Pazar, Ekim 13, 2024
Ana SayfaGirişimcilikBill Gates'in İlham Verici Hayat Hikayesi

Bill Gates’in İlham Verici Hayat Hikayesi

Paul Allen’la birlikte dünyanın en büyük yazılım şirketi Microsoft’u kuran Bill Gates, şu anda dünyanın en zengin insanı konumunda bulunuyor.

 

Bill Gates Kimdir?

Takım Lideri, Girişimci, Hayırsever (1955– )

1955 yılında Seattle Washington’da doğan ünlü girişimci Bill Gates, 13 yaşında bilgisayara programcılığına ilgi duymaya başladı. Ortağı Paul Allen’la birlikte geliştirdiği teknolojik yenilikler, güçlü stratejiler ve agresif pazarlama teknikleriyle Microsoft’un dünyanın en büyük yazılım şirketi olmasını sağlayan Bill Gates, 86 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin kişisidir.

 

Bill Gates’in Çocukluğu

28 Ekim 1955 yılında, Seattle Washington’da doğdu. 13 yaşında Lakeside Lisesi’ne giderken bilgisayar programcılığına ilgi duymaya başladı. Bu tutkusu üniversitede de sürdü. Arkadaşı ve ortağı Paul Allen’la yazılımlar geliştirmeye başladı.

Bill Gates orta sınıf bir aileden geliyor. Kristianne adında kendinden büyük bir kız kardeşi, bir de küçük kardeşi Libby var. Babaları William H. Gates, gelecekteki eşi Mary Maxwell ile karşılaştığında utangaç ama başarılı bir hukuk öğrencisiydi. Mary, Washington Üniversitesi’nde okuyan atletik ve dışa dönük bir öğrenciydi. Girişkenliği ve liderlik yeteneği sayesinde öğrenci işlerinde çalışmaktaydı.

Sıcak bir aile ortamında büyüyen üç çocuk da rekabetçi olarak yetiştirildi ve mükemmel olmaya teşvik edildi. Bill, Puget Sound’daki yazlıklarında, aileyi sportif oyunlarda bir araya getirerek rekabetçi kişiliğini o zamanlardan göstermişti. Masa oyunlarını severdi. Favorisi Risk’ti ve Monopoly’de her zaman kazanırdı.

Bill Gates’in, annesiyle çok yakın bir ilişkisi vardı. Anne Gates, kısa süren öğretmenlik kariyerinin ardından yaşamını hayır kurumlarında çalışarak çocuklara yardım etmeye adadı. Ayrıca Seattle’daki First Interstate Bankası (büyük babasının bankası) , United Way ve International Business Machines (IBM) gibi şirketlerde yönetim kurulu üyelikleri yaptı. Okul ve hayır kurumlarında düzenlenen organizasyonlarda çalıştığı zamanlarda, Bill’i de yanında götürüyordu.

Bill Gates tam bir kitap kurduydu. Saatlerce ansiklopedi okuduğu oluyordu. 11-12 yaşlarında ebeveynleri ondaki yeteneği fark etti. Dersleri iyiydi fakat içine kapanık bir öğrenciydi. Ailesi onun bu durumu nedeniyle endişeliydi. Devlet okullarına karşı duydukları sadakata rağmen Bill’i 13 yaşındayken özel bir okula verdiler. Bill Gates, özel okulda okumaya başladıktan sonra her alanda başarılı oldu. Matematik ve fen dersleri çok iyiydi. İngilizce ve drama derslerini de oldukça seviyordu.

Bir gün, bir bilgisayar firması okula gelerek çocuklara bilgisayarı tanıttı. Okul aile birliğindeki anneler de, eski eşya satışlarından topladıkları paralarla okula bir bilgisayar sınıfı kurdular. Bill Gates yeni tanıştığı bu cihaza büyük ilgi duydu ve zamanının çoğunu bilgisayar sınıfında geçirmeye başladı. Ve “Tik Tak Toe” adlı bir oyun programı yazarak kullanıcıların bilgisayara karşı oynamalarını sağladı.

Okuldayken kendinden iki sınıf önde olan Paul Allen’la tanıştı. İkisi hemen kaynaştı ve özünde farklı olan iki insan, ortak noktaları bilgisayar sayesinde uzun süreli bir arkadaşlığı adım attılar. Allen çekingen ve utangaçken Bill, alıngan ve hırçındı. Farklı olmalarına rağmen boş zamanlarını birlikte programlar üzerinde çalışarak geçiriyorlardı. Ara sıra anlaşmazlığa düşüyor ve kimin haklı olduğu ya da bilgisayar laboratuvarını kimin yöneteceği konularında çatışıyorlardı. Bir keresinde tartışma o kadar büyüdü ki Allen, Gates’in bilgisayar laboratuvarına girmesini yasakladı. Bilgisayar laboratuvarından her öğrencinin eşit yararlanabilmesi için öğrencileri otomatik olarak sıralayan bir program kullanılıyordu ve bir öğrenci haftada belli bir süreden çok bilgisayar kullanamıyordu. Sık sık bilgisayar başına geçebilmek amacıyla yazılımdaki aksaklıkları kendi yararlarına kullandıklarının anlaşılması üzerine okul yönetimi, Gates ve Allen’ın laboratuvara girmelerini yasakladı. Daha sonra yazılımı onarmaları karşılığında, yeniden laboratuvara girmelerine izin verildi. Gates laboratuvarda, bilgisayar firması için bir bordro ve okul için bir çizelge yazılımı hazırladı.

Bill Gates, 1970 yılında 15 yaşındayken arkadaşı Paul Allen’la ortak bir işe imza attı. Birlikte Seattle’daki trafik bilgilerini gösteren Traf-o-data adında bir yazılım hazırlayıp 20 bin dolar kazandılar. Gates ve Allen kendi şirketlerini kurmak istedilerse de, Gates’in ailesi onun okulu bitirip üniversiteye girmesini istiyordu. Hayalleri oğullarının avukat olmasıydı.

Bill 1973 yılında liseden mezun oldu. Üniversiteye giriş sınavı niteliğindeki SAT testinde 1600 üzerinden 1590 puan aldı.

 

Kariyerinin Başlangıcı

Hukuk okumak üzere Harvard Üniversitesi’ne girdi, fakat henüz birinci sınıftayken zamanının çoğunu sınıfta geçirmek yerine bilgisayar laboratuvarında geçiriyordu. Derslerine çalışmıyordu. Yalnızca sınavdan bir önceki gün sabaha kadar çalışarak testlerde geçer notu almakla yetiniyordu.

Gates Paul Allen’la bağlantıyı koparmadı. Paul, iki yıl Washington State Üniversitesi’ne devam ettikten sonra okulu bırakarak Honeywell için çalışmak üzere Boston’a gitti. Bu dönemde Allen, Bill Gates’e Popüler Elektronik adlı dergide yayımlanan Altair 8800 mini bilgisayar kiti hakkındaki yazıyı gösterdi. İki genç bu bilgisayarı, kişisel bilgisayarların atası olarak gördü ve bu sayede çığır açacaklarını düşündü. Altair, New Mexico’da bulunan Micro Instrumentation (MITS) adlı küçük bir şirket tarafından üretiliyordu. Gates ve Allen şirketle bağlantıya geçerek Altair için bir yazılım geliştirdiklerini anlattı. Gerçekte ise bir Altair bilgisayarları yoktu ve böyle bir çalışma da yapmamışlardı fakat MITS’in böyle bir teklifle ilgilenip ilgilenmeyeceğini merak ediyorlardı. MITS’in başkanı Ed Roberts, gençlerden çalışmalarını göstermelerini istedi. Gates ve Allen Harvard’ın bilgisayar laboratuvarında, iki ay süren hummalı bir çalışmanın ardından yazılımı geliştirdiler. Allen, yazılımı teslim etmek üzere New Mexico’ya gitti. Yazılımlarını daha önce Altair’de denememişlerdi fakat mükemmel şekilde çalışıyordu. Paul Allen, MITS’de işe girdi ve Bill Gates de ailesinin rızası olmamasına rağmen Harvard’ı bırakarak Allen’la birlikte çalışmaya başladı.1975 yılında Gates ve Allen ortaklaşa Micro-Soft’u kurdu. Bu isim micro-computer ve software kelimelerinin bir karışımıydı. Bir yıldan kısa bir süre sonra, kelimelerin arasındaki tireyi attılar ve Microsoft olarak yola devam ettiler. Altair için yazdıkları yazılım, onlara para ve imtiyaz kazandırmıştı fakat hedefleri çok daha farklıydı. Microsoft imzasıyla ürettikleri BASIC isimli yazılım bilgisayar meraklıları arasında popüler olmuştu hatta o kadar ki korsanları dahi türemişti. O dönemde Gates’in yaptığı hesaplamalara göre, BASIC kullanıcılarının yalnızca % 10’u orijinal yazılım kullanmaktaydı çünkü kişisel bilgisayar kullanıcılarının çoğu, bilgisayarlarını kişisel ihtiyaçları için kullanıyordu. Bu nedenle yazılımın kopyasını çıkarıp elden ele arkadaşlarına dağıtmakta bir sakınca görmüyorlardı. Gates bunu doğru bulmuyordu. Korsan yazılımın bir çeşit hırsızlık olduğunu düşünüyordu.

Bill Gates Şubat 1976’da, bilgisayar meraklılarına korsan yazılım yaymanın, yeni yazılımların önünü tıkayacağını söyleyen açık bir mektup yazmıştır. Korsan yazılımların, yatırımcıların kaliteli yazılımlar üretmek için para ve emek harcamasının önünde engel teşkil ettiğini söylemiştir. Mektup, bilgisayar meraklıları tarafından pek önemsenmemesine rağmen Gates, inançlarına bağlı kalmış ve yaptığının iş ahlakına uymadığı yönünde yapılan eleştirilere, korsanın yeniliklerin önünü tıkadığını söyleyerek kendini savunmuştur.

Bill Gates daha sonra MITS’in başkanı Ed Roberts ile ters düşmüş ve aralarında yaşanan gerginlik bağırış çağırışa kadar varmıştır. Gates’in ısrarcılığı, Roberts’in onu şımarık ve dik kafalı olarak nitelemesiyle sonuçlanmıştır. Roberts 1977 yılında MITS’i satıp memleketi Georgia’ya dönerek tıp fakültesine yazılmış ve mezun olduğunda kasaba doktoru olarak çalışmaya başlamıştır. Bill Gates ve Allen ise MITS’in yeni sahibine dava açarak Altair için geliştirdikleri yazılımın haklarını istemişlerdir.

Microsoft diğer bilgisayar şirketleri için de, farklı formatlarda yazılımlar geliştirmiştir. Microsoft 1979 yılının başlarında, Seattle’ın hemen doğusunda kalan Washington’a taşınmıştır. Ünlü girişimci memleketine döndüğüne mutlu olduğundan büyük bir hevesle çalışmaya koyulmuştur. Microsoft’un o sıralar 25 çalışanı vardır ve çalışanlara; operasyon, pazarlama, ürün ve strateji geliştirme gibi alanlarda geniş yetkiler verilmiştir. Yazılım geliştirme alanındaki yeteneği ve keskin iş mantığı sayesinde Bill Gates, 1979 yılında henüz 23 yaşındayken 2,5 milyon dolarlık bir şirketin başkanı konumuna yükselmiştir.

 

Microsoft’un Yükselişi

Bill Gates’in yeteneği yalnızca yazılım geliştirme alanında değildi. İyi bir operasyon yöneticisi olarak da hem şirket liderliğini yürüttü hem de şirket sözcülüğü yaptı. Şirketinden çıkan kodların her satırını baştan aşağı gözden geçirirdi. Hatta gerekli görürse yeniden yazardı. Sektör büyüdükçe Apple, Intel ve IBM gibi donanım üreten şirketlere Microsoft’a ait yazılım uygulamalarını tanıtmak için yürüttüğü faaliyetlerin ardı arkası kesilmedi. Genç girişimci bu tanıtımlarda annesini de sıklıkla yanına alıyordu. Çünkü annesi Mary, IBM de dâhil olmak üzere birkaç şirketin yönetim kurulu üyesi olarak toplumda saygı gören ve bağlantıları olan bir kadındı. Bill, IBM’in CEO’suyla da annesi sayesinde tanışmıştı.

Paul Allen ve Bill Gates

Kasım 1980’de IBM, PC adını verdikleri yeni çıkacak bilgisayarları için yazılım arıyordu ve Microsoft’a başvurdu. Söylentilere göre, IBM’de birileri Bill Gates’i ofis asistanı sanıp ondan kahve servis etmesini rica etmiş. Gates genç görünümüne rağmen IBM’dekileri hızla etkilemiş ve şirketinin, ihtiyaçlarını karşılayacağı yönünde onları ikna etmiş. Yalnız bir sorun varmış o da, Microsoft’un elinde IBM’in yeni bilgisayarını işletecek bir temel işletim sistemi olmamasıymış. Gates yılmamış ve birinden IBM’in PC’si tarzında bilgisayarlarda çalışacak bir işletim sistemi satın almış. Daha sonra yazılım geliştiriciyle bir anlaşma yaparak yazılımın tüm haklarını Microsoft üzerine devretmiş ve IBM’e bundan hiç bahsetmemiş. IBM bunu öğrendiğinde böyle önemli bir bilgiyi sakladığı için Microsoft’u ve Bill Gates’i dava etmiş. Microsoft açıklanmayan bir tutar ödeyerek mahkemeye çıkmaktan kurtulmuş. Gates yine de yanlış bir şey yaptığı konusunda bir itirafta bulunmamış.

Gates IBM’in PC’si için 50 bin dolara satın aldığı yazılımda bazı uyarlamalar yapmalıydı ve bunun için 50 bin dolar daha ödemek durumunda kaldı. IBM, kaynak kodunu satın almak isteyince Gates bunu reddetti. Bunun yerine IBM’e, bilgisayarlarıyla birlikte satılacak olan her yazılım için lisans ücreti ödemesi yapılmasını teklif etti. Bu şekilde, aynı yazılımı başka bir bilgisayar üreticisine de MS-DOS adıyla sattı. Zaman geçtikçe bilgisayar şirketleri IBM’in PC’sine benzer bilgisayarlar üretmeye başladı. Microsoft bu sıralarda, Apple II için Softcard adında bir yazılım üretti.

Microsoft, 1979-1981 yılları arasında rekor düzeyde büyüme gösterdi. Personel sayısı 25’ten 128’e çıktı. Gelirleri ise 2,5 milyon dolardan 16 milyon dolara yükseldi.1981 yılının ortalarında Bill Gates ve Paul Allen Microsoft‘u anonim şirkete çevirdi. Gates, hem şirket hem yönetim kurulu başkanı olurken Allen Genel Müdür yardımcısı oldu.

Microsoft 1983 yılında, İngiltere ve Japonya’da şubeler açarak globalleşmeye başladı. Böylelikle dünya üzerindeki bilgisayarların % 30’u onların yazılımlarını kullanmaya başladı. Şirket 1983 yılında, Paul Allen’ın Hodgkin hastalığına yakalandığı haberiyle sarsıldı. Gördüğü yoğun tedavinin ardından ertesi yıl hastalığı gerilese de Allen şirketten istifa etti. Bunun üzerine, Allen’ın istifasıyla ilgili çok sayıda dedikodu türedi. Bazıları onu Bill Gates’in şutladığını söylerken çoğu Allen’ın kendine farklı bir yol çizmek üzere şirketten ayrıldığını düşündü.

 

Microsoft Windows’un Geliştirilmesi

Steve Jobs ve Bill Gates

Microsoft ve Apple birbirilerinin ezeli rakibi de olsalar ilk yeniliklerinde bir aradalardı. 1981 yılında Apple Microsoft’u davet ederek onlardan Macintosh adını verdikleri bilgisayar için yazılım geliştirmelerini istedi. Microsoft ve Apple ekibinden bazı geliştiriciler birlikte çalışarak Macintosh için yazılım ve uygulamalar geliştirdiler. Ancak programcı kimliği taşımayan kullanıcılar, Microsoft’un yazılımı yerine kullanımı daha kolay olan grafikli, görüntülü VisiCorp yazılımını alıyorlardı. Gates bir reklam kampanyası başlatarak grafiksel bir arayüz kullanan Windows adında yeni bir işletim sistemi geliştirdiğini açıkladı. Bu sistem bir fare yardımıyla çalışıyordu ve bir grafiksel kullanıcı arayüzü vasıtasıyla ekranda yazı ve görüntüler gösteriyordu. Bu yalnız metin gösteren ve klavye ile yönetilen MS-DOS sisteminden oldukça farklıydı. Üstelik DOS’ta ekranda görünen yalnızca kodlar olduğundan kodları anlamadan çıktı almak zorlaşıyordu. Windows, MS-DOS sistemiyle çalışan tüm bilgisayarlarla uyumlu olacaktı. Aslında bu bir blöftü. Microsoft’un böyle bir yazılımı henüz yoktu fakat bu dâhice pazarlama taktiği işe yaramıştı. Bilgisayar pazarının % 30’u MS-DOS kullanıyordu ve bu kitle yeni bir sisteme geçmek yerine Windows’un çıkışını merakla beklemeye başlamıştı. Halk bir değişim beklentisi içinde olmadığında yazılım geliştiriciler, Visicorp sistemi için program yazmakta isteksiz davranıyorlardı. Bu nedenle VisiCorp, 1985 yılının başlarında ivme kaybetmeye başladı.

Anonsun üzerinden iki yıl geçmesinin ardından Kasım 1985’te, Microsoft Windows’u yayınladı. Windows görünüm olarak Apple’ın Macintosh’u için yazdıkları yazılıma benziyordu. Bu yazılımın tüm haklarına sahiptiler. Apple, Gates’in yazılım lisansını alma önerisini kabul etmemiş ve bilgisayar satışı üzerine yoğunlaşmayı tercih etmişti. Gates bir kez daha durumu lehine çevirerek Macintosh’a benzer bir yazılım geliştirmişti. Apple dava açmakla tehdit edince Microsoft misilleme yaparak Macintosh yazılımlarının nakliyesini geciktireceğini söyledi. Sonunda Microsoft galip geldi. Zaten iki yazılım birbirine benzese de fonksiyonel açıdan tamamen farklıydı.

Mart 1986’da Bill Gates, Microsoft’u halka arz etti. Hisse fiyatı 21 dolardı. Gates şirketin % 45’ini elinde bulunduruyordu ve elinde 24,7 milyon dolarlık hisse senedi vardı. Zamanla şirketin hisse değerleri arttı ve piyasalara daha fazla hisse sunuldu. 1987 yılında, hisseleri 90,75’e yükseldiğinde Bill Gates katrilyoner oldu. O zamandan beri, dünyanın en zengin adamlarından biri olma sıfatını koruyor. Forbes’un hazırladığı, Amerika’nın en zengin 400 adamı listesine her yıl girmekte.1999 yılına gelindiğinde, hisse fiyatları hala yukarıdaydı ve şirketin halka arzının ardından, tam sekiz kez daha piyasalara hisse senedi sürülmüştü. Bu dönemde Gates’in toplam serveti 101 milyar dolara ulaşmıştı.

Bill Gates yine de şirketinin durumundan emin olamıyordu. Sürekli rekabetçi tavrını sürdürüyor ve ateşli bir şekilde yenilik peşinde koşuyordu. Gates şirketinde çalışan herkesin de aynı tavrı sergilemesini istiyordu. Bir gün Gates’in asistanı işe geldiğinde masanın altında uyuyan birini gördüve güvenliği aradı. Ancak bu kişi tüm gece boyunca çalışıp uyuya kalmış Bill Gates’ten başkası değildi.

Gates üstün zekâsıyla, yazılım sektörüne geniş bir açıdan bakmaktadır. Ayrıca, ürün geliştirme ve kurumsal strateji alanlarında da çok iyidir. Kurumsal bir atılım yapacakları zaman, tüm olasılıkları gözden geçirir ve hepsiyle ilgili bir ön çalışma yapar. Yaratım sürecinde aksaklık yaşanmaması amacıyla çalışanlarını yeni şeyler düşünemeye zorlayan, çatışmacı bir yönetim tarzı vardır. Gates’in işine duyduğu tutku, şirket çalışanlarına eziyet şeklinde yansıyordu. Etrafındaki insanları sürekli kontrol ederek fikirleri konusunda emin olup olmadıklarına bakıyordu.

Bill Gates rakipleri arasında acımasızlığıyla ünlü biri. IBM’in önderliğinde birkaç teknoloji şirketi, MS-DOS’un yerini almak üzere, OS/2 adını verdikleri kendilerine ait bir işletim sistemi geliştirdiler. Bu durum Gates’e sıkıntı vermedi. Onun yerine yaptığı yenilik ve gelişmelerle, Windows’u yaratarak atağa geçti. 1989 yılında, Microsoft Office’i geliştirdi. Buna göre Microsoft Word ve Excel bir arada olacaktı. Bu yazılım tüm Microsoft ürünleriyle uyumluydu fakat Microsoft ürünleri OS/2 işletim sistemi ile uyumlu değildi. Microsoft’un yeni versiyonu iki hafta içinde 100 bin adet satmıştı ve kısa süre sonra OS/2 piyasalardan silindi. Bu sayede Microsoft, yazılım piyasasında tekel oluşturdu. Kısa süre sonra Federal Ticaret Komisyonu, Microsoft’u haksız rekabetten inceleme altına aldı.

90’lı yıllarda Microsoft, Federal Ticaret Komisyonu ve Adalet Bakanlığı tarafından yapılan bir seri incelemeye maruz kaldı. Bu incelemelerden bazıları, Microsoft’un Windows işletim sistemini kullanan bilgisayar üreticileriyle adil olmayan anlaşmalar yapması gerekçesiyleydi. Diğer suçlamalar, Microsoft’un bilgisayar üreticilerine Windows’u satmak için Internet Explorer’ı kullanma zorunluluğu koymasıyla ilgiliydi.

Microsoft yazılım geliştirme sahasında olası bir çöküşün eşiğindeydi. Bu nedenle geçmişte yaptığı savunmaya geri dönerek bu tarz kısıtlamaların yeniliğin önünde engel teşkil ettiğini beyan etti. Sonunda devletle bir anlaşma yaparak olası bir çöküşten kurtuldu. Tüm bunların üzerine Gates, şirketin üzerindeki basıncı hafifletmek amacıyla ilginç yollara başvurdu. Komik reklamlar yaptı ayrıca Star Trek’teki Mr. Spock görünümüne bürünerek halkın önüne çıktı. Federal incelemeler son bulduktan sonra Microsoft yoluna devam etti.

 

Özel Hayatı

1987 yılında Microsoft ürün müdürü olan 23 yaşındaki Melinda French, o zamanlar 32 yaşında olan Bill Gates ’in gönlünü fethetti. Akıllı ve disiplinli olan Melinda, Gates için harika bir kız arkadaş adayıydı. Zamanla ilişkileri ilerledi ve sevgili oldular. 1 Ocak 1994’te Melinda ve Bill, Hawaii’de evlendiler. Bundan yalnızca birkaç ay sonra, Gates’in annesi göğüs kanserine yakalandı ve aynı yılın Haziran ayında vefat etti. Gates yıkılmıştı.

Melinda Gates ve Bill Gates

Bill ve Melinda, 1995 yılında dünyayı gezerek yaşam perspektiflerini yenilediler. 1996 yılında, ilk kızları Jennifer doğdu. Gates ertesi yıl ailesini, Washington gölü kıyısında bulunan 54 milyon dolar değerindeki 55 bin metrekarelik eve taşıdı. Ev aynı zamanda bir iş merkezi vazifesi üstlense de, çift ve üç çocuğu için çok rahat bir ev ortamı oluşturmakta. Oğulları Rory 1999 yılında dünyaya gelirken ikinci kızları Phoebe ise 2002 yılında doğdu.

 

Hayırsever Faaliyetler

Melinda’nın da etkisiyle Gates annesinin üstlendiği role soyunarak hayır işlerine önderlik etmeye başladı. Hayır işlerinde kullanmak üzere servetinden büyükçe bir pay ayırmanın bir yükümlülük olduğunu fark etti. Ödevini mükemmel yapan Gates bu amaçla Amerikan endüstri devriminin devlerinden Andrew Carnegie ve John D. Rockefeller’ın yaptığı hayırsever çalışmaları inceledi.

1994 yılında Gates ve eşi William H. Gates Vakfını kurdu. Vakıf eğitim, sağlık ve düşük gelirli toplumlara insani yardım gibi konulara ağırlık veriyor. Ardından 2000 yılında çift, Bill & Melinda Gates Vakfını kurdu. Vakfın kuruluşu için 28 milyar dolar topladılar.

2000 yılında CEO’luk görevinden ayrılarak görevini 1980 yılından beri Microsoft’ta çalışmakta olan üniversiteden arkadaşı Steve Ballmer’a devretti. Ardından kendini yazılım oluşturma şefi olarak atadı. Böylelikle işin tutku yönüne odaklanabilecekti. Yönetim kurulu başkanlığı koltuğunu ise korudu.

Sonraki birkaç yıl süresince Bill & Melinda Gates Vakfı’nda yaptığı çalışmalar, zamanının çoğunu aldı. Bu iş yazılım sevdasının önüne geçmişti. 2006 yılında, vakıfta daha fazla zaman geçirebilmek amacıyla Microsoft’ta tam zamanlı olarak çalışmayı bıraktı. Microsoft’ta tam gün çalıştığı son gün 27 Haziran 2008’di.

Dünya tarihinin en zengin ve başarılı adamı olarak aldığı onca övgüye ilaveten, hayırsever faaliyetleriyle sayısız ödüle layık görüldü. Time dergisi, Gates’i 20. yüzyılın en etkileyici insanlarından biri olarak seçti. Dergi aynı zamanda Gates’i, eşini, rock gurubu U2 ve Bono’yu 2005 yılının en önemli kişileri olarak seçti.

Kraliçe II. Elizabeth ve Bill Gates Ailesi

Gates dünya çapında, çok sayıda üniversiteden fahri doktora ünvanı aldı. Ayrıca 2005 yılında, Kraliçe II. Elizabeth tarafından Britanya İmparatorluğu Komutan Şövalyesi ünvanı verildi. 2006’da Gates ve eşi, sağlık ve eğitim alanlarında dünya çapında yaptıkları hayırsever çalışmalar nedeniyle Meksika Hükümeti tarafından Aztek Kartalı nişanı ile onurlandırıldı.

Şubat 2014’te, teknoloji danışmanı olarak yeni bir göreve atanmak üzere Microsoft’un başkanlığından ayrıldığını açıkladı. Bu değişimin ardından CEO’luğa Steve Ballmer’ın yerine 46 yaşındaki Satya Nadella’nın atandığı duyuruldu.

Gates zamanının ve enerjisinin büyük çoğunluğunu Bill & Melinda Gates Vakfı için çalışarak harcıyor. Vakıf, sağlık ve eğitim konularında hem ülkesine hem de tüm dünya ülkelerine hizmet veriyor. Yurt içinde yaptıkları çalışmalardan biri, öğrencilerin üniversiteye hazırlanmalarına yardımcı olmak. 2015 yılında Charter okullarına, ulusal çekirdek eğitim programı uygulanması yararına bir konuşma yaptı.

Gates bu dönemde, çığır açan bir işveren olduğunu da kanıtladı. Vakıf çalışanlarına, doğum ya da evlat edinimi sonrasında bir yıllık ücretli izin vereceğini açıkladı.

2016 yılında, hayırsever çalışmaları sebebiyle Gates ve eşi Melinda’ya Barack Obama tarafından Başkanlık Özgürlük Madalyası verildi.

 

İlginizi çekebilir

Bill Gates Hakkında Bilinmeyen 10 Çılgın Hikaye
Mutlaka Okumanız Gereken Başarı Hikayeleri
Mutlaka Okunması Gerekenler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

En Çok Okunanlar