Dünyanın İlk Süt Tadıcısıyla Tanışın

Dünyanın dört bir yanından en ilginç iş fikirlerini ve para kazandıran tuhaf meslekleri araştırmaya devam ediyoruz. Günde ortalama 3-4 litre süt tüketen Bas de Groot’un hayatı boyunca büyük bir süt tutkunu olduğunu söyleyebiliriz. Fakat Bas, ömründe ilk defa çiğ çiftlik sütünü tattıktan sonra süt tarafından âdeta büyülenmişe döndü. Aldığı güçlü, derin katmanlı tatlarla duygu patlaması yaşayan Bas, Hollanda’nın diğer bölgelerindeki süt tatlarının nasıl olduğunu merak etmeye başladı. Gezegenimizin tek süt tadıcısı olan Bas şimdi dünyayı geziyor, çiğ süt tadıcılığı yapıyor ve insanlara sütün özellikleri ve faydaları hakkında bilgi veriyor.

Bundan sadece bir hafta önce, muhtemelen hepimiz “tadıcılığı” yapılan tek içeceğin şarap olduğunu düşünürdük; ama önce Amerika’nın ilk ve tek su tadıcısı Martin Riese, sonra da bir süt tadıcısı karşımıza çıktı. Dünyada böyle bir unvana sahip olan tek kişi Bas de Groot; üstelik her ne kadar bazı sütleri yalnızca tatlarından ayırt edebilme meziyetine henüz sahip olmasa da, ineklerin beslenme çeşitlerine ve otlandıkları toprağın türüne göre değişiklik gösteren bazı farklılıkları tespit edebiliyor.

Groot, Delicious Magazine’e verdiği röportajda: “Evet, süt aklımı başımdan alıyor, tam bir süt bağımlısıyım. Eskiden günde ortalama dört litre süt içerdim. Kahvaltıda, öğle yemeklerinde, akşam yemeklerinde… Hatta kucağımda patates cipsi ile televizyon karşısında pineklerken bile süt içerdim. Şimdi eskiye göre biraz daha az içiyorum, sadece çiğ veya biyodinamik süt tüketiyorum” diyor ve ekliyor: “Her ineğin sütü kendine has, yani Hollanda’daki her çiftçi diğer çiftçilerden farklı bir süt üretiyor diyebiliriz. Sütün tadını etkileyen unsurlar konuya duyduğum hayranlığı artırıyor.”

Düzenli olarak süt tadımı için buluşmalar organize eden girişimci, katılımcılara market sütü, çiğ veya biyodinamik süt ikram ediyor ve bu sütler arasındaki belirgin farklılıkları anlatıyor. Hep beraber sütü kokluyor, bardakta döndürüyor ve tadıyorlar; ardından sütün özelliklerini tartışıp sütün nereden geldiği ve neden belirli bir tadının olduğu üzerine sohbet ediyorlar. Örneğin, otla beslenen Jersey ve Meuse-Ren ineklerinin sütü yüksek oranda yağ ve protein içerirken tatları da mısırla beslenen Holştayn ve Friz ineklerinin sütünden farklıdır. Bas’a göre ineğin hem cinsi, hem de beslenme alışkanlıkları verdiği sütün tadını büyük ölçüde etkiliyor.

“Otla beslenen ineklerin sütü bariz biçimde farklı, bu sütün biraz daha meyvemsi bir tadı var diyebilirim. Mısır nişastasıysa süte değişik bir tat katıyor, daha yoğun, çoğu zaman biraz daha acı bir tat,” diyor Bas. “Bahsettiğim ikinci tat marketlerden aldığımız sütün tadına daha yakın.”

Bas de Groot’un market sütünün yavan tadından daha az sevdiği hiçbir şey yok. Sütün homojenize edilmesiyle boyutları küçülen yağ yuvarları sıvıya eşit biçimde dağılıyor ve bu da sütün tadına zarar veriyor. Bas’a göre bu süreç sütün tadını “yağ” gibi yapıyor, teknik açıdan ortada bir sorun olmasa da homojenize edilmemiş çiğ ya da biyodinamik süt tıpkı kahve ve şaraptaki gibi farklı katmanları tadabildiğiniz için market sütünden daha iyi.

“Süt artık dökme ürün haline geldi, önce kamyonlara yükleniyor; oradan da fabrikalara dağıtılarak yağsız, az yağlı veya tam yağlı olarak işleniyor. Sütte bulunan bazı maddeler ilaç üretimi için eczacılık firmalarına satılıyor, yani aldığınız süt sadece yağsız süt değil, toptan yeni, bambaşka bir süt.”

Aşağıdaki videoyı izleyerek bu ilginç meslek hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilirsiniz:

Bas’ın sevmediği bir diğer süreç ise pastörizasyon süreci. Ona göre bir zamanlar makul olan pastörizasyon sürecine günümüzde ihtiyaç yok. İnsanların bir zamanlar sütten tüberküloz kapma ihtimali gerçekten de vardı, fakat bu durum artık geçerli değil, üstelik zararlı bakterileri tespit etmek için artık birçok farklı yönteme sahibiz. Dünyadaki en ilginç mesleklerinde birine sahip olan Bas, hamile veya temizlik takıntısı olan biri değilseniz çiğ sütün son derece güvenli olduğunu öne sürüyor.

Tutkulu girişimci: “Pastörizasyon ve homojenizasyon sütün tadını olumsuz yönde etkiliyor. Ve böylece süt büyük ölçüde tatsız bir ürüne dönüşüyor.” diyor.

Diğer taraftan, çiğ sütün oldukça farklı, birçok kişinin hayatında hiç denemediği zengin bir tadı bulunuyor. Bir süt tadıcısı olarak Bas de Groot’un hayaliyse insanları eğiterek bunu değiştirmek.

Bas son olarak şöyle söylüyor: “Yapmak istediğim esas şey insanlara sütün zengin çeşitliliğinin hikayesini anlatmak.”

 

İlginizi çekebilir

En İlginç İş Fikirleri
İlginç Para Kazanma Yolları
Berkay BABAOĞLU

Yazar : Berkay BABAOĞLU

Boğaziçi Üniversitesi " Çeviri Bilimi " bölümünden mezun olduktan sonra iş hayatına atıldı. Silverline, Coca Cola gibi birçok firmada üst düzey pozisyonda çalıştı. Şimdi ise Simfer firmasında uluslararası satış müdürü olarak görev yapmakta. Sizler için iş hayatında başarı yakalamakla ilgili rehber niteliğinde yazılar kaleme alıyor.

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir