Kendi işini kurmak isteyenlere arasında yapılan bir araştırmaya göre 100 kişinin 12’si kafe açmak istiyor. Bu kişilere neden kafe açmak istediklerini sorduğumda genel olarak şunu söylüyorlar: “Bence çok hoş olabilir.” Benim cevabım da şöyle oluyor: “Çalışanlarınızın maaşlarını ödeyebilmek için her hafta 80-90 saat çalışmak ve birikimlerinizi bu işe yatırmak elbette çok hoş olabilir.”
Kahve dükkanı ya da kafe açmak arzusundaysanız şu sorulara dikkat etmelisiniz: Sağlam bir iş planınız var mı? Kurulum için yaklaşık 400.000 liraya yakın paranız var mı? Beklenmedik harcamalar için banka hesabınızda fazladan bir 100.000 liranız var mı? Bu sorulara “evet” yanıtını verebiliyorsanız aşağıdaki tavsiyeleri okumaya başlayabilirsiniz.
1. Kendi mekanınızı inşa etmek mi istiyorsunuz?
Satın almadan veya kiralamadan önce kafe açmak istediğiniz mekanları iyice incelediniz mi? Kira sözleşmesi yapmadan önce mekanın otoparkına gidin. Bir saatte kaç tane araç ve insan geçtiğini sayın. Günün farklı saatlerinde ve haftanın farklı günlerinde bunu tekrarlayın. Müstakbel müşterilerinizi önceden görün. Civardaki insanlar işlerine gitmeden önce bir bardak kahve alma alışkanlığına sahipler mi? Mekana yakın bir trafik ışığı ve ya da dur levhası var mı? Gençler sokaklarda vakit geçiriyor mu? Çevrede yeterince araç park edecek yer var mı?
Mekanınızı kurmak istediğiniz bölgede ne tür işyerleri olduğunu araştırın. O civarda kapanan bir kahveci varsa, neden kapandığını öğrenin. Ayrıca sizin için mümkün olabilecek en iyi kiralık mekanı araştırın ki müşteri kitleniz belirginleşinceye kadar -belki de aylarca- sıkıntılı zamanlar geçirmeyin.
2. Güvenebileceğiniz insanlar bulun.
Emlak, kira ve ticaret hukuku üzerine tecrübeleri olan bir avukata ihtiyacınız var ilk olarak. Sonra, gelir-gider dengesiyle ve diğer finansal işlemlerle ilgilenecek bir muhasebeci bulun. İyi bir sigorta şirketiyle anlaşın, zira sigorta işinde amiyane tabirle “üçe beşe bakılmaz.” Biri sizi mahkemeye verdiğinde ya da talihsiz bir olay yaşandığında sigortanızın masrafları karşılayabileceğinden emin olmalısınız. Hukuki ve finansal anlamda güvenebileceğiniz insanların varlığı geceleri daha rahat uyumanızı sağlar. Fark ettiyseniz “huzurlu” demedim. Çünkü mutlu uyumak ve uyanmak için birkaç yıl sabretmeniz gerekebilir.
3. Kahve gurusu olun.
Kahve, çay ve diğer içecekleri hazırlama konusunda kendinizi eğitin. Sattığınız her şeyi en ince ayrıntısına kadar bilin. Kahveyle ilgili her şeyi öğrenin. Kahve bitkisinin hangi yükseklikte yaşadığından, kahveyi aldığınız çiftliğin ismine, kahve türlerinden kahve bardaklarının nasıl bir seramikten yapıldığına kadar. Bunlarla ilgili kitaplar okuyun, internette araştırma yapın, aklınıza gelebilecek en ince sorulara yanıt arayın. Sattığınız ürünlerin uzmanı olmalısınız. Bilginizi ve tutkunuzu çalışanlarınızla paylaşın. Yaptığınız işe karşı tutkulu değilseniz, çalışanlarınız da tutkulu olmayacaktır yaptıkları işe.
4. Fiyatları, bazı faktörleri gözeterek belirleyin.
Fiyatlandırma karışık bir iştir, ancak atom fiziği kadar karışık değildir nihayetinde. Ölçü ve miktar üzerine düşünün. Günü ekside kapatmamak için bir günde kaç adet latte, kahve, espresso, çay satmalısınız? Bir ürünü yenileme maliyeti ne olmalı? Kahveyi siz kendiniz mi getirtiyorsunuz, yoksa bu işi bir aracı mı hallediyor? Şu kural her zaman işler: Herkes fiyatlardan şikayet ediyorsa, ürünleriniz pahalı. Hiç kimse şikayet etmiyorsa ürünleriniz çok ucuz. Birkaç kişi şikayet ediyorsa fiyatlarınız olması gerektiği gibi demektir. Bu kural her zaman için geçerlidir.
Bu işe devam ettiğiniz sürece fiyatlandırma her zaman aklınızda bulunması gereken bir meseledir. Masraflar artıyorsa, kazanç da artmalıdır. Fiyatları çok cüzi miktarlarda yavaşça artırırsanız ne olur? Bunu birkaç ay deneyin ve müşterilerin fark edip etmediklerini gözlemleyin. Ürün ve servisiniz muntazamsa, müşteriler bu fiyat artışına aldırış etmeyecektir. Sizi seviyorlarsa, kafenizin çalışmaya devam etmesini isteyeceklerdir. Bu kafe aynı zaman da onlara ait. Sizin mutluluğunuz onların mutluluğuna bağlı.
Fiyatlandırma ile ilgili birkaç insanın tartıştığı bir husus daha var: algılanan değer. Kilosu 250 lira Hawaii Kona kahvesinden satıyorsanız, olması gereken fiyat nedir? Bu kahvenin değeriyle ilgili müşterilerinizle ne tür bilgiler paylaşıyorsunuz? Kahvenin yetiştiği çiftliğin fotoğrafları var mı? Organik olarak mı üretiliyor? Kazancın bir bölümü Afrika’daki aç çocuklara mı bağışlanıyor? Müşterilerinizle bu kahve hakkında sosyal medya ya da e-mail üzerinden iletişime geçtiniz mi? Tüm bu sorulara yanıtınız “evet” ise, kahvenizi kilosu 250 liradan satabilirsiniz.
5. Çalışkan ve tutkulu kişilerle birlikte çalışın.
Satış personeli almayın. Gözleri gülen insanları işe alın. Ürününüzü her daim gülümseyerek sunan ve yaptığı işe tutkuyla bağlı kişilerle birlikte çalışın. Bir çalışanı ancak sürekli somurttuğu için işten çıkarırım. İlk kafenizi açtığınızda, çalışanlarınıza örnek olabilecek davranışlar sergileyin. Çalışanlarınızı eğitin, emeklerinin karşılığını hakkıyla verin ve büyük hayalleri olan mutlu insanlarla çalışın.
6. Rakiplerinizi tanıyın.
Herkes kahve satıyor. Sizin kafeniz rakiplerinizden nasıl ayrılacak? Nasıl farklı olmayı başaracaksınız? 100 kilometrekarelik bir alandaki rakiplerinizi araştırın. Yeni kurulan kafelerden haberiniz olsun. Yaptığınız işle ilgili “Bunu bizden başka birileri yapıyor mu?” sorusunu sorun. Cevabınız “Bunu sadece biz yapıyoruz.” ise doğru yoldasınız demektir.
7. Tutkulu ve enerjik olun.
Hepsinden öte, bu işte enerjik ve neşeli olmanız gerekir. Bir yahudi atasözü şöyle der: “Dünyayı bir gülümsenizle değiştirebilirsiniz.” Şayet siz patron olarak işinizi, ürünlerinizi ve müşterilerinizi sevdiğiniz için sürekli gülümsüyorsanız, bu daha çok satış yapacağınız anlamına gelir. İnsanlar, mutlu kişilerden alışveriş yapmak ister.
8. Nihai hedeflerinizin farkında olun.
Son olarak, kurduğunuz işin amacının hayatınızı zenginleştirmek olduğunu unutmayın. Kulağa tuhaf gelebilir, ancak bir yandan işinizi geliştirme planları yaparken bir yandan da bu işten çıkış stratejinizi planlayın. İşinizi seviyorsanız uzun çalışma saatleri sizi rahatsız etmeyebilir. Ancak, üç yıl boyunca günde 16 saat çalışırsanız işinizden nefret etme noktasına gelebilirsiniz. Çıkış planını hazırlamanın en iyi yolu da en iyi insanlarla çalışmak, finansal anlamda en iyi ve en kötü senaryolara hazırlıklı olmak ve günlük işlerin çoğunu görevlendirdiğiniz kişiye devretmektir. Ailenizle ve arkadaşlarınızla daha çok vakit geçirirseniz, işte o zaman kendinizi başarılı bir işadamı olarak görebilirsiniz.
* * *