Berkshire Hathaway şirketinin CEO’su Warren Buffett, yatırım ve yenilik söz konusu olduğunda nadiren yanılgıya düşen bir isimdir. Omaha Kahini olarak anılan Buffett, yaptığı isabetli tahminler sayesinde bilgeliği endüstrileri, nesilleri ve kültürleri aşan bir iş adamı olmuştur.
Üstelik bu bilgelik sayesinde aynı anda hem sağduyunun sesi olup hem de nokta atışı tespitler yapabilmeyi başarmıştır. Hani şu hayran kaldığınız, “Bir dakika, bunu ben de düşünmüştüm” dediğiniz cinsten tespitlerden.
Bu tespitlerin belki de en çarpıcı örneği Buffett’ın genç bir girişimciyle olan sohbeti esnasında gerçekleşmişti. Buffett, gençlere başarı konusunda ne gibi tavsiyelerde bulunacağı sorusu üzerine şu cümleyi kurmuştu:
“ Benim yaşıma geldiyseniz ve kimse size karşı iyi duygular beslemiyorsa banka hesabınızın büyüklüğü bir anlam ifade etmez, hayatınız tam bir felakettir.”
İşte bu cümle Buffett’ın başarı tanımıydı.Ona göre başarı servet, güç, ün ya da ölmeden önce sahip olduğunuz pahalı eşyalar ile değil “sevgi” ile kazanılan bir şeydi. Bu nedenle genç girişimcilere tek nasihati başarının ölçütünün para değil, sevgi olduğu gerçeğini fark etmeleri yönünde olacaktı.
Buffett’in Tek Kelimelik Başarı Ölçütü: Sevgi
Buffett’ın başarıyı tanımlarken kurduğu bu çarpıcı cümlenin devamına da bir bakalım.
“Benim yaşıma geldiğiniz vakit, hayattaki başarınızı yürekten sevdiğiniz insanların kaçı tarafından aynı içtenlikle sevildiğiniz gerçeği ile ölçersiniz. Para içinde yüzen birçok insan tanıyorum. Bu insanlar şeref konuğu oldukları yemeklere katılıyor, kendilerini onurlandırmak adına isimlerinin hastanelere verildiğine şahit oluyorlar. Ama gerçek şu ki, dünya üzerindeki hiç kimse onları sevmiyor.
Hayatınızı nasıl yaşadığınıza ilişkin nihai sınavınız tam da budur. Çünkü sevgiyle ilgili temel sorun, sevginin parayla satın alınamamasıdır. Cinselliği satın alabilirsiniz. Onur yemeklerini satın alabilirsiniz. Ama sevgi kazanmanın tek yolu sevilebilir biri olmaktır. Paranız çok olduğunda ise sevilebilir olmak bir hayli zorlaşır. Çünkü her konuda olduğu gibi sevgi konusunda da paranın her kapıyı açacağını düşünürsünüz. Ancak, işler hiç de sandığınız gibi gitmez. Ne kadar çok sevgi gösterirseniz, sevginizin karşılığını alma ihtimaliniz o denli artar.”
Öyleyse şu konuda anlaşalım: İyi yaşamış bir hayattan çıkaracağınız dersin yani “nihai sınavınızın” para ile uzaktan yakından alakası yoktur. Başarı için tek ölçüt insan duygularının en güçlüsü olan sevgidir.
Dünyanın en zenginleri listesinin üçüncü sırasında yer alan ve 90 yaşına yaklaşan Buffett, hayırseverlik işlerine olan adanmışlığı ile de savunduğu başarı ölçütünü kendi hayatına başarıyla yansıtabildiğini gösteriyor. O, servetinin büyük bir kısmını hayırseverlik faaliyetlerine harcıyor.
Peki, büyük fikirlere sahip ancak düzenli bir iş hayatı tutturmak zorunda kalan insanlar, liderler, yöneticiler veya girişimciler, Buffett’ın “Ne kadar çok seversen, o kadar sevilirsin” ilkesini nasıl hayata geçirebilirler? Başka bir deyişle, başkaları tarafından çok sevilmek için ne yapmalısınız? Nasıl davranmalısınız ki, onlar da her düştüğünüzde sizi kaldırsın, size övgüyle, gururla ve hayranlıkla baksın, dahası tüm dünyaya nasıl güzel sevdiğinizi anlatsın!
Yeterince cesursanız başarının tek ölçütü olan sevgi için bir an evvel harekete geçin.
Henüz cesaretini toplayamayanlarınız içinse Buffett’ın tavsiyelerinden yola çıkarak sevgiyi hem iş hem de özel hayatınızın merkezine almanıza yardımcı olacak bir dizi ipucu paylaşacağız.
Hemen başlayalım.
1- Bencil tavırlar sergilemekten kaçının.
Sevgi karşılıklıdır, ancak yeşerebilmesi için birileri ilk adımı atmak zorundadır. Peki, bu kişi neden siz olmayasınız? Birini sevmeye ilişkin kararınız – bu sevginin yansıması bir meslektaşını cesaretlendirmek, liderliğiniz altındaki bir çalışanın kendisini geliştirmesine yardımcı olmak ya da ekip arkadaşlarınızdan birinin işteki pozisyonuna derin bir anlam ve amaç yüklemek olabilir- saygı, hayranlık, güven, sadakat, bağlılık ve bir miktar çabayı da beraberinde getirecektir. Ve tüm bunlar karşılık beklemeksizin yapıldığında anlamlı olur.
Mutlaka okuyun: İnsanlara Kendini Sevdirmenin Yolları
2- Şirket kültürü oluşturun.
Buffett, “Yaşadığım her anı seviyorum. Kendimi meşgul ediyorum, üstelik bunu sevdiğim insanlarla çalışarak yapıyorum. Dünya üzerinde Berkshire’ı yönetmekten daha eğlenceli başka bir işin olmadığını düşünüyorum ve bu gerçek, kendimi şanslı hissetmemi sağlıyor.” diyor.
Maalesef iş dünyası insanı yoran, politik ve zehirli kişilerle dolu olabiliyor, ancak dünyanın en iyi, en çalışabilir şirketlerini (hatta belki sizin şirketiniz de) insanların işe gelmeyi iple çektiği işletmeler oluşturuyor. Böylesi işletmeler sevgi ve saygıya odaklandıklarından şirket çalışanları kendilerine has bir şirket kültürü benimseyebiliyor -ki bu şirketlerin geleceği açısından son derece pozitif ve motive edici.
Anlayacağınız, işin sırrı “şirket kültürü” oluşturmakta. Çünkü psikolojik olarak güvenli bir ortamda aynı değerleri, inançları ve normları paylaştığınızda, ekibinizin her bir üyesi cezalandırılma korkusu içinde olmadan sevgi gösterip sevgi kazanmak için uğraşıyor. Bu, benzer düşüncedeki insanları da şirketiniz bünyesine çekeceğinden nihayetinde verimli çalışanlarla dolu bir şirkete sahip olabiliyorsunuz.
Mutlaka okuyun: Başarılı Bir Şirket Kültürü Oluşturmak
3- “Platin Kural”a odaklanın.
Hepimiz evrensel “Altın Kural” tabirine aşinayız: “Sana nasıl davranılsın istiyorsan, başkalarına da öyle davran”. Başkaları ile olan ilişkimizin altın kuralı bu cümledir, öyle değil mi?
Ancak Platin Kural, bu görüşe yeni bir soluk kazandırıyor: “Başkaları kendilerine nasıl davranılmasını istiyorlarsa öyle davran.”
Altın Kural, ne denli harika olsa da büyük kısıtlamaları beraberinde getiriyor, çünkü her insan ya da deneyimlenen her olay birbirinden farklıdır. Ancak, Platin Kuralı uygularsanız karşınızdaki kişinin yapmak istediği şeyi gerçekleştirdiğinizden emin olur, çok daha etkili sonuçlarla karşılaşırsınız.
Hatırlatmamıza gerek bile yok. Tüm bunları gerçekleştirebilmeniz için duygusal zeka kapasitenizin ve empati becerinizin yüksek olması gerekiyor. Bu sayede yaşananları göz ardı etmez, liderlikte sevginin gücünü açığa çıkaracak olan yegane şeye, empatiye sarılır, olayları kendi perspektifinizden değil, başkalarının gözünden görebilirsiniz.
Mutlaka okuyun: Duygusal Zekanızı Geliştirmenin Yolları
4- Sevdiğiniz işi yapın.
İş dünyasının en başarılı kişileri sevdikleri işi yapanlar arasından çıkarlar.
Kendi işinizi düşünün. Mesai saatleri içinde işinizi ne denli sevdiğinizi- ya da işinizden nasıl da nefret ettiğinizi- düşündüğünüz oluyor mu? Çoğumuz yaptığı işi sevmeyip gerçekten sevdiği başka bir iş ile uğraşmayı dilediği halde hayatımızı kolaylaştıran kimi ayrıntılar nedeniyle şartlarımızı olduğu gibi kabullenir, çalışmaya devam ederiz.-maaş, sağlık sigortaları, iş güvenliği vb. unsurlar bizi böylesi bir tavır almaya iter.
Ancak, sevdiğimiz işi yapmanın bireysel mutluluğumuza olan katkısı yadsınamaz. Daha da önemlisi, neyi sevdiğimizi bilmek hayattaki en önemli önceliğimiz olmalıdır.
Peki, ya siz? Ne sevdiğinizi, ne yapmak istediğinizi biliyor musunuz?
Cevabınız olumsuzsa daha fazla geç kalmadan sevdiğiniz işin ne olduğunu bulmaya çalışmakla işe başlamalısınız. Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.
Mutlaka okuyun: Gerçekte Ne İş Yapmak İstediğinizi Anlamanıza Yardımcı Olacak 7 Öneri
Bonus: