Warren Buffett’ın Yatırım Stratejisi

Tanımayanlar için Warren Buffett’ı dünyanın en zengin insanlarından biri olarak anlatabiliriz. 2020 yılı Ekim ayı itibari ile net serveti 80 milyar Dolar olarak listelenmiş olan Buffett, iş insanı ve yardımsever olarak tanınır. Fakat bundan önce, Buffet dünyanın en başarılı yatırımcıları arasında gösterilmektedir. Bu nedenle de Buffett’ın yatırım stratejisi efsanevi bir hal almıştır. Oluşan efsane nedeni ile de, Buffett’ın yatırım stratejileri dünya genelinde takip edilmektedir. Peki Warren Buffett’ın başarısının sırrı nedir? Bu yazıda Buffett’ın stratejisi ve yaptığı yatırımlar ile servetini nasıl elde ettiğini anlatacağız.

  • Buffett, gerçek değerlerine göre fiyatların düşük olduğu Benjamin Graham’ın değer yatırımı okulunu takip ediyor.
  • Buffett, arz ve talep inceliklerini takip etmek yerine, firmalara bir bütün olarak bakıyor.
  • Buffett’ın dikkat ettiği noktalar arasında şirket performansı, şirketin borcu ve kâr marjı bulunuyor.
  • Buffett gibi yatırımcıların dikkat ettiği diğer kriterler arasında firmaların halka açık olup olmaması ve ne kadar ucuz oldukları gibi noktalar da bulunuyor.

 

Warren Buffett: Kısa Geçmişi

Warren Buffet 1930 yılında Omaha’da dünyaya geldi. Genç yaşlarda iş dünyasına ilgi duymaya başlayan Buffett, bu yıllarda borsa dahil olmak üzere yatırımlarına başladı. Buffet Pennsylvania Üniversitesi’nde başladığı eğitimini Nebraska Üniversitesi İşletme Bölümü diploması ile tamamladı. Sonrasında ise Buffett, Columbia İş Okulu’nda yüksek lisans derecesi aldı.

1950’li yılların başında yatırım danışmanı olarak kariyerine başlayan Warren Buffett, 1956 yılında kendi firmasını kurdu. 1965 yılında, yani 10 seneden az bir süre sonra, Berkshire Hathaway’in tek sahibi olmayı başardı. 2006 yılında tüm servetini hayır işlerine adayacağını açıklayan Buffett, Bill Gates ile birlikte 2010 yılında başlattıkları kampanyada, kendileri gibi varlıklı insanların da hayır işlerine yönelmesi için çaba harcadı.

2012 yılında prostat kanserine yakalanan Buffett’ın tedavisi başarı ile sonuçlandı. Sonrasında Jeff Bezos ve Jamie Dimon ile birlikte çalışan sağlığına odaklanan yeni bi sağlık firması kurdular ve firmanın başına Brigham & Women’da doktor olan Atul Gawande’yi getirdiler.

 

 

Warren Buffett’ın Yatırım Felsefesi

Değer yatırımcıları gerçek değerinin altında olan fırsatları takip eder. Gerçek değeri ölçmek için genel geçer bir yöntem olmasa da, genel olarak temel değerleri baz alarak bir tahmin yürütülür. Yatırımcılar piyasa değerinin altında olan ya da değerli olsa da diğer alıcılar tarafından henüz fark edilmemiş fırsatları araştırırlar.

Buffett ise bu tür değer yatırımı yaklaşımını farklı bir seviyeye taşıdı. Birçok yatırımcı efektif piyasa hipotezini savunmaz. Bu teori, piyasaların her zaman adil bir fiyatlandırma yaptığını söyler ve bu da fiyatının altında alım yapmayı ya da yüksek fiyata satmayı olasılıksız kılar. Bu yatırımcılar eninde sonunda fiyatların yükseleceğine inanır.

Buffett gibi yatırımcılar, piyasaların zamanı geldiğinde değerinin altında olan hisse senetlerine değer katacağına ve yükselteceğine inanır.

Öte yandan Buffett, hisse senetleri konusunda arz ve talep ilişkisini kabul etmez. Aslında Buffett borsadaki hareketler üzerinde de fazla durmaz. Bu durum Benjamin Graham’in tekrar yorumladığı sözü ile de anlaşılabilir:

“Kısa vadede piyasalar oylama makinesi iken, uzun vadede ağırlık önemlidir.”

Buffett her bir firmaya bütün olarak bakar ve o firmanın potansiyeline göre karar alır. Uzun vadede bu hisseler sahip olan Buffett, maddi kazançtan ziyade, kaliteli ve getirisi olan firmada ortak olmayı amaçlar. Buffett bir firmaya yatırım yaptığında, onun piyasada değer kazanması ile ilgilenmez, sadece o firmanın işini ne kadar iyi yapacağına ve kazanç sağlayacağına odaklanır.

 

Buffett’ın Yatırım  Stratejisi ve Metodolojisi

Warren Buffett düşük fiyat araştırması yaparken borsa seviyesi ve değeri ile ilişkili değerlendirmeler yapabileceği sorular sorar. Fakat bunların analizleri sırasında değerlendirdiği tek kriterler olmadığını da belirtmek gerekir. Yine de kısaca özetlemek gerektiğinde bu soruları dikkate almak gerekiyor.

 

1- Şirket Performansı

Özsermaye karlılığı, hisse sahibinin yatırımının geri dönüşü anlamına gelir. Bu hangi hissedarın, sahip olduğu hisselerden ne kadar kâr elde edeceğini belirler. Buffett her zaman bu özsermaye karlılığına bakar ve diğer şirketler ile karşılaştırıldığında firmanın ne kadar başarılı olduğunu değerlendirir. Özsermaye karlılığı, kısaltması ile ROE aşağıdaki gibi hesaplanır:

ROE = Yıllık Net Kar / Özsermaye

Özsermaye (Defter Değeri) = Toplam Varlıklar – Toplam Yükümlülükler

Sadece son yılın özsermaye karlılığına bakmak yeterli değildir. Yatırımcının geçmişe dönük bir analiz yapabilmesi için 5 ile 10 yıl kadar geriye giderek bu değere bakması gerekir.

 

2- Şirket Borcu

Borç / Varlık Oranı (debt to equity ratio, D/E), Buffett’ın dikkate aldığı bir diğer kilit göstergedir. Buffett, ödünç alınan paradan ziyade bir miktar yatırımcıdan gelen borçla büyüme ve kazanç elde edilmesini tercih eder. Borç / varlık oranı aşağıdaki gibi hesaplanır:

D/E = Toplam Yükümlülükler / Özsermaye

Bu oran firmanın kaynaklarını finanse etmek için kullandığı borç ile varlığının oranıdır ve oran yükseldikçe varlıklardan ziyade borçlar daha büyük oranda firmayı finanse eder. Varlığa nazaran yüksek borç oranı dalgalı bir kazanca ve yüksek faiz giderine neden olur. Daha sıkı testler yapmak amacı ile yatırımcılar, uzun vadeli borçlara dikkat ederler.

 

3- Kâr Marjı

Bir firmanın kârlılığı sadece iyi bir kâr marjına değil onun düzenli bir şekilde artmasına da bağlıdır. Bu marj net gelirin net satışa bölümü ile hesaplanır. Yeterli bir geriye dönük kâr marjı analizi için, yatırımcıların en az beş yıl geriye gitmeleri gerekmektedir. Yüksek kâr marjı şirketin iyi bir iş çıkardığını gösterirken, yükselen marjlar yönetimin başarılı ve verimli çalıştığını gösterir.

 

4- Firma Halka Arz Edildi Mi?

Warren Buffett genel olarak sadece piyasada 10 yılını devirmiş firmalar ile ilgilenir. Sonuç olarak geçtiğimiz 10 yıl içerisinde doğmuş teknoloji firmaları Buffett’ın radarına girmiyor. Buffett, tam olarak anlamadığı hiçbir işe girmeyeceğini belirtiyor ve günümüz teknoloji şirketlerinin mekanizmasını çözemediğini belirtiyor. Değer yatırımı, zamanla test edilmiş ve değerini henüz bulamamış firmaları takibe alır.

Tarihsel performansın kıymetini küçümsememek gerekir. Bu, firmanın ortaklarına kazandırabileceklerini ya da kazandırmaktan aciz olup olmadığını gösteren önemli bir kriterdir. Öte yandan geçmiş dönem performansının gelecek için kesin bir gösterge olmadığını da göz ardı etmemek gerekir. Yatırımcının görevi geçmişe bakarak firmanın ileride ne kadar başarılı olabileceğini tahmin etmektir. Bu oldukça zor bir görev olsa da, Buffett bu konuda fazlasıyla başarılıdır.

 

5- Rekabet Avantajı

Bu sorunun şirket seçimi için radikal bir soru olduğunu düşünebilirsiniz fakat Buffett bu soruya önem veriyor. Buffett, ürün ya da hizmeti ile rakiplerinden ayrılmakta güçlük çeken firmalardan uzak durma eğilimindedir. Eğer şirket rakipleri arasında kendini gösteremiyorsa, üzerinde durmanın fazlaca anlamı kalmıyor. Taklit edilmesi zor olan özellikler, Buffett’ın deyimi ile “Ekonomik Kale” ya da “Rekabet Avantajı” olarak gösterilebilir. Bu kale ya da avantaj ne kadar büyük ve önemliyse, rakipleri için pazardan pay almak da o kadar zor hale gelir.

Mutlaka okuyun: Ekonomik Hendek Nedir?

 

6- Ucuz Mu?

İşin püf noktası burada başlıyor. Yukarıdaki 5 kriteri sağlayan şirketlerin bulunması başka bir şey, bulunan firmanın değerinin altında fiyata sahip olup olmadığını değerlendirmek bambaşka bir şey. Değer yatırımcılığındaki bu en zor bölüm, Buffett’ın da en güçlü olduğu nokta.

Bu soruya cevap verebilmek adına yatırımcı, firmanın gerçek değerini kazanç, kâr, sahip olduğu değerler gibi kriterleri göz önüne alarak sonuca ulaşmaya çalışır. Firmanın asıl değeri nakite dönüştürüldüğünde elde edilecekten genellikle daha fazla olur ki nakite dönüştürmek, bugün satılsa elde edilecek kazanç anlamına gelir. Zira marka değeri gibi unsurlar bahsi geçen nakite dönüştürülebilir değer içerisine dahil edilmez.

Buffett firmanın gerçek değerini belirledikten sonra bunu, o günün piyasa değeri, güncel değeri ya da fiyatı ile karşılaştırır. Kolay görünen bu süreçte, Buffett eşsiz değerleme becerisi ile sonuca ulaşıyor. Bu yazıda Buffett’ın dikkate aldığı birkaç kriteri anlatmış olsak da, gerçekte nasıl bu denli başarılı olabildiğine dair net bir şey söyleme oldukça zor.

 

Sonuç

Görüldüğü üzere Warren Buffett’ın yatırım tarzı, indirim kovalayan birine benziyor ve pratik bir şekilde kendini gösteriyor. Buffett özel hayatında da bu mantıkla yaşıyor ve küçük bir evde yaşıyor, otomobil koleksiyonu yapmıyor ya da işe limuzin ile gitmiyor. Buffett’ı eleştirseniz de eleştirmeseniz de ya da beğenseniz de beğenmeseniz de, sonuç onun haklılığını ortaya koyuyor.

 

İlginizi çekebilir

Warren Buffett’tan 10 Önemli Yatırım Tavsiyesi

Warren Buffett’tan Acemi Yatırımcılara Tavsiyeler

Refik Lutfi ÖZSÜLLÜ

Yazar : Refik Lutfi ÖZSÜLLÜ

ODTÜ'den mezun olmadan önce yıllarca TRT Haber gibi birçok platformda editörlük yapan teknoloji aşığı biri. İnovasyonları, girişim fikirlerini ve tüm dünyadan yenilikleri sizler için araştırıyor.

Bir yanıt yazın

Avatar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir