İşletme Okullarında Öğretilmeyen 5 Ders

Bir işletmeyi yönetmek için onu yönetmeyi bilmekten daha fazlası gerekiyor.

MBA eğitimi almak geleceğiniz için yapacağınız inanılmaz bir yatırıma dönüşebilir. Ancak ironiktir ki bir iş kurmak veya küçük bir işletme açmak istiyorsanız bu eğitim pek de mantıklı gelmeyebilir. Hayır, yanlış anlaşılmasın; işletme eğitiminin önemli olmadığını söylemeye çalışmıyoruz – aslında, bu kritik derecede önem arz eden bir eğitim. Girişimcilerin satış, pazarlama, finansal hizmetler, yasalar ve insan kaynakları eğitiminden öğreneceği çok şey olduğu bir gerçek.

Peki, işletme okulunda öğrendiğiniz ve işletmeniz için faydalı olmayan neler var? Hiç düşündünüz mü? İşletme okulları, profesyonel iş yöneticileri yetiştirmenin bir yolu olarak 20. yüzyılın başlarında oluşturuldu. Bu eğitim modeli bugün de hala geçerliliğini koruyor.

Bu eğitimin bir parçası olarak öğrenciler büyük ölçekli işletmelere veya büyük ölçekli olabilecek girişimlere yönelme konusunda teşvik ediliyor. Sınıflar ve vaka çalışmaları; ister strateji, pazarlama ister finans veya operasyon olsun, daha büyük şirketlere veya karmaşık ortamlara odaklanma eğilimindedir.

Ve tabii ki, pek çok öğrenci 10 binlerce TL’lik bir borçla mezun oluyor ki bu da küçük de olsa bir işletme kurmayı neredeyse imkansız kılıyor. Kariyer seçimlerinize bağlı olarak değişebilse de, bu büyük yatırımın geri dönüşünün akla yatkın olacağı bir gerçek. The Economist’in listesinde yer alan 100 okuldan birinde işletme alanında yüksek lisans yapıp mezun olanlar,  ücretlerinde MBA öncesi rakama göre ortalama yüzde 79 oranında bir artış olduğunu belirtiyor, üstelik bu orana ikramiyeler dahil değil.

Bununla birlikte, küçük işletme sahipleri bu eğitim işine temkinle yaklaşabilirler. Düşünsenize işinizin gerektirdiği, iki yıldan fazla sürecek bir eğitim almaya girişiyorsunuz söz konusu eğitim küçük işletmenizin belirli fırsatları veya zorlukları için yeterli uygunlukta değil! Siz de bu duruma düşmek istemezseniz, iş yeri sahiplerinin öğrenmesi gereken ders niteliğinde öğütlerden oluşan, işletme okullarında alınan eğitimin küçük işletmeleri yönetmede neden tek başına yetersiz kalabileceğini anlatmaya çalıştığımız yazımıza bir göz atın.

İşte sizlere küçük girişimciler için elzem olup okulda öğretilmeyen 5 şey:

 

1- İş-yaşam dengesi denen şeyin bir yanlış anlamadan ibaret olması

İşletme okulları, öğrencilere birbirinden farklı pek çok zorlu iş arasından seçim yapmak ve nihai bir karara varmak konusunda yardımcı olma fikrini destekler. Gerçekte, bir iş-yaşam dengesi yoktur – iş dünyasının temelinde takas usulü hakimdir. Verdiğiniz emek oranında kazanırsınız.

Bunu şu şekilde düşünebilirsiniz: Zaman kıt bir kaynak. Günde sadece 24 saatiniz var, bunun yaklaşık 6-7 saatini uykuda, 2-3 saatini yemek yiyerek veya ev işleri yaparak geçirirseniz, geriye kalan 14 saati nasıl harcayacağınız karşılıklı bir değiş tokuştan ibarettir. Biraz daha mı çalışacaksınız? Bir hobiyle mi ilgilenmek istersiniz? Yoksa bu zamanı arkadaşlarınızla, ailenizle ya da sizin için önem arz eden başkalarıyla mı geçirmeyi tercih edersiniz?

İş-yaşam dengesine ancak ve ancak yaptığınız işi sevdiğinizde ulaşabilirsiniz, çünkü o zaman yaptığınız iş yalnızca bir takas olmanın ötesine geçer. İşletme sahipleri, her daim çalışmanın baskısını üzerlerinde hissederler ve önceliklerini dengelemekten ziyade yaptıkları işin mantık çerçevesinde gerçekleşen bir değiş tokuş olduğunu dürüstlükle kabul ederler.

Mutlaka okuyun: İş ve Özel Hayat Dengesi Nasıl Sağlanır?

 

2- Cesaretli olmanın öz geçmişten anlaşılabilecek bir şey olmaması

MBA yapmanın akıllara durgunluk verecek fırsatlar sunacağı bir gerçektir. Ancak öğrencilik borçları veya büyük şirketlerin öğrencilere sunduğu staj olanakları, küçük işletmeleri çok daha az tercih edilir kılar. Tabii bu durum, küçük işletmelerin büyük işletmelere dönüşemeyeceği anlamına gelmiyor. Heyecan verici büyüklükteki şirketler yalnızca Facebook ve Amazon ile sınırlı değil, inanılmaz başarı hikayelerine sahip pek çok şirket örneği mevcut. MBA mezunları için, kurumsal bir firmada çalışma teklifini geri çevirmek son derece zordur. Zaten küçük girişimciler fırsat maliyetinden asla korkmazlar.

Mutlaka okuyun: Girişimciliğin Olmazsa Olmazı: Cesaret

 

3- Yaptığınız iş kötü sonuçlar doğurduğunda konuyu masaya yatırabilme becerisine sahip olmak

Liderlik gibi, müzakere edebilme becerisi de işletme eğitimlerinin temelini oluşturur. Siz işletmecilere yardımcı olabileceğini düşündüğümüz çok sayıda çerçeve eğitim mevcut. Ancak, bu eğitimlerin kayda değer bir fayda sağlayacağını söylemek zordur –  çünkü müzakere faaliyetinin genellikle eğitim alan kişinin iyi ya da kötü bir durumda olması ile alakası yoktur; kötü not almış bir katılımcı 100.000 TL kaybetmek gibi büyük bir sorunla karşı karşıya değildir sonuç olarak. Sorun çıkaran mevzuyu masaya yatırabilmeyi asıl zorlaştıran gerçek durumlardır ve küçük işletmeler kendilerini sıklıkla şirketin geleceğinin ellerinde olduğu kararlar almaları gereken durumlarda bulurlar.

Mutlaka okuyun: Girişimciler Ne Zaman Vazgeçmeli ya da Mücadeleye Devam Etmeli?

 

4- Esnek olabilmek

İşletme okulunda başarısızlık teşvik edilmez; hatta başarısızlığı en aza indirmenin yolu aranır. Başarısız olma fikri motive olmuş, yüksek başarılar kazanmış öğrenciler söz konusu olduğunda daha da zordur.

İşiniz için daha fazla finansmana ihtiyaç duyduğunuzda, en az 50 kez sizi reddetmiş olan sermaye sahiplerinize adeta kur yapıp bir “evet”i kapmadan önce belki de 100 kereden fazla reddedildiğiniz olmuştur. Çoğu zaman, doğrudan bir “Hayır” alırsınız,  hatta bazen daha da direkt bir cevap gelir: “Hayır, bu korkunç bir fikir.” Güler yüzle karşılanırsınız, ama hiç kimse e-postalarınıza yanıt vermez – ki bu bazı yönlerden daha da kötü hissettirir.

Belli bir noktaya gelince de lafı dolandırmadan söylenen “hayır”ları anlayışla karşılamaya başlıyorsunuz. Unutmayın: reddetmeyle başa çıkmak zor, ama bunu bir kere kabul ettiğinizde, “hayır” ın arkasında ne olduğunu düşünmeye başlayabilirsiniz. Aldığınız eğitimin yanı sıra küçük bir işletmeyi yönetmek, sizlere bir evet almadan önce, başarısızlık ve reddetme konularına ilişkin sayısız fırsat sunacaktır.

Mutlaka okuyun: Reddedilmekle Nasıl Başa Çıkılır: “Hayır”ı “Evet”e Çevirmenin 5 Yolu

 

5- Teoriden pratiğe geçişte zorlanmak

İşletme okulu, işletme sahibi olarak bilmeniz gereken binlerce taktiksel şeyi size öğretmez. Bir finansal beyanı nasıl yorumlayacağınızı size öğretir, ancak defter tutma becerilerine sahip olmazsınız. Endüstrilerdeki çeşitli iş türleri için farklı pazarlama stratejileri öğretir, ancak gerçek bir iç satış konuşması yapmayı öğretmez. Size şirket teşkilat sistemi hakkında bilgi verir, ancak bir işletme sahibinin günün birinde mutlaka yapmak zorunda kalacağı, bir çalışanı nasıl işe alacağınız veya onu nasıl işten çıkaracağınıza ilişkin bilgileri öğretecek zorunlu bir ders yoktur. Ki bu durumun ne denli zor ve kritik öneme sahip bir görev olduğu son derece açıktır.

 

İlginizi çekebilir

İş Hayatında Zor Yoldan Öğrenmek İstemeyeceğiniz Dersler
İş Hayatındaki Zorluklara Karşı Daha Dirençli Olmanın 4 Yolu

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir