa da aradığınız cevapları internetten bulabilmek konusunda devrim yaratan bir internet sitesi olduğu için bu listede olmayı hak ediyor. Umarız ki yaptıkları işe uzun yıllar daha devam ederler.

 

2002: IEEE 802.16

Elektrik ve elektronik mühendisliği enstitüsünde görev yapan dâhilerin oluşturduğu bir ağ bağlantısı wifi’yı yanında süt dökmüş kedi gibi gösteriyor! 802.16 anteni kullanarak uzak mesafelere DSL ve hatta kablo bağlantısı hızında internet yollayabilirsiniz. Eğer yeteri kadar geliştirilebilirse bu teknoloji sayesinde kablolu telekomünikasyon alt yapısına ihtiyacımız kalmadan dünya geneline internet bağlantısı kurabiliriz.

 

2003: İnsan Genom Projesi

14 Nisan 2003 tarihinde resmi olarak tamamlanan insan genom projesi gelecekte tıptan bekleyebileceklerimiz ve köklerimizin nereden geldiğini anlayabilmemiz açısından büyük bir kapı açtı. İsteyen herkesin ulaşabileceği bir teknoloji olmasıysa her şeyi daha da iyi bir hale getiriyor.

 

2004: Facebook

İlerleyen yıllarda okulu Harvard’ı mezun olmadan bırakacak olan Mark Zuckerberg Facebook’u kurduğunda sitenin kullanımı sadece Mark’ın sınıf arkadaşlarıyla sınırlıydı, Zuckerberg platformu bir sosyal paylaşım ortamı olarak tasarlamıştı. Kullanıcıları büyük bir hızla artan Facebook 2004 yılında sadece birkaç kişinin kullandığı bir sosyal medya platformuyken 10 yaşına geldiğinde dünya genelinde 1.23 milyar kullanıcısı olan bir site haline gelmişti: bu neredeyse dünyanın yüzde on yedisi Facebook’a üye demek oluyordu! 2018 yılında patlayan Skandal sonrası kurucu Zuckerberg kişisel veri hırsızlığıyla ve planlanmış Facebook reklamlarıyla 2016 seçimlerini etkilemek suçlamasıyla mahkemeye çıkarıldı.

 

2005: Google Maps

Dinamik ve gelişime açık bir online haritayı önce sağa sonra sola dön gibi spesifik komutlar verebilen bir uygulamaya dönüştüren Google Maps kaybolduğunuzda durup yol sormak yerine yapabileceğiniz şeyler listesinde başı çekiyor. İki yıl sonra eklenen Sokak görünümü özelliğiyle insanlara evleri, yolları hatta manzaraları online görebilme şansı tanıyan Google maps bugün milyonlarca insan tarafından kullanılıyor.

 

2006: wii

Nintendo tarafından 2006 yılının kasım ayında piyasaya sürülen Wii’nin imza haline gelmiş olan özelliği uzaktan kumandası. Optik sensörler kullanarak jestlerinizi algılayıp gerçek hayattaki hareketlerinizi video oyununa taşıyan teknoloji sayesinde tenis gibi çeşitli fiziksel aktivite içeren sporları da video oyununda oynama zevkine erişebiliyorsunuz. Video oyunlarının eski versiyonlarıyla karşılaştırdığında piyasaya yeni bir soluk ve zorluk getiren Wii fiziksel anlamda da bir efor gerektiriyor oluşuyla rakiplerinin önüne geçiyor. Her ne kadar anne ve babalar bu teknolojilerden memnun kalmasa da gerçek hayatı ve görsel aktiviteyi sentezlemek açısında Wii’nin altından kalktığı işin boyutu yadsınamaz.

 

2007: iPhone

Steve Jobs Apple’ın ilk akıllı telefon ürününü 2007 yılında piyasaya sürdü. iPhone Amerika’da satışa sunulan ilk klavyesiz cep telefonuydu. Kısa zamanda tüm zamanların en çok satılan cihazlarından birisi haline gelen ürün bu güne kadar 1.2 milyardan daha çok sattı ve Uber, Venmo, Snapchat gibi uygulama temelli birçok şirketin kurulmasının da öncüsü oldu.

 

2008: Büyük Hadron Çarpıştırıcısı

CERN’deki 10 yıllık inşa sürecinin ardından 2008 yılında dünyanın en büyük ve en güçlü parçacık hızlandırıcısı olan, enerji ışınlarını neredeyse ışık hızı kadar hızlandırabilen hadron çarpıştırıcısı kullanılmaya başlandı. 2012 yılında yapılan testlerde kütlenin oluşumunda anahtar bir role sahip olduğu düşünülen bir atom altı parçacık keşfedildi. Parçacığı keşfeden deney grubunun başında olan Peter Higgs sebebiyle parçacık Higgs’in ardından isimlendirilmiş olan parçacığın takma adı da tanrı parçacığı oldu, Higgs ise bu isimlendirmeden pek memnun olmadığını belirtmişti. Evrenin yapıtaşlarındn birisi olan bu parçacığın keşfi Higgs’e 2013 Nobel fizik ödülünü kazandırdı.

 

2009: Bitcoin

Bitcoin dünyanın ilk kripto parası. Blokchain teknolojisi kullanan ve verileri önce dağıtıp sonra doğrulayama mantığıyla çalışan Blokchain kısa zamanda büyük ilgi gördü. Enflasyon riskinden kaçmak için maksimum miktarı yirmi bir milyonla sınırlandırılan kripto paranın miktarı veri madenciliğiyle artıyor: veri madenciliği dediğimiz süreçse büyük miktarlarda enerji tüketerek yapılan bir bilişim süreci. Kripto paranın değeri 2017’nin aralık ayında maksimum seviyeye ulaşmıştı, bir bitcoin neredeyse 19000 dolar ediyordu.

 

2010: Siri

Apple’ın dijital asistanı Siri iOs için bir uygulama olarak 2010 yılında piyasaya sürüldü. Kullanıcılar uygulamaya çeşitli bilgileri sorabiliyorlar, yön bilgisi isteyebiliyorlar, telefonun çeşitli fonksiyonlarını kullanabilmek için direktif verebiliyorlardı, tüm bunlar için telefonlarıyla konuşmaları yeterliydi. Her ne kadar uygulamanın ilk piyasaya sürülen versiyonu problemli olsa da ve bazı sesleri ve aksanları algılayamasa da, 2011 yılının ekim ayında Apple üretimi tüm cep telefonlarına entegre edilen Siri bu tarihten itibaren düzenli güncelleme almaya, daha çok dilde hizmet vererek konuşmayı algılama sürecini hızlandırmaya başladı. İsteyenler uygulamayı İngiliz aksanıyla da kullanabiliyordu! Siri ses aracılığıyla çalışan diğer asistanlara da öncü oldu, Amazon’un Alexa’sı ve Microsoft’un Cortana’sı bu tarihten sonra üretildi.

 

2011: Curiosity Keşif Aracı

Curiosity Dünya’dan Kasım 2011 yılında fırlatılarak marsa olan yolculuğuna başlamış, Ağustos ayında hedefine iniş yaparak araştırmalara başlamıştı. Aracın hedefi Marstaki çevre koşullarını incelemek ve mikrobiyolojik yaşama uygun olup olmadığını saptamaktı. O tarihe kadar Mars’a yollanmış en gelişmiş araç olan Curiosity topladığı bilgileri dünyaya geri yolluyordu.

 

2012: Google’ın makine öğrenmesi projesi

New York Times’ın raporlarına göre Google’ın öğrenme süreçlerine yönelik yürüttüğü çalışmaların bir parçası olarak 16000 adet bilgisayar kendilerine bir kediyi tanımayı öğretmişti. Bu sürecin ardından teknoloji endüstrisinde yapay zeka çalışmaları yeni bir hız kazanmıştı, sürücüsü olmadan yol alabilen araçlar, yüz tanıma yazılımları, ve ses asistanlarına hız kazandıracak gelişmeler yaşanıyordu.

 

2013: Atlas

Robotik devrimi henüz gerçekleşmemiş olsa da gerçekleştiği günlerde atlasın öncülerden birisi olacağını öngörmek zor değil. Boston Dynamics tarafından 2013 yılında üretilen Atlas her gün biraz daha gelişiyor ve öğrenerek yeni yetenekler ve taktikler kazanıyor.

 

2014:Hemopurifier

2014 yılnda dünya Afrika’dan yayılan ebola virüsünün yarattığı salgınla baş etmeye çalışıyordu. Her ne kadar onlarca kişi cesur bir şekilde gönüllü olup karantina alanına giderek hastalıkla savaşmış olsa da tüm süreci çözecek anahtar cihaz tam zamanında hastaların imdadına yetişti. İnsanların kanını temizleyerek hastalığa sebep olan virüslerden arındıran hemopurifier isimli cihaz Times dergisi tarafından 2014’ün en iyi icatlarından birisi olarak tanımlandı. Aynı cihaz kanserle ve hepatitle savaşan hastalar için de umut oldu.

 

2015: Tekrar kullanılabilen roketler

Hem Blue Origin’in New Shepherd’ı hem de SpaceX’in Falcon 9’u kalkışlarının ardından oldukça başarılı inişler gerçekleştirerek tarihin ilk yeniden kullanılabilen roketleri olmayı başardılar. Roketlerin tekrar tekrar kullanılabilmesi uzaya seyahat etmenin bize olan maliyetini ciddi bir oranda azaltırken aynı zamanda uzayda koloni kurma hayallerimize de bir adım daha yaklaştığımız anlamına geliyor.

 

2016: Oculus Rift

2014 yılında Facebook tarafından 2 milyar dolar karşılığında satın alınmasının ardından Palmer Luckey sonunda 2016 yılında ilk görsel gerçeklik başlığını piyasaya sürdü. Başlığın göz kısmındaki yüksek çözünürlüklü ekranlarda gösterilen görüntüler normal bir görüşü taklit ederek kullanıcıların beynini gerçek bir şey gördükleri yönünde yanılsamaya uğratıyor. Her ne kadar başlık şimdilik sadece bir video oyunu ürünü olarak üretilmiş olsa da tıp eğitimi veya ehliyet alma süreci gibi çeşitli alanlarda kullanımının kısa sürede yaygınlaşacağını varsaymak hatalı olmaz.

Mutlaka okuyun: Sanal Gerçeklik Ürünleri

 

2017: Tesla Model 3

Elon Musk’ın şirketi araba endüstrisinde bir yenilik yaratarak Model 3’ü 2017 yılında tanıttı: tamamen elektrikle çalışan ve herkesin satın alabileceği bir fiyatı olan yüksek kalite bir araç! Her ne kadar üretim süreci gecikmiş olsa da Model 3 Amerika tarihindeki en çok satan ve en büyük kar elde eden araç olarak tarihe geçti.

Mutlaka okuyun: Elon Musk’ın Yatırım Yaptığı Alanlar

 

2018: Metal 3D Yazıcı

Üç boyutlu yazıcılara yeni yeni alışırken 2018 yılında üretilen 3d metal yazıcı üretim sektörüne yepyeni bir soluk kazandırdı: artık çok daha hızlı üretim yaparken aynı zamanda kişilere göre özelleştirilebilen ürünler de daha düşük masrafla üretilebilecek. Daha hafif, güçlü ve şu anki tekniklerle üretemediğimiz ürünler üretebilir olacağız. Eylül ayında HP endüstriyel ölçekte üretim yapabilen Metal jet yazıcılarını ön siparişe açtı, 2020 yılında hazır olacak yazıcıların müşterileri arasında Volkswagen ve Primo Medical Grup da var.

Mutlaka okuyun: En Yeni 3d Yazıcılar

Sevin KAYTAN
Sevin KAYTAN
Londra Üniversitesi Ekonomi ve Finans bölümünden Üstün Başarı Programı kapsamında mezun oldu. Tüm dünyada girişimcilikle ilgili birçok araştırmada yer aldı. Şu anda ise kariyer yolculuğuna Paris'te bulunan "OECD Girişimcilik Merkezi" nde devam etmekte.
Mutlaka Okunması Gerekenler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

En Çok Okunanlar