1997 yılında Steve Jobs 12 yıllık bir aradan sonra Apple’a geri döndü. Kurucularından olduğu şirket mali anlamda kötüye gidiyordu ve iflas etmek üzereydi. Jobs şirket içinde yaptığı konuşmada, markanın yeniden canlanması için tutkunun oynayabileceği rolü şöyle ifade etti:
“Apple insanlara işlerini halletmeleri için cihaz üretmekten ibaret değildir. Gerçi bunu da çok iyi yapıyoruz, ama Apple bundan daha fazlası. Apple’ın temel felsefesi tutkulu insanların dünyayı daha iyi bir yer yapabilecekleridir.”
İşte bu “tutkusu olan insanlar dünyayı değiştirebilir” ifadesi girişimcilikte başarılı olmanın sırrına işaret ediyor. Yaklaşık 10 yıl sonra, 2005 yılında Stanford Üniversitesi diploma töreninde yaptığı meşhur konuşmada Jobs bu temayı tekrar etti.
Sevdiğiniz şeyi bulmalısınız. Müthiş işler yapmanın tek yolu sevdiğiniz işi yapmaktır. Bunu hala bulamadıysanız aramaya devam edin. Rehavete kapılmayın. Kalple ilgili diğer meselelerde olduğu gibi bulduğunuzda fark edeceksiniz.
Tutku her şeydir. Tutkunuzu takip etmek, bir girişimcinin karşılaşabileceği engelleri aşmasının tek yoludur. Tutku vizyonunuzu sorgulayan ve sürekli olumsuz yanıt veren kişilere karşı dirençli olmayı sağlar. Ayrıca başarılı bir iletişimin de olmazsa olmazıdır. Fikirleriniz hakkında siz tutkulu olmazsanız başkaları da olmayacaktır.
Başarılı girişimciler çok tutkulu insanlardır. Bu tutku illa ürünle ilgili olmak zorunda da değildir. Görevlerine tutkuyla bağlıdırlar. Sundukları ürün ve servislerin insanların dünyasına kattıklarına tutkuyla bağlıdırlar. Dünyayı değiştirmek, kurulu düzeni ve statükoyu bozmak için tutkuludurlar.
Örneğin, Jobs bilgisayar donanımına karşı çok da tutkulu değildi. Onun tutkusu insanların yaratıcılıklarını ortaya koymalarına yardım edebilecek ürünler tasarlamaktı.
Starbucks CEO’su Howard Schultz bir röportajında bir saatten fazla konuşmasına rağmen “kahve” kelimesinini neredeyse hiç kullanmadı. “Kahve üründür, ancak biz kahve işinde değiliz.” dedi.
Schultz sıfırdan bir imparatorluk kurdu, çünkü onun sadece kahve tutkusu yoktu. Aynı zamanda insanlara “iş ve ev arasında üçüncü bir mekan” sunma tutkusu da vardı. Herkes kahve satabilir. Ancak insanlara yeni bir tecrübe sunmak ancak gerçek bir girişimcinin yapabileceği bir iştir.
Sadece zengin olmak için tutkulu olmadığınız bir iş kurmak için acele etmeye gerek yok. Zaten uzun vadede o iş yürümez. O işe ancak tüm kalbinizle kendinizi adamalısınız ki başarılı olabilesiniz. Başarı da zaten her zaman parayı getirir.
Google, AirBnB, Whatsapp ve daha birçok şirkete yatırım desteğinde bulunan Sequoia Capital’den Doug Leone’a bir özel risk sermayesi konferansında şu soru soruldu: “Tüm başarılı girişimcilerin sahip olduğu tek özellik nedir?”
Leone’nın cevabı: “Bu işi para için yapmıyorlar. Yaptıkları işe, misyonlarına tutku duyuyorlar.”
Onların misyonu dünyayı daha yaşanabilecek bir yer olarak gelecek nesillere teslim etmek olabilir. Her halükarda onların misyonu, sundukları ürün ve servisten daha önemli ve daha derin bir özellik taşıyor.
Başka bir seçeneğiniz olmayacak kadar istemelisiniz yaptığınız işi. Peki siz başka bir seçeneğiniz yokmuşçasına neyi bu kadar çok istiyorsunuz?
Jobs tasarımla aşırı derecede ilgiliydi. Sırf eğlenmek için kaligrafi dersi aldı. ‘Yüreğinizi takip edin ve gelecekte birleşecek olan bağlantılara inanın’ derken söylemek istediği buydu.
“Bu yaklaşım beni hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmadı. Hayatımdaki tüm farklılıklar onun sayesinde.” diyor Jobs.
Siz de tutkunuzun peşinden gidin ve fark yaratın.